KARARLAR

AYM'nin 2021/14057 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 11/12/2024 tarihli ve 2021/14057 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ ŞANLI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/14057)

 

Karar Tarihi: 11/12/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Ali ŞANLI

Vekili

:

Av. Hülya DEMİR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tutukluluk kararına karşı yapılan itirazın süresinde incelenmemesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Hava Kuvvetlerinde astsubay kıdemli başçavuş olarak görev yapmaktayken Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında gözaltına alınmıştır. Başvurucu 21/1/2021 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanması istemiyleİzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (Sulh Ceza Hâkimliğine) sevk edilmiş ve aynı tarihte müsnet suçtan tutuklanmıştır.

3. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 22/1/2021 tarihli yetkisizlik kararıyla soruşturma dosyasını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir. Başvurucu vekili tarafından Sulh Ceza Hâkimliğine 27/1/2021 tarihinde tutuklama kararına itiraz edilmiş, Sulh Ceza Hâkimliği soruşturma dosyasında yetkisizlik kararı verilmesi nedeniyle itiraz dilekçesini ilgili yere gönderilmek üzere İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı da itiraz dilekçesini 1/2/2021 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına iletmiştir.

4. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 1/2/2021 tarihinde yetkisizlik kararı vererek yetki uyuşmazlığını çözmek üzere soruşturma dosyasının Ankara Batı Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 16/2/2021 tarihli kararıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili olduğuna karar vermiştir. Bu sırada başvurucu vekili 1/3/2021 tarihinde başvurucunun 22/1/2021 tarihinde tutuklanmasına rağmen hâlen tutukluluğunun gözden geçirilmediği ve tutuklamaya itirazlarının değerlendirilip değerlendirilmediğinin başvurucuya bildirilmediğini belirtmiştir. Başvurucu 9/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

5. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinde yapılan incelemede, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 8/3/2021 tarihli iddianameyle başvurucu ve diğer şüphelilerin terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmaları istemiyle haklarında kamu davası açıldığı görülmüştür. İddianamede, başvurucunun ankesörlü telefonla arandığına ilişkin HTS kayıtlarına dayanılmıştır.

6. Ayrıca, Sulh Ceza Hâkimliği 8/3/2021 tarihinde başvurucunun tutukluluk durumunu gözden geçirerek suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, delillerin yeterince toplanmadığı gerekçeleriyle tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.

7. İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi 11/3/2021 tarihli tensip zaptıyla başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına ve dosyanın Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi 27/4/2021 tarihli tensip zaptıyla başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. 27/5/2021 tarihli ilk duruşmada başvurucunun savunmasının alınmış olması, mevcut delil durumu, toplanmamış deliller üzerinde etki etme ihtimalinin olmaması değerlendirilerek tahliyesine ve hakkında yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Başvurucu hakkındaki yargılama derdesttir.

8. Komisyon, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından birlikte yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Başvurucu; tutukluluk kararına karşı yapılan itirazın süresinde incelenmediğini, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 108. maddesinde öngörülentutukluluk hâlinin gözden geçirilmesi için öngörülen süreye riayet edilmeden tutukluluk hâlinin devam ettirildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği ile adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde, tahliye edilen başvurucunun 5271 sayılı Kanunun 141. maddesinde öngörülen tazminat davası yoluna başvurmadığının başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinde gözetilmesi gerektiğini, ayrıca yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının belirlenmesi süreci nedeniyle başvurucunun tutukluluk hâlinin 8/3/2021 tarihinde dosya üzerinden gözden geçirildiğini ve bu sırada tutukluluğa itirazının da değerlendirildiğini bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru sırasındaki iddialarını yinelemiştir.

10. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (k) bendi, yakalanan veya tutuklanan kişilere yakalama ve tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmamaları durumunda maddi ve manevi her türlü zararlarının tazminini isteyebilmelerine olanak sağlamaktadır. Anayasa Mahkemesi bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla tahliyesine karar verilen başvurucular yönünden anılan yolun tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Cafer Yıldız, B. No: 2014/9308, 9/1/2018, §§ 37-40; Yaşar Saçlı, B. No: 2014/9311, 24/1/2018, §§ 37-40).

11. Kişi serbest bırakılmadan yargılanmakta olduğu davada ilk derece mahkemesi kararıyla mahkûm olmuşsa mahkûmiyet tarihi itibarıyla kişinin tutukluluk hâli sona erer (Korcan Polatsü, B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 33). Başvurucu hâlihazırda tahliye olmuş ya da hükümlü hâle gelmiş ise itirazların geç değerlendirilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesince verilecek bir ihlal kararı başvurucunun serbest kalması sonucunu doğurmayacak, ayrıca serbest bırakma talebine ilişkin başvuru hakkı bakımından da bir etki sağlamayacaktır. Bu durumda yalnızca hak ihlalinin tespiti ve gerekiyorsa belli bir miktar tazminata hükmedilmesiyle yetinilecektir. Dolayısıyla bu tür ihlal iddiaları bakımından öncelikle aynı giderim imkânını sağlayan başvuru yollarının tüketilmesi ve bunlardan sonuç alınamaması hâlinde bireysel başvuruda bulunulması gerekir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ali Efendi Peksak, B. No: 2017/29428, 17/7/2019, §§ 101-112).

12. Anayasa Mahkemesi; yukarıda atıf yapılan Ali Efendi Peksak, Cafer Yıldız ve Yaşar Saçlı kararlarında kişinin tahliye edilmesi ya da hükümlü hâle gelmesi durumunda asıl dava sonuçlanmamış da olsa bu şikâyetler bakımından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır. Somut olayda başvurucu, tahliye edilmiş ve 29/5/2024 tarihinde de mahkûmiyetine karar verilmiştir. Başvurucunun tutukluluk hâli sona erdiği için 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davasının bu durumda da etkili bir yol olduğu kabul edilmelidir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ali Efendi Peksak, §§ 101-112; Emre Altındağ, B. No: 2017/7726, 10/3/2021, §§ 96-102; Mustafa Cengiz, B. No: 2016/77983, 3/11/2020, § 73-75; A.E.S., B. No: 2017/13568, 12/2/2020, § 73-76; Ali Efendi Peksak (2), B. No: 2017/37727, 12/9/2019, § 61-66).

13. Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolu başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmamaktadır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.