Siber zorbalığı tanımlamadan önce zorbalığın ne olduğu sorununa bakmak gerekmektedir. Zorbalık konusunda net bir tanım olmamakla birlikte; aralarında güç dengesizliği olan kişilerden, güçsüzün, güçlünün saldırganca ve kasıtlı zarar verme niteliği bulunan davranışlarına tekrarlı olarak ve birçok kez maruz kalması durumuna zorbalık denir. Siber zorbalık ise, “bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da gruba, özel ya da tüzel bir kişiliğe karşı yapılan teknik ya da ilişkisel tarzda zarar verme davranışlarının tümüdür.” Kavramın diğer bir tanımı ise, bir çocuğun veya ergenin başka bir çocuk veya ergen tarafından internet, interaktif, dijital ve mobil teknolojiler kullanılarak tehdit edilmesi, aşağılanması, utandırılması, taciz edilmesi veya işkence edilmesi olarak değerlendirilmektedir. Ancak kavramsallaştırma sürecine yalnızca çocuk ve ergenleri dahil etmek yeterli değildir zira günümüzde yetişkin statüsünde bireyler de çoğu zaman siber zorbalık bakımında fail-mağdur ekseninde yer almaktadır.[2]
Literatürde bir görüş “zorbalık” sözcüğünün sadece bir çocuğun veya ergenin bir başka çocuk veya ergene yapmış olduğu davranış olduğunu kabul etmekle beraber sürece yetişkin bir bireyin fail olarak dahil olması durumunda kavramın “siber taciz” veya “siber istismar” olarak adlandırılmasını savunmaktadır.
Kavramın sağlıklı bir şekilde tanımlanması açısından psikolog, psikolojik danışman, hukukçu, bilişim uzmanları ve sosyologların ortak çalışma yapmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Türkiye’de kavram konusunda akademik çalışmalar sayıca fazla olmamakla birlikte. Dr. O. Tolga Arıcak, Öğr. Gör. Taşkın Tanrıkulu, Arş. Gör. Hüseyin Kınay akademik anlamda önemli çalışmalar yapmışlardır.
Siber zorbalık, geleneksel zorbalıktan farklı olarak; herhangi bir zamanda meydana gelip, çok hızlı bir şekilde yayılabilmektedir (McDonald & Flood, 2012; Kowalski ve Limber, 2007). Yeni teknoloji sanal zorbaların, kurbanlarına her zaman her yerde saldırma imkânı vermektedir (David-Ferdon & Hertz, 2007; Ayas & Horzum, 2010). Ayrıca yapılan araştırmalar; siber-cinsel tacizin daha kolay gerçekleştiğini (Shariff , 2005) ve günümüzde “siber-cinsel taciz” olaylarının arttığını vurgulamaktadır (McDonald & Flood, 2012)
2.Siber Zorbalığın Türleri
Esas itibariyle iki çeşit siber zorbalık bulunmaktadır: Birincisi daha çok teknik yönünü içeren elektronik zorbalık (electronic bullying), diğeri ise psikolojik yönünü içeren elektronik iletişim (e-iletişim) zorbalığıdır (e-communication bullying).
Elektronik zorbalık kişilerin şifrelerini ele geçirmek, web sitelerini hacklemek, spam içeren mailler göndermek ya da bulaşıcı e-postalar göndermek gibi teknik olayları içerir. Elektronik zorbalık, bireysel yapılabileceği gibi birçok kişi tarafından organize bir şekilde aynı anda da yapılabilir. DDoS denilen bu tür saldırıların hedefi sistemi kullanılamaz hale getirmektir. Bu tür saldırılar kişilerin sahip olduğu web sitelerine yapılabildiği gibi büyük kurum ya da devletlere ait yazılım ya da sitelere de yapılmaktadır. Bu saldırılar donanım ve yazılımlara direk olarak etkide bulunurken, dolaylı olarak kişilerin duygularına da etki etmektedir.[3]
Elektronik iletişim zorbalığı ise bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak kişileri sürekli rahatsız etme , kişilerle alay etme, isim takma, dedikodu yayma, internet üzerinden kişiye hakaret etme ya da kişinin rızası olmadan fotoğraflarını yayınlama gibi ilişkisel saldırı davranışlarını içerir. Bu da direk olarak duyguları etkilemektedir. Siber zorbalığın mutlaka seksüel bir uzantısı olması gerekmemekle beraber kızdırma amaçlı başlayan siber zorbalığın içeriğine bir süre sonra seksüel ögelerin de dahil olduğu sıklıkla görülmektedir. Ayrıca psikolojik anlamda etkileri göz önüne alındığında zorbalık yapan bir kimsenin bir sonraki süreçte kurban yerine geçebildiği gözlemlenmektedir.
