Çağımızda hızlı bir şekilde gelişen ve değişen teknoloji nedeniyle,  sınırları belirli olan bir bilişim suçları tanımı yapmak zor olmakla birlikte bilişim suçları genel olarak , “bilişim sistemlerine hukuka uygun erişim sağlayarak veya hukuka aykırı olarak erişimde bulunarak, bilişim sistemleri aracılığıyla bilişim sistemini ya da bu sistemde yer alan veri ya da verileri bilişim teknolojilerinin kullanılması veya bilişim araçlarına doğrudan müdahale etmek suretiyle hukuka aykırı olarak sisteme ya da verilere girme veya çeşitli saiklerle kendisinin ya da başkasının yararına kullanma, erişilmez kılma, silme, değiştirme, var olan veriyi gönderme veya bozma suretiyle işlenen suçlar” olarak tanımlanabilir. Bilişim suçlarının sınırları net olarak belirlenmemiş olup, gelişen ve çeşitlenen teknolojiyle birlikte bilişim suçları da biçim ve içerik olarak değişmektedir.

Teknoloji ve internet kullanımının artması sonucu siber suçların sayısı ve nitelikleri hızla değişmektedir.  Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme veya sistemde kalmaya devam etme suçları hızla değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte kanuni düzenlemelerin ötesinde öngörülemeyen şekilde yaygınlaşmaktadır. Modern hayat ekonomik, kültürel, sosyal ve teknik olarak birbiriyle ilişki içerisindedir. Bilişim suçlarının önlenebilmesi ve cezalandırılabilmesi için etkin ve verimli bir ceza politikası oluşturulması gerekmektedir. Ancak bu politikanın oluşturulmasında bilişim sistemlerine girmenin önlenmesine ilişkin tedbirlerle demokratik toplumun gereklerine uygun kişi hak ve özgürlükleri arasında bir denge oluşturulmalıdır. Bilişim teknolojisindeki hızlı gelişme bilişim sistemlerinin çeşidini ve kullanım sayısını artırmakta olup, beraberinde değişik yöntemlerle işlenebilen suç tiplerini de ortaya koymaktadır. Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme veya sistemde kalmaya devam etme suçu bilişim suçlarının en önemlisini oluşturmaktadır. Çünkü bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmeden veya sistemde kalmadan diğer bilişim suçlarını işlemek mümkün değildir. Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme veya sistemde kalmaya devam etme suçlarını önlemenin en etkin yolu güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi ve klasik suçlardaki soruşturma ve kovuşturma yöntemlerinden farklı yöntemlerle soruşturma ve kovuşturma yapılmasıdır.

Bilişim suçlarının zaman veya mekân sınırlaması olmaksızın kolay ve hızlı işlenmesi, bilişim suçlarından korunmaya yönelik önleyici tedbirlerin bulunmaması, bilişim teknolojilerini kullananların bilişim suçlarının failleri veya mağdurları olabilecekleri konusunda farkındalıklarının olmaması nedeniyle bilişim suçları klasik suçlara nazaran hızla artış göstermektedir. Bilişim suçlarında faillerinin ve suç delilerinin ortaya çıkarılmasında yaşanan güçlükler, sosyal ve ekonomik alanda ortaya çıkan tehlikelerin ve zararların fazlalığı, bu alanlarda ortaya çıkabilecek ekonomik, sosyal, siyasal ve kişisel ihtiyaçlara cevap verebilecek,  hukuki boşluk yaratılmasına engel olacak yasal düzenlemeler yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Bilişim suçlarında zaman ve yer kavramı değişkenlik arz etmektedir. Bilişim suçlarının yurt dışındaki veri ağları üzerinden veya ülke içerisinde ancak sahte kimliklerle açılmış hesaplarla yapılması faillerle mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle ulusal ya da uluslar üstü bilişim soruşturmaları için demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun bir şekilde uluslararası işbirliğini sağlayacak kanuni düzenlemelerin ve antlaşmaların yapılması gerekmektedir.

Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme veya sistemde kalmaya devam etme suçu ile mücadele ederken klasik soruşturma yöntemlerinin dışına çıkılması şarttır. Çünkü bilişim cihazlarının nitelikleri ve bilişim ağlarının yapısı söz konusu suçların soruşturulmasında ve delil toplanmasında büyük güçlükler ortaya çıkarmaktadır. Hukuka uygun yöntemlerle elde edilecek delillere nasıl ulaşılacağı ve bu delillerin neyi temsil ettiği standardize edilerek geliştirilmesi ve sistematik hale getirilmesi gereklidir. Ceza muhakemesi alanında kaynak veri iletişiminin denetimi, telekomünikasyon ile soruşturma organlarının işbirliği, veri teslim etme yükümlülüğü ve şifre çözmeye yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

İnternet servis sağlayıcılarının bilişim ağı hizmetlerini etkin, hızlı ve sağlıklı bir şekilde vermesi bilişim suçları ile mücadelede önemli bir gerekliliktir. İnternet servis sağlayıcılarının hem ulusal hem de uluslararası düzeyde hukuki sorumluluklarının yasal düzenlemelerle belirlenmesi şarttır. Bilişim suçlarında delil niteliği taşıyan veriler çoğunlukla bilgisayar, cep telefonu ve internet gibi ortamlarda tutulan sesli, yazılı ve görsel kayıtlardır. Bu kayıtların delil niteliği teşkil edebilmesi için sağlam ve değiştirilemez bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Ancak bilişim cihazlarının kullanıcıları tarafından belirlenen yöntemlerle kaydedilen bilgiler yine bilişim cihazlarının kullanıcıları tarafından değiştirilebilme ihtimali taşımaktadır. Böyle olunca hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş sağlam bir delil olmaktan çıkmaktadır. Bilişim suçlarında, dijital delillerin hukuki durumunun net bir şekilde belirlenmesi için dijital delil kavramının tanımlanması ve yapısı gereği ivedilikle tespitinin yapılması gerektiğinden bu konuda yasal bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Faillerin hukuka aykırı olarak çevrimiçi hizmetlere,  alışveriş sitelerine ve elektronik posta hesaplarına girmeleri halinde delillerin hangi sistematik içinde aşama aşama nasıl toplanacağına ilişkin uygulamaya ışık tutacak nitelikte ayrıntılı  ve derinlik içeren soruşturma tekniklerinin ortaya konulması şarttır.

Dijital delillerin tespiti ve değerlendirilmesini sağlamak amacıyla adli kolluk görevlilerinin, adli bilişim uzmanı bilirkişilerin, Cumhuriyet savcılarının ve ceza hâkimlerinin eğitilmesi ve bilgilendirilmesi ile sürekli hale getirebilecek, bilişim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri takip edebilecek, bilişim ve iletişim alanında uzmanlaşmış özel organize birimlerinin ivedilikle kurulması gerekmektedir.

Bilişim suçlarıyla mücadelede son teknolojinin en iyi şekilde kullanılması, bilişim teknolojisini kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının, özel şirketlerin, özel ve kamu bankalarının önleyici tedbirleri almalarının sağlanması ve personellerinin bilişim suçlarıyla ilgili eğitime tabi tutularak farkındalık oluşturulması, bilişim teknolojileri kullanıcılarının ve toplumun bilişim suçlarının işlenme şekilleri ile ilgili olarak bilişim suçlarının mağduru olmaktan korumaya yönelik bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Bilişim suçlarının önlenmesi ve suçluların cezalandırılması açısından ceza hukukunun ölçülülük ilkesine uygun olarak faillerin kusurlarına ve işledikleri suçların ağırlığına uygun cezaların yasalarda yer alması gerekmektedir.  Bilişim teknolojileri ve internetin kullanılması suretiyle kişilere veya topluma zarar veren veya tehlike oluşturan eylemlerin suç olarak belirlenmesi ve cezasız kalmaması açısından ortaya çıkan hukuki sorunların çözülebilmesi için yasal düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu yasal düzenlemeler, teknolojik gelişmelerin ve uluslararası yasal düzenlemelerin gerisinde olmamalıdır. Bilişim teknolojileri ve internetin, mekân ve zaman tanımaz oluşu, bilişim teknolojileri ve internet ile suçların hızlı ve kolay işlenebilme özelliği nedeniyle, ulusal hukuk sistemleri çerçevesinde öngörülecek düzenlemelerin, zamanla yetersiz kalmaması için teknolojik gelişmeler ve siber âlem konularının iyi bir şekilde takip edilerek bilişim ceza hukuku politikası oluşturulmalıdır. Çünkü bilişim ceza hukukuna ilişkin hukuki ve teknik düzenleme gereksinimleri hızla ortaya çıkmakta ve değişmektedir. Verilerin ve delillerin güvenlik altına alınması için seri ve etkili bir soruşturma ve yargılama usulü getirilmelidir.

