TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUCAHİT KENDAL ARAZ VE ÖMER TUNÇER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/50718)

 

Karar Tarihi: 16/5/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Muhammed Nuri ÖZGÜR

Başvurucular

:

1. Mucahit Kendal ARAZ

Vekili

:

Av. Bedri KURAN

 

:

2. Ömer TUNÇER

Vekili

:

Av. Emrullah ŞAM

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddia ve savunmaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvuru konusu olayın gerçekleştiği tarihte park hâlinde bulunan arızalı bir kamyonetin arka kısmında 16 havai fişek, poşetler içinde atıma hazır 13 molotofkokteyli, 2 penye maske bulunmuştur. Bunun üzerine Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) silahlı terör örgütüne silah sağlama, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçlarından soruşturma başlatmıştır. Soruşturma kapsamında anılan poşetlerin üzerinde yapılan kriminal incelemede başvurucuların parmak izine rastlanmıştır. Bunun üzerine Başsavcılık, başvurucuların ifadelerini almıştır. Başvurucular; poşetin üzerinde parmak izinin neden çıktığını bilmediğini, olayla bir ilgisinin bulunmadığını, PKK terör örgütü ile bir bağlantısı olmadığını savunmuştur.

3. Soruşturma sonucunda Başsavcılık, başvurucuların anılan suçlardan cezalandırılması talebiyle iddianame düzenlemiştir. Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianameyi kabul ederek yargılamaya başlamıştır.

4. Yargılama üç celsede bitirilmiştir. Birinci celsede müdafileri ile hazır bulunan başvurucuların savunmaları alınmıştır. Başvurucular; soruşturma aşamasında verdiği ifade ile aynı doğrultuda poşetlerin üzerinde parmak izinin neden çıktığını bilmediğini ve suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir. Bu celsede iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını açıklamış, eylemlerinin bir bütün olarak terör örgütüne silah sağlama suçunu oluşturduğu kanaatiyle başvurucuların anılan suçtan cezalandırılmalarını talep etmiştir. Mahkeme, savunmalarını hazırlamak üzere başvuruculara süre vererek duruşmayı ertelemiştir.

5. İkinci celsede başvuruculardan Mücahit Kendal Araz'ın müdafiinin mazereti nedeniyle yargılamaya ilişkin esaslı bir işlem yapılmadan duruşma ertelenmiştir. Yargılamanın üçüncü ve son celsesine katılan başvurucuların müdafileri esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını yapmıştır. Duruşma sonucunda başvurucuların terör örgütüne silah sağlama suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"...ele geçirilen molotof kokteylleri ile diğer malzemelerin içine konulduğu pembe naylon poşet üzerinde sanık Ömer Tunçer'in sol el baş parmak izinin, Kitapsan ibareli naylon poşet üzerinde de sanık Mücahit Kendal Araz'ın sol el orta parmak izinin tespit edildiği, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan Fıratnews.com isimli internet sitesinde 09.07.2012 günü yayınlanan bildiride 'halk insiyatifi:özgürlük mitingine katılmak tarihsel bir görevdir' başlıklı haberin içeriğinde terörist başı [A.Ö.ya] özgürlük için eylem yapılması talimatı verildiği, yakalanan patlayıcı maddeler ile diğer maddelerin bu eylem çağrısı nedeni ile yapılacak eylemlerde kullanılmak üzere sanıkların da içeresinde olduğu kişiler tarafından hazırlanıp saklandığı, sanıkların bu şekilde üzerine atılı silahlı terör örgütlerine silah sağlama suçunu işledikleri anlaşılmıştır.

