Türkçemiz çok zengin deyimlerle doludur.
Bir cümle ve hatta yerine göre bir kelime ile kitaplar dolusu şeyi anlatabilirsiniz.
Bunları bir yabancıya tercüme etseniz hiçbir şey anlamaz. Çünkü onlara değer katan, tek tek kelime anlamları değil, dolaylı yoldan, mizahi ve hatta alaycı bir şekilde ifade ettikleri biçimleridir.
“Çivisi çıktı” deyimi de bunlardan biridir.
Bunu bir yabancıya söyleseniz hiçbir şey anlamaz ve belki de yere eğilip düşen çiviyi bulmaya çalışır.
Oysa bu deyimin anlamı çok daha geniş ve zengindir.
“Çivisi çıkmak” deyimi genel olarak “düzenin bozulması, kargaşa ve belirsizlik ortamı” içine girilmesi anlamına gelmektedir.
Adeta felsefi bir tümce haline gelen bu kelimeyi, bizler çoluk çocuk, çok rahat bir şekilde kullanır ve anlarız. Bu da Türk Milletinin ayrı bir zenginliğidir.
Ancak ne hikmetse; millet olarak sahip olduğumuz bu zenginliği, gerektiği ve gerekli olduğu bir biçimde kullanamıyoruz, yaşayamıyoruz.
Çivisi delinmiş bir ortamda yuvarlanıp gidiyoruz.
Türkiye’nin en üst derecede yargı organlarından birinin başkanı olan kişi geçenlerde “Ülkemizde yargıya güvenin yüzde 33 seviyelerine düştüğünü” söyledi.
Bu gene de çok iyi bir tahmin.
Yoldan geçen yüz kişiye “Ülkemizde yargıya, mahkemelere güveniyor musun diye?” sorsanız; bırakın 33 kişiyi, 13 kişi bile güvendiğini söyleyemez.
Öyle ise yargının çivisi çıkmış demektir.
Aynı şekilde yoldan geçen yüz kişiye sorsanız “İdareye, yönetime güveniyor musun?” diye, “Evet” diyenlerin sayısı daha da düşecek ve büyük bir ihtimalle, güvendiğini söyleyen 3 kişi bile çıkmayacaktır.
Öyle ise “ülkenin çivisi çıkmış” demektir.
Üniversite giriş sınavlarından, memuriyete giriş sınavlarına kadar, içtiğimiz sudan, yediğimiz ekmeğe kadar güvensizlik içindeyiz.
Cumhuriyet ile yerine çakılan çiviyi, büyük uğraşlarla yerinden oynatmaya muvaffak oldular.
Bizlere düşen görev, Atatürk İlke ve Devrimlerine sahip çıkmak ve yerinden sökülen çiviyi, tekrar yerine çakmak, bu kez çıkmayacak şekilde perçinlemek olacaktır.
Şehit ve gazilerimize olan borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz.
Türk Milleti bunu yapabilecek güce, kuvvete ve kabiliyete sahiptir.
Yeter ki yılmayalım ve çalışalım.
Av.A.Erdem Akyüz
Trend Haberler
KARŞI DAVA AÇMA SÜRESİ (HMK m. 133)
AVUKATIN TARAF OLDUĞU (MESLEKTEN KAYNAKLI OLMAYAN) DOSYALARINDA E-TEBLİGAT ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?
Adana Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinde Değişiklik
Kiracının Haklı Tahliyesi
Yargıtay’ın 3 Gün Kuralı
TEVKİL YAPILIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER