Prof. Dr. Ersan Şen
Av. Beyza Başer


Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik, 32.12.2013 tarihli 28868 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Değişiklik yapılmasına dair Yönetmeliğin 1. maddesinde, 10.03.2007 tarihli 26458 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 26. maddesine yeni 7. fıkra eklenmiştir. Yönetmeliğin 26. maddesine eklenen fıkraya göre, “Mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dahil olmak üzere, kredi kartları ile gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi dokuz ayı geçemez. Kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek telekomünikasyon ve kuyumla ilgili harcamalar ile yemek, gıda ve akaryakıt alımlarında taksit uygulanamaz”.

Yeni düzenlemeye göre, kredi kartı ile gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımlarında yapılacak taksitlerin süresi en fazla dokuz ay olabilecektir. Bu sınırlama, telekomünikasyon ve kuyumla ilgili harcamalar ile yemek, gıda ve akaryakıt alımları bakımından daha geniş şekilde uygulanmış ve bu alışverişlerde kredi kartına taksit uygulanmayacağı, ödemelerin tek seferde gerçekleştirileceği düzenlenmiştir. Yönetmelikle iki yenilik öngörülmüştür. Birincisi, taksit sayısı azami dokuz ay ile sınırlandırılmış; ikincisi de, bazı mal ve hizmet kalemlerinde taksit yasaklanmıştır.

Kredi kartları ile yapılan alışverişlerde taksitlendirme yasağı kapsamına; telekomünikasyon vasıtasıyla yapılan tüm iletişim araçları, örneğin telefon makinesi, kontör, iletişim kullanım bedeli girmektedir. Bundan başka, değerli metal ve taşlardan yapılan her türlü süs eşyasına ilişkin harcamalar ile her türlü yemek, gıda (yiyecek – içecek) ve akaryakıtın kredi kartı kullanılmak suretiyle alınması halinde, yine taksitlendirme yasağı öngörülmüştür. Böylece Yönetmelik, tüketicileri tasarrufa yöneltmeyi, harcamaları kontrol altına almayı ve borçlanmayı azaltmayı hedeflemiştir. Her ne kadar serbest piyasada bu tür yasakların isabetli olmadığı düşünülse de Devlet, iktisadi istikrarın ve tüketicilerin korunması amacıyla bazı tedbirlere başvurabilir. “Tüketicilerin korunması” başlıklı Anayasa m.172’ye göre; “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder”.

10.03.2007 tarihli 26458 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 3. maddesinde, bu Yönetmeliğin 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na dayanılarak düzenlendiği belirtilmiştir. Bu nedenle, taksitlendirme sürelerine getirilen bu sınırlamanın kimler tarafından bağlayıcı olacağının ve bu yükümlülüğün ihlali halinde hangi yaptırımın uygulanacağının tespiti amacıyla 5464 sayılı Kanun hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir.

5464 sayılı Kanunun “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasında, kartlı sistem kuran, kart çıkaran, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar ile üye işyerleri ve kart hamillerinin bu Kanun hükümlerine tabi olduğu; maddenin ikinci fıkrasında ise, kendi işyerleri ile sınırlı olmak üzere, mal veya hizmetlerin vadeli satışı ile alıcının borç-alacak durumunun izlenmesi amacıyla kart çıkaran veya sistem oluşturan veya herhangi bir kredilendirme işlemi yapılmaksızın veya hesaba bağlı olmaksızın önceden belirlenen bir tutarla sınırlı olmak üzere kart düzenleyen gerçek veya tüzel kişilerin bu Kanun hükümlerine tabi olmadığı düzenlenmiştir.

5464 sayılı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; kartlı sistem kuruluşu, kart çıkaran kuruluş, üye işyeri anlaşması yapan kuruluş ve üye işyeri tanımlarına yer verilmiştir. Bu tanımlara göre kartlı sistem kuruluşu, banka kartı veya kredi kartı sistemi kuran ve bu sisteme göre kart çıkarma veya üye işyeri anlaşması yapma yetkisi verilen kuruluşlardır. Bu kuruluşa kısaca “BKM” olarak adlandırılan Bankalararası Kart Merkezi’ni örnek olarak verebiliriz. BKM, Türk bankalarının ortaklığı ile kurulan, kredi kartı ve banka kartı uygulaması bulunan bankalar arasında uygulanacak prosedürleri geliştiren ve yurtiçi kurallarını oluşturan, bankalar arasındaki takas ve hesaplaşmayı yürüten bir kuruluştur. BKM, faaliyetleri sırasında sadece ödeme sistemleri sunan firmalardan hizmet alabilmektedir. Bu firmalar, bankalar nezdinde de kurulabilmektedir. Master Card ve Visa Card gibi kuruluşlar da bu kapsamda uluslararası kartlı sistem kuruluşları arasındadır.

Kart çıkaran kuruluş, Kanunun 3. maddesinin (g) bendine göre, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlardır. Kart çıkaran kuruluşlar, kişilere belirli limitlerde krediler açarak, kişilerin aldıkları mal ve hizmetlerde nakit kullanılması zorunluluğu ortadan kaldıran kredi kartlarını düzenlemektedir.

Kanunun 3. maddesinin (h) bendinde, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar düzenlenmektedir. Tanıma göre bu kuruluşlar, banka kartı veya kredi kartı kabulünü sağlamak amacıyla işyerleriyle anlaşma yapan bankalar ya da kuruluşlardır. Türkiye’deki bankalar genellikle, hem kredi kartını çıkaran kuruluş ve hem de üye işyeri anlaşması yapan kuruluş olarak faaliyet göstermektedir. Kredi kartını çıkaran ve üye işyeri anlaşmasını yapan banka aynı ise, araya BKM gibi aracı kuruluşlar girmeksizin işlem gerçekleştirilebilmektedir. Bu kuruluşların farklı olması halinde ise, BKM tarafından belirlenen takas oranı uygulanmak suretiyle işlem yapılmaktadır.

Kanunun 3. maddesinin (i) bendine göre, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar ile yaptığı sözleşme çerçevesinde kart hamiline mal ve hizmet satmayı veya nakit temin etmeyi kabul eden gerçek veya tüzel kişi, üye işyeri olarak tanımlanmaktadır. Üye işyeri, kişilerin mal ve hizmet satın alırken kredi kartını kullanarak ödeme yapabildiği tüm gerçek ve sanal işyerleri anlamına gelmektedir.

Yukarıda tanımlarına yer verdiğimiz kuruluşlar, 5464 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, Yönetmelik değişikliği bu kuruluşlar için bağlayıcı olacaktır. Yönetmelik değişikliği ile birlikte üye işyerleri tarafından kredi kartı üzerinden taksitle ödeme ve bankalar tarafından uygulanan taksitlerin süresi dokuz ayı geçemeyecektir. Bu kuruluşlar, kredi kartı ile yapılan ödemelerin telekomünikasyon, kuyum, akaryakıt ve gıda alışverişlerine ilişkin olması halinde hiçbir şekilde taksit uygulaması yapamayacaklardır.

5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 35. maddesinin (h) bendi uyarınca, bu Kanunun ilgili maddelerine göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından bu Kanuna dayanılarak alınan kararlara, çıkarılan yönetmelik ve tebliğler ile yapılan diğer düzenlemelere aykırı hareket edenler hakkında 2014 yılı için 3.515-TL’den 17.594-TL’ye kadar veya aykırılık teşkil eden tutarın yüzde biri oranına kadar idari para cezası uygulanacaktır. 5464 sayılı Kanun hükümlerine tabi kuruluşların, ödemelerde taksit sınırlaması kuralını ihlal etmeleri halinde, haklarında Kanunun 35. maddesinin (h) bendi uygulanacaktır.

Bu hüküm, esas itibariyle “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi” başlıklı Türk Ceza Kanunu m.2’ye aykırı olsa da, Anayasa m.38’in gerekçesinde desteklenen ve “cezada kanunilik” prensibini benimseyip, “suçta kanunilik” prensibi yönünden “açık suç hükmü” usulünü benimseyen anlayışa da uygundur. Tarafımızdan kabul görmese de, bu tür bir yöntemi 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un 3. maddesinde de yer aldığını ifade etmek isteriz. Kanun koyucu bu yöntemde, sadece cezayı kanunda göstermekte, fakat suçun konusunu belirtmekle yetinip, emir ve yasakların yürütme organı veya idare tarafından doldurulmasını öngörmektedir. Aslında bu yöntem, “suçta kanunilik” ilkesini ihlal eder.

Yönetmelik değişikliği incelendiğinde bu sınırlamanın, sadece belli bir ücret karşılığında yapılan taksitlendirmeye ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, bankaların veya taksit uygulayan diğer kuruluşların ücret alınmaksızın taksitlendirme yapması mümkün gözükmektedir. Örneğin, kişinin bir malı kredi kartı ile satın alırken tek seferde ödediği miktar ile aynı malı altı ay taksitle alırken ödediği miktar arasında fark olabilmektedir. Bu fark, Yönetmelik değişikliğinde belirtildiği gibi, belli bir ücret karşılığı taksitlendirme yapıldığı anlamına gelmektedir. Yönetmelik değişikliği ile getirilen yenilik esasen bu şekilde olup, bankaların ve diğer kuruluşların taksitlendirme işleminden ücret almaması halinde, Yönetmelikte öngörülen bu kuralın ihlal edilmiş sayılmayacağı kanaatindeyiz.

5464 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik birlikte değerlendirildiğinde, hediye kartı ile satış yapılması mümkün gözükmektedir. Hediye kartı, mağazalar tarafından kendi işyerleri ile sınırlı alışverişlerin yapılmasında kullanılan ve para karşılığı olan bir ödeme vasıtasıdır. Bu durumda işyeri tarafından, yapılan alışveriş taksit yasağına konu olan mal veya hizmet olsa bile taksit uygulaması mümkün olabilir. Hediye kartı ile yapılan alışverişler, herhangi bir kartın kullanılmadığı, örneğin bono veya borç belgesinin karşılığında yapılan taksitli satışlara benzetilebilir.
 
Yönetmeliğin 26. maddesine eklenen 7. fıkra, üye işyerlerini kapsamamaktadır. Maddenin başlığı ve içeriği, kart çıkaran kuruluşlara yöneliktir. Maddede geçen kart ibaresi ise, kredi kartı ve banka kartıdır.  Bu nedenle, bir ücret karşılığında taksit yaparak hediye kartı satılması ve bu kart kullanılmak suretiyle alışveriş yapılmasının önünde hukuki bir engel bulunmadığı kanaatindeyiz.

5464 sayılı Kanunun “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrası da, bu açıklamaları desteklemektedir. Madde hükmüne göre; “Kendi işyerleri ile sınırlı olmak üzere, mal veya hizmetlerin vadeli satışı ile alıcının borç alacak durumunun izlenmesi amacıyla kart çıkaran veya sistem oluşturan veya herhangi bir kredilendirme işlemi yapılmaksızın veya hesaba bağlı olmaksızın önceden belirlenen bir tutarla sınırlı olmak üzere kart düzenleyen gerçek veya tüzel kişiler bu Kanun hükümlerine tabi değildir”.

Bu düzenlemeden, hediye kartı çıkaran ve satan işyerlerinin, 5464 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik kapsamında değerlendirilmeyeceği anlaşılmaktadır.


(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan Şen tarafından www. hukukihaber. net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)