KARARLAR

AYM'nin 2021/7290 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 18/9/2024 tarihli ve 2021/7290 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUHARREM ÖZDEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/7290)

 

Karar Tarihi: 18/9/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Kübra ÇİFTÇİ

Başvurucu

:

Muharrem ÖZDEN

Vekili

:

Av. Bülent DİKEN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kamudaki görevine iade edilirken daha önceki görevine atama yapılmaması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Çorum'da bulunan Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak görev yapmaktayken 17/4/2017 tarihli ve 689 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (689 sayılı KHK) kapsamında kamu görevinden çıkarılmıştır. Başvurucu, kamu görevinden çıkarılma işlemine karşı Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna (Komisyon) başvurmuş; Komisyon başvurucunun talebini kabul ederek kamu görevine iadesine karar vermiştir. Bunun üzerine Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Yürütme Kurulu 13/12/2019 tarihinde, başvurucunun Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalına atanmasına karar vermiştir.

3. Başvurucu, Yozgat Bozok Üniversitesine atanmasına ilişkin işlemin iptali talebiyle Yozgat İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkeme 4/9/2020 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararda, idarenin 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (685 sayılı KHK) "Kararların uygulanması" başlıklı 10. maddesine dayanarak atama işlemini gerçekleştirdiği, anılan maddede kamu görevine iade kararı alınan öğretim elemanlarının önceki görev yerleri ile Ankara, İstanbul ve İzmir'de bulunan yükseköğretim kurumlarına atamalarının yapılmayacağına dair açık hüküm bulunduğu ve başvurucunun kendi tercihi doğrultusunda ve birinci tercihine atamasının yapıldığı, dolayısıyla dava konusu atama işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.

4. Başvurucu, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesini yapan Bölge İdare Mahkemesi, mahkeme kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiştir.

5. Başvurucu, nihai hükmü 21/12/2020 tarihinde öğrendikten sonra 20/1/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu; görevine iade edildiği hâlde eski Üniversitesine atanmamasının haksızlık olduğundan, eski Üniversitesinin daha kapsamlı bir eğitim verdiğinden ayrıca eşinin Çorum'da çakılı kadroda görev yapması nedeniyle ailesinin de mağdur edildiğinden yakınmaktadır. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık görüşü beklenmeden başvurunun incelenmesine karar verilmiştir.

8. Anayasa Mahkemesi benzer bir şikâyeti Mertihan Kurdoğlu (B. No: 2020/5774, 15/11/2023) kararında ele almıştır. Bahsi geçen kararda, başvurucunun kamudaki görevine iade edilirken kamu görevinden çıkarılmadan önceki üniversitedeki görevine atanmasının engellenmesi şeklindeki mesleki hayatına yönelik olarak alınan tedbirin, özel hayata ilişkin herhangi bir nedene dayanmadığı ancak bu tedbirin başvurucunun özel hayatını ciddi şekilde etkilediği ve bu etkinin belirli bir ağırlık düzeyine ulaştığı belirtilerek sonuca dayalı yaklaşım kapsamında başvurunun özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır (Mertihan Kurdoğlu, § 25; benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Abdulkadir Tuncay, B. No: 2019/35343, 30/3/2022, § 39). Bu bağlamda eldeki başvurunun da özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. Anayasa Mahkemesi Mertihan Kurdoğlu kararında, daha önce görev yapılan üniversiteye atanmanın engellenmesi şeklindeki tedbirin başvurucunun meslek hayatında üçüncü kişilerle ilişki kurabilme ve geliştirebilme imkânını önemli ölçüde zayıflatabileceğini, sosyal ve mesleki itibarını koruyabilmesi açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirterek özel hayata saygı hakkına müdahalede bulunulduğu sonucuna varmıştır (Mertihan Kurdoğlu, § 27). Somut olayda da bu sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu belirlemeden sonra ilk olarak başvuru konusu müdahalenin kanunilik ölçütünü karşılayıp karşılamadığının değerlendirilmesi gerekir.

11. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun daha önceki üniversitedeki görevine atanmasının engellenmesine dayanak olarak olarak gösterilen 7075 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının dördüncü cümlesinin “…Ankara, İstanbul, İzmir illeri dışında ve 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarına öncelik verilmek kaydıyla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından kamu görevinden çıkarıldığı yükseköğretim kurumu haricinde tespit edilecek yükseköğretim kurumlarından birine…” bölümünü yapılan iptal başvurusu üzerine norm denetimi yoluyla incelemiş ve bahsi geçen bölümün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir (AYM, E.2018/137, K.2022/86, §§ 420-423).

12. Anayasa Mahkemesi bahsi geçen iptal kararında, kuralda kamu görevine iade edilen her bir öğretim elemanı yönünden kamu hizmetinin gerekleri de gözetilerek bu kişilerin daha önce görev yaptıkları yükseköğretim kurumunda çalışıp çalışamayacakları hususunda idareye herhangi bir değerlendirme yetkisi tanınmadığını, ayrıca bu kişilerin kamu görevinden çıkarılmadan önce görev yaptıkları yerlere atanmalarının kategorik olarak yasaklanmasını gerektirecek hukuki ve fiilî zorunlulukların neler olduğunun gösterilmediğini, dolayısıyla kuralın kamu yararının sağlanması amacı bakımından gerekli olmadığını ifade etmiştir. Anılan kararda ayrıca bu kişilerin atamalarının Ankara, İstanbul ve İzmir dışında öncelikli olarak 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarına yapılacağı öngörülmüşse de söz konusu ihtiyacın genel, objektif ve kabul edilebilir ölçütler belirlenerek tüm öğretim elemanlarını kapsayacak bir sistem oluşturulmadan yalnızca görevlerine iade edilen öğretim elemanlarıyla sınırlı tutularak karşılanmasının, kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacını gerçekleştirmek bakımından zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği belirtilmiştir. Bu itibarla görevlerine iade edilen öğretim elemanlarının önceki görev yerleri ile Ankara, İstanbul ve İzmir'de bulunan yükseköğretim kurumlarına atanmalarına kategorik yasak getiren ve bu kişilerin öncelikli olarak 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurumlarında istihdam edilmelerini öngören kuralla kişilerin özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkına getirilen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü olmadığı sonucuna varılmıştır (AYM, E.2018/137, K.2022/86, §§ 420-423).

13. Nitekim Anayasa Mahkemesi benzer bir şikâyeti ele aldığı Mertihan Kurdoğlu kararında, anılan iptal kararının gerekçesini de gözeterek özel hayata müdahale içeren 7075 sayılı Kanun'un 10. maddesinin muhataplarını, yetki aşımına ve keyfîliğe karşı koruyabilecek niteliğe ve açıklığa sahip olmadığı gerekçesiyle müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığını vurgulayarak özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Mertihan Kurdoğlu, §§ 36-38). Eldeki başvuru yönünden de Mertihan Kurdoğlu kararında yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

15. Başvurucu ayrıca adil yargılanma, mülkiyet ve etkili başvuru hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığı için diğer ihlal iddiaları yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

16. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

17. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) , B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

18. Ayrıca ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

D. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Yozgat İdare Mahkemesine (E.2020/424, K.2020/419) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. 487,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.287,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.