TEŞEKKÜR

Çalışmamızda yol gösterici olan Av. Dr. Çiğdem GÜVEN’e teşekkür ederiz.

GİRİŞ

“Bankalar; mevduat kabul eden, fon toplayan, topladığı kaynakları sermaye ihtiyacı olan gerçek ve tüzel kişilere kredi olarak aktaran finansal kurumlardır[1]. Gerçek ve tüzel kişilere ait verilerin bankalarla paylaşılması bankalara bu verileri koruma yükümlülüğü yüklemektedir.

I- SIR VE BANKACILIK SIRRI

A- SIR

“Sır kavramı genel anlamda; sahibinin açıklanmamasında yarar gördüğü ve başkaları tarafından daha önce bilinmeyen husus olarak tanımlanabilir”[2].

Sırın unsurları; gerçeklik, bilinmezlik, gizli tutma iradesi ve sırrın saklanmasında hukuki yarar bulunmasıdır.

B- BANKACILIK SIRRI

Bankacılık sırrı, hem banka sırrını hem de müşteri sırrını kapsayan bir üst kavram olarak kullanılmaktadır.[3]. Dar anlamda bankacılık sırrı ise sadece banka sırrını içermektedir.

1- BANKA SIRRI

Sır Niteliğindeki Bilgilerin Paylaşılması Hakkında Yönetmelik madde 5 fıkra 5’te müşteri sırrı niteliğinde olmayıp yalnızca bankaya ait bilgileri içeren veriler, banka sırrı olarak belirtilmiştir. Bu itibar ile banka sırrı; bankanın kendi tüzel kişiliğine ait verileri kapsar.

 Banka sırrı; müşteri ilişkileri dışında kalan; mali, iktisadi, kredi ve nakit durumu gibi banka çalışanlarının edindikleri ve gizli tutulması gereken bilgilerdir.

2- MÜŞTERİ SIRRI

Müşteri sırrı ile kişisel veri arasında ikilem yaşanmaktadır. Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3. maddesinde, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlanmıştır. Bankacılık Kanunu madde 73’te ise müşteri sırrı kavramı özel olarak tanımlanmıştır. Müşteri sırrı; sadece bankacılık faaliyetine özgü olarak banka-müşteri ilişkisi kurulduktan sonra oluşan gerçek ve tüzel kişilere ait verileri ifade etmektedir[4]. Bu sebeple müşteri tanımı önem arz etmektedir. Bir kimsenin müşteri sayılabilmesi için, çeşitli banka işlemlerine girişmesine veya hesap açmasına gerek yoktur[5]. Ek olarak, doktrinde müşteri ilişkisinin oluşması için süreklilik aranmamaktadır.

II- SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNE DAİR TÜRK HUKUKUNDA DÜZENLEMELER

Bankacılık sırrının saklanmasından yararlanan kişiler; müşteriler ve müşterilerle bağlantılı üçüncü kişiler ile bankalar, bankaların bağlı ortaklık, iştirak ve birlikte kontrol edilen ortaklıklarıdır.

A- TÜRK CEZA KANUNU

Türk Ceza Kanunu madde 239; “(1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.

(2) Birinci fıkra hükümleri, fenni keşif ve buluşları veya sınai uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır.

(3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu halde şikayet koşulu aranmaz.

(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak; bankacılık sırlarının açıklanması suçunu hukuka uygun hale getirebilecek olan kanun hükümleri olarak Türk Ceza Kanunu madde 278’de düzenlenen “suçu bildirmeme” ve aynı Kanunun 279. maddesinde düzenlenen “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” suçları da göz ardı edilmemelidir. Ayrıca; meşru savunma, hakkın kullanılması ve sır sahibinin rızası ilgili suçu hukuka uygun hale getirir.

B- BANKACILIK KANUNU

Bankacılık Kanunu madde 73; “Kurul başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. Kurumun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tâbidir. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.

Bu Kanun hükümleri uyarınca Kurumun, yurt dışındaki muadili denetim mercileri ile düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde vereceği bilgi ve belgeler birinci fıkradaki sır kapsamında değildir. Kurul düzenleyeceği mutabakat zabıtları veya zabıtlar dışında elde edeceği sırların korunmasını sağlamakla görevlidir. Kurumun elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, kuruluş ve faaliyet izni verilmesinde, faaliyetlerin denetiminde, düzenlemelere uyulup uyulmadığının izlenmesinde ve Kurul kararlarına karşı açılacak idarî davaların görülmesinde kullanılabilir. Kurumun bu fıkra kapsamında elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, ceza soruşturması ve kovuşturması kapsamında savcılıklar ile ceza mahkemeleri, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar ile bağlantılı olarak talepte bulunacak Kurul Başkanı ve üyeleri ile Kurum personeli dışında hiçbir kişi, kurum ve kuruluşa verilemez. Mahkeme kararına bağlanmış sır kapsamına giren bilgilerin verilmesinden Kurum sorumlu tutulamaz.

