Marka ile ilgili düzenlemeler Sınai Mülkiyet Kanunu’muzda yer almaktadır. Kanunumuzun 4. Maddesine göre; marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. Markanın amacı mal ve hizmetleri diğer mal ve hizmetlerden ayırt etmektir.

                                                                          

Markanın ülke ve uluslararası alanda bu niteliğe sahip olabilmesi için bir işletmeyi veya ürünlerinin hizmetlerini simgelemesi yada üstün bir niteliğe sahip olduğunun yaygın kabul görmesi gerektiği, tanınmış markanın iki işlevinin olduğu, bunlardan ilkinin her markada olduğu gibi diğer rakip mallardan ve hizmetlerden kendi mal ve hizmetini farklılaştırması, ikincisinin ise, her türlü rekabet kaygısı dışında yüksek bir kaliteyi sağlaması olduğu görüşü ortaya atılmıştır. (Dr.H.Yasaman, Tanınmış Markalar, Halil Arslanlı’nın Anısına Armağan, İst.1978, Sh.691 vd.)

                                                                          

Markaların tescili ve korunması hem sınai mülkiyet kanununda hem de 556 sayılı markaların korunması hakkında kanun hükmünde kararname ile düzenlenmiş olup; ancak tescil edilmiş markaların korumadan yararlanacağı hükme bağlanmıştır.

                                                                          

“…Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Grup Yol” ibaresinin TPE nezdinde 2002/33313 noda davacı markası olarak tescil edildiği, davacı markasının 556 sayılı KHK ve TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümleri uyarınca koruma kapsamında bulunduğu, davalıların davacının rızası ve bilgisi dışında davacıya ait markayı kullandıkları, bu isim altında albüm çıkardıkları, aynı sektörde faaliyet gösteren davalıların davacının markasını bilebilecek durumda oldukları, davalıların eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle 6.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2014/15335, K. 2015/7565)

                                                                          

Ülkemizde marka tescili ile ilgili yetkili kurum Türk Patent Enstitüsü’dür. Marka başvurusu, posta yoluyla yapılabileceği gibi elektronik ortamda e-imza ile de yapılabilmektedir. Tüm işlemler TPE’nin merkezi olan Ankara’da gerçekleştirilir.

Başvurusu eksiksiz yapılmış veya eksiklikleri giderilmiş, mutlak ret nedenleri taşımayan, yayımlanmış, hakkında itiraz yapılmamış veya yapılan itirazların tümü nihai olarak reddedilmiş ve tescil ücretinin ödendiğine ilişkin bilgi de dâhil olmak üzere eksik evrakı, süresi içinde Kuruma sunularak bütün aşamaları tamamlanmış bir başvuru tescil edilerek sicile kaydedilir. Marka sicili aleni olup mevcut sicil üzerinde herkesin inceleme yapma hakkı bulunmaktadır. Talep edilmesi ve ücretinin ödenmesi şartıyla inceleme yapmak isteyen kişiye sicil örneği verilebilir.

                                                                          

“Marka başvurusunda bulunması gereken belgeler;

a) Başvuru sahibinin kimliğine ilişkin bilgileri içeren başvuru formu,

b) Marka örneği,

c) Başvuruya konu mal veya hizmetlerin listesi,

ç) Başvuru ücretinin ödendiğini gösterir bilgi,

d) Başvuru, ortak marka veya garanti markası için yapılmışsa 32 nci madde kapsamında düzenlenmiş teknik şartname,

e) Rüçhan hakkı talebi varsa rüçhan hakkı talep ücretinin ödendiğini gösterir bilgi,

f) Marka örneğinde Latin alfabesi dışında harf veya harfler kullanılmışsa bunların Latin alfabesindeki karşılığı.”

                                                                          

Bir işaretin marka olarak tescil edilebilmesi için öncelikle şekli anlamda marka olmaya elverişli bulunması gerekir. Şekli anlamda elverişliliğin kapsamı MarKHK m. 5 ile belirlenmiş olup, bunların gerçekleşip gerçekleşmediği TPE tarafından yapılacak incelemenin ilk aşamasında resen nazara alınacaktır.” (KARAHAN/SULUK/SARAÇ/NAL, s. 163; ÇAĞLAR Hayrettin, “Marka Hukuk Temal Esaslar”, Adalet Yayınevi, Ankara 2013, s. 47.)

                                                                          

Tescil edilmiş bir marka, başkasına devredilebilir, miras yolu ile intikal edebilir, kullanma hakkı lisans konusu olabilir, rehin edilebilir. Rehin hakkı bakımından Medeni Kanun’un rehin hakkına ilişkin hükümleri uygulanır. Tescilli bir marka üzerindeki sağlar arası işlemler yazılı şekle tabidir. Marka, tescil edildiğini mal veya hizmetlerin tümü veya bir kısmı için devredilebilir.

556 sayılı KHK’nın 40. Maddesine göre; tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler halinde yenilenir. Koruma süresi sona eren marka, sahibinin veya onun yetkili kıldığı vekilin talebi ve yönetmelikte öngörülen yenileme ücretinin ödenmesi koşuluyla yenilenir. Enstitü, tescil süresinin dolmakta olduğunu, sürenin bitiminden önce ve yönetmelikte öngörülen süre içinde, marka hakkı sahibine haber verir. Enstitünün bu bilgiyi vermemiş olması, Enstitüye herhangi bir sorumluluk getirmez.

Yenileme talebinin yapılması ve yenileme ücretinin ödenmesi, koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden önceki altı ay içinde gerçekleştirilir. Bu sürenin kaçırılması durumunda, yenileme talebi, ek bir ücretin ödenmesi koşuluyla, koruma süresinin sona erdiği ayın son gününden itibaren altı aylık süre uzatımı içinde de yapılabilir. Yenileme süresi mevcut tescilin sona erdiği gün başlar. Yenileme sicile kayıt edilir ve yayınlanır. Koruma süresinin bitiminden itibaren altı aylık süre içerisinde yenilenmeyen markalar hükümsüz sayılır.

Av. Mehmet ÇELİK & Av. Selçuk ENER