Bilişim sistemine yetkisiz erişim, bilişim sistemi ve veri güvenliği için tehdit veya zarara sebebiyet verebileceği için bilişim sistemi ve veri güvenliğinin korunma ihtiyacı bulunmaktadır. Eşyanın doğası gereği failin bilişim sistemine bir amaç için girmesi gerekmekte olup failin bilişim sistemine girme amacı için kalacağı süre ne kadar az olursa olsun korunan hukuki menfaatler ihlal edilmiş olacağından suçun oluştuğu kabul edilmelidir.

Modern bilgi toplumunda bilgisayar ve internet kullanımının artması sonucu siber suçların sayısı ve nitelikleri hızla değişmektedir. Bilgisayar sistemlerine karşı hackleme, verileri değiştirme, verilere zarar verme, verileri erişilmez kılma veya hileyle yönlendirme gibi eylemler gelişen teknoloji ile birlikte kanuni düzenlemelerin ötesinde öngörülemeyen şekilde yaygınlaşmaktadır. Çağdaş yaşam ekonomik, sosyal ve teknik olarak birbiriyle ilişki içerisindedir. Bilişim yoluyla işlenen suçların önlenebilmesi ve cezalandırılabilmesi için etkin ve verimli bir ceza politikası oluşturulması gerekmektedir. Bilişim suçlarında zaman ve yer kavramı değişkenlik arz etmektedir. Bilişim suçlarının yurt dışındaki veri ağları üzerinden veya ülke içerisinde ancak sahte kimliklerle açılmış hesaplarla yapılması faillerle mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle ulusal ya da uluslar üstü bilişim soruşturmaları için demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun bir şekilde uluslararası işbirliğini sağlayacak kanuni düzenlemelerin ve antlaşmaların yapılması gerekmektedir.

Bilişim sistemini engelleme, bozma veya bilişim sistemini engelleme ya da bozma suretiyle haksız yarar sağlama suçlarıyla failler, suçların mağduru olan bireylerin bilişim dokunulmazlığını, özel hayatlarının gizliliğini, iletişim ve haberleşme hürriyetlerini, internetin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle sonuçları ağır olan müdahalelerde bulunmaları nedeniyle TCK’ nın 244'üncü maddesindeki cezalar artırılmalıdır. Çünkü bu suçlardaki hukuki yararlar bireylere ait bilişim sistemlerinin güvenli olarak işleyişi, mülkiyet veya zilyetlik haklarının korunması,  bilişim sisteminin güvenilirliği ile kamu güvenliği ve kamu düzeninin korunmasıdır. Gelişen iletişim teknolojileri ve bilişim sistemleri hayatın tüm alanlarında önemli değişikliklere neden olmakta, bu teknolojilerin ve sistemlerin ortaya çıkardığı yeni iletişim şekilleri, araç ve hizmetler hızla insanlığın tüm yaşamını etkilemeye devam etmektedir. Bilişim teknolojileri ve sistemlerinin sunduğu hizmetlerin nitelikleri gereği hem kişilerin bilişim güvenliğini hem de kamu güvenliği ve kamu düzeninin korunması amaçlanmıştır. Suçların önlenmesi ve suçluların cezalandırılması açısından ceza hukukunun ölçülülük ilkesine uygun olarak faillerin kusurlarına ve işledikleri suçların ağırlığına uygun cezaların yasalarda yer alması gerekmektedir. TCK’nın 244. maddesindeki cezalar bu suçlarla korunmak istenen yararlara hizmet etmekten uzaktır. Özellikle uygulamada cezaların genellikle asgari hadden verildiği göz önünde tutulduğunda cezaların artırılması şarttır.

Bilişim sistemini engelleme, bozma veya bilişim sistemini engelleme ya da bozma suretiyle haksız yarar sağlama suçlarının faillerinin kamu görevlileri, bilgisayar tamircileri, teknik servis görevlileri, telekomünikasyon görevlileri ya da internet servis sağlayıcı görevlileri gibi sisteme girmeyi kolayca sağlayan kişilerce görevlerinin ya da mesleklerinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi hali ağırlatıcı sebep olarak düzenlenmelidir.

Hâkim, Cumhuriyet savcısı veya adli kolluk görevlileri BİLİŞİM TEKNOLOJİSİNİN TEMEL KAVRAMLARI VE DİJİTAL DÜNYANIN İŞLEYİŞİ AÇISINDAN araştırma, delil tespiti, delil değerlendirme ve soruşturma yöntemlerini tüm yönleriyle bilmedikleri bilişim suçlarına ilişkin yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda,  hukuk ihlallerine sebebiyet verdikleri gibi, haksız yere suçlanan kişilerin ceza mahkûmiyeti almalarına ve gerçek suçluların da cezasız kalmalarına neden olmaktadırlar. Bu hukuk ihlallerinin önüne geçilebilmesi için, bilişim suçlarını soruşturan ve yargılayan makamların bilişim alanında hangi kavramın neyi temsil ettiği veya hangi delilin hangi amaçla araştırılması gerektiğini bilecek yeterli düzeyde teknik bilgiye sahip olması gerekmektedir. Bu amaçla bilişim suçlarını yargılayan özel mahkemelerin ve bilişim suçlarını soruşturan Cumhuriyet savcıları için de özel büroların kurulması gereklidir.  Özel bir mahkeme veya büro kurup bu konuda bilgi sahibi hâkim ve savcıların görev yapmasını sağlamanın yanında ayrıca bilişim sistemleri konusunda eğitimli, özel olarak görevlendirilmiş, teknik bilgiye sahip ve hukuka uygun her türlü soruşturma taktik ve tekniklerini bilen adli kolluk görevlilerinin, Cumhuriyet savcılarının koordinesinde adli bilişim ve iletişim uzmanları ile birlikte hareket edebilecekleri soruşturma yöntemi yasallaştırılmalıdır. Soruşturmalar bizzat Cumhuriyet savcıları ve onların denetimi altındaki özel adli kolluk görevlileri, adli bilişim uzmanları, sistem uzmanları, veri uzmanları ve adli bilirkişiler tarafından yapılmalıdır.

Gelişen iletişim teknolojileri ve bilişim sistemleri hayatın tüm alanlarında önemli değişikliklere neden olmakta, bu teknolojilerin ve sistemlerin ortaya çıkardığı yeni iletişim şekilleri, araç ve hizmetler hızla insanlığın tüm yaşamını etkilemeye devam etmektedir. Bilişim teknolojileri ve sistemlerinin sunduğu hizmetlerin nitelikleri gereği hem kişilerin bilişim güvenliğini hem de kamu güvenliği ve kamu düzeninin korunmasını zorunlu hale getirmektedir.

Bilişim suçları hızla değişen, çeşitlenen ve gelişen teknoloji ile birlikte kanuni düzenlemelerin ötesinde sınır ve mekân gözetmeksizin öngörülemeyen bir şekilde yaygınlaşmaktadır. Modern hayat ekonomik, kültürel, siyasi, ticari, eğitim, sosyal ve teknik olarak birbiriyle ilişki içerisindedir. Bilişim suçlarının önlenebilmesi ve/veya cezalandırılabilmesi için etkin ve verimli bir ceza politikası oluşturulması gerekmektedir. Ancak bu politikanın oluşturulmasında bilişim okuryazarlığını temel alan, farkındalık eğitimlerini yaşamın her alanına sokan ve gerekli önleyici tedbirleri alma konusunda bilişim sistemi kullanan kişilere ve bilişim hizmeti sunan şirketlere yükümlülükler getirilmelidir. 

DOÇ. DR. CENGİZ APAYDIN

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET SAVCISI

CEZA HUKUKU BİLİNCİ TV

HUKUK VE ADALET BİLİNCİ TV

GENÇLİK CEZA PLATFORMU

cezahukukubilinci.org