Yaş dönümleri kimileri için ‘olağanüstü bir gün ‘ ve dönüm noktasıdır. Günler öncesinden başlayan doğum günü histerisi, gün gelip çattığında ancak çocukların duyumsayacağı bayram havasına, akşamını da ‘felekten çalınmış gün’ şenliğine dönüşür. Ertesi günü ise, tırnak kemirmesi eşliğinde “kim aradı tebrik etti, kim hediye aldı, almadı” çetelesi tutar.
Yeni bir yaşa girmiş olma, kimileri için ise fazla önem arz etmez nedense. Uzun mesafeli koşularda görüldüğü gibi, bazı köylerden geçerken, maratoncular yol üzerine dizilip kendilerini alkışlayan izleyicilerin kendilerine uzattığı pet şişeden bir yudum alıp yoluna devam etmeleri gibi , doğum günü kutlamalarını hafif baş selamlamasıyla kabul edip, günün rutine dönenler de olur.
Bu arada, doğum günü olduğunu başkalarından öğrenip, şaşkınlık duyan azınlık bir grubu da göz ardı etmemek lazım.
Ama itiraf edelim ki, doğum günü kutlamaları görkemli geçer. Albümler, bu özel günü sevdikleri ile bir araya gelerek ortak bir sevince, hatta şölene dönüştüğü fotoğraflarla doludur. Bazen, bu özel güne davetli olanlar, bazen doğum günü çocuğundan daha çok eğlenirler.
Öte yandan, başkasına doğum günü hediyesi alma konusunu, ciddi ciddi kriz haline dönüştürenler vardır. Nasıl bir hediye alacağına karar verirken kurdeşen döküp, seçeneklerden birini tercih etmeyi saç baş yolma aşamasına getirenler ayrı bir kategori olup, bahsimiz dışıdır.
Yaşının kaç olduğunu hiç umursamayan, hayatı sabah olduğunda güne başlama mecburiyeti, gece olduğunda ise yatağına kıvrılmayla sınırlandırmış, “ Nerde trak, orda brak” umursamazlığı içinde omuz oynatmayı düstur edinmişler vardır ki, en imrenilesi onlardır.
Yine de, ne kadar umursamaz görünse de, herkes kendine göre, küçük de olsa, muhasebe yapma gereği duyar. Hesap nasıl olsa eksik çıkacağından emin olanlar, onu bile yapmazlar.
Fakat, her yıl üst üste konulan kesmeşekerlerden oluşan kulenin, nasıl olsa bir gün mutlaka yıkılacağı gerçeğini, az çok herkes bilir.
En kötüsü, yaşadıklarından bir şey anlamayıp, hayatını amaçsız bir koşturmaca içinde geçirenlerin, son yaş dönümündeki kesmeşekeri en üste koyduğu anda aklından geçirenlerdir.
Sahi, eğer hayatı geriye sarma şansı verilseydi, ne kadar gerilere götürüp, hangi yaşanmışlıkları cımbızla ayıkladıktan sonra, beyaz bir sayfa üzerinde yeniden kurgulamak isterdik, acaba?
O günkü tercihini değil de, seni daha mutlu etme ihtimali olan şu okula gitseydin keşke...
Onunla değil de, şununla evlenseydin nasıl bir hayatın olurdu acaba?
Yıllar önce karar verme aşamasına geldiğin o gün, bugünkü şehri değil de, şu şehirde yaşamaya karar vermiş olsaydın...
Eğer öyle bir şansın olsaydı, bu güne getirdiğin hayatını hangi tarihe kadar geriye götürüp sıfırlamak isterdin ve geçmişte yaptığın hangi tercihleri tekrar gözden geçirmek isterdin?