Türk Dil Kurumu’nda nafaka, birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere mahkeme kararıyla bağlanan aylık şeklinde tanımlanmıştır. Son dönemde kamuoyunda çokça tartışılan nafaka yükümlülüğü 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 344. maddesinde uyulmaması halinde bir disiplinsizlik eylemi olarak düzenleme altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmü; “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.
Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Nafaka yükümlüsünün icra takibine konu edilmiş bulunan nafaka kararına dayalı olarak nafaka yükümlülüğünü yerine getirmemesi, nafaka borcunu ödememesi, halinde nafakaya ilişkin kararlara uymama eylemi gündeme gelecektir.
1. Nafaka İlamlarına Uymama Eyleminin Unsurları
1.1. Nafakaya dair mahkeme ilamı ya da ara karar olmalıdır.
1.2. Nafakaya dair mahkeme ilamından kaynaklanan borç devam ediyor olmalıdır.
Örneğin, boşanma davası sırasında hükmedilen tedbir nafakası, boşanma kararı ile son bulduğundan boşanma kararından sonra tedbir nafakası nedeniyle nafaka yükümlülüğü olan tarafa ceza verilememektedir. Yine mahkemenin iştirak nafakasına hükmettiği hallerde çocuğun ergin olmasından sonra nafaka yükümlüsünün borcu sona erdiğinden nafaka yükümlüsü hakkında ceza verilemeyecektir[1].
1.3. Nafaka ilamı icra takibine konulmuş ve ilgilisine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş ve kesinleştirilmiş olmalıdır.
Suçun oluşabilmesi için nafaka yükümlüsü hakkında icra takibi başlatılmış olmalıdır. Nafakaya ilişkin kararlara uymama halinde nafaka yükümlüsünün cezai sorumluluğuna gidilebilmesi için düzenlenen icra emrinin veya ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edilmiş olması gerekmektedir[2]. İcra emrinin veya ödeme emrinin borçlunun vekiline tebliğ edilmiş olması halinde borçlunun, nafaka yükümlüsünün, cezai sorumluluğuna gidilemeyecektir.
1.4. Nafakaya ilişkin icra takibine başlamadan önce en az 1 Aylık nafakanın ödenmemiş olması gerekmektedir.
Birikmiş nafaka borçlarının ödenmemiş olması cezalandırmayı gerektirmez[3]. Birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde[4] olduğundan birikmiş nafaka alacağından dolayı tazyik hapsine hükmedilemeyecektir.
Birikmiş nafaka alacağının yanında işleyecek nafakanın da talep edilmesi halinde ödenmeyen her güncel aylık nafaka için borçlunun cezai sorumluluğu gündeme gelebilecektir.
İcra veya ödeme emrinde hangi aya ait nafakanın talep edildiği açıkça gösterilmelidir. Aksi takdirde borçluya ceza verilemeyecektir.
1.5. Nafaka alacaklısının şikâyeti olmalıdır.
1.6. Şikâyet üzerine tazyik hapsinin uygulanabilmesi için de borçlu tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açılmamış olmalıdır.
Dava açılmış ise borçlunun ileri sürdüğü nedenler doğrultusunda tazyik hapsi davanın sonuna bırakılabilecektir.
2. Nafaka İlamlarına Uymama Eyleminin Cezası
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 344. maddesinin 1. cümlesi uyarınca nafakaya ilişkin ilamların yerine getirilmemesi halinde 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedileceği düzenlenmiştir. TDK’de tazyik sözcüğü “manevi baskı, zorlama, zarara sokma” şeklinde tanımlanmıştır. Söz konusu madde hükmünün düzenlenmesindeki amaç kişiyi nafaka ilamından kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesine zorlamaktır.
3. Nafaka İlamlarına Uymama Eyleminin Yargılama Usulü
Söz konusu eylemin yargılamasında yetkili ve görevli mahkeme; nafaka borçlusuna yönelik icra takibinin başlatıldığı yerdeki icra ceza mahkemeleridir.
İİK m.347 uyarınca nafaka borcunun ödenmemesi nedeniyle şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer. Örneğin; 22 Eylül 2022 tarihinde şikâyet dilekçesinin verilmesi halinde İcra Ceza Mahkemesi Haziran Temmuz Ağustos 2022 aylarının ödenmeyen nafakaları için mahkûmiyet hükmü kurabilecekken, Haziran 2022 tarihinden önceki nafakalar, birikmiş nafaka olarak değerlendirilecek ve adi alacak şeklinde kabul edileceğinden bu aylar için mahkûmiyet hükmü kurulamayacaktır.
