TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SERVET OĞUZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/103452)

 

Karar Tarihi: 22/5/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 6/8/2024-32624

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Hikmet Murat AKKAYA

Başvurucu

:

Servet OĞUZ

Vekili

:

Av. Ömür ILICA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, savunma tanıklarının dinlenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle tanık dinletme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Olayların geçtiği dönemde koronavirüs (COVID-19) salgını sebebiyle tüm lokanta ve restoranlar ile pastane ve benzeri işyerleri sadece paket servis, gel-al benzeri yöntemlerle müşterilerin oturmasına müsaade etmeden hizmet vermektedir.

3. İzmir'deki Ç.D. isimli lokantanın sahibi; işletmesi hakkında asılsız beyanda ve ihbarda bulunulması nedeniyle polislerin sürekli olarak salgın tedbirine uygun hareket edilip edilmediğini kontrol etmek amacıyla işyerine geldiğini, vatandaşların polislerin ne için geldiğini bilmediğini, bu nedenle müşteri kaybına uğradığını belirterek ilgililer hakkında iftira suçu kapsamında 25/11/2020 tarihinde şikâyetçi olmuştur. Şikâyetin ekinde incelemeye gelen polis memurlarının düzenlediği 25/11/2020 tarihli tutanak yer almaktadır. 25/11/2020 tarihinde saat 09.00'da tutulan bu tutanakta, aynı gün saat 08.14'te anılan işyerine müşteri alındığına yönelik bir ihbar geldiği, yapılan kontrolde lokantanın arka bahçesine müşterilerin alındığına yönelik ihbarın asılsız olduğu, masa ve sandalyelerin toplu ve üzerilerinin branda ile örtülü olduğu tespit edilmiştir. Aynı tutanakta 23/11/2020 tarihinde de aynı yönde bir ihbar alındığı, yapılan kontrolde yine benzer bir durumun tespit edildiği ve böylelikle "söz konusu iki ihbarın asılsız olduğu ve görevlileri boşu boşuna oyaladığı" belirtilmiştir.

4. Lokanta sahibi 30/12/2020 tarihinde yine müracaatta bulunarak söz konusu asılsız ihbarların devam ettiğini, bu sürede on beş yirmi kez polisin, bekçinin ve diğer devlet kurumlarından kişilerin geldiğini ifade etmiştir. Ayrıca Alo Gıda hattına 25/11/2020 tarihinde yapılan ihbar üzerine İlçe Tarım Orman Müdürlüğüne bağlı ekiplerin 7/12/2020 tarihinde yaptığı inceleme sonucunda işletmenin teknik ve hijyen şartlarını sağladığına, ibraz edilen belgelere göre sakatatların Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına kayıtlı firmalardan alındığına, çalışanların maske taktığına ve sigara içmediklerine yönelik tutanak tutulduğunu da belirtmiştir.

5. Yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda ihbarlarda bulunan kişinin başvurucu olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun ifadesi şüpheli sıfatıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 29/6/2021 tarihinde alınmıştır. Bu kapsamda işletmenin bir üst katında ikamet ettiğini, emekli gazeteci olması nedeniyle halkın sağlığıyla ilgili konulara duyarlı olduğunu, lokantanın arka bahçesinden tabak sesleri ile birden fazla insanın konuşmalarını duyduğunu ve lokanta sahibinin içeriye müşteri aldığını anladığını belirtmiştir. Ayrıca söz konusu lokantanın önüne, üzerinde hayvan kafası resmi olan kapalı bir ticari araç geldiğini ve araçtaki şahsın yaptığı "Ölmüş kesimlerden verdim, faturayı ona göre ayarlayın." diyerek bir telefon görüşmesi yaptığını ifade etmiştir. Bunun üzerine de Alo Gıda hattını aradığını ve durumu bildirdiğini, olayın hemen akabinde gelmedikleri için görevlilerin bu durumu tespit edemediklerini ileri sürmüştür.

