Anayasa değişiklik paketine son şekli verilerek TBMM Başakanlığına sunuldu. Meclis Anayasa Komisyonunda gelecek hafta görüşülmeye başlanacak. Böylece Anayasa değişikliği süreci resmen başlamış oldu. Genel olarak olumlu değerlendirdiğimiz paketteki bazı düzenlemeler ve özellikle Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına Yüce Divan`da yargılama yolunu açan değişiklik üzerinde durmak istiyorum. Son dakika golü olarak takdim edilen bu değişiklik gerçekten ne anlam ifade ediyor?

1982 Anayasasının, askeri vesayet rejiminin devamını sağlamaya yönelik mekanizmalarla donatılmış, egemenliğin kullanılmasında yetkili organları öne çıkaran, demokrasiyi ve millet egemenliğini kontrol altında tutumaya matuf düzenlemeler içerdiği biliniyor. Çeyrek asırdır pek çok onarımdan geçmesine rağmen tamirhaneden çıkmayan haki renkli bu araç ile yola devam edilmeye çalışılsa da, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK`nun son dönemde verdiği kararlarla fonksiyon gaspında bulunmaları, Yargıtay tribününden de destek sloganları atılması yeni bir değişikliği zorunlu hale getirdi. Tümden demokratik bir anayasa yapılma ihtiyacı vurgulanmakla birlikte yüksek yargı organları ağırlıklı değişiklik paketinde demokratikleşme yolunda önemli adımlar atıldığını ve bu paketin desteklenmesi gerektiğini ifade etmeliyiz. Eksik gördüğümüz ve düzeltilmesini talep ettiğimiz hususlara gelince;

Yargı birliğini sağlayacak bir düzenleme olmaması ciddi bir eksiklik. Başka hiçbir ülkede benzeri olmayan Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi`nin kaldırılması konusunda geniş bir mutabakat var. Askeri mahkemelerin varlığı konusunda dünyada farklı uygulamaların olduğunu biliyoruz. Evrensel hukuk askeri mahkeme ayrıcalığına son vermeyi gerektiriyor. Bununla birlikte askeri mahkeme  bulunan ülkelerde bu mahkemelerin hakimlerinin  sivillerden oluştuğu, atama, terfi, görevden alma gibi özlük hakları yönünden de sivil kurulların yetkili olduğu biliniyor. Temyiz incelemesi ise sivil yüksek mahkemelerde. Yani yüksek mahkemelerde asker ayrıcalığı zaten yok. Bizde ise tam bir ayrıcalık söz konusu. Hakim sınıfından olsa da rütbe ve hiyerarşi içinde görev yapılıyor. Hakim sınıfından olmayan subay üyelerin varlığı Anayasaya aykırı bulunarak AYM tarafından geçtiğimiz yıl iptal edildi. Ama özel askeri yargı ve askeri yüksek mahkemeler devam ediyor. Reform sürecinde TSK`de, kararları yargı denetimine tabi disiplin kurulları oluşturularak, askeri yargının kaldırılması gerekir. Uzlaşma nedeniyle bu düzenleme yapılamıyorsa, askeri mahkemelerin sivil  hakimlerden oluşması ve temyiz incelemesinin mutlaka aynı Yargıtay ve Danıştay`da yapılması sağlanmalıdır.

HSYK`na TMBMM`nin üye seçmesinden vaz geçilmesi ve  meslekten ihraç kararı dışındaki kararlarına yargı yolunun açılmamasının gerekçelerini anlamak mümkün değil. Bir taraftan devlet memurlarının tüm disiplin cezalarına karşı yargı yolu açılırken, hakim ve savcıların aynı haktan yararlandırılmaması hakkaniyet ve nesafet ilkeleriyle de bağdaşmıyor.

Anayasa Mahkemesi`ne Askeri Yüksek İdare Mahkemesinden (AYİM) bir üye seçilmesinin sebebi de gerekçede nasıl izah edilecek doğrusu merak ediyorum. Hukuk devletlerinde bir benzeri olmayan AYİM`nin yerini sağlamlaştıracak bu düzenleme neden tercih edilir ?  Neden Askeri Yargıtay`dan değil de AYİM`den ?  Türkiye demokratik hukuk devleti ilkelerinde çağı yakalayacak ise, yargı birliğini sağlamak zorunda. Yarının Türkiye`sinde yer almaması gereken kurumlardan AYM`ne üye seçilmesinden vazgeçilmelidir.

KOMUTANLARA YÜCE DİVAN YOLU STATÜKOYU KORUMAYA YARAR

Genelkurmay Başkanı ve kuvvet Komutanlarının görevleriyle ilgili suçlarından dolayı nerede yargılanacaklarına dair, 353 Sayılı Yasada “General ve amirallerin askeri mahkemelere tabi suçlarından dolayı yargılanmaları Genelkurmay Başkanlığı nezdinde kurulan askeri mahkemede yapılır„ düzenlemesi dışında bir hüküm bulunmamaktadır. Askeri mahkemelerde rütbece en üst olan Genelkurmay Başkanının yargılanma imkanı da fiilen mümkün olamamaktadır. Bu nedenle bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Ancak yargılanma yeri Yüce Divan mı olmalıydı ?

Anayasa 148.maddesine göre “Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla„ yargılamaktadır. Ceza yargılamasını, hukukçu olmayan üyeleri de bulunan AYM`nin yapmasının yerinde olmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu`nun bu konuda yargı mercii olması gerektiği tartışılmaktadır. Taslakta AYM`nin üye profilinin değiştiği de düşünüldüğünde, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde sadece Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin yargılanması benimsenmelidir. Yetkisini seçim yoluyla milletten alan yöneticilerle, atanmışların aynı statüde değerlendirilmemesi hakkaniyet ve nesafet ilkelerine de aykırı olmayacaktır.

GK Başkanı ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan`da yargılanmaları ilk planda olumlu bir düzenleme gibi görünse de, askeri vesayetten kurtulma sürecinde statükoyu koruyucu anayasal bir düzenleme yapıldığı gözden kaçmaktadır. Çağdaş demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi Milli Savunma Bakanına bağlı olması gereken Genelkurmay  Başkanını, Cumhurbaşkanı`yla aynı yargılama statüsüne tabi tutmak, demokratikleşme ve sivilleşme ile bağdaşmayan bir düzenlemedir. Kuvvet komutanları için Yüce Divan ayrıcalığı ise daha sakıncalıdır. İçişleri Bakanlığı bağlı kuruluşlarından biri olan Jandarma Genel Komutanı, Bakanla aynı statüye çıkarılırken, Emniyet Genel Müdürü genel hükümlere tabi bırakılarak asker ağırlıklı ve ayrıcalıklı bir düzenleme yapılmış olmuyor mu?


Reşat Petek