Türkiye’nin doğal güzellikleri, kampçılık sektörünün büyümesi için önemli bir potansiyel barındırsa da, bu faaliyetlerin hukuki zemin üzerinde şekillenmesi dikkatle yönetilmesi gereken bir süreçtir. Kamp alanlarının ruhsatlandırılması, yalnızca bir ticari girişimden ibaret olmayıp, imar planları, çevresel hassasiyetler ve kamu otoritelerinin karar süreçlerini kapsayan çok boyutlu bir düzenleme gerektirir.

Bu yazı, kampçılık faaliyetlerinin hukuki altyapısını anlamak, karşılaşılan bürokratik zorlukları ele almak ve sektörel gelişim için çözüm önerileri sunmak amacıyla kaleme alınmıştır.

Kamp alanlarının düzenlenmesi ve işletilmesi, Türkiye’de sıkı mevzuatlarla çerçevelenmiş bir süreçtir. Bu yazıda, kamp alanlarının ruhsatlandırılması, imar planlarında verilen izinlerin önemi, belediyelerin karar mekanizmaları ve turizm işletme belgeleri gibi konuları ele alacağız.

"Kamping alanının tanımının ne olduğu, konaklama ünitelerinin nitelikleri ve kampinglerde sunulacak hizmetler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü'nün 24/03/2023 tarihli, E-14399437-622.02-6048897 sayılı görüş yazısında detaylı olarak açıklanmıştır. (https://webdosya.csb.gov.tr/db/yerelyonetimler/icerikler/kamp-ng-20240118152529.pdf)"

Kamp Alanları İçin Ruhsat Alternatifleri

Kamp alanı kurmak isteyenlerin, belediyeden uygun bir ruhsat alması gerekmektedir. Eğer kamping yapılacak arazide hâlihazırda izinli statüde bir yapı varsa (örneğin imar barışı kapsamında olan ya da ruhsat muafiyeti bulunan bir yapı) ve bu yapı işletme olarak faaliyet gösteriyorsa, ruhsattaki faaliyet konusuna bakılır. Ruhsatta belirtilen faaliyet alanı, bungalov tarzı yapılar gibi unsurlara izin verecek şekilde olmalıdır. Ruhsatta yer alan 'Kafeterya ve Kamping' gibi bir ibare en ideal durumdur; çünkü belediyeler bu tür ruhsatlara projelerin onayında daha olumlu yaklaşmaktadır. Sadece 'Kamping' ibaresi de yeterli sayılabilir. Ayrıca, glamping, karavan parkı, günübirlik tesis gibi umuma açık eğlence ve istirahat yerleri olarak ruhsatlandırılmış alanlarda, diğer şartlar sağlandığı takdirde projeler onaylanabilmektedir.

Karavan parkı, kafe, günübirlik tesis veya içkili umuma açık eğlence ve istirahat yeri olarak kullanılan bir alanda bungalov tarzı ek yapılaşma planlanıyorsa, bu yapılaşmayı destekleyen bir hükmün bölgenin imar planında yer alması zorunludur. Kampçılık ruhsatı dışında yapılan tüm faaliyetlerde, imar planına uygunluk ve yapı ruhsatı alınması gereklidir.

Ancak, eğer alan 'Kafeterya ve Kamping' ya da sadece 'Kamping' ruhsatına sahipse, imar planında bungalov yapılar için özel bir hüküm aranmaksızın, kamping niteliğindeki tesislere tanınan haklar çerçevesinde yapılaşma gerçekleştirilebilir. Çünkü kamping ruhsatı, alanın kampçılık faaliyetleri kapsamında değerlendirilmesini sağlar ve bungalov yapılar, kamping faaliyetinin doğal bir uzantısı olarak kabul edilir. Bu durumda, ek bir izin almaya gerek kalmadan inşa edilebilir. Bu, 'kamping ruhsatı'nın sağladığı önemli bir avantajdır.

Yukarıdaki ruhsat türlerinden Kafeterya ve Kamping ruhsatını alanlar, imar planına gerek kalmaksızın bu ruhsatın sağladığı yetki kapsamında, kamping alanında bungalov veya tiny house gibi yapılar yerleştirme hakkına sahip olabilir.

Ruhsatlandırma Süreci ve Belediyelerin Sorumlulukları

Bir vatandaş, beton dökmeden, toprağa zarar vermeden ahşap, römorklu veya tekerlekli yapılar üzerine bir tesis kurmak istediğini belirterek belediyeye başvurduğunda, alacağı cevabı iki kategoride ele alabiliriz:

1- İmar Planında Uygunluk Bulunuyorsa:
Kampçılık faaliyetinin yapılacağı alandaki iş yeri için, yukarıda belirtilen iş yeri türlerinden birinin ruhsatını alanlar, taşınmazın bulunduğu bölgedeki imar planlarında kampçılık faaliyetlerine izin veren düzenlemelerin bulunması halinde, bungalov kamping projelerini sunarak ruhsatlandırma işlemlerini gerçekleştirebilmektedir. Bu süreç, 1/25.000 ölçekli nazım imar planından başlayarak 1/1.000 ölçekli uygulama imar planına kadar uzanan bir imar uygunluğu araştırmasını gerektirir.

