Büyükşehir Yasa Tasarısı İçişleri Bakanlığı Komisyonunda kabul edildi. Tasarı şimdi TBMM’de görüülüyor. Başbakan tasarının yasalaşmasına büyük önem veriyor. AKP milletvekillerinin tasarıya inanması ve tasarıyı sahiplenmesi için geçtiğimiz günlerde bütün AKP milletvekillerinin iştirakiyle Abant’ta toplantı düzenledi. Şüphesiz Abant’ta başka konular da konuşulmuştur. Ama sanırım en çok Büyükşehir Yasa Tasarısı ve tasarının yasalaşmasının önemi anlatılmıştır.
Tasarıyı uzmanlar şüphesiz çeşitli yönlerden değerlendirmiştir. Ben tasarıyı Türkiye’de PKK’nın varolduğu ve doğu ve güneydoğu bölgelerimizde alan hakimiyeti kurma çalışması yaptığı gerçeği ile birlikte değerlendirmek istiyorum.
PKK illegal terör örgütüdür. Amacı Türkiyemiz toprakları üzerinde mustakil bir Kürt devleti kurmaktır. Büyükşehir Yasa Tasarısı kanunlaşırsa PKK’nın amacına hizmet edilmiş olur. Tasarıyla mevcut Büyükşehir Belediyelerine ilaveten 13 büyükşehir belediyesi daha kurulacak, büyükşehir belediyesi sınırları il sınırlarına genişleyecek, illerdeki köyler ve bazı belediyeler tasfiye edilecek köyler, mahalleye dönüşecektir.
Büyükşehrin belediye başkanları bütün ilin oylarıyla seçildiğinden ilin belediye başkanı olacaktır.
Merkezi idarenin bazı görev ve yetkileri belediyelere devredilecektir. Belli ki Büyükşehir Yasa Tasarısını hazırlayan ve TBMM’ye sevk eden hükümet başkanlık sistemine geçişin altyapısını hazırlamaktadır. TBMM’de başkanlık sistemi de tartışılmaya başlanmıştır.
Büyükşehir Yasa Tasarısıyla Türkye’nin yarı bağımsız bölgelere ayrılması kolaylaşmış oluyor. Yani Türkiye federal bir yapıya dönüştürülmek isteniyor.
Basından bazı kişilerin federal bir yapıyı savunduklarını okudum. Önemli bir kişi;”ABD federal bir devlet, Almanya federal Cumhuriyet oluyor da neden Türkiye federal bir Cumhuriyet olmasın..?” demiş. Bu kişi ve kişiler ya gerçekleri görmüyorlar ya da görmezden geliyorlar. ABD milli bir devlettir. Çeşitli tarihlerde ABD’nin birçok eyaletini dolaştım. Dolaştığım bütün eyaletlerde ingilizce konuşuluyor. Vatandaşları kapıların önüne eyalet bayrağını değil, ABD bayrağını asıyorlar. Görevli gittiğimiz günlerde ABD yetkilileriyle de konuştum. Ingilizce bilmeyen bir Amerikan vatandaşının, değil devlet memuru olmak herhangi bir iş sahibi olma imkanı dahi yoktur.
Almanya da milli bir devlettir. Ülkenin her eyaletinde Almanca konuşulur. Ne ABD’de ne de Almanya’da ayrılıkçı bir düşünce ve ayrılıkçı bir hareket yoktur.
Türkiye öyle midir? Türkiye Cumhuriyeti ulus devlet olarak kurulmuştur ama bugün devletimizin bütünlüğü tehdit altındadır. PKK özerklik istiyor(istekleri istemekle sınırlı kalmayacaktır). Kürt kimliğinin Anayasada tanınmasını istiyor. Kürtlerin Cumhuriyetin iki kurucu unsurundan biri olduğunu Anayasada vurgulanmasını istiyor.
Kürtlerin Cumhuriyetin kurucu unsurlarından biri olduğu tezi İmralı’da Abdullah Öcalan tarafından ileri sürüldü. Abdullah Öcalan’a göre diğer kurucu unsur Türklerdir.
İstiklal savaşımıza şüphesiz kürt asıllı vatandaşlarımız da iştirak etmiş, Cumhuriyetin kurulmasında pay sahibi olmuşlardır. Anacak İstiklal Savaşına ayrılıkçı bir düşünceyle kürtler olarak değil, millet bütünlüğü içinde Türk milletinin bir parçası olarak katılmışlardır.
Ayrıca kürtlerin Cumhuriyetin kurucu unsurlarından biri olduğu iddiası da abartılıdır. İnönü Savaşlarında, Sakarya Meydan Savaşında, Başkomutanlık Meydan Savaşında şehit olan askerlerimizn çoğunlukla hangi şehirlerden oldukları incelendiğinde iddianın ne kadar abartılı olduğu anlaşılır.
Ayrıca Ankara İstiklal savaşı yıllarında Koçkiri isyanıyla da uğraşmıştır. Koçkiri isyanı tamamen ayrılıkçı düşünceden kaynaklanmıştır. Mondros Mütarekesinden sonra Türkiye işgal edilmeye başlanmıştır. Vatanın kurtuluşu için Atatürk, İstiklal savaşını başlatmış;”Vatanı, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır..” demiş, bütün milleti istilacılara karşı çıkmaya çağırmıştır. Böyle bir günde ayrılıkçılar Ankara’ya karşı, Atatürke karşı isyan başlatmışlardır.
Atatürk batı cephesindeki bir kısım kuvvetlerimizi isyancılarn üzerine göndermek zorunda kalmış, bu sebeple cephe zayıflamıştır. Cephenin zayıf kalmasından yararlanan Yunan orduları Sakarya’ya kadar ilerlemiş, Ankara’yı tehdit eder duruma gelmişlerdir.
Cumhuriyet kurulduktan sonra da ayrılıkçılar isyan çıkarmışlardır. Şeyh sait Cumhuriyetin en kritik bir döneminde isyan başlatmıştır. Musul Misak-ı Milli hudutları içindedir ve düşman işgalinden kurtarmayı hedeflediğimiz bir vilayetimizdi. Lozan Barış Antlaşmasında Musul Türkiye’ye bırakılmadı. Ama Musul’dan vazgeçmemiştik. Şeyh Sait isyanından sonra Musul’u düşünemez olduk.
Abdullah Öcalan’ın Cumhuriyetin iki kurucu unsurundan biri kürtlerdir tezinin ciddiye alınacak hiçbir yanı yoktur. Bu tez bölücü bir zihniyetin ürünüdür ama Türkiyemizde birtakım kimseler bu teze sahip çımışlardır.
Abdullah Öcalan, geçmişte Şeyh Sait, Seyit Rıza nasıl İngilizlerden yardım aldıysa Abdullah Öcalan da Türkiye’ye başlattığı terörist saldırılarında başta Suriye ve Yunanistan olmak üzere Türkiye üzerinde hesabı olan her devletten yardım almıştır.
Ama asıl hükümetin tutumunu anlamak mümkün değildir. Tamamen bir PKK örgütlenmesi olan KCK üyeleri mahkemelerde kürtçe savunma yapmak istiyorlar. Kürtçe savunma yapamamaları nedeniyle cezaevlerinde açlık grevine başladılar. Açlık greviyle sonuç ta aldılar. Bakanlar Kurulunda anadilde savunma hakkı veren bir düzenleme imzaya açılmış. Yakında TBMM’ne sevk edilir. Anadilde savunma hakkı sadece Türkçe bilmeyenlere tanınmış bir haktır. Şimdi bu hak Türkçe bilenlere de tanınıyor. Yeni bir anayasa yapılmak isteniyor. Yeni anayasada türk kimliği kaldırılmak Türkiyelilik, Türk vatandaşlığı kimliği konulmak isteniyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir Türk devletidir. Ama Anayasayla devlet Türk Devleti olmaktan çıkarılmak isteniyor. Belki anadilde eğitim hakkı da verilecek. Bu PKK’nın kurmayı amaçladığı devleti kendi ellerimizle inşaa etmek olmuyor mu? Biz kimliğimizden vazgeçersek PKK kürt devleti kurmaktan vazgeçecek mi?
Kuzey Iraktaki, Suriye’deki olayları iyi takip edin, bizim bölücülerimizin Suriye bölücüleri ve Kuzey Iraktaki ilişkileri inceleyin. Bütün amaçlarının büyük ve mustakil kürdistanı kurmak olduğunu anlarsınız.
Silahlı kuvvetlerimiz şu anda PKK’ya göz açtırmamaktadır. PKK kurtarılmış bölge yaratmak hayaline kendi gücüyle ulaşamayacaktır. Ancak büyükşehir yasa tasarısı çıkar, anadilde savunma hakkı yasayla sağlanırsa anayasada PKK’nın istediği değişiklikler yapılırsa PKK’nın kendi gücüyle gerçekleştremediği ve gerçekleştiremeyeceği kurtarılmış bölge yaratmak hayalini kendi ellerimizle gerçekleştirmiş ve yarattığımız kurtarılmış bölgeleri PKK’ya ikram etmiş olacağız..
Talat ŞALK
Emekli Cumhuriyet Savcısı
(Bu köşe yazısı, sayın Talat ŞALK tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)