Sanıklar savunmalarında suçlamayı kabul etmemiş iseler de, yukarıda da açıklandığı üzere ele geçirilen molotof kokteylleri ile diğer malzemelerin içine konulduğu pembe naylon poşet ile Kitapsan ibareli naylon poşet üzerinde sanıklar Ömer Tunçer ve Mücahit Kendal Araz'ın parmak izleri tespit edilmiştir. Söz konusu patlayıcılar ve diğer materyaller ile ilgili olarak haklarında kamu davası açılıp mahkumiyetine karar verilen [İ.A.] sanık Mücahit Kendal'in akrabasıdır. İkametleri de müşterek değildir. Bu nedenle patlayıcı maddelerin ve diğer eşyaların hazırlanmasına birlikte katıldıkları değerlendirilmiştir. Sanık Ömer Tunçer['in] ise diğer sanıklar ile bir akrabalığı yoktur. Ancak aynı yerde bulunan poşetler üzerinde parmak izleri tespit edilmiştir. Bunun tesadüfle izahı mümkün değildir. Öte yandan sanık Ömer Tunçer'in patlayıcıların yakalandığı gün Adana'da çalışmakta olduğu belirtilmiş ise de, patlayıcıların yakalandığı yere ne zaman konulduğu belli değildir. Önceden oraya saklanması mümkündür. Kaldı ki Adana-Mersin arası mesafe dikkate alındığında günübirlik gelip gidilmesi kolay bir mesafedir. Bu yakınlıktan dolayı Mersin'de oturup da Adana'da çalışan ve günübirlik gelip giden pek çok insan vardır. Bu nedenle suçtan kurtulmaya yönelik savunmalara itibar edilmemiştir.

... sanıkların 13 adet molotof kokteyli, 16'lı havai fişek ve diğer malzemeleri PKK-KCK terör örgütünün muzahir kitlelerinin sokak gösterilerinde kullanılmak üzere depolanarak dağıtıma hazırlandığı, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan Fıratnews.com isimli internet sitesinin 09.07.2012 tarihli 'Halk inisiyatifi: özgürlük mitingine katılmak tarihsel bir görevdir' başlıklı 'Kürdistan Halk İnisiyatifi, 14 Temmuz'da Diyarbakır'da yapılacak olan Önderliğe Özgürlük İçin Demokratik Direniş' mitingine katılım çağrısında bulunarak, 'Özgürlük mitingine katılmak tarihsel bir görev ve sorumluluktur' dedi. ...ibarelerin yer aldığı haberin devamında, '...Önder Apo'nun Özgürlüğü sağlanıncaya, sömürgeci faşist sistemin Kürdistan topraklarında defedilinceye kadar kesintisiz bir direniş içerisinde olacağız.' şeklinde örgüt tabanına ve müzahir kitlesine halen İmralı Cezaevinde hükümlü bulunan örgüt liderinin özgürlüğüne kavuşuncaya kadar yurt genelinde Serhildan (Başkaldırı) türü eylemlerin arttırılarak devam ettirilmesi yönünde eylem çağrılarında bulunduğu, sanıkların bu çağrılar doğrultusunda eylemlerde kullanılmak üzere 13 tane molotof kokteylini ve diğer malzemeleri depoladığı vicdani kanısına varılarak TCK.nın 315.maddesi gereğince cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir."

6. Başvurucular, diğer nedenlerle birlikte somut delil bulunmadığı hâlde gerekçesi açıklanmaksızın mahkûmiyet kararı verildiği gerekçesiyle temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Yargıtay "usul ve kanuna uygun bulunan" kararın onanmasına karar vermiş, mahkûmiyet kararı 26/5/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

7. Başvurucu Ömer Tunçer'in başvurusunda hakkaniyete uygun yargılanma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyet ile başvurucu Mücahit Kendal Araz'ın başvurusunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu Mücahit Kendal Araz'ın 2021/53087 numaralı başvurusunun konu yönünden irtibat nedeniyle 2022/50718 numaralı başvuru dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

9. Başvurucu Ömer Tunçer; suça konu eşyanın içinde olduğu poşetin üzerinde bulunan parmak izi dışında dosyada bir delil bulunmadığını, lehine deliller toplanmadan yalnızca parmak izi deliline dayanılarak mahkûmiyet kararı verildiğini, savunmalarında ileri sürdüğü hususların neden reddedildiğinin kararda açıklanmadığını, bu suretle masumiyet karinesinin ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu Mücahit Kendal Araz; yalnızca suça konu eşyanın içinde bulunduğu poşetin üzerinde parmak izinin bulunması nedeniyle subjektif değerlendirme ile mahkûmiyetine karar verildiğini, bu suretle masumiyet karinesi ile gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık); Mahkemenin dava konusu maddi olay ve olguları, delilleri, uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu ve kullandığı takdir yetkisinin nedenlerini gerekçelendirdiğini belirtmiştir. Bakanlık, ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Ayrıca Bakanlık; savunmanın yargılama aşamasının tamamında lehine olan hususları ileri sürebildiği, aleyhe delillere karşı çıkabildiği ve yargılamaya konu olaya ilişkin subjektif görüşünü mahkemeye sunabildiği görüşünü paylaşmış; gerekçeli kararda Mahkemenin itiraz edilen delillere neden itibar edildiğini ayrıntılı olarak gerekçelendirdiğini vurgulamıştır.

11. Başvurucuların şikâyetleri adil yargılanma hakkı güvencelerinden biri olan gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı, Anayasa'nın 141. maddesi de dikkate alındığında kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle, gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre değişebilir. Tarafların uyuşmazlığın sonucuna etkili nitelikteki iddia ve itirazlarının mahkemesince ilgili ve yeterli bir gerekçe ile karşılanması gerekir. Diğer taraftan kanun yolu incelemesi yapan merciin, yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya aynı atıfla kararına yansıtması, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince karşılanmayan iddia ve itirazların bu defa kanun yolu merciince de değerlendirilmemesi gerekçeli karar hakkının ihlaline yol açar (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, §§ 25, 26; Vesim Parlak, B. No: 2012/1034, 20/3/2014, §§ 33, 34; Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, §§ 56, 57; Mehmet Yavuz, B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51; Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31-39; Münür Ata, B. No: 2014/4958, 22/1/2015, §§ 37-43; Hikmet Çelik ve diğerleri, B. No: 2013/4894, 15/12/2015, §§ 54-59; Şah Tarım İnş. Tur. Ltd. Şti., B. No: 2013/7847, 9/3/2016, §§ 36-48).

13. Somut başvuruya konu olayda, bir internet sitesinde yayımlanan bildiride PKK/KCK terör örgütünün faaliyetleri kapsamında eylem çağrısında bulunulmasından iki gün sonra park hâlinde bulunan bir kamyonetin arka kısmında molotofkokteylleri ve havai fişekler bulunması üzerine soruşturma başlatılmıştır. Molotofkokteylleri ve havai fişeklerin içinde bulunduğu poşet üzerinde yapılan kriminal incelemede başvurucuların parmak izlerine rastlanması nedeniyle yürütülen soruşturma sonucunda başvurucular hakkında silahlı terör örgütüne silah sağlama ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçlarından kamu davası açılmıştır. Yargılama sonucunda Mahkeme; suça konu eşyanın içinde bulunduğu poşetlerde başvurucuların parmak izlerinin bulunmasının tesadüfi olamayacağı, bu nedenle aynı konuya ilişkin başka davada yargılanan sanıklar ile başvurucuların örgüt adına yapılacak eylemlerde kullanılmak üzere patlayıcı maddeleri hazırladıkları ve silahlı terör örgütüne silah sağlama suçunu işledikleri sonucuna ulaşmıştır. Böylelikle Mahkeme davanın sonucuna etkili olabilecek tüm iddia ve savunmaları tartışarak hükme ulaşılması için yeterli gerekçeyi kararında göstermiştir. Mahkeme, bu gerekçeyle başvurucuların mahkûmiyetine karar vermiş; kararın kanun yolu incelemesinde değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesi uygun bulunmuştur (bkz. §§ 5, 6).

14. Yargılama sürecinde başvuruculara parmak izinin tespitine ilişkin delile karşı çıkma imkânı sağlanmış, başvurucular parmak izinin neden poşetlerin üzerinde bulunduğunu bilmediğini beyan etmiştir. Başvurucuların parmak izinin kendilerine ait olmadığına ilişkin savunmasının veya karşı çıktığı delil hakkında araştırma taleplerinin bulunduğuna ve karşılanmadığına yönelik bir itirazının ya da ayrı ve açık bir yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair bir iddiasının mevcut olmadığı da dikkate alındığında, dosyada mevcut deliller değerlendirilerek başvurucuların anılan suçu işlediği sonucuna ulaşılan kararda ilgili ve yeterli gerekçe bulunduğu ve gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

16. Başvurucu Mücahit Kendal Araz'ın makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Veysi Ado ([GK], B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararı doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna; başvurucu Ömer Tunçer'in lehe delillerin toplanmadığına, yeterli delil elde edilmeden hukuka aykırı delillere göre mahkûmiyet kararı verildiğine ilişkin iddiasının Ahmet Sağlam (B. No: 2013/3351, 18/9/2013) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,

B. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini sağlamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına 16/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.