Bilimsel araştırmalarda, daha önce gerçekleştirilmiş veya yayımlanmış eser ve kaynaklardan faydalanıldığı kabul edilmektedir. Bununla birlikte, üretilen bilimsel çalışmalarda belirli kurallara uyulması, yararlanılan kaynakların akademik ilkelere uygun biçimde gösterilmesi ve bu kaynakların çalışmaya dayanak oluşturması gerekliliği inkâr edilemez bir gerçektir.(1)
İntihal, en yalın biçimiyle, başka bir kişiye ait düşünce, ifade veya çalışmanın kaynak göstermeksizin kullanılması olarak tanımlanmakta; bu durum, genellikle “bilimsel korsanlık” ya da “akademik hırsızlık” şeklinde nitelendirilmektedir.(2)
İlgili yargı kararları incelendiğinde, intihal eyleminin hukuki boyutuna dair çeşitli değerlendirmelere rastlanmaktadır. Yargıtay'ın bir kararında, intihalin ticari bir amaç güdülmeksizin gerçekleştirilmiş olmasının, eylemin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmadığı ve bu tür fiillerin intihal kapsamında değerlendirildiği belirtilmiştir.
Danıştay 8. Dairesi’nin 03.06.2011 tarihli, 2010/950 E. ve 2011/2924 K. sayılı kararında ise, alıntı yapılan kaynaklara atıf yapılması ve bu kaynakların bibliyografyada belirtilmesinin, tek başına intihal suçunu oluşturmayacağı yönünde bir değerlendirme yapılmıştır.
Öte yandan, Danıştay 10. Dairesi’nin 17.05.2011 tarihli, 2010/349 E. ve 2011/903 K. sayılı kararında; atıfların usulüne uygun yapılmaması, yeterli özenin gösterilmemesi ve alıntıların kopyalanarak kişisel üretim izlenimi yaratacak biçimde sunulması durumunda, intihal fiilinin gerçekleşmiş sayılacağı vurgulanmıştır.
Son olarak, Danıştay 8. Dairesi’nin 2006/4103 E. ve 2007/2946 K. sayılı kararında, disiplin kurallarının ihlaliyle ortaya çıkan intihal eylemlerinin, diğer bilim insanlarının eserlerinin izinsiz kullanılmasını önlemeye ve bilimsel çalışmaların özgünlük ve nitelik açısından geliştirilmesine yönelik bir disiplin süreci gerektirdiği ifade edilmiştir.(1)
İNTİHALE KARŞI ESER SAHİPLERİNİN HUKUKSAL HAKLARI
İntihal nedeniyle zarara uğrayan eser sahibi, üç farklı yolla hak arayabilir. İlk olarak, tazminat talebinde bulunabilir, eserin izinsiz kullanımının durdurulmasını isteyebilir veya eser bedelinin ödenmesini talep edebilir. İkinci olarak, savcılığa başvurarak fail hakkında ceza soruşturması başlatılmasını sağlayabilir. Üçüncü yol ise, intihalde bulunan kişinin bağlı olduğu yükseköğretim kurumuna başvurarak disiplin soruşturması açılmasını talep etmektir. Eser sahibi, bu başvuru yollarından yalnızca birini tercih edebileceği gibi, hepsine aynı anda da başvurabilir.
Tazminat Davası
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, "Tazminat Davası" başlığı altında yer alan 70. maddesiyle, iki farklı tazminat davası türünü düzenlemiştir. Bunlardan ilki, eser sahibinin manevi haklarına yönelik ihlallerde açılabilecek manevi tazminat davası; diğeri ise mali hakların ihlali durumunda başvurulabilecek maddi tazminat davasıdır.(4)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.12.1981 tarihli, 1980/1 E. ve 1981/2 K. sayılı emsal kararına göre, bir eserin icrası veya farklı yollarla yayımlanması sonucu yalnızca eser sahibinin manevi hakları değil, aynı zamanda kişilik hakları da ihlal edilmişse, bu durumda Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca ayrıca tazminat talebinde bulunulabileceği yönünde bir görüş benimsenmiştir.
Tecavüzün Durdurulması Davası
5846 sayılı Kanun, eser sahibine tecavüzün durdurulması talebiyle dava açma hakkı tanımaktadır.
