TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HAKAN ÖZTÜRK BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2021/1782) |
|
Karar Tarihi: 31/10/2024 |
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
İrfan FİDAN |
|
|
Muhterem İNCE |
|
|
Yılmaz AKÇİL |
Raportör |
: |
Erdem Ender ÇINAR |
Başvurucu |
: |
Hakan ÖZTÜRK |
Vekili |
: |
Av. Gökçen YAŞAR |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, baro levhasına yazılma işleminin yargı makamlarınca iptal edilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, baro levhasına avukat olarak yazılma talebiyle ilgili baroya başvurmuştur. Başvurucunun talebi Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından kabul edilmiştir. Bakanlık tarafından karar itiraz edilmesi üzerine TBB ilk kararında ısrar etmiştir.
3. Bakanlık, başvurucunun baro levhasına yazılmasına ilişkin TBB kararının kesinleşmesi üzerine Ankara 10. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) TBB'ye karşı iptal davası açmıştır. Başvurucu, davalı TBB yanında iptal davasında müdahil olarak yer almıştır.
4. Mahkeme 28/5/2020 tarihli kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Kararda özetle başvurucu hakkında FETÖ/PDY'ye üye olma suçundan yürütülen soruşturmanın bulunduğu, avukatlık mesleğinin kamu hizmeti olduğu, mesleğin önemi ve özelliği dikkate alındığında soruşturma süreci sona erene kadar beklenmesinin uygun olacağı ifade edilmiştir.
5. İstinaf başvurusu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin 5/11/2020 tarihli kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.
6. Başvurucu 28/11/2020 tarihinde nihai hükmü öğrendikten sonra 28/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu, baro levhasına yazılma işleminin Mahkeme tarafından iptal edilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık), TBB'nin 25/2/2021 tarihli kararı ile başvurucunun baro levhasına kaydedildiğini, mağdur sıfatı taşıyıp taşımadığının bu yönüyle değerlendirilmesi gerektiği, Mahkemenin gerekçesinin başvurucu hakkındaki ceza soruşturmasına ve avukatlık mesleğinin hizmet gereklerine dayandığı görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki beyanlarını tekrar etmiştir.
9. Başvurucunun iddialarının baro levhasına yazılma talebinin reddedilmesine dolayısıyla serbest avukatlık yapmasının engellenmesine ilişkin olduğu görülmektedir. Mesleki hayata yönelik bu tür tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat bağlamında uygulanabilir olduğu hususunda belirlenen ölçütler Tamer Mahmutoğlu ([GK], B. No: 2017/38953, 23/7/2020 , §§ 84-96) kararında açıklanmıştır. Söz konusu kararda kabul edildiği şekilde, somut başvurunun sonuca dayalı nedenlerle özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir nitelikte olduğu değerlendirilmektedir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Mehmet Çetinkaya ve D.K., ([GK], B. No: 2018/27392, 15/4/2021; B.A.Y. ([GK], B. No: 2019/19788, 5/7/2022).
11. Anayasa Mahkemesinin, baro levhasına yazılma taleplerinin reddine ilişkin başvurularla ilgili birçok kararı bulunduğunu hatırlatmak gerekir. Bu kapsamda Mehmet Çetinkaya ve D.K. kararında, mevzuatta bir kişi hakkında ceza soruşturması olmasının baro levhasına kayda engel oluşturduğuna dair düzenlenme olmadığını, mahkemelerin ilgili mevzuattaki düzenlemeleri makul olmayacak biçimde genişletici ve öngörülemez bir yoruma tabi tuttuğunu vurgulayarak başvurucular hakkında ceza soruşturması olduğu gerekçesiyle baro siciline kaydın iptali şeklindeki müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığına karar vermiştir (Mehmet Çetinkaya ve D.K., §§ 48, 49). Tamer Mahmutoğlu kararında ise avukatlık hizmetinin kamuda istihdam kabul edilerek baro siciline kaydın reddi incelenmiştir. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi mesleklerini serbest şekilde icra eden avukatların kamu hizmetinde istihdam edildiklerinin kabulünün mümkün bulunmadığını, mahkemelerin ilgili mevzuattaki düzenlemeleri makul olmayacak biçimde genişletici ve öngörülemez bir yoruma tabi tuttuklarını vurgulayarak müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varmıştır (Tamer Mahmutoğlu, §§ 115-118).
12. Bu bilgiler ışığında somut başvuru incelendiğinde, başvurucunun baro levhasına yazılma talebi TBB tarafından kabul edilmesine rağmen, yargılamayı gerçekleştiren mahkemece avukatlık mesleğinin kamu hizmeti niteliğinde olduğundan ve başvurucu hakkında soruşturma bulunduğundan bahisle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda somut başvuruda Anayasa Mahkemesinin Mehmet Çetinkaya ve D.K. kararında açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığı değerlendirildiğinden anılan gerekçelerle başvurucunun aleyhinde karar verilmesi nedeniyle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
13. Başvurucu ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve tazminat talebinde bulunmuştur.
14. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan GK, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) GK, B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
15. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 10. İdare Mahkemesine (E.2019/2189, K.2020/787) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
E. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.