Siber zorbalık bakımından ikinci bir ayrım ise doğrudan yapılan saldırılar (direct) ve vekaleten yapılan saldırılar (by proxy) olarak yapılabilecektir.
Doğrudan yapılan saldırılar çok çeşitli paylaşım ve gönderiler kullanılarak doğrudan alıcıya mesaj gönderilmesi amacıyla yapılırken; vekaleten yapılan saldırılarda ise mağdura yapılacak zorbalık, taciz ve benzeri durumlara bilerek veya bilmeyerek başkalarının da dahil olması sonucu durumun kolektif bir hal alması halidir. Bu ikinci tür toplumsal etkileri itibariyle oldukça zarar verici niteliktedir.
Bu davranışların başında zorbanın, kurbanı, elektronik iletişim araçları yoluyla tehdit etmesi ya da kurbana yönelik kötü sözler içeren mesajlar göndermesi gelmektedir. Bazen de mağdur hakkında internet ortamında dedikodu yaparak ya da mağduru rahatsız edecek özel resim ve bilgiler yayma yoluyla gerçekleştirilmektedir. Yaygın siber zorbalık davranışlarından biride zorbanın internet ortamından kendisini mağdur gibi tanıtıp onun adına başkalına zorbalık yapmasıdır. Bu tür davranışlar, mağdurun cep telefonu ya da elektronik posta hesabını kullanarak gerçekleştirdiği görülmektedir. Bunlara ek olarak isimsiz çağrılar, virüslü e-postalar ve bir kişi ya da bir grubu karalamak için kısa mesaj ya da e-postaların gönderilmesi de diğer siber zorbalık davranışları arasında yer almaktadır.
3. Siber Zorbalığın Nedenleri
Yapılan araştırmaların birçoğu siber zorbalığın oluşum sürecinde bilişsel bakımdan kızgınlık, intikam alma ve hayal kırıklığı gibi etkenlerin bu durumu tetiklendiğini göstermektedir. Sayıca azınlıkta kalan araştırma sonuçları ise bireylerin sadece eğlenmek veya sıkıldıkları için bu davranışları gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. İkinci tür bu araştırmalarda bireylerin bir kısmı bu filleri komik olmak için, ilgi çekmek için yaptığını söylerken bir kısmı ise tesadüfen iştirak ettiğini söylemiştir. Başka kişilere zarar vermenin kolaylığı, düşük maliyet, kolay erişim, kimliğini gizleme kolaylığı, akıl sağlığı sorunu, az gelişmiş sosyal beceriler, düşük benlik saygısı, yüksek sosyal kaygı, saldırganlık, uygun olmayan davranışların model alınması, yetersiz ebeveyn-çocuk etkileşimi, internet kullanımında yetersiz süpervizyon gibi faktörlerin de siber zorbalığın nedenleri arasında olduğu araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.