Bu dava, hak sahibinin daha fazla zarar görmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Eser sahibinin izni ve bilgisi olmadan, örneğin kitabının başka bir isimle basılması, kendisine ait bir bestenin filmde kullanılması gibi durumlarda eser sahibi zarara uğrar. Bu durumda, eser sahibi, uğradığı zararın tazmin edilmesini talep edebileceği gibi, zararı olmasa bile haksız fiilin durdurulmasını, kitabın satışının veya filmin gösteriminin engellenmesini isteyebilir. Durdurma davası, hukuka aykırı durumun sona erdirilmesiyle mevcut ihlallerin etkisiz hale getirilmesini ve olası ihlallerin önlenmesini sağlar.(5)
Kazancın İadesi Davası
Eser sahibinin haklarına yönelik bir ihlal sonucunda, her ne kadar malvarlığında doğrudan bir azalma meydana gelmemiş olsa da, ihlali gerçekleştiren kişi bu eylemden haksız bir kazanç elde edebilir. Bu durumda eser sahibi, elde edilen bu kazancın kendisine aktarılmasını talep etme hakkına sahiptir.(6)
Sorumlu kişi iyi niyetli olsa da, elde ettiği kârı Türk Borçlar Kanunu’nun 530. maddesi uyarınca hak sahibine geri vermek zorundadır. Hak sahibi, sorumlu kişinin bu şekilde kazanç elde ettiğini kanıtlaması durumunda, bu kazancı geri alma hakkına sahiptir.(3)
Cezai Boyutuyla İntihal Eylemi
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre, intihal suçu cezai yaptırıma tabidir. Kanunun 71. maddesinin üçüncü fıkrası, kaynak göstermeksizin alıntı yapan kişiyi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırır. Aynı maddenin beşinci fıkrasında ise, yanlış veya yanıltıcı kaynak gösteren kişilere altı aya kadar hapis cezası verileceği belirtilmiştir. Ancak, bu suç şikayete bağlı bir suçtur. Şikayet yapılabilmesi için hak sahiplerinin veya ilgili meslek birliklerinin, haklarını kanıtlayan belgelerle birlikte Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurması gerekir. Şikayet süresi içinde gerekli belgeler verilmezse, kovuşturma yapılmaz.(7)
Disiplin Soruşturması
2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma" başlıklı 53. maddesinin 1/b-5 bendinde, intihal suçunun üniversite öğretim mesleğinden çıkarılmayı gerektirdiği belirtilmektedir. Bu suç, başkalarına ait özgün fikir, yöntem, veri veya eserleri, bilimsel kurallara uygun şekilde atıf yapmadan kendi eseri gibi sunmayı ve akademik başarılar elde etmek için başkalarının çalışmalarını izinsiz kullanmayı içerir. Bu tür eylemler, öğretim üyelerinin akademik kadrolara atanmasına ve yükselmelerine engel teşkil eder. Ayrıca, mağdurun rızası, intihal suçunu ortadan kaldırmaz.(8)
Üniversitelerin Öğrenci Disiplin Yönetmeliklerinde ise; öğrencilerin seminer, tez ve yayınlarında intihal yapmalarının, bir yarıyıl boyunca uzaklaştırma cezasını gerektiren disiplin suçları arasında yer aldığı belirtilmektedir.
Bu bilgiler ışığında, intihal ve benzeri eylemler, araştırmaların özgünlüğünü zedeler, bilimsel gerçeklikten uzaklaşılmasına yol açar ve yapılan çalışmaların kalitesini düşürür. Bu durum, bilimsel çalışmaların toplum için fayda sağlamaktan yoksun kalmasına ve bireylerin yanıltılmasına neden olabilir. Ayrıca, intihal, üniversitelerin ve bilimin saygınlığını zedeler ve telafisi zor zararlara yol açabilir.
Av. Ece ERTUĞ ÖZKARA
KAYNAKÇA
1) Karabal, A (2021). Bilimsel Etik ve Türk Hukukunda İntihal Meselesi. Aurum Sosyal Bilimler Dergisi, 6 (2), 223-257.
2) Özen, A.E., (2012). “Bilimde ve Edebiyatta İntihal”, www.academia.edu/35247275/ (Erişim Tarihi: 13.05.2020).
3) KOLAYLI, Z.C.(2019) Türk Özel Hukuk Sisteminde İntihal. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara.
4) ŞAHİN, A.(2010).Fikri Hukukta Eser Sahibinin Mali Haklarının Korunması. Vedat Kitapçılık. İstanbul.
5) DEMİRBAŞ, A.(2015) Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda Eser Sahibinin Mali Haklarına Tecavüz Halinde Hak Sahibine Sağlanan Hukuki Koruma. On İki Levha Yayıncılık. İstanbul.
6) TEKİNALP, Ü.( 2002) Fikri Mülkiyet Hukuku, Genişletilmiş 2. Baskı. Beta Yayıncılık. İstanbul.
7) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
8) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu