İcra ve İflas Kanunu Madde 94/1
“Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi, yerleşim yerleri bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun muayyen bir taşınmazdaki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra memuru haciz şerhinin taşınmazın kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar. Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline bildirilir. Bu durumda haczedilen payların devri, alacaklının haklarını ihlâl ettiği oranda batıldır. Haczedilen payların satışı, taşınır malların satışı usulüne tâbidir. Diğer taşınırlarda icra dairesi başkasına devre mâni tedbirleri alır.”(İ.İ.K 94/1)
Alacaklısı tarafından görece nicelik arz eden icra takibi kapsamında borçlunun, takip dışı üçüncü şahıs bir tüzel kişide bulunan şirket hissesi üzerine haciz koyup borçlu adına kayıtlı olan payın satışının yapılması suretiyle borcun, alacaklısına ödenmesi mümkündür.
Eski Ticaret Kanunu 145. Madde düzenlemesi günümüz ihtiyaçlarını karşılamadığından Yargıtay’ın yerleşik ihtiyaçları göz önünde tutularak, Türk Ticaret Kanunu ikinci kitabı ticaret şirketleri birinci kısmında, 133.Madde düzenlemesi ile ortakların kişisel alacaklarını düzenleyen başlık altında hüküm altına alınarak yeniden düzenlenmiştir. Yapılan bu yasal düzenleme ile alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kar ve tasfiye payına haciz koydurabilir, senede bağlanmış ve bağlanmamış paylarını haczedip paraya çevirebilir, bunun dışında ise alacaklı tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisine sahiptir.
Türk Ticaret Kanunun 133. Madde düzenlemesine denk düşecek ölçüde İcra ve İflas Kanunu 94/1 maddesi büyük bir bütünlük arz etmekte ve bu kapsamda borçlunun bir sermaye şirketinde yer alan pay ve sair hakları üzerine haciz konulması ve bu hakların menkul (taşınır hükümlerine göre) mallar hakkında uygulanan hükümler dahilinde satılmasını mümkün kılmıştır.
Sermaye şirketlerinde borçlu adına kayıtlı olan hisse (pay) taşınır malların haciz hakkındaki hükme göre haczedilir. Hisse senetleri yerine tutmak üzere çıkarılmış olan ilmühaberlerde bu kapsamda hacze konu olunabilir. Sermaye şirketlerinde payın fiilen hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Bu nedenle haciz sırasında bu hisse senetlerinin bulunmaması haczin geçerliliğine herhangi bir etki yaratmaz.
Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamış ise borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Kanaatimizce borçlunun bir şirketteki payına haciz konulmasına karar verildikten sonra, hem ortağı olduğu şirkete hem de şirketin bağlı bulunduğu ticaret sicil memurluğuna aynı anda müzekkere göndermek daha faydalı olacaktır, bu kapsamda icra dairesince uygulanan haciz, hem payın kain olduğu şirkete hem de 3.şahıslara bildirimi yönünden sicile aynı anda işlenmesi isabetli olacaktır.
Şirkte payına haciz konulmasına ilişkin müzekkere yahut ihtaratlı ihbarname şirket merkezine tebliği ile borçlu payına düşen kısmın haczedildiği ve bu durumun şirket pay defterine işlenmesi gerektiği hususu gönderilen müzekkere kapsamından açıkça anlaşılmalı ve şirkete payı ile yapılacak tebligatların bundan sonra icra dairesine yapılması gerektiği ve uygulanan haciz dolayısıyla borçlunun tasarruf hakkı kısıtlanmış olduğundan dolayı bundan böyle payların tasarrufu hakkında icra dairesinin muvafakati alınması gerektiği hususu belirtilmelidir.
İcra dairesince gönderilen ihtaratlı ihbarnameyi alan şirket payın haczedildiğini derhal şirket pay defterine işlemek zorundadır. Ancak yapılan tebligata rağmen şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır. O halde payın haczedildiğinin pay defterine işlenmesi haciz için geçerlilik şartı değildir.
Nitekim, Yargıtay 12 Hukuk Dairesi 2015/791 E. ve 2015/4015 K. Sayılı ilamında ;
(…) Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Hisse senedi çıkarılmış ise, bu hisse senetleri, İİK'nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilebilir ve muhafaza altına alınabilir. Hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları, İİK'nun 94. maddesi gereğince icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır.(…)
İ.İ.K 78/1 Madde belirtilen “süre” geçtikten sonra, ticaret şirketlerindeki borçlunun payına haciz konulabilmesi için İ.İ.K 85/1 maddesine göre İcra Müdürü tarafından tanzim olunacak ihtaratlı bir müzekkere ile haczin konulması mümkün olduğu kadar, İ.İ.K 89/1 maddesi ile de pay haczinin yapılması mümkündür.
Anlatılmaya çalışılan şekilde üzerine haciz konulan anonim şirket payları İ.İ.K 87. Maddesine göre bilirkişi tarafından kıymet takdiri yaptırılarak, İ.İ.K 112/1 madde düzenlemesi kapsamında taşınırların satışı usulüne göre satılarak paraya çevrilir.
Mustafa Zafer
İcra ve İflas Müdürü