Sıfat ve görevleri dolayısıyla bankalara veya müşterilerine ait sırları öğrenenler, söz konusu sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder. Bankacılık faaliyetlerine özgü olarak bankalarla müşteri ilişkisi kurulduktan sonra oluşan gerçek ve tüzel kişilere ait veriler, müşteri sırrı hâline gelir. Diğer kanunların emredici hükümleri saklı kalmak kaydıyla, müşteri sırrı niteliğindeki bilgiler, bu maddede belirtilen sır saklama yükümlülüğünden istisna tutulan hâller haricinde, 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca müşterinin açık rızası alınsa dahi, müşteriden gelen bir talep ya da talimat olmaksızın yurt içindeki ve yurt dışındaki üçüncü kişilerle paylaşılamaz ve bunlara aktarılamaz. Kurul ekonomik güvenliğe ilişkin yapacağı değerlendirme neticesinde, müşteri sırrı ya da banka sırrı niteliğinde olan her türlü verinin, yurt dışındaki üçüncü kişilerle paylaşılmasını ya da bunlara aktarılmasını yasaklamaya, ayrıca bankaların faaliyetlerini yürütmede kullandıkları bilgi sistemleri ve bunların yedeklerinin yurt içinde bulundurulması hususunda karar almaya yetkilidir. Bu maddede belirtilen sır saklama yükümlülüğünden istisna tutulan hâllerde yapılacak paylaşımlar da dâhil olmak üzere, müşteri sırrı ve banka sırrı niteliğindeki bilgiler, sadece belirtilen amaçlarla sınırlı olmak ve ölçülülük ilkesine uygun olarak bu amaçların gerektirdiği kadar veriyi içermek kaydıyla paylaşılabilir. 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu, 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırılan işçi, gemi adamı ve gazetecinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikte her çeşit istihkak ödemelerinin özel olarak açılan banka hesabına yapılması halinde, bu hesaplara ilişkin bilgi ve belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı ile bunlara bağlı ve ilgili kurum ve kuruluşlara verilmesi ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8 inci ve 100 üncü maddelerinin uygulanması ile genel sağlık sigortalılığında gelir testinin yapılmasına ilişkin bilgi ve belgelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ve il veya ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarınca yapılan sosyal yardım hak sahiplerinin tespiti ile gelir testi işlemlerinin yürütülmesi amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne verilmesi sırrın ifşası sayılmaz. Bu bilgi ve belgelerin verilmesine ilişkin usûl ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık ile Kurulca belirlenir.

Kurumun gözetim ve denetimine tabi kuruluşların, bunların ortaklarına, bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıklarının faaliyetlerine veya müşterilerine ilişkin yabancı ülke kanunlarına göre denetime yetkili ve Kurum muadili mercilerin taleplerinin Kurumca karşılanması, gizlilik sözleşmesi yapılması ve sadece belirtilen amaçlar ile sınırlı kılınması koşuluyla bankaların ve finansal kuruluşların, kendi aralarında doğrudan doğruya ya da risk merkezi veya en az beş banka ya da finansal kuruluş tarafından kurulacak şirketler vasıtasıyla yapacakları her türlü bilgi ve belge alışverişinin yanı sıra doğrudan veya dolaylı pay sahipliği yoluyla sermayelerinin yüzde onunu ve daha fazlasını temsil eden paylarının satışı amacıyla muhtemel alıcıların yapacakları değerleme çalışmalarında ya da sermayelerinin yüzde on veya daha fazlasına sahip olan yurt içinde veya yurt dışında yerleşik kredi kuruluşu ile finansal kuruluşlar da dâhil ana ortaklıkların konsolide finansal tablo hazırlama çalışmalarında, risk yönetimi ve iç denetim uygulamalarında veya kredileri de dâhil varlıklarının ya da bunlara dayalı menkul kıymetlerin satışı amacıyla yapılacak değerleme çalışmalarında ya da değerleme, derecelendirme veya destek hizmeti alınması ile bağımsız denetim faaliyetlerinde ve gerekli tedbirlerin alınması kaydıyla hizmet alımlarına yönelik işlemlerde kullanılmak üzere bilgi ve belge taleplerinin karşılanması sırasında banka ya da müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin öğrenilmesi sır saklama yükümlülüğü dışındadır.

Sır niteliğindeki bilgilerin, üçüncü ve dördüncü fıkralar uyarınca yapılacak paylaşım ve aktarımlarına ilişkin kapsam, şekil, usul ve esasları belirlemeye veya bunlara ilişkin sınırlamalar getirmeye Kurul yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bankacılık Kanunu madde 159; “Bu Kanunun 73 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen yükümlülüğe uymayanlar için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası hükmolunur. Banka ve müşterilere ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezalar uygulanır.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen kimseler sırları kendileri ya da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklamış olursa verilecek cezalar altıda bir oranında artırılır. Ayrıca, fiilin önemine göre sorumluların bu Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları, iki yıldan aşağı olmamak üzere geçici veya sürekli olarak yasaklanır.” şeklinde düzenlenmiştir.

C- TÜRK TİCARET KANUNU

Hukuki niteliği itibariyle bankacılık faaliyetinin TTK md. 12 anlamında bir “ticari iş” olduğu söylenebilir[6].

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64, 65 ve 82’inci maddeleri ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 42’nci maddesi uyarınca, bankaların gerçekleştirdiği işlemlerle ilgili belgeleri 10 yıl süreyle saklama yükümlülüğü bulunmaktadır[7].

Banka sırrı Türk Ticaret Kanununda doğrudan yer almamakla birlikte haksız rekabet kapsamında değerlendirilebilir. Bu sebeple banka sırrının, bankanın bir çalışanı veya banka sırrına vakıf olan bir görevlisi veya bu kişiler aracılığıyla üçüncü bir kişi tarafından sır saklama yükümlülüğüne aykırı olarak haksız rekabet teşkil edecek biçimde elde edilmesi, kullanılması veya açıklanması durumunda banka tarafından haksız rekabete ilişkin hükümlerine başvurulabilir.

Stj. Av. Yağmur Nisa AKSU & Av. Ayşenur SARİ

KAYNAKÇA

 “Kişisel Verilen Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulamalar Rehberi” KVKK Yayınları, Temmuz, 2022, s.1-136,  https://www.tbb.org.tr/Content/Upload/Dokuman/8865/KVKKRehberi.pdf (Erişim Tarihi: 18 Temmuz 2023).

Başel, Burak: “Bankacılık Sırrının Açıklanması Suçu (BankK m. 159)” s.1-264, http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/57736.pdf (Erişim Tarihi: 17 Temmuz 2023).

Güven, Çiğdem & Irmak, Onur & Eren, Erkan: “5411 Sayılı Bankacılık Kanununda Müşteri Sırlarının Tabi Olduğu Hukuki Çerçeve (Sır Yönetmeliği ve Sır Genelgesi Çerçevesinde Bir İnceleme)”, Bankacılar,  Mart, 2023, s.18-45, https://www.tbb.org.tr/Content/Upload/dergiler/dosya/99/TBB-124.pdf (Erişim Tarihi: 17 Temmuz 2023).

Özkan, Meral Sungurtekin: “Avukatlık Meslek Sırrının Anlam ve Önemi”, Ankara Barosu Hukuk Kurultayı,  2000, s. 331-338.

Safa, P: “Lübnan’da Bankacılık Teşkilatı”, Mukayeseli Banka Hukuku İhtisas Dönemi, C. I, İstanbul: Türkiye Bankalar Birliği Yayınları, 1973.

Yetiz, Filiz: “Bankacılığın Doğuşu ve Türk Bankacılık Sistemi”, Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Nisan 7, 2016, s.107-117, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/185227  (Erişim Tarihi: 17 Temmuz 2023).

----------------

[1] Filiz Yetiz, “Bankacılığın Doğuşu ve Türk Bankacılık Sistemi”, Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.9 S.2 Yıl 2016; s.107.

[2] Meral Sungurtekin Özkan, “Avukatlık Meslek Sırrının Anlam ve Önemi”, Ankara Barosu Hukuk Kurultayı,  C. 4, s. 331.

[3] Burak Başel, “Bankacılık Sırrının Açıklanması Suçu (BankK m. 159)” s.iii

[4] Çiğdem Güven & Onur Irmak & Erkan Eren, “5411 Sayılı Bankacılık Kanununda Müşteri Sırlarının Tabi Olduğu Hukuki Çerçeve (Sır Yönetmeliği ve Sır Genelgesi Çerçevesinde Bir İnceleme)”, Bankacılar,  S.124 s.20.  

[5] P Safa, “Lübnan’da Bankacılık Teşkilatı”, Mukayeseli Banka Hukuku İhtisas Dönemi, C. I, Türkiye Bankalar Birliği Yayınları, 1973, s.67.

[6] Güven&Irmak&Eren a.g.e. s.42

[7]Kişisel Verilen Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulamalar Rehberi” KVKK Yayınları, S. 41, s.110