İTİRAZIN KALDIRILMASI

A) Genel Bilgi

Kanun koyucu icra takibi açısından iki yol öngörmüştür. Bunlardan biri ilamlı icra diğeri de ilamsız icradır. İlamsız icra, alacaklının ilam ya da ilam niteliğinde bir belgeye ihtiyaç olmadan para ve teminat alacakları için başvurulan bir takip yoludur. Bu yol dört takip yolundan oluşur: genel haciz yoluyla takip, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip ve kiralanan taşınmazların ilamsız tahliyesidir. Kira sözleşmesine ilişkin hususlarda itirazın kaldırılması ve tahliye davası da açılabilir. Biz burada genel haciz yoluna bağlı olan itirazın kaldırılması davasını inceleyeceğiz.

B) İtirazın Kaldırılması

Borçlunun borca ya da imzaya itirazı neticesinde kanun koyucu alacaklıya itiraz hakları tanımıştır. Bu haklardan biri itirazın iptali davası diğeri de itirazın kaldırılması yolundan oluşur. İtirazın kaldırılması borçlunun itirazına göre iki çeşittir. Bunlardan biri itirazın geçici kaldırılması diğeri de itirazın kesin kaldırılmasıdır. İtirazın kesin kaldırılması ve geçici kaldırılması farkı şurada belli olur; itirazın geçici kaldırılması borçlunun imzaya itirazı halinde görülürken kesin kaldırma borca itiraz halinde kullanılır. İtirazın kaldırılması talebi alacaklı tarafından yapılır.

İtirazın Kesin Kaldırılması ve Geçici Kaldırılması Farkı

Borçlu borca itiraz ettikten sonra icra takibi durur. Duran icra takibini devam ettirmek isteyen alacaklı İİK. m.68 deki ve 68/b deki belgelerden birine sahipse itirazın kesin kaldırılmasını ister. İtirazın kaldırılması İİK. 68 belgeler şunlardır; imzası borçlu tarafından ikrar edilmiş adi senet , imzası noterlikçe onaylanmış noter senetleri, resmi kurumların yetkileri dahilinde ve usulüne uygun olarak düzenlemiş oldukları belgeler, kredi kurumları tarafından düzenlenen belgeler, imza atamayacak durumda olanlar veya okuma yazma bilmeyenler için düzenlenmiş belgelerdir. Alacaklı bu belgelerden birine sahipse icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması talebinde bulunabilir. İtirazın kaldırılması süresi 6 aydır. Altı aylık süre hak düşürücü süredir. İtirazın kaldırılması 6 aylık süre ne zaman başlar? sorusunun cevabı ise ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren başlar olacaktır. İtirazın kesin kaldırılması dilekçeyle veya sözlü bir şekilde yapılabilir. İtirazın kesin kaldırılması talebinin reddiyle borçlu talep ederse alacaklı takibe konu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere itirazın kaldırılması icra inkar tazminatı öder. Borca itirazın kaldırılması bu şekilde gerçekleşir. İtirazın iptali davasında itirazın kaldırılması harca esas değer takibe konu edilen asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanır. İcra masrafları itirazın kaldırılması harca esas değer kapsamına dahil edilmez.

Borçlu borca değil imzaya itiraz ederse bu sefer itirazın geçici kaldırılması yolu ortaya çıkar. İmzaya itiraz da alacaklı alacağını adi senede dayandırmalı ve imzaya itiraz açıkça ve ayrıca belirtilmelidir. Alacaklı icra mahkemesinde borçlunun itirazının geçici kaldırılmasını istemelidir. İtirazın kaldırılması isteme süresi 6 aydır. Burada da itirazın kaldırılması 6 aylık süre ne zaman başlar? Sorusu gündeme gelir. Burada süre itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren başlar. İtirazın kaldırılması yargılama usulü, itirazın kaldırılması basit yargılama usulüne göre ve duruşmalı olarak yapılır. İtirazın geçici kaldırılması talebi reddedilince borçlunun talebi üzerine alacaklı takibe konu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere itirazın kaldırılması icra inkar tazminatı öder. Kararın borçluya tefhim ve tebliğinden itibaren 3 gün içinde borçlu mal beyanında bulunmalıdır. İcra müdürlüğü itirazın kaldırılması kararı sonrası icra emri düzenler ve bunu borçluya gönderir. Borçlu, şartları varsa bu emri şikayet edebilir. İtirazın kaldırılması maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Kesin hüküm elde etmek isteyen kişi itirazın iptali davası açabilir. İtirazın kaldırılması nerede açılır? Diye sorarsak, bu soruya İcra Mahkemesinde açılır diye cevap veririz. Buna bağlı olarak itirazın kaldırılması yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu İcra Mahkemesidir.

İtirazın Kaldırılması İçin Gerekli Belgeler

İtirazın kaldırılması şartları alacaklının bu belgelerden birine bağlı olmasıdır.

1) İmzası borçlu tarafından ikrar edilmiş adi senet: Adi senet, yapılış ve düzenlenişine hiçbir resmi makamın katılmadığı senetlerdir. Senedin adi olması tek başına yeterli olmaz. Ayrıca borçlu adi senedin altındaki imzayı ikrar etmiş olmalı, adi senet para veya teminat alacağına ilişkin olmalı ve adi senetteki para borcunun ödeneceği hususunun şartsız ve koşulsuz olması gerekiyor.

2) İmzası noterlikçe onaylanmış noter senetleri: Noter senetleri düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Düzenleme şeklinde yapılan noter senetlerinde itirazın kaldırılması yolu söz konusu olmaz.

3) Resmi kurumların yetkileri dahilinde ve usulüne uygun olarak düzenlemiş oldukları belgeler: Bu belgeler resmi makamların düzenlediği belgelerdir. Aciz vesikası, rehin açığı belgesi gibi belgeler örnek gösterilebilir.

4) Kredi kurumları tarafından düzenlenen belgeler (iik m. 68/b): İcra iflas kanunu 68/b fıkra üçe göre kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68’inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar.

5) İmza atamayacak durumda olanlar veya okuma yazma bilmeyenler için düzenlenmiş belgeler

Bu şekilde itirazın kaldırılması belgeler açıklanabilir.

C) İtirazın Kaldırılması Borçtan Kurtulma Davası

Borçlunun imzaya itirazı sonucu alacaklı itirazın geçici kaldırılması yolunu kullanır. Borçlu haksız bulunursa itiraz ‘geçici’ olarak kaldırılır. Borçlunun bunun üzerine itirazın geçici kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde açtığı davaya itirazın kaldırılması borçtan kurtulma davası denir. İtirazın kaldırılması borçtan kurtulma davası açan borçlu takibe konu alacağın yüzde on beşi oranında bir teminat yatırmak zorundadır. Bu özel bir dava şartıdır. Bu şartın yokluğu halinde dava reddedilir. 7 günlük süre içerisinde borçlunun malları haczettirilse bile sattırılmaz. İtirazın kaldırılması borçtan kurtulma davası alacaklının yerleşim yerinde veya icra takibinin yapıldığı yerdeki genel mahkemelerde açılabilir. Borçtan kurtulma davasının kabulüne karar verilirse borçlu borcundan kurtulur. Alacaklı dava konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilir. Dava reddedilirse geçici kaldırma kararı kesin kaldırmaya, geçici haciz kesin hacze dönüşür. Borçlu 3 gün içinde mal beyanında bulunur ve yüzde 20 oranında icra tazminat ile itirazın kaldırılması para cezası olan yüzde 10 oranında para cezasını öder. İtirazın kaldırılması borçtan kurtulma davası sonrası verilen karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.

D) İtirazın Kaldırılması Davası

İtirazın kaldırılması için borçlunun itirazı üzerine duran icra takibine alacaklının yaptığı itiraz yollarından biri olduğundan bahsetmiştik. İtirazın geçici kaldırılması ve kesin kaldırılması yoluyla açılan davaya itirazın kaldırılması davası denir. Bu yollar borçlunun icra takibine itirazın kaldırılması için alacaklıya tanınmıştır. Burada itirazın kaldırılması davası devam ederken menfi tespit davası açılabilir mi? Sorusunu inceleyeceğiz. İtirazın kaldırılması borçtan kurtulma davası 7 gün içinde açılır. Bu davada teminat şartı olduğundan bahsetmiştik. Teminat şartı dava şartı olduğu için yokluğu halinde dava reddedilir. Bu da usul ekonomisi ilkesine ters düşer. Bu yüzden teminat yatırılmasıyla bu davanın menfi tespit davası olarak devam edebileceği görüşü mevcuttur. Bununla beraber daha önce açılmış olunan menfi tespit davası varsa itirazın geçici kaldırılmasından sonraki 7 gün içinde teminat yatırılarak borçtan kurtulma davası olarak devam ettirilebilir. İtirazın kaldırılması davasından feragat genel mahkemedeki itirazın iptali davasında kesin hüküm teşkil etmez. Ayrıca alacaklı itirazın kaldırılması davasından feragat edebilir bu alacaktan vazgeçmek anlamına gelmez.

E) İtirazın Kaldırılması ile İtirazın İptali Arasındaki Fark

İtirazın kaldırılması ve itirazın iptali, borçlunun itirazları üzerine itirazı hükümden düşürmek için alacaklının kullanabileceği yollardandır. İki yol arasında bazı farklar vardır. İtirazın iptali davası hem imzaya hem de borca itiraz halinde açılabilir. İtirazın kaldırılması yolunda ise imzaya itirazda itirazın geçici kaldırılması, borca itirazın kaldırılması halinde de itirazın kesin kaldırılması yoluna gidilir. İtirazın iptali davası 1 yıl içinde açılır. İtirazın kaldırılması süresi ise 6 aydır. İtirazın geçici kaldırılması halinde imzanın borçluya ait olup olmadığı genel mahkemelerde incelenir. Borçlu imzaya itiraz etse bile, itirazın iptali davasında, itiraz nedenlerine bağlı olmadığından başkaca itiraz sebepleri ileri sürülebilir. Bunlar itirazın kaldırılması bekletici mesele yapılmaz. İtirazın iptali davası genel mahkemelerde açılır, itirazın kaldırılması görevli mahkeme ise icra mahkemesidir. İtirazın kaldırılması ve iptali farkı bunlardan ibarettir. İtirazın kaldırılması maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İtirazın iptali davasında vekalet ücreti nisbi iken itirazın kaldırılması davasında maktudur. Maktu ücret, dava konusunun parayla ölçülemediği ya da para olmadığı durumlarda hükmedilen vekalet ücretidir. Bu tür ücretler davanın görülmekte olduğu mahkemeye göre değişmekte ve o mahkemelerde görülen ve maktu ücrete tabi tüm davalar için aynı ücret kararlaştırılır. Bu durumda itirazın kaldırılması vekalet ücreti ve itirazın kaldırılması karşı vekalet ücreti maktu olarak hesaplanır.

İtirazın Kaldırılması Devam Ederken İtirazın İptali

İtirazın kaldırılması süresi olan 6 aylık sürenin hak düşürücü olduğundan bahsetmiştik. Bu süre bittiği zaman, alacaklı aynı alacak için tekrar ilamsız icra başlatamaz. Fakat 6 ayık sürenin bitmesiyle 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açılabilir. İtirazın kaldırılması maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği için itirazın iptali davası açılabilir. İtirazın geçici kaldırılması talebinin reddedilmesiyle bu yol kullanılabilir. Yani itirazın kaldırılması davası reddedilirse itirazın iptali davası açılabilir mi? sorusunun cevabı budur.

F) İtirazın Kaldırılması İle İlgili Diğer Hususlar

Kısmi dava, aynı hukuki ilişkiye dayanan ve bölünebilir nitelikte olan alacağın talep edilmesidir. Bu husus HMK m.109 da belirtilmiştir. İtirazın kaldırılması dışındaki diğer yol olan itirazın iptali davasında konu bölünebilir nitelikte kabul edilmediği için kısmi dava şeklinde açılamaz. Bu yüzden bizimde kanaatimiz itirazın kaldırılması kısmi dava yoluyla açılamayacağıdır. Fakat kısmi davada alınan itirazın kaldırılması bilirkişi raporu itirazın iptali davası açısından bağlayıcıdır.

İtirazın kaldırılması bir dava mıdır? İtirazın kaldırılmasının hukuki niteliği davadan ziyade borçlunun borcu olup olmadığının tespit edilmesine yarayan hukuki bir yoldur. İtirazın kaldırılması ispat yükü alacaklıya aittir. Bu hususta akıllara itirazın kaldırılması kesinleşmesi gerekir mi? sorusu gelebilir. Haciz için kesinleşmesi şart değildir.

Arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık çözümü yöntemidir. Hukukumuzda zorunlu ve ihtiyari arabuluculuk mevcuttur. İtirazın kaldırılması dava değil bir hukuki yol olduğu için itirazın kaldırılması arabuluculuk bir zorunlu dava şartı değildir. Burada bir diğer konuda tebligat hususudur. Aleyhine icra takibi başlatılan borçlunun, vekili marifetiyle icra takibine itiraz etmesi halinde dahi, alacaklının itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak amacıyla dava dilekçesinin itirazın kaldırılması asile tebligat yapılması uygun görülmüştür.

G) İtirazın Kaldırılması Yargıtay Kararları

1) YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2002/15448 K. 2002/15291 T. 11.7.2002 “Somut olayda, borçlunun imzasını taşıyan ve borç ikrarını içeren bir belge alacaklı tarafından sunulmuş değildir. İİK 68/1. maddesinde yer alan, yetkili makamların düzenledikleri belgelerin ise takip dayanağı yapılıp ilamsız takibe konulabilmesi için, kanunda bu belgelerin İİK 68. maddesinde sayılanlardan olduğuna ilişkin özel hüküm gereklidir.” Sonuç: O halde alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirmekte olup, itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü isabetsizdir.

2) YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ, 2013/12096E. 2013/21038K. Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız takibe borçlunun itirazda bulunması ve alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda borçlunun itirazının kaldırılmasına ve alacaklı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak dava dilekçesinde, alacaklının itirazın kaldırılması ile birlikte tazminat isteminde de bulunduğu, mahkemece işin esası da incelenerek karar verildiği görülmektedir. İİK’nun 68/son maddesinde, itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü durumunda, borçlunun istek üzerine tazminata mahkum edileceği düzenlenmiş olup mahkemece esasa ilişkin değerlendirme yapılmak suretiyle borçlunun itirazının kaldırılmasına karar verildiğine göre alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki istemin yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir.

Stj. Av. Nisa Nur SAKA

Kaynakça: Atalı/Ermenek/Erdoğan İcra ve İflas Hukuku, Yetkin 2022

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu

Hakan Pekcanıtez İcra ve İflas Hukuku pratik çalışmaları, onikilevha. 19.bası