İmar planlarında kamp alanları için açıkça belirlenmiş hükümlerin varlığı, ruhsat alım sürecini kolaylaştırmakta ve bu projelerin hayata geçirilmesini mümkün kılmaktadır. İmar planı onaylandıktan sonra, ruhsatlandırma süreci, tesisin türüne ve bulunduğu bölgenin özelliklerine göre değişiklik gösterir. Örneğin, bazı durumlarda 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan izin alınması mümkünken, diğer durumlarda belediyelerden ruhsat alınması yeterli olabilir. Bu süreç, tesisin konumu ve planın niteliğine bağlıdır.

Çevre düzeni planlarında bir alanın "turizm tesisi" olarak gösterilmesi, o bölgede doğrudan toplu turizm konaklama tesislerinin inşa edilebileceği anlamına gelmez. Çevre düzeni planı, bir bölgenin genel kullanım stratejilerini belirleyen önemli bir ilk adım olmasına rağmen, yapılaşmaya doğrudan izin vermez. Bu plan, yalnızca genel bir çerçeve sunar ve bu çerçevenin uygulamaya dönüşmesi için nazım ve uygulama imar planlarının hazırlanması gereklidir.

2- İmar Planında Uygunluk Bulunmuyorsa:
Eğer imar planında bu tür bir faaliyet için uygunluk yoksa, belediye talebi reddedebilir. Bu durumda vatandaşın mücadele süreci şu şekilde gelişir:

A- İlgili Kurumlardan Görüş Almak: Vatandaş, il tarım müdürlüğü veya çevre ve şehircilik müdürlüğünden, alanın kampçılık veya ekolojik turizm için uygun olduğunu belirten bir belge talep edebilir. Ancak bu belge, belediyenin ruhsat talebini kabul etmesini garanti etmez.

Bungalov tesislerinin ruhsatlandırılması sürecinde, tarım il müdürlükleri ve diğer ilgili kurumların görüşleri, yapılaşma sürecinin nihai aşaması olarak kritik bir rol üstlenir. Ancak, bu görüşlerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla karşılaşılması durumunda, yargı denetimi yoluyla bu kararlar dava konusu edilebilir ve hukuki süreç başlatılabilir.

Burada temel soru şudur: “Bu yatırım, çevre düzeni planındaki hedeflere ve bölgenin ihtiyaçlarına uygun mudur?” Eğer talep edilen görüş olumsuz gelirse, daha önce planda verilmiş olumlu bir görüşe rağmen şu an olumlu görüş verilmemesi hukuka aykırılık iddiasıyla dava konusu edilebilir. Özellikle şu gerekçelerle görüşün iptali istenebilir:

1. Daha Önceki Olumlu Görüşler:
Daha önce aynı plan veya taşınmaz için olumlu bir görüş verilmişse, bu görüşün değiştirilmesi hukuki tutarlılık açısından sorun yaratır.

2. Görüş Yeterliliği:
Önceden, ilk planlama aşamasında kurumlardan alınan olumlu görüşün yeterli olduğu ve yeni bir görüşe gerek olmadığına dair iddialar öne sürülebilir.

3. Emsal Niteliğindeki Durumlar:
Benzer nitelikteki başka taşınmazlara olumlu görüş verilmişse, bu durum eşitlik ilkesi çerçevesinde hukuki dayanak olarak kullanılabilir.

Sonuç olarak, olumsuz görüşün iptali için bu gerekçeler yargı mercilerine sunularak hukuka aykırılığın giderilmesi talep edilebilir.

B- İmar Planı Düzenlenmesi Talebi:
Belediye, ilgili alanın kamping vb. fonksiyonuyla imar planına uygun hale getirilmesini talep edebilir. Bu durumda vatandaş, imar planı değişikliği gibi daha uzun ve masraflı bir süreci takip etmek zorunda kalabilir.

Bir bölgede bungalov taleplerinin 50-100 gibi bir sayıya ulaşması, belediyelerin bunu bir ihtiyaç olarak görüp hızla harekete geçmesini gerektirir.
Belediyelerin, bu talepleri yalnızca bireysel başvurular olarak değil, arkasındaki kamu yararını anlamaları önemlidir. Böyle bir anlayışla aksiyon alarak, vatandaşların mağduriyetini önleyebilir ve bölgenin turizm potansiyelini geliştirebilirler.

Sapanca Örneği ve Belediyelerin Sorumlulukları

Belediyeler, yalnızca yetkilerini kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda sorumluluklarını yerine getirerek bölgenin ihtiyaçlarını tespit etmeli ve bu ihtiyaçlara yönelik çözümler üretmelidir.

Sapanca örneği, yoğun taleplerin bölgedeki turizm ihtiyacını ortaya koyduğu ve bu taleplerin imar planlarına yansıtılmasıyla vatandaşların mağdur edilmeden çözüme ulaştığı başarılı bir süreçtir. Bu, vizyoner ve sorumlu belediyeciliğin önemli bir örneğidir.