6. Başvurucu hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlenerek başvurucunun zincirleme biçimde iftira suçunu işlediği gerekçesiyle cezalandırılması talep edilmiştir.

7. İzmir 46. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen davadaki ilk celseye sadece müşteki olan lokanta sahibi gelmiş ve bu kapsamda şikâyetlerini tekrarlayarak davaya katılma talebinde bulunmuştur. Duruşma sonunda müştekinin davaya katılması kabul edilmiş ve başvurucunun zorla getirilmesine karar verilmiştir. Ayrıca katılanın duruşmadaki ifadeleri dikkate alınarak celse arasında ismini belirteceği tanığın dinlenilmesi talebi de kabul edilmiştir.

8. İkinci celseye başvurucu, müdafii ile katılmıştır. Başvurucunun savunması alınmış; başvurucu, daha önce verdiği ifadesine benzer şekilde beyanda bulunmuştur. Başvurucunun savunması alındıktan sonra katılanın ismini belirttiği tanık aynı celsede dinlenilmiştir. İşletmenin olduğu mahallede oturan söz konusu tanık; başvurucunun ilgili mercilere gıda ile ilgili hep şikâyette bulunduğunu, zabıtaların geldiğini gördüğünü, bir kez de katılanın ağladığını duyduğunu, meselenin ne olduğunu katılana sorduğunda ise üst kattaki kişiyle münakaşa yaşadığını söylediğini belirtmiştir. Başvurucu, söz konusu tanığın olaylara vâkıf olmadığını belirtmiştir. Celse sırasında başvurucuya ve müdafiye kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinin olup olmadığı sorulmuştur. Talebin olmadığını nazara alarak Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını sunmuştur. Başvurucu müdafiinin süre talebi üzerine mütalaaya karşı beyanlarını sunması için duruşma ertelenmiştir.

9. Başvurucu, duruşma öncesi mütalaaya karşı yazılı olarak beyanda bulunurken iki tanığın da dinlenilmesini istemiş ve söz konusu tanıkların "pandemi döneminde ilgili işletmede müşteri olarak yemek yediklerini" ileri sürmüştür.

10. Son celsede başvurucu, iki tanığın duruşma salonu dışında beklediklerini de ifade ederek tanıklarının dinlenilmesini bu sefer sözlü olarak talep etmiştir. Mahkeme, dosyanın geldiği aşama nedeniyle başvurucunun talebinin reddine dair ara kararı vermiştir. Duruşma sonunda başvurucunun zincirleme suretle iftira suçunu işlediği kanaatiyle netice itibarıyla 1 yıl 15 gün hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.

11. Gerekçeli kararda öncelikle katılanın aşamalardaki beyanlarının istikrarlı olduğu hususuna ve tanık olarak dinlenilen kişinin ifadelerine değinilmiştir. Ayrıca iftira suçunun maddi ve manevi unsurları hatırlatılmış, işletmenin nizama uygun olduğunu başvurucunun bilmesine rağmen idari bir soruşturma başlatma gayesi ile çeşitli kez asılsız isnatlarda bulunduğu yorumu yapılmıştır. Bu kapsamda katılanın işyerinde farklı usulsüzlük iddialarına ilişkin yapılan denetimlerde herhangi bir usulsüz duruma rastlanmadığına, bu durumun gerek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkililerinin gerek kolluk görevlilerinin inceleme ile denetimlerinden anlaşıldığına yer verilmiştir.