TCK ve CMK’de düzenlenen uzlaşma, ön ödeme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması müesseselerinin nafaka ilamlarına uymama eyleminden kaynaklanan tazyik hapislerinde uygulanması söz konusu değildir.
4. Yargılama Sonucunda Verilen Tazyik Hapsi Kararına Karşı İtiraz
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 353. maddesinde; “İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.
İcra mahkemesinin bu Bapta yer alan suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri uygulanır.” Şeklinde düzenlemeye yer verilerek karara karşı itiraz yolları belirtilmiştir. Tazyik hapsi kararına karşı, ilgili kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilmelidir. Örneğin; kararı veren İzmir 2.İcra Ceza Mahkemesi ise 7 gün içerisinde İzmir 3.İcra Ceza Mahkemesi’ne itiraz edilmelidir. Numara olarak son mahkemenin kararına karşı ilk numaradaki mahkemeye, o yerde tek bir icra mahkemesinin olması halindeyse asliye ceza mahkemesinde itiraz edilebilecektir. İcra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması halindeyse en yakın asliye ceza mahkemesinde itiraz edilebilecektir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 354. maddesinin birinci fıkrasında; “Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer.” Şeklinde düzenlemeye yer verilerek mahkeme tarafından verilen tazyik hapsi kararlarının ne şekilde ortadan kalkabileceği hüküm altına alınmıştır. Müştekinin şikâyetten vazgeçmesi veyahut borcun ödenmesi hallerinde verilen tazyik hapsi cezası düşecektir.
5. Nafaka İlamlarına Uymama Eyleminin Dava ve Ceza Zamanaşımı
İcra İflas Kanunu söz konusu eyleme dair herhangi bir dava zamanaşımı düzenlenmemiştir. Kanunun 354. maddesinin 2. fıkrasında ise söz konusu eylem için kararın kesinleşmesinden itibaren 2 yıllık ceza zamanaşımı düzenlemesine yer verilmiştir.
Av. Faruk BULUT & Stj. Av. Ecem ÇETİN
(Bu köşe yazısı, Av. Faruk BULUT ve Stj. Av. Ecem ÇETİN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
-------------------
[1] COŞKUN, Mahmut, İcra İflas Suçları Disiplinsizlik Eylemleri ve Yargılama Usulü, 6. Baskı, Ankara, 2020, s. 363-364.
[2] “…icra emrinin borçlu sanık vekili tarafından tebliğ alındığı, ilamlı icra takibinin hukuki sonuç doğurması açısından ilamda yazılı borçlu vekiline tebligat yapılması mümkün ise de TCK’nın 20. maddesi uyarınca cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya da tebligat yapılması zorunlu olup, asıl borçluya icra emri tebliğ olunmadan tazyik hapsi kararı verilmesi, kanuna aykırı olduğu..” (Yargıtay 12. HD., 2019/1550 E., 2019/3077 K., 27.02.2019 T.)
[3] “…borçlu sanık aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle çıkarılan icra emrine birikmiş nafaka alacağının faizi ile birlikte hesaplanan miktarı ile tahsilinin talep edildiği dikkate alındığında, takibin adi alacak hükmünde olduğu ve bu paranın ödenmemesinin nafaka hükümlerine aykırı davranmak suçunu oluşturmayacağının kabulü gerekir. Hal böyle olunca sanığın beraatine ilişkin icra mahkemesi kararı bu gerekçe ile usul ve yasaya uygun bulunduğundan itirazın reddi yerine kabulü ile yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi isabetsizdir.” (Yargıtay 16. HD., 2012/1999 E., 2012/5199 K., 11.06.2012 T.)
[4] “Somut olayda; borçlu kabahatli aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle çıkarılan icra emrine birikmiş nafaka alacağının faizi ile birlikte hesaplanan miktarı ile tahsilinin talep edildiği dikkate alındığında, takibin adi alacak hükmünde olduğu ve bu paranın ödenmemesinin nafaka hükümlerine aykırı davranmak suçunu oluşturmayacağının kabulü gerekir.” (Yargıtay 19. CD., 2015/25048 E., 2016/18253 K., 18.05.2016 T.)