T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2024/12498
K. 2024/13848
T. 17.10.2024
İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Mahkemece Davacının Talebi İle Bağlı Olarak İşlemiş Olan Yasal Faiz Tutarlarının Hesaplanmış Olmasına Karşın Bozma İlâmları Dikkate Alınmaksızın ve Gereği Yerine Getirilmeksizin Söz Konusu Yakacak Yardımı Ulusal Bayram ve Genel Tatil Ücreti İle Fazla Çalışma Ücreti Alacakları Bakımından Davalı Tarafça Yargılama Devam Ederken Hiç Ödeme Yapılmamış Gibi Alacakların Kabulüne Karar Verilmiş Olmasının Hatalı Olduğu )
VEKALET ÜCRETİ ( Dava Konusu Hafta Tatili Ücret Alacağı Reddedilmesine Karşın Davalı Lehine Vekâlet Ücretine Hükmedilmemesinin Hatalı Olduğu )
KARAR İLAM HARCI ( Konusu Belli Bir Değerle İlgili Bulunan Davalarda Hüküm Verilmesi Hâlinde Hüküm Altına Alınan Anlaşmazlık Konusu Değer Üzerinden Nispi Olarak Karar ve İlâm Harcı Alındığı/Nispi Karar ve İlâm Harcının 1/4'ü Dava Açarken Davacı Tarafından Peşin Olarak Ödendiği - Somut Dosyada Davacı Tarafından 25,20 TL Peşin Harç ve 1.562,18 TL Islah Harcı Olmak Üzere Toplam 1.587,38 TL Harç Ödendiği Gözetilmeksizin Yalnızca 25,20 TL Peşin Harç Düşülmek Suretiyle Davalı Tarafın Ödeyeceği Karar ve İlâm Harcının Yanlış Hesaplandığı )
4857/m.41,44,46
ÖZET: Mahkeme tarafından bozmaya uyulmasına karar verilmesine ve bozma sonrası alınan 05.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda da Dairemiz bozma ilâmları doğrultusunda talep konusu yakacak yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının 21.01.2016 tarihinde ödenmiş olmakla asıl alacaklar bakımından davanın konusuz kaldığı, davacının dava öncesinde ihtarname ile talep etmesi nedeniyle fazla çalışma ücret alacağı bakımından temerrüt tarihi olan 12.05.2014 tarihinden 21.01.2016 ödeme tarihine dek, yakacak yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından ise ihtarnamede bu alacakların sayılmaması nedeniyle dava tarihinden 21.01.2016 ödeme tarihine dek, davacının talebi ile bağlı olarak işlemiş olan yasal faiz tutarlarının hesaplanmış olmasına karşın, bozma ilâmları dikkate alınmaksızın ve gereği yerine getirilmeksizin, söz konusu yakacak yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacakları bakımından davalı tarafça yargılama devam ederken hiç ödeme yapılmamış gibi alacakların kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup kararın dördüncü kez bozulmasını gerektirmiştir.
Dava konusu hafta tatili ücret alacağı reddedilmesine karşın davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de hatalıdır.
Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda, hüküm verilmesi hâlinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi olarak karar ve ilâm harcı alınır. Nispi karar ve ilâm harcının 1/4'ü dava açarken davacı tarafından peşin olarak ödenir. Peşin olarak ödenecek 1/4 oranında karar ve ilâm harcı dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanır. Somut dosyada davacı tarafından 25,20 TL peşin harç ve 1.562,18 TL ıslah harcı, olmak üzere toplam 1.587,38 TL harç ödendiği gözetilmeksizin yalnızca 25,20 TL peşin harç düşülmek suretiyle davalı tarafın ödeyeceği karar ve ilâm harcının yanlış hesaplanması karardaki bir diğer isabetsiz husustur.
DAVA : Taraflar arasında ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarihli ve 2016/19828 Esas, 2019/22033 Karar sayılı ilâmı ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda 21.09.2021 tarihli karar ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 23.03.2022 tarihli ve 2022/587 Esas, 2022/4017 Karar sayılı ilâmı ile ikinci kez bozma kararı verilmiştir.
