Modern hayatta, popüler kültürün de etkisiyle dış güzelliğin çok önemli hale gelmesi, insanların sadece ruhsal olarak değil, dış görünüş olarak da mutlu olmak istemesi estetik müdahaleyi popüler kılmaktadır. İş bu sebeplerle insanlar sık sık estetik ameliyatı olmaktadırlar.
Hukuki açıdan estetik ameliyatı, insanın dış görünüşünde yapılan cerrahi müdahale olduğu için 'Eser Sözleşmesi' olarak kabul edilmektedir. Estetik cerrahın, eser sözleşmelerindeki gibi, ortaya bir yapıt, bir sonuç çıkarması gerekmektedir. Hukukumuzda estetik ameliyatı için özel bir düzenleme bulunmaması sebebiyle, bu konudaki hukuki uyuşmazlıklar, Borçlar Kanunu (BK) 470 ve devamında hüküm altına alınan 'Eser Sözleşmesi' hükümleri dikkate alınarak çözüme kavuşturulacaktır.
Eser sözleşmeleri, BK m. 470'te; "Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde hüküm altına alınmış olup, taraflardan, cerrahi müdahale yapanın (Yüklenicinin) eseri meydana getirmeyi, diğer tarafın (İş sahibinin) ise bunun karşılığında bir bedel ödemeyi kabul ettiği sözleşmelerdir. Taraflar arasında yapılacak sözleşmeler herhangi bir şekil şartına bağlanmasa da, yapılacak sözleşmelerin en ince ayrıntısına kadar düzenlenmesi, uyuşmazlık halinde iki tarafın da yararına olacaktır.
Her ne kadar kanunda yüklenicinin sorumluluğu "eseri yapmak" olsa da, bu sorumluluk yüklenicinin asıl sorumluluğu olup, bunun yanında yüklenicinin; “teşhis (tanı) koyma ve en uygun tedaviyi seçip uygulama”, “eseri bizzat yapma”, hastayı aydınlatma”, “sadakat ve özen gösterme”, “kayda geçirme (arşivleme)” ve “sır saklama” gibi bazı yan yükümlülükleri de vardır. İş sahibinin ise genel olarak sorumluluğu "bedel ödemek" olup, başkaca sorumluluğu bulunmamaktadır. Estetik ameliyatı bir eser sözleşmesi olarak kabul edildiğinden, yüklenicinin yaptığı eser, özellikle tıp bilimi ve estetik cerrahi kuralları çerçevesinde başarılı bir sonuç olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Yüklenici, eserini meydana getirirken (örneğin burun kemeri düzeltme ameliyatı) yeni bir eser meydana getirme zorunluluğu olmayıp, var olan bir şeyi düzeltilmesi-onarılması da eser olarak kabul edilmektedir. Burada en önemli hususlardan birisi, yapılan eserin, önceki durumuna kıyasen fark edilebilir olmasıdır.
Yüklenicinin sorumluklarından özellikle "hastayı aydınlatma" yükümlülüğüne değinecek olursak; yüklenici tarafından iş sahibi, cerrahi müdahalenin ne şekilde olacağı, olası yan etkileri, muhtemel sonuç ve komplikasyonlar hakkında kafi derecede bilgilendirilmek zorunda olup, iş sahibinin de bu konuda yazılı onayı almak zorundadır. İş bu hususlar hakkında oluşacak uyuşmazlık halinde ispat yükü yüklenicide olup, yüklenici, iş sahibini cerrahi müdahale hakkında bilgilendirdiğini ispat etmek zorundadır.
ESTETİK AMELİYAT - TAZMİNAT DAVASI
Daha önceden de belirttiğimiz üzere taraflar arasında bir sözleşmenin bulunması, taraflar arasında uyuşmazlık oluşması halinde, ispat açısından iki taraf için de faydalı olacaktır. İş bu sözleşmede, sözleşmeye taraf kişiler , cerrahi müdahaleye konu olay hakkında detaylı şekilde taleplerini belirtmelidir.
Günümüzde estetik müdahalelerin davalara konu olması genellikle, yüklenicinin kendi yükümlülüklerine uymaması halinde meydana gelmektedir. İş bu sebeple bu yazımızda özellikle yüklenicinin sorumluluğundan bahsedeceğiz.
Yüklenicinin sözleşmeye dayalı sorumluluğu doğması için;
a-) Yüklenicinin dikkat ve özen yükümlülüğüne dikkat etmeyerek, kasıtlı veya ihmali davranışla sözleşmeye aykırı harekette bulunması ve bu hareketinde kusurlu bulunması gerekmektedir. Buradaki dikkat ve özen yükümlülüğü; Orta seviyede bir kimsenin, yani tedbirli bir doktorun aynı hâl ve şartlar altında göstereceği mutad ihtimam ve özen şeklinde olmalıdır.
b-) Yüklenicin sorumluluğuna gidilebilmesinin şartlarından bir diğeri ise; yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranışı neticesinde iş sahibinin maddi veya manevi bir zararının oluşmasıdır.
c-) Son olarak yüklenicinin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi için; yüklenicinin davranışı ile iş sahibinde oluşan maddi veya manevi zarar arasında illiyet bağı olmalıdır.
İş bu şartların birlikte oluşması halinde iş sahibi tarafından yüklenicinin sorumluluğuna gidilebilir.
MADDİ - MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEBİLECEK OLAYLAR
Cerrahi müdahale sonucunda aşağıda belirtilen olayların gerçekleşmesi halinde, zarar gören taraf (İş sahibi), yükleniciye ve diğer sorumlulara karşı maddi – manevi tazminat açabilir.
a-) Ameliyat başarısızlıkla sonuçlanmışsa ve istenmeyen bir durum ortaya çıkmışsa, zarar gören kişi psikolojisinin bozulduğunu sebep göstererek,
b-) Hasta veya yakınları aydınlatılmadan ve onayları alınmadan yapılan tedavi ve ameliyat olumsuz sonuçlanmışsa, hasta ölmüş veya bedensel zarara uğramışsa, kuşkusuz, hastanın kendisi veya yakınlarının iş bu durumu sebep göstererek,
c-) Hastanenin kusur neticesinde tahlil ve diğer sonuçlarının kaybolması nedeniyle hasta zarar görmüş ise, zarar gören kişi tarafından iş bu durum sebep gösterilerek,
d-) Estetik ameliyat harcamalarının geri istenmesi durumunda, Yargıtay kararında estetik ameliyat ihtiyacı olup olmadığının sıhhat raporu ile tespit ettirilmesinden sonra estetik ameliyat olması gerekiyorsa maliyeti bir sağlık kurumundan sorulup zarar ve ziyanın tespiti ile iş bu paranın iadesi yapılması sebep gösterilerek maddi - manevi tazminat davası açılabilir.
(Bu köşe yazısı, sayın Av. Mustafa AKDENİZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)