12. Başvurucunun istinaf istemi üzerine dosya üzerinden değerlendirme yapılmış, dava konusu fiili başvurucunun işlediğinin kabulünde isabetsizlik olmadığı, sabit görülen fiilin doğru vasıflandırıldığı ifade edilmiştir. Ancak olay tarihi olan 25/11/2020'de saat 09.50'de Tarım ve Orman Bakanlığına ait 174 Alo Gıda hattına ve aynı gün saat 08.14'te Buca Emniyet Müdürlüğü haber merkezine ihbarlarda bulunduğu, ihbar saatlerinin çok yakın olması nedeniyle tek bir iftira suçunun oluşacağının gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla cezaya hükmolunduğu ve bu hukuka aykırılığın düzeltilmesinin de yeniden duruşma yapılmasını gerektiren nitelikte olmadığı gerekçesiyle başvurucu hakkında tesis edilen kısa süreli hapis cezasının takdiren 6.000 TL adli para cezasına çevrildiği anlaşılmıştır. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi 1/11/2022 tarihli kesin nitelikteki kararı ile iftira suçuna yönelik istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.

13. Başvurucu, nihai hükmü 1/11/2022 tarihinde öğrendikten sonra 1/12/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. Komisyon; adil yargılanma hakkı kapsamında tanık dinletme hakkı dışında başvurucunun ileri sürdüğü şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

15. Başvurucu, katılanın ismini bildirdiği tanığın dinlendiğini ve mahkûmiyet kararının bu tanığın ifadeleri üzerinden verildiğini ileri sürmüştür. Pandemi döneminde ilgili işletmede müşteri olarak yemek yiyen iki kişinin tanık olarak dinlenmelerini istemesine rağmen yerel mahkeme tarafından taleplerinin kabul edilmediğinden yakınmıştır. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun kovuşturmanın genişletilmesi yönünde talebi olmadığını belirttiği hâlde karar duruşmasında tanık dinletme talebinde bulunduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca mahkûmiyet gerekçesinde tanık beyanları dışında katılanın ifadeleri, başvurucunun ikrarı, kamu görevlilerinin tuttuğu tutanakların dikkate alındığı belirtilerek somut olayın şartlarının gözönünde tutulması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında özet olarak tanık beyanlarının yargılamaya ilişkin önemli bilgiler içerdiğini, olayla ilgili gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunacağını, tanıkların dinlenmemesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediğini ileri sürmüştür.

16. Başvuru, tanık dinletme hakkı kapsamında incelenmiştir.

17. Anayasa Mahkemesi benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurulara ilişkin olarak birçok kararında tanık dinletme hakkıyla ilgili ilkeleri belirlemiştir.

18. Savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını isteme hakkı, silahların eşitliği ilkesinin bir gereğidir. Tanıkların dinlenmek üzere çağırılmasının uygun olup olmadığının değerlendirmesi, kural olarak derece mahkemelerinin takdir yetkisi dâhilindedir. Ancak bu hak, sanığın lehine olan bütün tanıkların çağrılmasını ve dinlenmesini gerektirmez. Bu düzenlemenin esas amacı, sanığın aynı koşullar altında ve silahların eşitliği ilkesine uygun olarak tanık dinletme talebinde bulunabilmesinin sağlanmasıdır. Dolayısıyla bir sanığın bazı tanıkları dinletemediğinden şikâyet etmesi yeterli olmayıp ayrıca bu tanıkların dinlenmesinin hangi nedenlerle önemli olduğunu ve gerçeğin ortaya çıkması için neden gerekli olduğunu açıklamak suretiyle tanık dinletme talebini desteklemesi gerekmektedir (Atila Oğuz Boyalı, B. No: 2013/99, 20/3/2014, § 47; Ahmet Zeki Üçok, B. No: 2013/1966, 25/3/2015, § 70, Ali Fırtına, B. No: 2014/14575, 6/7/2017, § 27).