Mahkemesince ikinci bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece 07.12.2022 tarihli ve 2022/16059 Esas, 2022/16160 Karar sayılı ilâm ile üçüncü kez bozma kararı verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Belediyede 21.07.2003 ile 06.05.2014 tarihleri arasında çalıştığını, işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, iş sözleşmesini 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme şartlarını gerçekleştirmesi nedeniyle mülga 1475 Sayılı İş Kanunu'nun 14. maddenin birinci fıkrasının (5). bendi gereğince feshettiğini, fesih bildiriminde bulunduğu ihtarnamede fazla çalışma ücreti ile diğer hak ve alacaklarının da ödenmesini istediğini ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yakacak yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının alacak taleplerinin haklı olmadığını ve belirsiz alacak davasına konu edilmelerinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.01.2016 tarihli ve 2014/378 Esas, 2016/9 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı ... nezdinde 01.09.2014 ile 14.01.2014 tarihleri arasında çalıştığı iş sözleşmesini yaş dışındaki koşulları sağladığı gerekçesiyle Kütahya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünden aldığı 15 yıl 3600 gün sigortalılık süresini doldurduğuna dair yazıyı ibraz etmek suretiyle mülga 1475 Sayılı Kanun'un 14. maddesi gereğince feshetmiş olduğu, kamu kurumu olan davalı işyerinde sendikalı olarak çalışarak toplu iş sözleşmesinden yararlanan davacının kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yakacak yardımı alacağı taleplerinde bulunduğu ne var ki davanın belirsiz alacak kısmi eda külli tespit davası olarak açıldığı, davacının toplu iş sözleşmesi gereğince ilave ödemeleri bildiği ancak yakacak yardımı bakımından belirsizlik olduğu ancak kıdem tazminatı tavan tutarı dikkate alındığında bu durumun kıdem tazminatı alacağını belirsiz alacak durumuna getirmeyeceği gerekçesiyle bu alacak talebi hukuki yarar yokluğundan ve davacının hafta içinde izin kullandığının anlaşıldığı gerekçesiyle hafta tatili alacağı esastan reddedilmek suretiyle, diğer ücret alacakları bakımından 13.05.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 07.01.2016 tarihli yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarihli ve 2016/19828 Esas, 2019/22033 Karar sayılı kararı ile; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedilmek suretiyle; dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası türünde açıldığının belirtildiği, davacının çalışma süresini ve en son aldığı çıplak ücreti bildiği ancak, tazminata esas ücretin belirlenmesinde dikkate alınacak olan yemek ve yakacak yardımlarının ayni olarak yapıldığının anlaşılması karşısında kıdem tazminatı yönünden işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dava türü bakımından talep konusu ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yakacak yardımı alacaklarının tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesinde dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılmasının hatalı olduğu, davacı tarafından keşide edilen 06.05.2014 tarihli ihtarname içeriği dikkate alındığında bu ihtarnameye konu edilen fazla çalışma ücret alacağı yönünden temerrüt tarihi olan 12.05.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, bu nedenle hüküm altına alınan alacaklara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletilmesinin isabetsiz bulunduğu gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.09.2021 tarihli ve 2020/58 Esas, 2021/443 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; ilk karar tarihinden sonra 21.01.2016 tarihinde davalı ... tarafından davacıya 1.404,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti, 1.050,00 TL yakacak yardımı ve 36.007,88 TL fazla çalışma ücreti alacaklarının ödendiğine dair ödeme belgelerinin sunulduğu, asıl alacak ve ödeme tarihine dek işlemiş faiz toplamlarından ödenen tutarların mahsup edilmesi suretiyle bakiye alacak tutarları belirlenmek suretiyle yapılan hesaplama doğrultusunda ve bozma kapsamı dışında kalan hafta tatili ücreti alacağı reddedilmek suretiyle diğer alacaklar bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 21.09.2021 tarihli yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 23.03.2022 tarihli ve 2022/587 Esas, 2022/4017 Karar sayılı kararı ile; yargılamanın devamı sırasında dava konusu alacaklara yönelik ödeme yapılması hâlinde, ödeme miktarı ile sınırlı olarak davanın konusuz kalmış olacağı, bu hâlde ödenen alacaklar yönünden ret kararı verilmesi mümkün olmayıp "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği, zira dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ödeme oranında borcu sona erdirdiği ancak yargılama giderinin takdirinde tarafların “davanın açıldığı tarihteki haklılığının” dikkate alınması nedeniyle hükmedilecek vekâlet ücreti ile yargılama giderinin tayininde, davacının dava tarihinde hak kazandığı toplam alacak tutarının göz önünde bulundurulması gerektiği, somut uyuşmazlıkta; davalı işverence 07.01.2016 olan ilk karar tarihinden sonra temyiz aşaması devam ederken 21.01.2016 tarihinde davaya konu fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yakacak yardımı alacaklarına ilişkin olarak davacının banka hesabına ödeme yapıldığı, temyiz incelemesi sonucunda bozma kararı verilmesi üzerine Mahkemece bozma ilâmına uyulduğu belirtilerek yapılan yargılama neticesinde, söz konusu alacaklara yönelik olarak davanın ödenen tutarlar bakımından konusuz kaldığı belirtilerek ihtarname ile talep edilip edilmediği dikkate alınarak yalnızca alacağın temerrüt veya dava tarihinden ödeme tarihine dek işleyen faizi yönünden ve faiz türüne göre ödenmesi için hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde asıl alacak ve işlemiş faiz hesaplaması yapılarak ödemelerin mahsup edilmesi suretiyle belirlenen tutarlara göre verilen kararın hatalı olduğu, Mahkemece konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre vekâlet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin de dikkatten kaçırılmaması gerektiği gerekçeleri ile kararın yeniden bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 06.09.2022 tarihli ve 2022/246 Esas, 2022/469 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde, ikinci bozma ilâmı kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı ile hafta tatili ücreti alacaklarının 21.09.2021 tarihli karar doğrultusunda, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yakacak yardımı talepleri bakımından ise hükme esas alınan 13.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan tutarlardan davalı ... tarafından davacının banka hesabına 21.01.2016 tarihinde yapılan ödemeler düşülmek suretiyle tespit edilen bakiye miktarlar üzerinden kısmen kabul kararı verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 06.09.2022 tarihli yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 07.12.2022 tarihli ve 2022/16059 Esas, 2022/16160 Karar sayılı kararı ile; Yargıtayın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebildiği, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacının bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumak olduğu, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlarının kesinleştiği, kesinleşmiş bu kısımların lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, somut uyuşmazlıkta Dairemizin 23.03.2022 tarihli bozma ilâmında davalı işverence 21.01.2016 tarihinde davaya konu fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yakacak yardımı alacaklarına ilişkin olarak davacının banka hesabına ödenen tutarlar bakımından davanın konusuz kaldığı, buna göre yalnızca alacağın temerrüt veya dava tarihinden ödeme tarihine dek işleyen faizi yönünden hüküm kurulması gerektiği, bozmaya konu kararda olduğu şekilde asıl alacak ve işlemiş faiz hesaplaması yapılarak ödemelerin mahsup edilmesi suretiyle belirlenen tutarlara göre verilen kararın hatalı olduğu, Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karşın hükme esas alınan 13.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda; brüt 47.687,78 TL fazla çalışma ücreti, brüt 1.963,88 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve net 1.050,00 TL yakacak yardımı olarak hesap edilen alacakların karşılığı net miktarın davalı ... tarafından davacının banka hesabına 21.01.2016 tarihinde tam olarak ödenmiş olduğu gözetilmeden fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından brüt olarak belirlenen alacak miktarından net olarak ödenen miktar mahsup edilerek bakiye alacak hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kararın üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
H. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmlarına uyulduğu belirtilerek yargılama devam ederken ödenmekle konusuz kalan ücret alacakları bakımından bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle alacakların kısmen kabulüne karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve katılma yolu ile davacı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili; dava dilekçesinde davacıya ayni yemek yardımı sağlandığı yönünde bir açıklamada bulunulmadığını buna göre tazminata esas ücretin yargılama esnasında belirlenebileceğinden bahisle kıdem tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilebileceğinin kabulünün mümkün olmadığını, dosya kapsamından ve önceki Yargıtay bozma ilâmlarından anlaşılacağı üzere; davacının dava ve talep konusu ettiği yakacak yardımı, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tamamı daha önce 21.01.2016 tarihinde davacıya ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığı hâlde bu alacak kalemleri için yeniden hüküm kurulmuş olmasının usule ve kanuna aykırı olduğu, davacının hafta tatili ücret alacağı reddedilmesine rağmen buna ilişkin davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu ve ödenmesine karar verilen harcın yanlış belirlendiği gerekçeleri ile kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davacı vekili; kısmi ödemelerin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100. maddesi gereğince öncelikle faizlere mahsup edilmesi gerektiği, faiz başlangıç tarihinin temerrütün gerçekleştiği 12.05.2014 tarihi olması gerektiğinin gözetilmediği ve hafta tatili ücret alacağının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile katılma yolu istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozma ilâmlarının gereğinin yerine getirilip getirilmediği ve bozma ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilip edilmediği, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin usule uygun belirlenip belirlenmediği hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi, 438. maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439. maddesinin ikinci fıkrası,
2. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 41, 44 ve 46. maddeleri.
3.Dairemizin 15.06.2020 tarihli ve 2020/1451 Esas, 2020/5501 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak kavramı şöyle açıklanmıştır:
"...
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur."
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 07.12.2022 tarihli üçüncü ilâmında; "Dairemizin 23.03.2022 tarihli ikinci ilâmında davalı işverence 21.01.2016 tarihinde davaya konu fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yakacak yardımı alacaklarına ilişkin olarak davacının banka hesabına ödenen tutarlar bakımından davanın konusuz kaldığı, buna göre yalnızca alacağın temerrüt veya dava tarihinden ödeme tarihine dek işleyen faizi yönünden hüküm kurulması gerektiği yönünde hüküm kurulması gerektiği, bozmaya konu kararda olduğu şekilde asıl alacak ve işlemiş faiz hesaplaması yapılarak ödemelerin mahsup edilmesi suretiyle belirlenen tutarlara göre verilen kararın hatalı olduğu belirtilerek bozmaya karar verildiği, Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karşın hükme esas alınan 13.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda; brüt 47.687,78 TL fazla çalışma ücreti, brüt 1.963,88 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve net 1.050,00 TL yakacak yardımı olarak hesap edilen alacakların karşılığı net miktarın davalı ... tarafından davacının banka hesabına 21.01.2016 tarihinde tam olarak ödenmiş olduğu gözetilmeden fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından brüt olarak belirlenen alacak miktarından net olarak ödenen miktar mahsup edilerek bakiye alacak hesaplanması suretiyle verilen hatalı olduğu" belirtilerek Dairenin 23.03.2022 tarihli ikinci bozma ilâmının gereği yerine getirilmediği gerekçesi ile kararın üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkeme tarafından bozmaya uyulmasına karar verilmesine ve bozma sonrası alınan 05.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda da Dairemiz bozma ilâmları doğrultusunda talep konusu yakacak yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının 21.01.2016 tarihinde ödenmiş olmakla asıl alacaklar bakımından davanın konusuz kaldığı, davacının dava öncesinde ihtarname ile talep etmesi nedeniyle fazla çalışma ücret alacağı bakımından temerrüt tarihi olan 12.05.2014 tarihinden 21.01.2016 ödeme tarihine dek, yakacak yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından ise ihtarnamede bu alacakların sayılmaması nedeniyle dava tarihinden 21.01.2016 ödeme tarihine dek, davacının talebi ile bağlı olarak işlemiş olan yasal faiz tutarlarının hesaplanmış olmasına karşın, bozma ilâmları dikkate alınmaksızın ve gereği yerine getirilmeksizin, söz konusu yakacak yardımı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacakları bakımından davalı tarafça yargılama devam ederken hiç ödeme yapılmamış gibi alacakların kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup kararın dördüncü kez bozulmasını gerektirmiştir.
3. Dava konusu hafta tatili ücret alacağı reddedilmesine karşın davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de hatalıdır.
4. Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda, hüküm verilmesi hâlinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi olarak karar ve ilâm harcı alınır. Nispi karar ve ilâm harcının 1/4'ü dava açarken davacı tarafından peşin olarak ödenir. Peşin olarak ödenecek 1/4 oranında karar ve ilâm harcı dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanır. Somut dosyada davacı tarafından 25,20 TL peşin harç ve 1.562,18 TL ıslah harcı, olmak üzere toplam 1.587,38 TL harç ödendiği gözetilmeksizin yalnızca 25,20 TL peşin harç düşülmek suretiyle davalı tarafın ödeyeceği karar ve ilâm harcının yanlış hesaplanması karardaki bir diğer isabetsiz husustur.
5. Kabule göre ise, dosya içeriğinden davanın 02.09.2014 tarihinde açıldığı, davacının yargılama aşamasında 27.11.2021 tarihinde öldüğü, davacı vekilinin davacı müteveffanın mirasçıları olduğunu belirttiği kişilerden vekâlet aldığı ve 02.12.2021 tarihli dilekçe ekinde mirasçılık belgesi (veraset ilâmı) sunduğu anlaşılmaktadır. Davacının yargılama sırasında vefatı üzerine davaya mirasçılar tarafından devam edilmesi için veraset ilâmı ve vekâletname sunulmasına rağmen hükmün "davalıdan alınarak davacı mirasçılarına miras payları oranında verilmesine" ibaresi kullanılmak suretiyle ve kıdem tazminatının da yargılama devam ederken ... Noterliğinin 04.04.2018 tarihli ve 02682 yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile üçüncü kişiye temlik edilmesi sebebiyle "davalıdan alınarak temlik alana verilmesine" yönünde karar verilmesi gerektiği de gözetilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 17.10.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
kazanci.com