Canlı hayvan ve tarım ürünleri satıldığı iddiasıyla düzenlenen tutanak üzerine müstakbel mükellef söz konusu işlemin iptali istemiyle vergi mahkemesine iptal davası açmıştır. Vergi mahkemesi açılan dava ile ilgili red kararı vermiştir. Söz konusu karar daha sonra Danıştay 9. Dairesi nezdinde temyiz edilmiştir. Danıştay 9. Dairesi tarafından 05.11.2018 tarih ve E:2016/5453-K:2018/6575 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Öte yandan, yerel vergi mahkemesi söz konusu işlem hakkında vermiş olduğu karar aşağıda olduğu gibidir.
“Dosyanın incelemesinden; davacının 07.07.2010 ila 03.09.2012 tarihi arasında muhtelif tarım ürünleri ve hayvan satışı yaptığının tespit edildiğinden bahis ile, 33 adet denetim tutanağına istinaden 07.07.2010 tarihinden itibaren gerçek usulde ticari kazanç mükellefiyeti tesis edildiği anlaşılmıştır.
Olayda, davacı hakkında tesis edilen mükellefiyet işleminin gerekçesinde tarım ürünleri ve hayvan alıp satmak, bu emtianın ticareti yapmak, kendi üretmediği ürünleri de satmak olduğu belirtilmesine rağmen , davacı tarafından imzalanmak suretiyle düzenlenen ve dava konusu işleme dayanak gösterilen 12.12.2012 tarihli ve 33 adet tib denetim tutanağındaki verilerin sadece satışa ilişkin olduğu, tutanaklarda malın cinsi, miktarı ve satış tutarının belli olmadığı, …………………….. ziraat Odası Başkanlığı’nın 06.06.2013 tarihli ve ……….. sayılı belgesindeki davacının zirai faaliyette bulunduğuna ilişkin çiftçilik belgesine sahip olduğu görülmüş olup; davacının canlı hayvan ve tarım ürünlerini ticari amaçla alıp sattığının somut olarak ortaya konulması, gerekirse ticaret odasından yetiştirdiği ürünler konusunda araştırma yapılması gerekir iken; davacının mevcut tesis ve arazilerinde elde ettiği ürünleri satarak, satış rakamlarının bu büyüklüğü yakalayabilmesinin ekonomik zirai ve teknik icaplarla açıklanamayacağı gerekçesiyle, somut bir araştırma ve tespit yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak gerçek usulde ticari kazanç mükellefiyetine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline, …………………..” şeklinde gerekçelerle açılan dava yerel vergi mahkemesi tarafından Danıştay 3. Dairesinin bozma kararı kapsamında kabul edilmiştir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRMEMİZ
1. Canlı hayvan alım satımı normal koşullarda bir müstahsil tarafından yapılmadığı takdirde ticari amaçla yapıldığı varsayılarak, gelir vergisi kanunun 37. Mad. hükmüne göre ticari kazanç sayılmaktadır.
2. Müstahsil tarafından yetiştirilerek satılan tarımsal ürünler ve canlı hayvanlar açısından ticari kazanç hükümleri söz konusu değildir. Bu gibi durumlarda müstahsil açısından ticari kazanç vergi kaydı açılamaz.
3. Müstahsil tarafından canlı hayvan ve tarım ürünlerinin satışları sırasında alıcı durumunda olan kimselerin müstahsil makbuzu ile söz konusu işlemi gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bu gibi durumlarda sadece satış bedeli üzerinden zirai stopaj yapılmaktadır. Bu stopaj oranı ise; zirai mahsullerde %4 (borsadan geçirilir ise %2) zirai stopaj uygulanmaktadır. (GVK mad. 94/11b-i) Diğer zirai ürünlerde bu stopaj oranı %2 olarak müstahsil makbuzu ile gerçekleştirilmektedir. (GVK mad. 94/11-a-ii)