Siber zorbalığın en yaygın olduğu siber ortamın Facebook adlı sosyal paylaşım sitesi olduğu bilinmektedir. Araştırmalar, gençlerin giderek artan oranda internet kullandıklarını hatta bazılarının internet bağımlısı haline geldiklerini belirtmektedir. Şüphesiz bu bağımlılığın en büyüğü de Facebook adlı sosyal paylaşım sitesidir. Facebook ve benzeri paylaşım sitelerinin, bireylerin siber ortamda tanıştıkları, anlık ileti göndermek suretiyle sohbet ettikleri, sesli ve görsel beğenileri paylaştıkları sosyal bir platforma dönüşmüş olması siber zorbalığı yaygınlaştırmaktadır. Aynı zamanda bu sitelerde zorbanın mağdur ile yüzyüze iletişim halinde olmamalarının verdiği göreceli rahatlık kullanımı artırmaktadır.[4]
4. Siber Zorbalığın Çocuklar ve Gençler Bakımından Etkileri
İstatistikler siber zorbalığın günümüzde en büyük mağdurlarının çocuklar (0-18) olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni ise gelişen teknoloji ve bu teknolojinin beraberinde getirdiği riskler noktasında en savunmasız grubun çocuklar olmasıyla açıklanmaktadır Öyle ki bu riskler hızla yaygınlaşan bir biçimde okulun sınırlarını aşmış çocukların-gençlerin evdeki odalarına kadar girmiştir. Çocuklar ve gençlerin yaşadığı siber zorbalık, akranlarının e-posta, Facebook, Whatsapp, vb. sosyal sohbet ortamları üzerinden veya doğrudan cep telefonlarına gelen sözlü veya yazılı mesajlarla rahatsız edilmesi, küçük düşürülmesi veya aşağılanması şeklinde de ortaya çıkmaktadır. Aşağıdaki tabloda bu konuda yapılan araştırmalarda özellikle çocuklara ilişkin saptanan bazı veriler yer almaktadır.[5]
Çocukların %43 ü en az bir kere siber zorbalıkla karşılaştıklarını belirtiyorlar. |
Öğrencilerin %70 i sıkça siber zorbalığa şahit olduklarını belirtiyorlar. |
Gençlerin %80 i cep telefonlarını düzenli olarak her gün kullanıyorlar. |
Gençlerin %68 i siber zorbalığı gerçek bir problem olarak kabul ediyor. |
Gençlerin %81 i siber zorbalığın okuldaki zorbalığa göre çok daha az yakalandığını daha kolay kaçıldığını düşünüyor. |
Siber zorbalığa maruz kalan her 10 kurbandan sadece 1 tanesi ailelerini veya güvendikleri bir büyüklerini haberdar etmişler. |
Kızlar erkeklerden iki kat daha fazla siber zorbalığa maruz kalmışlar. |
Siber zorbalığa maruz kalan çocukların diğerlerine göre 2 ile 9 kat daha fazla intihara eğilimli olduğu ortaya çıkmış. |
Çocukların %58’i kendilerine online olarak kırıcı veya kötü bir sözün söylendiğini itiraf etmiş. |
Siber zorbalık konusunda bozulan arkadaşlık ilişkilerinin etkilerine de dikkat edilmesi gerekmektedir. Özellikle duygusal ilişki yaşayan gençlerden bir bölümünün ilişkinin bitmesi sonucunda intikam amaçlı olarak siber zorbalık yaptığı görülmektedir. Diğer yandan bazı öğrencilerin kıskançlık, bazılarının ise fazla farklı alt kimliklere yönelik sahip oldukları ön yargılar ve bazı öğrencilerin mağduru, grup dışına itmek ya da grup içerisinde kendi yerini korumak amacıyla da siber zorbalığa yöneldikleri görülmektedir. Siber zorbalığa maruz kalan gençlerde gözlenen duygusal ve fiziksel durumlar ise şu şekildedir.
Depresif ruh hali |
Öfke /kızgınlık |
Okul notlarında düşüş |
Okula gitmek istememek |
Arkadaşlarıyla görüşmek istememek |
Bilgisayar /cep telefonu kullanmada tereddüt etmek |
Yapılan çalışmalar siber zorba davranışların oldukça yaygın olduğunu göstermektedir (Noret ve Rivers, 2006; Kowarski ve Limber,2007; Li,2007). Türkiye’de 269 ortaokul öğrencisi üzerinde yapılan bir çalışmada ise öğrencilerin % 35,7’sinin zorba davranışlar gösterdiklerini, %29,7’sinin sanal kurban olduğunu ortaya çıkarmıştır( Arıcak ve ark, 2007). Türkiye’deki yapılan benzer bir çalışmada; lise öğrencileri arasında sanal zorba oranının %28, sanal kurban oranının ise %30 olduğu ifade edilmiştir (Erdur-Baker ve Kavsut, 2007; Aktaran Ayas & Horzum, 2010).[6]
a. Amanda Tood Olayı ve Dünyadan Örnekler
