Sabah 09.00 olunca duruşma salonuna teker teker geliriz.
Canımız sıkkın olsa bile güleryüzle birbirimize "günaydın" diyerek cübbemizi giyer yerlerimize otururuz.
Duruşma başlamadan önce birbirimize sataşır, takılır ve gülüşürüz.
Duruşmanın bitmesini sabırla bekleriz. Duruşma bitince cübbelerimizi çıkarırız.
Benim kendileriyle gurur duyduğum tetkik hakimlerimizi dinlemeye başlarız. Çok çay kahve de içmeyiz. Birlikte çalışmaktan keyif alırız. Hata yapmaktan çok korkarız.
Cumhuriyet'in temel ilkelerine bağlılığımız ve hukukun üstünlüğüne olan şaşmaz inancımız ile gurur duyarız.
Akşam olur. Ömrümüzden BİR GÜN DAHA eksilmiştir Gişelere bir adım daha yaklaşmışızdır. Ve ömrümüzü TÜKETEN bu müsamerenin adına da İŞ HAYATI deriz.
Uykuya dalacağım anda hep aklıma Aborjin atasözü gelir:
"Biz bu ZAMANA ve YERE misafiriz. Geçip gidiyoruz.."
Yazmaktan büyük keyif aldığım kitaplarım bu zamana ve bu yere "minnacık" ama "minnacık" bir İZ BIRAKMA ve SALİH AMEL niyetidir.
Saygı ile..