Yakın geçmişten itibaren çağımızda devletlerin ekonomiye müdahaleleri ve tek elden ekonominin yürütülmesi önemli oranda azalmış özel sektörün hâkimiyet alanı genişlemiştir. Hatta devlet konusu bir kamu hizmetinin yürütülmesi olan ve nihai olarak kamu yararını gözettiği takdirde özel hukuk kişileriyle sözleşmeler yapabilmektedir.

Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçu, toplumun ekonomik düzeninde yer alan bireylerin ticari ilişkilerini, ticaret hayatının, serbest rekabet koşullarının sağlanması bakımından önleyici işlev görmektedir. Böylece adil rekabet ortamını tehdit edecek nitelikte olan faaliyetler engellenmektedir. Güvenli bir piyasa ortamının yaratılması amacıyla ekonomik istikrarı tehdit eden bu faaliyetlerin önüne geçilmesiyle toplumun refahının, kamu güveninin ve devlet bakımından da kamu maliyesinin korunması hedeflenmektedir.

KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitabında Özel Hükümler başlığı altında bulunan Üçüncü Kısım Dokuzuncu Bölümde Ekonomi, Sanayi Ve Ticarete İlişkin Suçların açıklandığı 238. maddede düzenlenmiştir.  Bu kapsamda korunan hukuki değer, serbest rekabet koşulları çerçevesinde ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesi, ekonomik istikrar ve kamu güvenidir diyebiliriz.

MADDİ UNSURLAR

SUÇUN KONUSU

Suçun konusu, suç işleyen her eylemin bir öznesi vardır ve suçun konusu denildiğinde, genellikle tipik eylemin gerçekleştirildiği kişi veya şey akla gelmektedir. Buna göre, suçun ne olduğunu, hangi eylemin veya davranışın hukuka aykırı kabul edildiğini ve suçun ne tür bir zarara veya tehlikeye yol açtığını ifade etmektedir. Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçunda suçun vuku bulduğu konu madde gerekçesinde de belirtildiği üzere taahhüt olunan işin yapılmamasıdır. Taahhüt edilen iş ise kamunun ihtiyacı niteliğinde olan zorunlu eşya veya besinlere ilişkin bir iş olmalıdır. Eşya, hukuk düzeninde bir şeyin; maddi bir varlığa sahip olması, sınırlarının belirli olması, üzerinde hâkimiyet kurulabilir olması ve kişisel olmaması gerekmektedir. Ayrıca eşyanın ekonomik değere sahip olması gerekmez. Belirtilen dört unsuru taşıyan şey, eşya olarak nitelendirilecek ve suçun konusunu oluşturabilecektir. Ekonomik değere sahip olmayan eşyalar da suçun konusunu oluşturmaya elverişlidir[1]. Bahsi geçen eşyanın taahhüt edilmesi kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu hizmetleri için ya da bir felaketin önlenmesi için elzem olmalıdır. Aynı şekilde su veya diğer temel gıdalara ilişkin bir işin taahhüt edilip yapılmaması da bu kapsamdadır.

FAİL VE MAĞDUR

Suçun faili herhangi bir kişi olamayıp bu suç özgü suç niteliğine haizdir. Fail, kamu kurumu ya da kamu hizmetini yürüten kuruluşa yani idareye zorunlu besin ya da eşyayı tedarik etme taahhüdü altında olan kişidir. Failin, kamu idaresine karşı maddede belirtilen erzak veya eşyayı sağlama hususunda taahhüt altına girmiş bulunması yeterli olup, bu işi meslek edinmesi gerekmez. Demek ki bu suçu yalnızca özgü suç tanımına uygun olan taahhüt altına giren kamu görevine haiz kişi tarafından işlenebileceği anlaşılmaktadır.

Mağdur ise korunan hukuki değerler göz önünde bulundurulduğunda toplumu oluşturan bütün bireylerdir. Taahhüt edilen iş gerçekleştirilmediği için olaydaki eşyalardan ya da erzaktan yararlanamayan kişiler ise suçtan zarar gören konumundadır[2]

FİİL

Taahhüt, sözlükte “bir şey yapmayı üstüne alma, üstenme” şeklinde tanımlanmıştır. Fail idareyle aralarındaki hukuki ilişkiye dayanarak bu sorumluluğu üstlenmektedir. Bu yükümlülük, birçok hukuki kaynaktan doğabilmektedir. Failin idareyle yapmış olduğu idari sözleşmelerden, özel hukuka tabi olan sözleşmelerinden ya da ihale sonucu üstlendiği yükümlülüklerden kaynaklanabilir[3]. Suçun fiil unsuru bakımından failin taahhüt edilen işi yapmaması yeterli olmayıp kanunda ayrıca “zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına neden olması” sonucu da aranmıştır. Bu sebeple neticeli bir suç mahiyetinde olup suçun tamamlanması için belirli bir sonucun ortaya çıkması gerekmektedir.

Ayrıca kamuya gerekli olan şeylerin yokluğuna neden olma suçunun zarar suçu olduğunu eklemekte fayda vardır. Suçun tamamlanması için hukuki manada bir zarar meydana gelmesinin arandığı suçlara zarar suçları, yalnızca zarar oluşma ihtimalinin yeterli olduğu suçlara tehlike suçları denilmektedir[4]. Yani failin ortaya koyduğu eylem sonuçta korunan hukuki değere dokunmalı ve böylece toplum nezdinde bir zarar meydana getirmesi aranmaktadır.

MANEVİ UNSUR

Kamuya gerekli olan şeylerin yokluğuna neden olma suçu bakımından failin genel kastı aranmaktadır. Fail, TCK madde 21/1 anlamında taahhüt edilen işin yerine getirmemesi ve söz konusu eşyanın ya da gıdanın önemli ölçüde azalması yahut ortadan kalkması neticelerinin meydana geleceğini en azından kabullenmesi şarttır. Suça ilişkin olarak kanunda ayrıca taksirle işlenebilme halinde cezalandırılmaya dair özel hüküm olmadığından taksirle işlenebilmesi mümkün değildir.

HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Suçun bir diğer unsuru olarak hukuka aykırılık, gerçekleştirilen fiile hukuk düzeni tarafından cevaz verilmemesi, fiilin tüm hukuk düzeni ile çelişki ve çatışma hâlinde olmasıdır. Yalnızca istisnai hâllerde hukuk düzeni, hukuka uygunluk nedenleri olarak tanımladığımız durumlarda şartların sağlanması halinde fiil artık suç teşkil etmez ve hukuka aykırılığı ortadan kaldırır[5].

Failin kanunda sayılmış olan fiil neticesinde eşyanın ya da gıdanın önemli ölçüde azalması yahut ortadan kalkmasıyla tipiklik gerçekleşmiş olur. Hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenleri tüm suçlarda olduğu gibi kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçunda da uygulanabilir gözükse de pratik olarak hukuka uygunluk nedenlerinin bu suç açısından uygulanması mümkün gözükmemektedir.

Kusurluluk hususuna değinmek gerektiğinde ise kusurluluk, hukuka aykırı olan fiil nedeniyle failin cezalandırılabileceğini yani kınanabilirliği açısından olan yargıyı ifade etmektedir[6]. Failin kusurluluğunu etkileyen bir durumun var olması halinde bu fiilden ne derece sorumlu olduğu hususu gündeme gelecektir. Bu suç bakımından madde gerekçesinde “taahhüdün, failin elinde olmayan mücbir nedenler dolayısıyla yerine getirilmemesi hâlinde fiilin, kusurun ortadan kalkması dolayısıyla, cezalandırılmayacağı açıktır” denilmek suretiyle kusurluluğu ortadan kaldıran hal olarak mücbir sebepleri ele almıştır. Mücbir sebep bir diğer ifadeyle zorlayıcı neden, TCK'nun 25. maddesinde düzenlenmiş olup failin önlem alamayacağı ya da karşı koyamayacağı kendisinin ya da başkasının hakkına yönelen kendisi dışından dıştan meydana gelen olağanüstü haldir[7]. Mücbir sebep hallerine terör eylemleri, doğal afetler, savaşlar veya salgın örnek olarak sayılabilmektedir. Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçu bakımından ise failin taahhüt ettiği işi yerine getirmemesi sayılmış olan mücbir sebep hallerinde ya da diğer hallerde faile suç isnat edilemeyecek ve ceza verilmeyecektir. Örneğin Sağlık Bakanlığı ile X Tıbbi Malzeme AŞ arasındaki sözleşme gereğince tedarik edilmesi gereken tıbbi malzemenin deprem sebebiyle temin edilememesi mücbir sebepten kaynaklandığından kusurluluk ortadan kalkacaktır.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

TEŞEBBÜS

Teşebbüs, başlangıçta var olan bir suç işleme kastıyla birlikte suç tanımındaki fiillerin ya da fiilin icrasına elverişli hareketlerle başlanılması fakat failin elinde olmayan sebeplerle bu fiile ilişkin icra hareketlerinin tamamlanamaması veya tamamlanmasına rağmen neticeli bir suç olduğu hallerde neticeye ulaşılamamasıdır[8]. Neticeli bir suç olan kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçunda teşebbüsün varlığı tartışmalıdır. Şayet fail, taahhüt ettiği işi yerine getirmemekle beraber elinde olmayan nedenlerle şeylerin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalması neticeleri meydana gelmediği takdirde suçun teşebbüs aşamasında kaldığını söylemek mümkündür[9].

İŞTİRAK

Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçu, özgü bir suç olduğundan aynı işi taahhüdünde bulunmuş birden fazla gerçek kişi bu suçu müşterek fail olarak işleyebilecektir. Bu kişiler dışında suça iştirak eden kişiler katkılarına göre yardım eden veya azmettiren olarak şerik sıfatıyla cezai sorumluluğa sahip olacaktır.

İÇTİMA

TCK ‘nun 238. maddesinde içtima kapsamında özel bir hüküm öngörülmemiştir. Bu sebeple, suçların içtimaı konusunda genel hükümler bu suç açısından uygulama alanı bulacaktır. Aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, farklı zamanlarda, idareye karşı işlenen birden fazla kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma sebebiyle zincirleme suç hükümleri uyarınca tek ve daha ağır bir cezaya hükmedilecektir.

YAPTIRIM

TCK m. 238’de düzenlenmiş kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçu için öngörülen ceza, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası olarak belirlenmiştir. Bu suç asliye ceza mahkemesinin görev alanına girmektedir. Zamanaşımı bakımından ise TCK m. 66/1-e uyarınca 5 yılın altında hapis cezasının bulunması 8 yıllık zamanaşımı süresinin olduğunu göstermektedir. Suçun mücbir sebep nedeniyle doğması halinde ise CMK’nun 223/3-b gereğince açılan davada ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.

(Bu köşe yazısı, Avukat Maşallah MARAL tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

KAYNAKÇA

OĞUZMAN M. Kemal vdğr., Eşya Hukuku, Filiz Kitapevi, 15. Bası, İstanbul.

ELİBOL C. Eralp, AKKANAT ÖZTÜRK E. Beyza, “Kamuya Gerekli Şeylerin Yokluğuna Neden Olma Suçu (TCK m. 238)”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, sy.47, Temmuz 2021.

DEMİRBAŞ Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı.

ARTUK Mehmet Emin , GÖKCEN Ahmet, v.dğr., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınları, 13.Baskı.

AKBULUT Berrin, “Kamuya Gerekli Şeylerin Yokluğuna Neden Olma Suçu (TCK M.238)”, Ceza Hukuku Dergisi, C.9 S.25, Ağustos 2014.

ÇAKMUT Özlem, “Türk Ceza Yasası’nda Kamuya Gerekli Şeylerin Yokluğuna Neden Olma Suçu (TCK m.238)”, Ceza Hukuku Dergisi, C.5 S.14, Aralık 2010.

----------------------

[1] OĞUZMAN M. Kemal vdğr., Eşya Hukuku, Filiz Kitapevi, 15. Bası, İstanbul, s.5-10

[2] ELİBOL C. Eralp, AKKANAT ÖZTÜRK E. Beyza, “Kamuya Gerekli Şeylerin Yokluğuna Neden Olma Suçu (TCK m. 238)”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, sy.47, Temmuz 2021, s.325.

[3] ÇAKMUT Özlem, “Türk Ceza Yasası’nda Kamuya Gerekli Şeylerin Yokluğuna Neden Olma Suçu (TCK m.238)”, Ceza Hukuku Dergisi, C.5 S.14, Aralık 2010, s.45

[4] CENTEL Nur, vdğr., Türk Ceza Hukukuna Giriş, Beta Yayınları, 9.Bası, 260-262.

[5] DEMİRBAŞ Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı, s.254.

[6] ARTUK Mehmet Emin , GÖKCEN Ahmet, v.dğr., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınları, 13.Baskı, s.569-570.

[7] Artuk/Gökcen, s.581-586.

[8] Artuk/Gökcen, s.676.

[9] AKBULUT Berrin, “Kamuya Gerekli Şeylerin Yokluğuna Neden Olma Suçu (TCK M.238)”, Ceza Hukuku Dergisi, C.9 S.25, Ağustos 2014, s.22