Amanda Michelle Todd (d. 27 Kasım 1996, Britanya Kolumbiyası - ö. 10 Ekim 2012), YouTube'a bir video yükledikten sonra intihar eden, Kanada'nın Britanya Kolumbiyası eyaletinde yaşamış Todd Coquitlam'daki CABE Lisesi'nde 10'uncu sınıfta okuyan 15 yaşında bir lise öğrencisi idi. İntihar öncesi YouTube üzerinden yayınladığı videosunda, intihar nedeninin, Facebook üzerinden yaşadığı istismar, çıplak resimlerinin internet üzerinde paylaşılması, kendi kendisine zarar verme ve çevresinden gördüğü dışlanma olduğunu anlatmıştır. Video boyunca konuşmayan, sadece ellerindeki kağıtlara yazdığı metinleri gösteren Todd, nasıl şantaj edildiğini, kendisine nasıl fiziksel ve duygusal olarak saldırıldığını anlatmıştır. Bir adamın, göğüslerini gösterdiği fotoğraflarını internet üzerinden dağıttığını anlatmıştır. 10 Ekim günü akşamı Kanada Polisi, Amanda'nın Port Coquitlam'daki evinden ani ölüm ihbarını almış, soruşturma başlatmış, sosyal medya üzerinde konuyu araştırmaya başlamıştır. Amanda Todd'un intiharı Kanada'da ve birçok ülkede, sosyal medya üzerinde yapılan zorbalıklar konusunda tartışmalara neden olmuştur. 17 Nisan 2014 tarihinde Aydın Çoban adlı 35 yaşındaki Türk asıllı bir Hollandalının şüpheli olarak gözaltına alındığı duyurulmuştur.[7]
Kanada’da 15 yaşındaki bir öğrenci, Yıldız Savaşları filminden bir kavga sahnesini canlandıran video hazırlamıştır. Arkadaşları izinsiz bir şekilde bu videoyu internete paylaşmış, milyarlarca kişi bu videoyu tıklamıştır. Yaşadığı bu olay çocuğun kendisini aşağılanmış hissetmesine ve sonucunda okulu bırakmasına neden olmuştur(Snider & Borel, 2004).
Amerika Birleşik Devletlerinin Kaliforniya eyaletinde bir web sitesinde (schoolscandals.com), birçok okulu ilgilendiren dedikodu, tehdit ve ırkçılık içeren söylemler o kadar yaygınlaşmıştır ki site 30 binden fazla üyeye ulaşmıştır. Bu sitede kendileri hakkında geçen yorumlardan dolayı birçok öğrenci depresyona girmiştir (Paulson, 2003).
Avustralya’da 4. sınıfta okuyan 9 yaşındaki bir kız öğrenciye, sınıf arkadaşı tarafından pornografik mailler gönderildiği, polislerin yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır (Thorp, 2004; Aktaran Li,2007).
17 yaşındaki Alexis Pilkington, bir sosyal ağ sitesinde aşağılayıcı ve hakaret içeren yorumlar yüzünden kendi hayatına son vermiştir. Benzer şekilde sanal kurbanlardan biri olan 13 yaşındaki Megan Meier ise sosyal ağlarda hakkında kötü dedikoduların yayılması yüzünden intihar edenlerden biridir. 13 yaşındaki Ryan Patrick Halligan da sanal ortamda verdiği sırların tüm okula yayılması sonucunda hayatına son vermiştir (Bell, 2010).
Konuyla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla 2015 yılında İngiltere yapımı Siber Zorbalık (Cyberbully) adlı bir sinema filmi vizyona girmiştir. Film dram ve gerilim tarzında olup konu itibariyle İngiliz bir genç kızın, bir hacker tarafından verilen emirleri yapmaya zorlanması şayet kız bu istekleri yerine getirmezse hackerın genç kızın özel resimlerini internete sızdırma konusunda yaptığı tehditleri konu edinmektedir.
5. Siber Zorbalıkla Nasıl Mücadele Edilir?
Siber zorbalığın giderek yaygınlaştığı ve önemli bir sosyal soruna dönüştüğü görülmektedir. Bu nedenle de öncelikli olarak bireyleri siber zorbalığa iten nedenlerin daha geniş gruplar üzerinde yapılacak çalışmalarla incelenmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir. Özellikle paydaşların, bilişim suçları ve bu suçlara karşılık gelen idari ve adli cezalar konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Zorbalık mağdurlarının çeşitli tür ve yoğunlukta psikolojik bozukluklar yaşadıkları görülmektedir. Bu nedenle mağdurların psikolojik destek almalarının sağlanması gerekmektedir. Sağlanacak sosyal desteğin mağdurların kendilerini daha iyi hissetmelerine katkı getirdiği gözlenmektedir. Çocukların ve ailelerin bu konuda bilinçlenmesi açısından ise aşağıdaki hususlar üzerinde durulması fayda sağlayacaktır.[8]
- Ailelerin çocuklarına daha çok zaman ayırması, siber zorbalık davranışlarına karşı dikkatli, özenli olması bu anlamda özellikle çocukların sosyal medya ve internet ağını kullanması sürecinde onlara sağlıklı güvenli bir ortam sağlamaları gerekir.
- Ailelerin belli zaman dilimleri içerisinde çocukların arkadaşlarını ve özellikle çekirdek çevresini tanıması çocuklarının siber zorbalığa mağdur veya zorba olarak katılmasını önlemede faydalı olacaktır.
- Çocuğu siber zorbalığa karışan ailenin öncelikle çocuğunu dikkatle dinlemesi, çocuğuna nasıl yardım edebileceği üzerinde düşünmesi, okul ile iş birliği yapması ve olanak varsa okul dışı uzmanlardan da özellikle psikologlardan destek alarak çözüm üretmede işbirliği yaklaşımları kullanması önerilebilecektir.
- Siber zorba ve mağdur olan öğrencilerin ailelerin çocukları ile empati kurması ve durumu tartışmak yerine çocukların duygularını ve hissettiklerini anlamaya çalışması önerilmektedir.
- Siber zorbalığın nerede meydana geldiğini, nasıl oluştuğunu öğrenmek ve özellikle bu noktada çocukların ve ailelerin siber zorbalık konusunda verilecek eğitimlere katılması fayda sağlayacaktır.
- Son olarak aile başka ebeveynlerle ve öğretmenlerle konuşarak ortak çözüm yolları belirlemeye çalışması yararlı olabilir. Ancak aile çocuğunu buna zorlamamalı çocuğunun hazır olduğundan emin olduğunda bu çözüme başvurmalıdır.
Siber zorbalık toplumsal yaşantının sürdürüldüğü her ortamda önemli bir sorundur ve bu sorunla ebeveynlerin tek başlarına baş etmeleri oldukça zordur. Bu nedenle aile okul ve çocuk üçgeni dikkate alınmalı, öğretmenlerin ve ebeveynlerin çocuklarının psikososyal gelişimi ve eğitiminde birbirleri ile iletişim halinde bulunmaları siber zorbalıkla mücadele noktasında önem taşımaktadır.[9][10]
6. Siber Zorbalığın Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi ve Yaptırım Koşulları
Son yıllarda, dünyada olduğu gibi ülkemizde de bilişim suçlarının oranında büyük bir artış gözlenmektedir. 2007 tarihinde yapılan yasal düzenlemelerin ardından, bilişim sistemlerine karşı işlenen suçlar bilişim suçu olarak kabul edilmektedir. Yapılan yasal düzenlemelere karşılık halen kanunen tanımlı bir “siber zorbalık” suçu bulunmamaktadır. Belirtmek gerekir ki bu konuda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yasalar oldukça yetersiz kalmaktadır. Ülkemizde olduğu gibi birçok ülkenin de hala bir siber zorbalık yasası yoktur. Bu nedenler, siber zorbalıkla baş edebilmeyi daha güç hale getirmektedir. Konuyla ilgili yasaların yetersizliği, sosyal ağ sitelerinin ve benzeri web sitelerinin bu konudaki hassasiyetlerinin düşük olması ve internetle kişilerin kimliklerini kolaylıkla gizleyip anonim olabilmeleri nedenleriyle; toplumlar potansiyel bir tehlike içerisindedir. Gerek kavramın tanımlanma zorluğu gerekse de içerik yoğunluğu kanunen bu şekilde bir suç tanımlamasını yapmayı zorlaştırmaktadır. Bunun yerine Türk Ceza Kanununda siber zorbalık davranışına uygulanabilecek pek çok hüküm bulunmaktadır. Sanal şiddet uygulayarak bir kimsenin yaşamına son verilmesi halinde kasten insan öldürme (Madde 81), İntihara yönlendirme (Madde 84), Eziyet (Madde 96), Tehdit (Madde 106), Ayırımcılık (Madde 122), Kişilerin huzur ve sükununu bozma (Madde 123), Hakaret veya sövme (Madde 125), Özel yaşamını izleyerek, iletişimine müdahale ederek içeriğini alay konusu etmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal (Madde 132), Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması (Madde 133), Özel hayatın gizliliğinin ihlali (Madde 134), Kişisel verilerin kaydedilmesi (Madde 135), Özel yaşamın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi kişisel verileri yok etmemek (Madde 138). Siber zorbalık davranışının ne olduğuna dair gençlerin, hatta orta öğretimden itibaren bireylerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda ailelere, ilköğretim ve lise öğretmenlerine çok büyük görevler düşmektedir. Siber zorbalığın mutlaka cezasının olduğu ve uygulayıcıların da yaptıklarının suç olduğu bilincinin aşılanması gerekmektedir. Siber zorbalık mağdurları korktukları için çevrelerine duyurmadıklarından dolayı, bu suç türü giderek yaygınlaşmaktadır.[11] Bu açıdan siber zorbalık filli maddi anlamda hangi suçu veya suçların unsurlarını meydana getiriyorsa hukuki değerlendirme buna göre yapılmalıdır. Uygulamacılar açısından teknik olarak yapılacak bu saptamada mağdurun ve şüphelinin hakları göz önünde bulundurulmak suretiyle sağlıklı bir ceza muhakemesi süreci yürütülmesi elzemdir.
