Giriş

Şikâyet, ceza yargılaması açısından bir dava şartıdır. Şikâyete tabi suçlarda şikâyetin yapılmaması halinde soruşturma ve devamındaki işlemler re ’sen yapılmaz. Bu durum Türk Ceza Kanunu’nun 73. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Söz konusu madde şu şekildedir; “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.” Söz konusu maddeden de açıkça anlaşılacağı gibi yetkili kimse altı ay içinde şikâyet hakkını kullanmalıdır. Söz konusu bu altı aylık süre hak düşürücü süredir. Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar (TCK m.73/2). Dikkat edilmesi gereken husus altı aylık sürenin başlaması için hem failin hem de fiilin öğrenilmesi gerekmektedir. Sadece failin veya sadece fiilin öğrenildiği durumlarda altı aylık süre işlemeyecektir. Hakaret suçları için kanunda özel bir düzenleme getirilmiştir. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikâyet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemez (TCK m.73/2). Burada iki yıllık sürenin dikkate alınarak soruşturma işlemlerine başlanması gerekmektedir.

Şikâyet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı olan bir haktır. Şikâyet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez. Burada şikâyet hakkına sahip birden çok kişinin bulunması halinde, şikâyet hakkı bulunanların altı aylık şikâyet süresini kaçırması halinde şikâyet hakkı olan diğer kişilerin bu durumdan olumsuz biçimde etkilenmeyeceği düzenlenmiştir. Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz (TCK m.73/4). Şikâyet hakkı olan kişinin şikayetinden vazgeçmesi halinde söz konusu dava için düşme kararı verilecektir. Hüküm kesinleştikten sonra şikâyetten vazgeçme mümkün değildir. İstinaf aşamasında ve Yargıtay aşamasında da şikâyetten vazgeçmek mümkündür. TCK’nın 73/5. maddesinde; “İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.” denilmek suretiyle bir düzenleme yapılmıştır.  Söz konusu suç iştirak halinde işlenmişse şikâyet hakkı olan kişi sadece bir failden şikayetçi olsa bile diğer failler hakkında da işlem yapılır. Çünkü bizim ceza hukukumuz fail ceza hukuku değil fiil ceza hukukudur. Burada fail değil fiil şikâyet konusu edilmektedir. Şikâyet hakkı olan kimse söz konusu suçun faillerinden bir kısmını Şikâyet kapsamı dışında bırakamaz. Yine aynı şekilde şikâyetten vazgeçme veya şikâyetin geri alınması halinde de bu durum geçerlidir. Bu duruma ŞİKÂYETİN SİRAYETİ adı verilir. Takibi şikâyete bağlı suçlarda şikâyetten vazgeçmenin etkisi tüm sanıklara sirayet eder. Yani, bir sanık hakkında şikâyetten vazgeçme yapılırsa bu diğer sanıkların da hukuki durumunu etkiler ve tüm sanıklar hakkında davanın düşmesi kararı verilir.

Konu ile ilgili yüksek mahkeme kararları şu şekildedir;

“…Her ne kadar ...'in katılma talebinin kabulüne mahkemece karar verilmiş ise de; mağdur ...'in 02.06.2015 tarihli celsede sanık ... hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği, 5237 sayılı TCK’nin 73/5. maddesinde iştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçmenin diğerini de kapsayacağının öngörülmesine, mağdurun sanık ... hakkındaki şikayetinden vazgeçmesinin diğer sanık ...'e de sirayet etmesine, şikayetten vazgeçme ve sirayet eden şikayetten vazgeçme nedeniyle davaya katılma hakkının bulunmamasına binaen mağdur vekilinin hükmü temyiz etme hakkının olmaması nedeniyle temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,…” (Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/3141 E., 2019/11508 K.)

 “…5237 sayılı TCK’nin 73/5. maddesinde iştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçmenin diğerini de kapsayacağının öngörülmesine, mağdur, mağdurun velisi ve vekilinin 15/01/2015 tarihli oturumda ... çocuk ... hakkındaki şikayetinden vazgeçmesinin diğer ... çocuğa sirayet etmesine, sirayet eden şikayetten vazgeçme nedeniyle davaya katılma hakkının bulunmamasına binaen mağdurun hükmü temyiz etme hakkının olmaması nedeniyle temyiz talebinin reddine” (Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2017/13806 E., 2018/9369 K.)

“…Her ne kadar suç tarihi itibarıyla 15 yaşından büyük olan ve şahsa sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmaya ehil olduğu anlaşılan mağdur ... sanık ... hakkında şikayetçi olup katılma talebinde bulunmuşsa da; mağdurun ...15. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2015 tarihli celsede sanık ...'tan şikayetçi olduğu, diğer sanıklar hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini bildirdiği, 5237 sayılı TCK’nin 73/5. maddesinde iştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçmenin diğerini de kapsayacağının öngörülmesine, mağdurun sanık ... hakkındaki şikayetinden vazgeçmesinin diğer sanık ...'e de sirayet etmesine, şikayetten vazgeçme ve sirayet eden şikayetten vazgeçme nedeniyle davaya katılma hakkının bulunmamasına binaen mağdur vekilinin hükmü temyiz etme hakkının olmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine…” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2021/1052 E., 2021/847 K.)

“..Mağdurun 11.11.2010 tarihli duruşmada sanık ,,. hakkında, hüküm verildikten sonra da 06.03.2013 havale tarihli dilekçeyle, beraat eden sanık ... hakkındaki şikayetinden vazgeçmesi ve iştirak halinde işlenen suçlarda şikayetten vazgeçmenin diğer sanıklara sirayet edeceği hususu göz önünde bulundurulduğunda, takibi şikayete bağlı bir suç olan mala zarar verme suçuna ilişkin olarak, 5237 sayılı TCK'nın 73/6 maddesi uyarınca sanıkların şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmedikleri konusunda beyanlarının saptanarak sonucuna göre hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,…”
(Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/30734 E., 2015/1356 K.)

-“…Müşteki ...’in aynı suçu birlikte işleyen temyiz dışı suça sürüklenen çocuk ... hakkında ayrı yürütülen yargılama sırasında şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi üzerine suça sürüklenen çocuk hakkında ……Mahkemesinin ….tarihli …Esas, …Karar sayılı kararı ile düşme kararı verildiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 73/5. maddesi gereğince aynı olaya ilişkin olan şikayetten vazgeçmenin suçu iştirak halinde işleyen diğer sanıklara da sirayet edecek olması karşısında; TCK’nın 73/6. maddesi gereğince sanık ...’ten şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği de sorulduktan sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA,..” (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/10060 E., 2022/18672 K.)

Sonuç

Ceza yargılamasında şikayet bir dava şartıdır. Şikâyete tabi suçlarda, şikâyetin yapılmaması halinde re’sen soruşturma ve kovuşturma işlemlerine başlanmaz. Hüküm kesinleşmeden önce yargılamanın her aşamasında şikâyetten vazgeçilebilir. İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar. Bu durum diğer sanıkları da etkilemektedir. Şikâyet hakkı altı aylık hak düşürücü süreye tabidir. Bu süre fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren başlamaktadır. Bu durumun istisnasını hakaret suçları oluşturmaktadır. Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikâyet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemez.

Av. Mehmet Emin KÜLTÜR