19. Yukarıda belirtildiği üzere tanıkların dinlenmek üzere çağırılmasının uygun olup olmadığının değerlendirilmesi kural olarak mahkemelerin takdir yetkisindedir. Somut olayda başvurucunun gösterdiği tanıkların dinlenilmeme sebebinin davanın geldiği aşama olduğu belirtilmektedir (bkz. § 10). Bu kapsamda Mahkemece söz konusu talebin -reddedilme sebebi nazara alındığında- yargılamayı uzatmak amacıyla yapıldığı sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan başvurucunun dinlenilmesini istediği tanıkların pandemi döneminde ilgili işletmede müşteri olarak yemek yiyen kişiler olduğu anlaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle anılan tanık dinletme talebinin somut olayda Alo 174 hattına yapılan ihbarlar sonucu tutulan ve mahkûmiyete esas alınan tutanaklara veya bu tutanakların içeriğinde yer verilen somut tespitlere dair olmadığı görülmüştür. Yargılama mercii, mahkûmiyet kararı verirken duruşmada dinlediği tanığın beyanından öte başvurucunun yaptığı ihbarların içeriğine ve denetimler sonucunda tutulan ayrıntılı tutanaklara dayanmıştır. Başvurucunun bu tutanakların içeriklerine yönelik bir itirazı olmamıştır. Ayrıca istinaf aşamasında başvurucunun eylemlerinin zincirleme suç kapsamında kalmadığı kabul edilerek cezanın ağırlaştırıcı unsurlarının kaldırılmasını bu bağlamda dikkate almak gerekir.

20. Açıklanan gerekçelerle tanık dinletme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

Basri BAĞCI ve Kenan YAŞAR bu görüşe katılmamışlardır.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tanık dinletme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Basri BAĞCI ve Kenan YAŞAR'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 22/5/2024 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY

1. İftira suçundan yargılanan ve hakkında mahkûmiyet kararı verilen başvurucunun karar celsesinde hazır ettiği iki tanığın dinlenilmesi talebinde bulunmasına rağmen, istemi yargılamayı uzatmaya çalıştığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

2. Yargılamaya konu hadisede; başvurucu müştekiye yönelik ithamları nedeniyle ceza davasında iftira suçundan sanık olarak yargılanmaktadır.Başvurucu pandemi nedeniyle kısıtlamaların uygulandığı dönemde, ceza yargılamasında müşteki konumunda bulunan lokanta işletmecisinin, kısıtlamalara rağmen lokantasında yemek yenmesine müsaade etmek suretiyle yasaklara muhalefet ettiği iddiasında bulunmuştur.

3. Başvurucunun dinletmek istediği tanıklar ise yasaklı dönem içerisinde lokantada yemek yediği söylenen kişilerdir.

4. Tanıkların bu özellikleri itibariyle yargılama konusu ile ilgisiz kişiler olduğunu kabul etmek mümkün değildir.

5. Dahası söz konusu tanıklar dinlenmeden muhakeme konusu edilen mevzu ile ilgisiz olduğunu peşinen kabul etmek olası gözükmemektedir.

6. Kaldı ki 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 178. maddesinde “Mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. Bu kişiler duruşmada dinlenir. (Ek cümle: 3/10/2016-KHK-676/4 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7070/4 md.) Ancak, davayı uzatmak amacıyla yapılan talepler reddedilir” denilmek suretiyle sanık veya katılan tarafın mahkemede hazır ettikleri tanığın dinlenilmesi mükellefiyeti getirilmiştir.

7. Konunun davayı uzatmak kastıyla yapıldığı yönündeki gerekçenin somut durum ile örtüştüğünü söylemekte zordur. Zira son aşamasına gelmiş olan yargılamanın hazır edilen tanıkların yasaklı dönemde lokantada yemek yediklerine dair muhtemel beyanları ile uzayacağını kabul etmek mümkün gözükmemektedir.

8. Bu gerçekliklere rağmen mahkeme başvurucu tarafından hazır edilen tanıkların dinlenilmemesine karar vermiştir.

9. Bu gerekçeler ışığında sanığın adil yargılanma hakkı çerçevesinde tanık dinletme hakkına yapılan müdahale ile dezavantajlı duruma düşürüldüğünü değerlendirdiğimizden çoğunluğun ihlal olmadığı yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.

Başkan

Basri BAĞCI

Üye

Kenan YAŞAR