Benzer şekilde, bir bölgede artan talepler, bir ihtiyacın varlığını işaret ediyorsa, belediyeler bu durumu dikkate almalı ve ilgili düzenlemeleri hızla yapmalıdır. Aksi halde vatandaşın, tek bir parsel için çok sayıda kurumun yetki paylaştığı ve onayının gerektiği imar planı yaptırılmak zorunda bırakılması çok ağır bir külfet olacaktır.

İmar planı yaptırmak yatırımcılar için külfetli olsa da imkânsız değildir.

Kamping Ruhsatının Önemi

Bir taşınmaz için kamping ruhsatı alındığında, bu ruhsat süreci yalnızca yerel yönetimlerle sınırlı kalmaz, aynı zamanda Bakanlık düzeyinde de yeni fırsatlar sunar. Süreç şu şekilde ilerler:

- Kamping Ruhsatı Olmadan:
Yerel belediyeden alınan karavan park, glamping, günübirlik tesis gibi alternatif ruhsatlarla Bakanlık nezdinde işlem yapılamaz. Bu tür ruhsatlar, yalnızca belediye sınırları içerisinde geçerlidir ve Ankara’ya, yani Bakanlık sürecine taşınamaz. Yani doğrudan Bakanlığa bağlı turizm tesisi niteliği kazanamaz.

- Kamping Ruhsatı Alınırsa:
Eğer taşınmaz için belediyeden “kamping” ibaresi içeren bir ruhsat alınırsa, Bakanlık düzeyinde işleme geçilebilir. Bu ruhsatla, Turizm İşletme Belgesi süreci başlatılabilir.

Turizm İşletme Belgesi alındıktan sonra, belediyeden alınmış iş yeri açma ve çalışma ruhsatı, turizm işletme belgesi olarak güncellenir. Bu belgeyle tesis, daha yüksek bir nitelik kazanır ve finansal değeri ciddi şekilde artar. Turizm İşletme Belgesi alındıktan sonra, TAPDK kapsamında alkol ruhsatı başvurusu yapılabilir. Bakanlık süreci için temel şart, yerel yönetimlerden alınmış ruhsatlardır. Yerel yönetimden alınan ruhsat türü neyse, Bakanlık o çerçevede işlem yapar. Örneğin, pansiyon ruhsatı alınmışsa, Bakanlık da pansiyon işletme belgesi verir.

Ekolojik Turizm Projeleri

Ekolojik turizm projelerinde, yerin mevcut durumu uygun olduğu takdirde, imar planı değişikliğine gerek kalmaksızın yalnızca ruhsat evraklarının tamamlanmasıyla işlemler gerçekleştirilebilmektedir. Bu durum, özellikle inşaat tadilat ruhsatı veya iş yeri ruhsatı gibi daha karmaşık süreçlerin aksine, daha hızlı ve pratik bir yol sunar.

Bu tür projelerde, fen ve sağlık koşullarına uygunluk, tarım il müdürlükleri ve diğer ilgili kurumlardan alınacak görüşler gibi gerekliliklerin karşılanması temel alınır. Eğer yer, ekolojik turizm faaliyetleri için uygun bir konuma ve vasfa sahipse, vatandaşlar yalnızca ilgili belgeleri hazırlayarak, imar planı gerekmeksizin ruhsat süreçlerini sonuçlandırabilir.

Turizm Bölgesi İlan Edilen Yerlerde Yapılaşma

Ayrıca, bir bölgenin "turizm tesisi yapılacak alan" olarak belirlenmesi ile "turizm bölgesi" ilan edilmesi arasında fark bulunmaktadır.
"Turizm bölgesi" ilanı, Bakanlar Kurulu kararıyla yapılır ve Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girer. Bu ilan, belirli koordinatlar ve sınırlar dâhilinde yapılaşma şartlarını belirler ve ilgili bölgenin turizm potansiyelini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilir. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca ilan edilen Patara Antik Kenti’nin turizm bölgesi ilan edilmesi buna bir örnektir.

SONUÇ

Sonuç olarak, kamp alanlarının ruhsatlandırılması, çevresel hassasiyetlerin korunmasını ve kamu yararını gözeten titiz bir planlama sürecini gerektirir. Doğru ruhsat türünün seçilmesi ve ilgili kurumlarla iş birliği, yapılaşma sürecini hızlandırır ve kolaylaştırır. Belediyelerin, artan talepler karşısında hızlı ve kamu yararını gözeten çözümler üretmesi, turizm potansiyelinin geliştirilmesi ve vatandaşların mağduriyetinin önlenmesi açısından önemlidir.

Doğayla uyumlu tesislerin, geleneksel tarıma kıyasla daha büyük bir katma değer sağlayabileceğini irdeleyen bir yazı. (https://www.u24.com.tr/yazarlar/dr-ozancan-yildirim/tarlaya-domates-ekmek-mi-tiny-house-otel-yapmak-mi/24/)