Alacaklının alacağına kavuşma amacıyla başvurmuş olduğu cebri icra yolu, icra daireleri kanalıyla yapılan muameleler ile borçlunun malları, hakları ve diğer şahıslardan olan alacakları üzerine haciz konulması suretiyle yürütülür. Borçlunun maaşının haczedilmesi hususu uygulamada en çok rastlanan haciz yöntemlerinden biridir. Öncelikli olarak vurgulamak gerekir ki, özel takip yolları ile yapılan icra takipleri dışında, borçlunun tüm malvarlığı değerlerine ve hak ve alacaklarına yönelen takip yollarında maaş haczi uygulanması mümkündür. Rehnin paraya çevrilmesi, ipoteğin paraya çevrilmesi gibi takip yollarında takibin konusu sınırlı olduğundan borçlunun maaşına haciz konulması mümkün değildir. Onun haricinde ilamlı veya ilamsız olmasına bakılmaksızın icra takibinin kesinleşmesiyle birlikte borçlunun maaşına haciz uygulanması mümkündür.
Maaş, borçlunun emeği karşılığında, belirli periyodlarla hak kazanmış olduğu ve genellikle aydan aya almış olduğu ücret anlamına gelmektedir. Yani, bir kişinin maaşı, çalışmış olduğu işin karşılığı olarak, emek ve mesailerine için ödenen ücrettir. İcra hukuku bağlamında, maaşın özel veya kamu sektörü hizmetinin konusu olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yani, bir devlet memurunun maaşına da haciz uygulanması mümkündür.
İİK’nın 89. ve 78. Maddeleri uyarınca, alacaklının başvurmuş olduğu haciz müzekkerelerinden farklı olarak maaş haczi, taşınır mal hükmünde değildir. Bu sebeple İİK’nın 106. Ve 110. Maddeleri uyarınca maaş haczinin geçerliliğini yitirmesi veya maaş haczinin satışa yani paranın celbine tabi tutulması diye bir müessese mevcut değildir. Maaş haczi uygulanan ve İİK’nın 355. Maddesi uyarınca maaş haczi tatbik olunan bir icra dosyasındaki maaş haczinin, borcun bitimine kadar geçerliliğini yitirmesi mümkün değildir. Lakin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2014/30420 Esas, 2014/30286 Karar sayılı ilamı uyarınca, maaştan kesilen paraların icra dosyasına celbi ve bu paraların alacaklı tarafından teslim alınması cebri icra işlemi niteliğinde değildir. Bu sebeple salt olarak maaş haczi uygulanması, zamanaşımı sürelerini keser nitelikte değildir. Bu sebeple, maaş haczi uygulanan dosyalarda başkaca cebri icra işlemlerinin de alacaklı tarafından tatbik edilmesi gerekmektedir.
Uygulamada maaş haczi, kesinleşen bir icra takibinde, borçlunun, UYAP sistemi üzerinden yapılan maaş sorgusu neticesinde tespit edilmekte ve alacaklının talebiyle borçlunun çalıştığı kuruma, icra dairesince maaş haczi müzekkeresi gönderilmek suretiyle tatbik edilmektedir. İİK’nın 355. Ve 356. Maddeleri uyarınca, maaş haczi müzekkeresini tebliğ alan işveren 1 hafta içerisinde icra dairesine cevap vermek zorundadır. Eğer ki borçlu, işverenle birlikte çalışmaya devam ediyorsa, maaş haczinin tatbik edildiği ve her ay borçlunun maaşının dörtte birinin icra dairesine gönderileceği bildirilmelidir. Eğer ki borçlu, maaş haczi müzekkeresini tebliğ alan işverenle birlikte çalışmaya devam etmiyorsa, bu durum da 1 hafta içerisinde icra dairesine bildirilmelidir. Maaş haczi müzekkeresini tebliğ alan işveren, süresi içerisinde icra dairesine cevap vermez, yani bildirimde bulunmazsa, kesilmeyen her maaş kadar borçtan sorumlu tutulacaktır. Yani, işveren, maaş haczi müzekkeresini 01.01.2020 tarihinde tebliğ almış olsun. 01.03.2020 tarihi geldiğinde hala maaş haczi müzekkeresine cevap vermez ve alacaklı da talep ederse, borçlunun kesinti yapılmayan 2 aylık maaş haczinden işveren sorumlu olacaktır. Bu hususta İİK’nın 356. Maddesi uyarınca, işveren icra dosyasına borçlu olarak eklenebilecektir. Uygulamada başvurulsa da işverenin borçlu olarak icra dosyasına kaydedilmesi için tekit müzekkeresi yazılması gibi bir zorunluluk kanunen bulunmamaktadır.
İİK’nın 83. Maddesi uyarınca bir kişinin maaşının en fazla dörtte biri haczedilebilir. Daha fazla oranda maaş haczi uygulanması kanuna açıkça aykırıdır. Bu husus icra dairesince resen gözetilmeli ve maaş haczi müzekkerelerine de açıkça yazılmalıdır. İİK’nın 83. Maddesi uyarınca, borçlunun muvafakatı ile bir kişinin maaşının tamamına veya dörtte birinden daha fazlasına haciz uygulanması mümkündür.
İİK’nın 82. Maddesi yani haczi caiz olmayan mal ve haklara ilişkin maddesi incelendiğinde; 82/9 hükmü uyarınca; ‘’Memleketin ordu veya zabıta hizmetlerinde malul olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri, askeri malullerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaraları kanun hükmüne göre verilen insihar hisseleri…’’ haczedilemez.
Emekli ikramiyelerinin haczedilmesinin önünde kanunen bir engel bulunmamaktadır. İİK’nın 82. Maddesinde olduğu gibi kanuni bir engel yoksa bir kişinin emekli ikramiyesinin de haczi mümkündür. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. Maddesi uyarınca, bir kişinin emekli maaşının haczedilmesi mümkün değildir. Lakin İİK’da bulunan 83. Madde düzenlemesi gereğince borçlunun muvafakat vermesi halinde emekli maaşlarının da haczedilebileceği kanısındayız. SSK’nın prim alacakları ve nafaka alacakları kapsamında yürütülen cebri icra işlemlerinde borçlunun, emekli maaşına da haciz uygulanabileceği 5510 sayılı kanun uyarınca mümkün kılınmıştır.
Kamu sektöründe çalışan ve maaşını da kamudan alan borçlular için özel bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Özel veya kamu sektöründe olsun, maaş haczi müzekkeresini tebliğ alan personelin, İİK’nın 355 ve devamı maddeleri uyarınca bu durumu amirine bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrıca, maaş haczi müzekkeresinin gereğini yerine getirmeyen işveren hakkında İİK’nın 357. Maddesi uyarınca cezai sorumluluk da söz konusu olacaktır.
Maaş haczi uygulanan icra dosyalarında, borçlunun maaşından kesinti yapılmak suretiyle gelen her para alacaklıya ödenir. İcra dairesi, gönderdiği her paradan mutlak surette %9.10 oranında tahsil harcı kesintisi yapar. Dosyada, toplamda alınması gereken tahsil harcı alındığında bu kesinti yapılmaksızın para alacaklıya ödenir. Ayrıca yapılan maaş haczi kesintilerinden, %2 oranında cezaevi harcının alınacağını da vurgulamak gerekir. Cezaevi harcı, tahsil harcından farklı olarak alacaklıya aittir.
Sonuç olarak, bir kişinin, istisnai durumlar hariç olmak kaydıyla maaşının dörtte birinin, icra takipleri kapsamında, alacaklının talebi ve icra dairesinin maaş haczi müzekkeresiyle haczedilmesi mümkündür. Bir kişinin maaşında birden fazla haciz olması durumunda, işveren maaş haczine ilişkin sıralama yapmak ve bu sıralamayı icra dairesine gene 1 hafta içerisinde bildirmek zorundadır. Maaş haczinin geçerli olduğu an, yerleşik içtihatlara göre, maaş haczi müzekkeresinin işverence tebliğ alındığı tarihtir. Sıralamanın bu prensibe göre yapılması gerekmektedir. Maaş haczine ilişkin hukuka aykırılık durumlarında, işlem bir icra dairesi işlemi olduğundan icra hukuk mahkemeleri görevlidir. İcra memur muamelesini şikayet adı altında maaş haczine ilişkin şikayette bulunmak mümkündür. Ayrıca maaş haczini tatbik etmekte yetkili yer ve maaş haczine ilişkin şikayetleri incelemekle yetkili icra hukuk mahkemesi esas takibin yapıldığı yer icra dairesi ve esas takibin yapıldığı yer icra hukuk mahkemesidir.