Türk Hukuk sistemimiz içerisinde, aslında geçmişi eskilere dayanan fakat sönük kalmış uygulanılırlığı son dönemlerde yapılan düzenlemelerle yeniden canlandırılan KONKORDATO sistemi, devlet güvencesi altında Türk iş insanlarının tabiri caizse bir nevi kurtarıcı can simidi durumuna getirilmiştir.

Özellikle 2018 yılında ekonomideki kırılganlık, faiz ve kurdaki dalgalanmalar neticesinde ülkemizde pek çok iş insanı şirketlerinin öz sermayesini ve finansman kaynaklarını bu olumsuz durumdan koruyamaz duruma gelmişlerdir. Piyasadaki ŞÜPHELİ ALACAKLARIN çok olmasına rağmen bu alacakların tahsil kabiliyetinin olmaması, şirketleri bankalarla daha içli dışlı olma yoluna itmiş, kısa ya da uzun vadeli kredilerle finansal döngü sağlanmaya çalışılmıştır.

Bahsini ettiğimiz kötü piyasa şartları özelinde kendisini İnşaat sektöründe göstermektedir. Ülkemiz içerisinde ekonominin başat aktörü konumunda olan İnşaat sektöründe yaşanan durgunluk ve pasifize olma hali, inşaat sektörü ile ilintili olan irili ufaklı bir çok firmayı olumsuz anlamda etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir.

Gayrimenkul satışındaki yaprak kımıldamama durumu, ticari faaliyete konu olmayan duran malvarlıklarının satılamayışı ve bunun sonucu olarak kaynak yaratılamama durumu, bankalardan çekilen yüksek faizli ticari kredilerin ödenmeme riskini beraberinde getirmiş, bu olumsuz durum neticesinde de bankalar tarafından yasal takibatlar boy göstermeye başlamıştır.

Yaşanan bu sıkıntılı süreç, TBMM’yi harekete geçirmiş ve İcra İflas Kanunumuz içerisinde sönük durumda olan, İFLASIN ERTLENMESİ makamının önüne bir türlü geçemeyen “KONKORDATO MAKAMININ” yeniden canlandırılması kararıyla art arda yeni düzenlemeler yapılmış, deyim yerindeyse bu düzenlemeler iş insanlarımızın biraz olsun soluk almasına vesile olmuştur. 

EN BASİT ANLATIMIYLA “KONKORDATO” NEDİR?

Konkordato; borçlarını ödemede acze düşmüş, malvarlığı borçlarını karşılayamayan, kısacası iş insanları arasında  “BORCA BATIK” durumda olan şirketlerin ayakta kalmalarına yardımcı olma, yaşam faaliyetlerine devam etmesini sağlama, ayrıca devlet güvencesi altında yasal takibin psikolojik baskısından iş insanını geçici de olsa uzaklaştırmaktır.

Yani devlet der ki; ülkemizde bir çok iyi niyetli şirketimiz bulunmaktadır. Bu şirketlerimiz senelerce ülke ekonomisini ayakta tutan, katma değer yaratan, KDV’sini zamanında ödeyen, istihdam sağlayan yapılarıyla içinde bulundukları bu durumu hak etmiyorlar. Ben bu şirketlerimi öngörülemez bu küresel piyasa sistemi içerisinde yalnız bırakamam.

Devletin güttüğü bu amaç doğrultusunda, Türk Hukuk sistemi içerisinde atıl vaziyette duran “KONKORDATO SİSTEMİNİ” acilen harekete geçirilmeye başlanmıştır.

İŞ İNSANLARI “KONKORDATO “ İLAN ETMEKTEN ÇEKİNMEMELİ

“KONKORDATO MAKAMI” iş dünyası içinde saygın ve itibarlı iş insanlarımızın psikolojisini maalesef olumsuz anlamda etkilemektedir. Özellikle küçük Anadolu şehirlerinde ticaret ile uğraşan insanlarımız, borca batık durumda olduklarını kendileri kabullenemedikleri gibi etraftaki algının malum şirket İFLAS etmiş havasında oluşundan da rahatsızlık duymaktadırlar.

Aslında yaşanılan bu durum tamamen kanunumuz içerisinde yer alan “ KONKORDATO MAKAMI”’nın ne ifade ettiğinin bilinmediğinden kaynaklanmaktadır.

Ülkemizde ki iş insanların bir çoğu, daha öncesinde böyle bir sistemin varlığından haberdar olmayınca ya da bu tarz bir durumla hiç karşılaşmadıklarından öncesinde bu sisteme şüpheli yaklaşmakta fakat sistemin sağladığı faydaları gördükçe neden daha önce konkordato ilan etmedim diye hayıflanmaktadır.

KONKORDATO İLAN ETMEK İŞ İNSANINA NE SAĞLAR?

*Öncelikle 29 ay maksimum zaman sağlar.

*Tüm borçlarınızın faizleri işlemez.

*Alacaklılar yasal takip yapamazlar.

*Şirketiniz yine sizin kontrolünüzdedir. Atanan komiser size sadece yardımcı olur.

*Alacaklıların psikolojik baskısı ortadan kalkar. Nefes aldığınız hissedersiniz.

*Alacaklılarla siz değil avukatınız ve komiser pazarlığa oturur.

*İpotekli de olsa malvarlıklarınızı bu süreç içerisinde satabilirsiniz.

*Kaynak yaratıp şirket sermayenizi arttırabilir, yarattığınız kaynak sonucu üçüncü şahsa borçlu duruma gelmezsiniz.

KONKORDATO’DA SÜREÇ NASIL İŞLER?

Konkordato ilan etmeye karar verdikten sonra konkordato konusunda uzman bir avukatla görüşmek ilk işiniz olacaktır. Avukat size süreç ile ilgili tüm detayları anlayabileceğiniz bir şekilde size izah etmelidir.

Ardından bağımsız bir denetim firmasıyla görüşmeye başlamak gerekir. Bu firma konkordato dosyası içerisinde sunacağınız dilekçe hariç tüm belgeleri hazırlamayı üstlenecektir. Bu belgelerin içerisinde, şirketinize ait, ön proje, karşılaştırmalı mizan tablosu, ara bilanço, konkordato yönetim kurulu kararı, şirketinizin aktif ve pasif durumu, alacaklılara dair ödeme tablonuz v.s. yer alır.

Ardından avukatınızın bağımsız denetim firması ile istişare ederek hazırlayacağı ayrıntılı bir dilekçe ile şirketinizin bulunduğu yerdeki ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne, yokluğu halinde ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ sıfatıyla ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne davanızı açar.

Önüne konkordato dosyası gelen hakim şekli anlamda dosyayı inceledikten sonra evraklar eksiksiz ise “GEÇİCİ MÜHLET KONKORDATOSU”nu DERHAL vermek zorundadır. Geçici mühlet konkordatosu 3 aylık verilir. Zorunlu hallerde 2 ay uzatılabilir.

Ardından atanan komiserin hazırlayacağı rapor ışığında 12 aylık “KESİN MÜHLET KONKORDATOSU” verilecektir. Zorunlu hallerde 6 ay uzatılabilir.

Nihai olarak KONKORDATO TASDİK edilir. Bu tasdik işlemi de 6 ay uzatılabilir. Toplamda 29 aylık bir süreç borca batık durumda olan şirketin yeniden ayağa kalkmasına imkan sağlamış olur. Bu imkanı iyi değerlendiren iyi niyetli şirketler ayakta kalmaya ve faaliyetlerini sürdürmeye devam eder. Verilen bu imkanı değerlendiremeyen şirketler ise İFLAS eder.

Av.İhsan ÖZTÜRK