Uygulamada sıklıkla karşılaşılan ve çözülmesinde kişisel yararın yanında kamu yararının da bulunduğu bir mesele olan kişisel durum sicilindeki hatalı kayıtlarda düzeltme yapılabilmesi için Medeni Kanunumuzun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35. maddesi gereği mahkeme kararı zorunludur. Zira kişisel durum sicilindeki kayıtlar soybağı ve miras hukuku bakımından dayanak teşkil etmekte olup resmi sicil niteliği gereği aksi ispat edilene kadar bu kayıtların doğruluğu karinedir. Bu kayıtların doğru olmadığı ise her türlü delille ispatlanabilir. Mahkeme kararı zorunluluğunun istisnası NHK'nın 35. maddesinin 2. fıkrasındaki haldir. Buna göre olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Aynı kanunun 38. maddesinde maddi hatalara ilişkin şu hükme yer verilmiştir: Bu Kanunun 7'nci maddesinde sayılan aile kütüklerine tescil edilmesi gereken bilgilerden; dayanak belgesinde bulunduğu halde nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen ya da hiç yazılmayan bilgiler veya mükerrer kayıtlar maddî hata kapsamında değerlendirilir. Bu tür maddî hatalar Genel Müdürlükçe ya da nüfus müdürlükleri tarafından düzeltilir veya tamamlanır.

DAVAYI KİM, KİME KARŞI, NEREDE AÇABİLİR?

Konuya ilişkin Nüfus Hizmetleri Kanunu m.36/1-a şöyledir:

Nüfus davaları

MADDE 36- (1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usûllere uyulur:

a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.

Burada Cumhuriyet Savcısı bakımından sorun olmamakla birlikte düzeltmeyi isteyen şahısların kim olabileceğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Her şeyden önce davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunması HMK m.114/1-h gereği dava şartıdır. Yargıtay kararlarında da sıklıkla karşılaşıldığı üzere kişinin miras hakkının zedelenmesi halinde hukuki yararın varlığı kabul edilecektir.

Davanın tarafı olabilecek kişiler şu şekilde sayılabilir:

Davacı: Nüfusa hatalı şekilde kaydedilen çocuk ya da onun mirasçıları, biyolojik anne ve baba, bu kişilerin mirasçıları ile kayden anne ve/veya baba olarak görünen kişiler ya da onların mirasçıları davacı sıfatıyla dava açabilirler.

Davalı: Davalı taraf ise; Nüfus Müdürlüğü ile birlikte nüfus kayıtlarında anne ve/veya baba olarak yer alan kişiler ve onların mirasçıları, biyolojik anne ve/veya baba ile bunların mirasçıları veya nüfusa hatalı olarak kaydedilmiş çocuk ya da onun mirasçıları olabilir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme: NHK m.36 gereği görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise HMK m.382, 384 ve NHK m.36 gereği düzeltmeyi talep edenin yerleşim yeri mahkemesidir. Dava çekişmesiz yargı işi niteliğinde basit yargılama usulüne tabidir.

DAVADA İSPAT VE SÜRE

"Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu. ESAS NO : 2017/(18)8-2154. KARAR NO : 2020/323."

"Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgililerince açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 Sayılı kararı)"

SOYBAĞINA İLİŞKİN DAVALARDAN FARKI

"Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 Sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 Sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur." YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2019/5440 K. 2021/3370 T. 12.4.2021

Stj. Av. Hasan KILIÇ