Siber zorbalık günümüz koşulları içinde kaçınılmaz görünse de, ceza hukuku dışında özel hukuk bakımından da bu tehdide maruz kalmadan önce ve sonrasında çeşitli hukuki müesseseler gündeme gelebilmektedir. Anayasa'nın 20. maddesine göre açıkça herkes, özel ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip ve kimsenin gizliliğine dokunulamaz. Ayrıca Medenî Kanun da kişilik haklarının korunmasını düzenlemiş ve bu hakları koruma altına almıştır. Kanun kişilik hakları ihlal edilen kimseye kişilik hakları ihlalinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitinin istenmesine izin vermektedir. Dolayısıyla bir hukuka uygunluk nedeni bulunmadığı müddetçe yapılan her türlü kişisel veri kullanımı veya paylaşımı hukuka aykırı olmaktadır. Siber zorbalık fiili neticesinde kişilik hakları ihlale uğrayan taraf bakımından bu ihlal maddi veya manevi zarara yol açtığı takdirde uygun bir tazminat talebi hakkı doğmaktadır.
Karşılaştırmalı hukuk açısından ise, Özellikle Amerika’da ve Avrupa’da, görülen siber zorbalık olaylarında çoğu zaman olayın içine ölüm veya yaralama tehditlerinin dahil olduğu tespit edilmiştir. Suç sosyolojisi araştırmaları ve kriminalistik araştırmalar yaşanan vakalarda mağdurlarının çoğunluluğunun sosyal medya ve iletişim hesaplarını kaybettiğini ortaya koymaktadır. Yaptırım noktasında ise özellikle Amerika Birleşik Devletleri federal kanunların düzenlenmesinde ‘kriminal suç’ kategorisi öngörmüş ve bilişim sistemine girme, içeriğe zarar verme-yok etme gibi filleri de bu kategori kapsamında yaptırım altına almıştır.
a. Yaptırım
Kişi işlediği fiile ilişkin olarak ceza kanunlarında öngörülen cezayı alacaktır. Sanal zorbalığın bilişim suçlarına ilişkin unsurları oluşturması halinde bu kısma ilişkin cezalar da gündeme gelecektir. Bu suçlar Türk Ceza Kanununun bilişim suçlarına ayrılmış 10. Bölümünde ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre suçlar ve yaptırımları şu şekildedir.
Bilişim sistemine girme Madde 243-
(1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (1)
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) (Ek: 24/3/2016-6698/30 md.) Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme Madde 244-
(1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır
Yasak cihaz veya programlar Madde 245/A- (Ek: 24/3/2016-6698/30 md.)
(1) Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması Madde 246
(1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Kişiler aynı zamanda özel hukuk bakımından hukuka aykırılıkların tespiti, sona erdirilmesi gibi taleplerinin yanında uğradıkları zarara uygun tazminat talebinde bulunabileceklerdir.
b. Siber Zorbalık Mağduru Ne Yapmalı?
Öncelikle mağdur ve yakınlarının fiille karşılaştıklarında soğukkanlı davranmaları ve fiile ve faile ilişkin bilgileri,delilleri tespit etmeye çalışmaları gerekmektedir. Bu süreçte karşılaşılan en temel sorunlardan biri özellikle ülkemizde siber zorbalık konusunda mevzuatın yeterince gelişmemiş olduğu da gözetilerek sürecin daha sağlıklı işlemesi açısından karşılıklı uzlaşma yolunun denenmesi olacaktır. Buradaki uzlaşma ceza muhakemesindeki uzlaşma kurumundan farklı olarak fail ve mağdurun soruşturma süreci başlamadan karşılıklı diyalog ve etkileşim neticesinde sorunun çözümü noktasında çaba sarf etmeleri olacaktır. Burada amaçlanan temel şey karşı tarafın öfke nöbetlerini davranışsal boyutuyla bertaraf etmektir. Bundan sonuç alınamaması halinde ise mağdurun en son yapması gereken en yakın Cumhuriyet Savcılığına durumu bildirmek olacaktır. Ayrıca 155 Polis İmdat hattına ve 155@iem.gov.tr adlı e-mail adresine mesaj gönderilmek suretiyle ihbarda bulunabilir.
İnternet üzerinden karşılaşılan, internetten intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma, müstehcenlik, hakaret, taciz, suçları için ise doğrudan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına (TİB) ihbar yapmak gerekiyor. Bu konudaki bildirimler için 166 Alo İnternet Bilgi İhbar hattını kullanmak mümkün.
Kişiler asliye hukuk mahkemesinde kişilik hakları ihlalinin önlenmesi, sürmekte olan saldırıya son verilmesi, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitinin istenmesi gibi taleplerinin yanında zarara uygun olarak maddi-manevi tazminat davası açabilirler.
Çocukların mağdur olması durumunda bunu öğrenen kanuni temsilcilerinin bu başvuru yollarını uygulaması gerekmektedir.
Siber Suçlarla Mücadele İl Şube Müdürlükleri: Bilişim teknolojileri kullanılarak işlenen suçların soruşturulması ve dijital delillerin incelenmesi için destek veren görevli daire başkanlıklarının ve taşra teşkilatındaki birimlerin dağınık yapısının tek bir çatı altında toplanması, mükerrer yatırımların önüne geçilmesi, siber suçlarla mücadelenin etkin ve verimli olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla 2011/2025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Bilişim Suçlarıyla Mücadele Daire Başkanlığı kurulmuştur. 28/02/2013 tarih ve B.05.1.EGM.0.65.35539/31772 sayılı Bakanlık Oluruna istinaden Bilişim Suçlarıyla Mücadele Daire Başkanlığının ismi Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı olarak değiştirilmiştir Siber Suçlarla Mücadele İl Şube Müdürlüklerinin kurulumunun tamamlanmasına yönelik çalışmalarına hızla devam edilmektedir Bu müdürlüklerin teşkilatlanmasının tamamlanmasının ardından şikayet ve ihbarlar bu müdürlükler aracılığıyla da yapılabilecektir.
Fatih ÖZDEMİR / hukukihaber.net
KAYNAKÇA: Internet Safety101, Stop Cyber Bullying, End Cyber Bullying, http://www.cyberbullyinginstitute.org/
--------------------------------
[1] Araştırma bir hukukçu tarafından ele alınmış olup, konunun bütünlüğü itibariyle sosyolojik, psikolojik yönlerin yüzeysel kalmış olması ihtimali söz konusudur.
[2] Kavramın tanımlanması noktasında çeşitli görüşler olmakla birlikte bu yazıda özellikle uluslar arası anlamda kabul edilen tanımlamalara yer verilecektir.
[3] Arıcak, Osman Tolga (Haziran 2012). "Siber Zorbalık: Gençlerimizi Bekleyen Yeni Tehlike". Kariyer Penceresi 2: 10-12.
[4] Arıcak, Osman Tolga (Haziran 2012). "Siber Zorbalık: Gençlerimizi Bekleyen Yeni Tehlike". Kariyer Penceresi 2: 10-12.
[5] http://www.onlineanne.com/2014/01/21/siber-zorbalik-nedir/
[6] http://www.clearcyberbullying.eu/tr/cose-il-bullismo-cibernetico/
[7] https://tr.wikipedia.org/wiki/Amanda_Todd'un_intihar%C4%B1
[8] Dilmaç, B. (2009). Sanal zorbalığı yordayan psikolojik ihtiyaçlar: Lisans öğrencileri için bir ön çalışma. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 9(3), 1291-1325.
[9] Arıcak, Osman Tolga (Haziran 2012). "Siber Zorbalık: Gençlerimizi Bekleyen Yeni Tehlike".
[10] Yıldırım,S. The Relationship of Bullying, Family Environment and Popularity,2001
[11] Üniversite Öğrencileri Arasında Siber Zorbalık Davranışı, Nuran Bayram, Müslüm Saylı (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası)