TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
OSMAN GEYİK BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2021/44137) |
|
Karar Tarihi: 23/10/2024 |
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
|
|
İrfan FİDAN |
|
|
Yılmaz AKÇİL |
Raportör |
: |
Kübra ÇİFTÇİ |
Başvurucu |
: |
Osman GEYİK |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; olağanüstü hâl döneminde askerî okulların kapatılmasıyla askerî öğrencilik statüsünü kaybeden başvurucunun olağanüstü hâlin bitmesinden sonra yeniden askerî öğrencilik statüsü verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Olayların gerçekleştiği tarihte başvurucu, Astsubay Meslek Yüksekokulu öğrencisidir.
3. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Devletin yetkili organları tarafından tehdit değerlendirmesi yapılarak demokratik anayasal düzene, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine, millî güvenliğe yönelik tehdit oluşturan tüm terör örgütlerine ve illegal yapılanmalara karşı tedbirler alınması kararlaştırılmıştır (ayrıntılar için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017).
4. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe teşebbüsünün ardından çıkarılan 25/7/2016 tarihli ve 669 sayılı KHK'nın 104. maddesinde harp akademilerinin, askerî liselerin ve astsubay hazırlama okullarının kapatıldığı düzenlenmiştir. Mezkûr KHK'nın 105. maddesinde askerî okullarda öğrenimine devam eden öğrencilerin durumlarına uygun okulara nakledileceği düzenlenmiştir.
5. Başvurucunun eğitim gördüğü okul da anılan düzenleme kapsamında kapatılmış, bu sebeple başvurucunun okulla ilişiği kesilerek başka bir okula nakli sağlanmıştır.
6. Başvurucu olağanüstü hâlin sona ermesinden sonra askerî öğrencilik statüsünün yeniden verilmesi talebiyle idareye başvuru yapmış, bu talebi zımnen reddedilmiştir. Bunun üzerine başvurucu, idari yargıda iptal davası açmıştır. İdare Mahkemesi; başvurucunun üniversite sınavının yapıldığı tarihte aldığı yerleştirme puanı dikkate alınarak Yükseköğretim Kurulunca başka bir üniversiteye yerleştirildiğini, güvenlikle ilgili özel ve önemli bir kamu hizmetini daimi olarak sunmak zorunda olan idarenin bu konuda bağlı yetkisi olduğunu, bu hususta yeni bir kanuni düzenleme bulunmaksızın olağanüstü hâlin sona erdiği gerekçesiyle askerî öğrencilik statüsünün yeniden kazanılamayacağını belirterek davayı reddetmiştir. Anılan karar, istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
7. Başvurucu nihai kararı 13/7/2021 tarihinde öğrenmiş, 11/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Eğitim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
9. Başvurucu; sadece bir KHK hükmüne dayanılarak askerî öğrencilik statüsünün sona erdiğini, eğitimini tamamlayabilmiş olsaydı astsubay olarak işe başlayabileceğini, kendisinin terör örgütleriyle herhangi bir bağlantısı olmadığını, bu sebeple de olağanüstü hâlin sona ermesinin ardından askerî öğrencilik statüsünün yeniden sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca başka bir üniversiteye geçiş hakkı verilmesinin mağduriyetini gidermediğini, ekonomik anlamda kaybı bulunduğunu belirterek eğitim hakkının, mülkiyet hakkının, çalışma hakkının, etkili başvuru hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Başvurucunun şikâyetlerinin özü, yeni faaliyete geçen askerî okullara eski askerî öğrencilik statüsü dikkate alınarak yeniden kayıt imkânı tanınmamasıdır. Bu sebeple başvurucunun yukarıda belirtilen iddiaları bir bütün olarak Anayasa'nın 42. maddesinde koruma altına alınan eğitim hakkı kapsamında incelenmiştir.
11. Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında eğitim hakkının yükseköğrenim seviyesini de kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 36), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 68), kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe şeklinde negatif ödev yüklediğine (Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017, § 44; Yüksel Baran, B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36) karar vermiştir.
12. Taşıdığı öneme rağmen eğitim hakkı, niteliği gereği bazı düzenlemelere tabidir. Şüphesiz eğitim kurumlarını düzenleyen kurallar, toplumun ihtiyaç ve kaynakları ile eğitimin farklı düzeylerine has özelliklere göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle devletin bu konuda yapacağı düzenleme ve uygulamalarda belli bir takdir alanına sahip olduğunun kabulü gerekir (Ünal Yıldırım, B. No: 2013/6776, 5/11/2014, § 42; Savaş Yıldırım, B. No: 2013/6258, 10/6/2015, § 42). Devletin bu takdir alanı eğitim kurumunun seviyesi yükseldikçe artar, buna karşılık eğitimin birey ve toplum bakımından önemine bağlı olarak azalır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 67). Devletin sahip olduğu takdir yetkisi, toplumun ihtiyaçlarını gözeterek var olan eğitim kurumlarını kaldırmayı veya statülerinde değişiklik yapmayı da kapsamaktadır. Şüphesiz devletin belirtilen bu takdir alanı içinde hareket ederken meşru bir amaca dayanan değişiklikler yapması da kendisinden beklenecektir.
13. Somut olayda başvurucu; olağanüstü hâl (OHAL) döneminde askerî okulların kapatılmasına bağlı olarak kaybettiği askerî öğrenci statüsünün, OHAL döneminin sona ermesiyle idarece yeniden tanınmasını ve yarım kalan eğitiminin tamamlanmasını talep etmektedir. Bu durumda öncelikle devletin bu konuda bireylerin mağduriyetlerini telafi edici birtakım mekanizmalar kurup kurmadığı ile pozitif yükümlülüğünün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
14. OHAL tedbirleri kapsamında çıkarılan 669 sayılı KHK uyarınca askerî okulların kapatılmasına ve bu okullardaki askerî öğrencilerin de öğrencilik statülerine son verilmesine karar verilmiştir. Bununla birlikte söz konusu statü kaybından etkilenen bireylerin eğitim hakları yönünden telafi edici bir mekanizma kurulmuş, bu kapsamda askerî okullara giriş için daha önce alınan üniversite giriş puanına göre başka yükseköğretim programlarına kayıt hakkı tanınmıştır (bkz. § 4). Nitekim başvurucu yarım kalan önlisans eğitimini bu yasal değişikliğe dayalı olarak ve kendi tercih ettiği İnönü Üniversitesi Arapgir Meslek Yüksekokulu Otomotiv Teknolojisi Bölümünde tamamlamıştır.
15. Bu durumda devletin o günün koşullarına göre askerî okulların kapatılmasına bağlı olarak okulla ilişiği kesilenlerin eğitimlerini tamamlayabilmeleri için telafi edici bir mekanizma sunduğu, bu mekanizmanın yanında bu durumdaki kişileri yeniden askerî öğrenci statüsüne almak gibi pozitif bir yükümlülüğünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Nitekim doğası gereği bu statü, yaş ve fiziksel yeterlilik gibi birtakım niteliklere sahip olmayı gerektirdiğinden aradan geçen zamanın bu niteliklerde değişime yol açacağı da bir gerçektir. Ancak bu statünün gerektirdiği koşulları hâlen taşıyanların, yeniden askerî öğrenci olabilmek için -eski askerî öğrencilik statüsüne dayalı bir hak talebi olmaksızın- herhangi bir aday gibi ilgili idareye başvuru yapmasının önünde bir engel olmadığını da belirtmek gerekir.
16. Sonuç olarak devletin askerî eğitimi düzenleme ve profesyonel askerî hizmete giriş koşullarını belirlemede oldukça geniş bir takdir payı olduğu kabul edilmelidir. Özellikle bir darbe girişimi sonrasında bu alanda yapılan düzenlemelerin daha büyük bir hassasiyet gerektireceği de açıktır.
17. Yukarıda açıklanan gerekçelerle başvurucunun eğitim hakkına yönelik bir müdahalenin mevcut olmadığı değerlendirilmiştir. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda bir ihlal bulunmadığı açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, § 24).
18. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
19. Başvurucu ayrıca yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğinden yakınmaktadır. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
20. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvurular ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvurularda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının diğer kabul edilebilirlik kriterleri yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 23/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.