TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A. B. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/24822)

 

Karar Tarihi: 20/6/2023

R.G. Tarih ve Sayı: 18/10/2023-32343

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

Vekili

:

Av. Yakup DOĞAN

 

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza davasında sanığın (başvurucunun) yokluğunda yapılan duruşma sonrasında mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Pınarhisar Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile başvurucu hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçundan kamu davası açılmıştır. Pınarhisar Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülmekte olan bu dava ile başvurucunun farklı tarihte işlediği iddia edilen aynı suça ilişkin olarak Çerkezköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmekte olan diğer davanın birleştirilmesi hususunda olumsuz birleştirme uyuşmazlığı söz konusu olmuştur. Anılan uyuşmazlık, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesince 26/2/2018 tarihinde her iki davanın Mahkemede birleştirilmesine karar verilerek çözümlenmiştir.

3. Yargılama sonucunda Mahkeme, başvurucunun uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçunu iki farklı tarihte işlediğini ve bu eylemlerin iki ayrı suç oluşturduğunu kabul etmiş; başvurucuyu atılı suçtan iki kez 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm etmiştir.

4. Başvurucu anılan karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur.

5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinde (Daire) görülen yargılamada 18/2/2020 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda delillerin değerlendirilmesi için duruşma açılmasına, başvurucunun istinabe yoluyla yeniden beyanının alınması için nöbetçi Gaziantep Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmasına ve duruşmanın 25/3/2020 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.

6. Diğer yandan Daire, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ndeki (UYAP) kayıtlara göre başvurucunun başka bir suçtan Gaziantep Açık Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) olduğunu tespit ederek planlanan duruşma tarihinde başvurucunun duruşmaya katılımının ses ve görüntü aktarımı (SEGBİS) suretiyle sağlanması için İnfaz Kurumuna da 20/2/2020 tarihinde müzekkere göndermiştir. İnfaz Kurumu ise başvurucunun Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne sevk edildiğini, bu nedenle duruşma tarihinde İnfaz Kurumunda hazır bulunamayacağını belirtmiştir.

7. Daire 18/3/2020 tarihinde başvurucu hakkındaki dosyayı yeniden ele almış ve önceden planlanan duruşmanın COVID-19 salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında 17/6/2020 tarihine ertelenmesine, yeni duruşma gününün de başvurucuya çağrı kâğıdı tebliği yoluyla bildirilmesine dair ara kararı vermiştir. Daire bu karar doğrultusunda, nöbetçi Gaziantep Asliye Ceza Mahkemesinden başvurucunun savunmasının yeni planlama gereğince 17/6/2020 tarihine kadar alınması yönünde istinabe talep etmiştir.

8. İstinabe talep edilen Gaziantep 25. Asliye Ceza Mahkemesi (istinabe makamı) 30/3/2020 tarihinde yaptığı duruşma hazırlığı işlemlerinde başvurucunun savunmasının 2/6/2020 tarihinde alınmasına karar vermiş ancak 21/5/2020 tarihli ara kararıyla COVID-19 salgınına yönelik tedbirler uyarınca duruşmayı 15/9/2020 tarihine ertelemiştir. Duruşma tarihini bildirir çağrı kâğıdı başvurucuya 11/6/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.

9. Daire, ara kararında planladığı üzere 17/6/2020 tarihinde duruşma yapmıştır. Duruşma Tutanağı'na göre başvurucunun hazır bulunmadığı bu oturum sırasında istinabe makamınca verilen ara kararın değinildikten sonra istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasına delillerin başvurucu lehine değerlendirilmesi için karar verildiği belirtilmiştir. Böylelikle başvurucunun yeniden savunmasının alınmasının verilecek karara etkisi bulunmadığı değerlendirilerek başvurucunun savunmasının alınması için gönderilen istinabe talep yazısının işlemsiz olarak iadesinin istenmesine dair ara kararı verilmiştir. Yargılama sonucunda Daire, mahkeme kararının kaldırılmasına ve başvurucunun iki farklı tarihte işlediği iddia edilen uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma eylemlerini zincirleme şekilde işlediğini kabul ederek başvurucunun 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına kesin olmak üzere karar vermiştir.

10. Başvurucu, nihai hükmü 14/8/2020 tarihinde öğrendikten sonra 20/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüne ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklardan yararlanma hakkı dışındaki iddiaların kabul edilemez olduğuna, anılan şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu, Dairece duruşma açılarak savunmasının alınmasına yönelik işlemler yapıldığı ve tebliğ aldığı çağrı kâğıdında yazan duruşma tarihine göre savunmasını hazırladığı hâlde Dairenin ara kararından dönerek savunmasını almadan mahkeme kararını da kaldırıp yeni bir mahkûmiyet kararı vermesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

14. Ceza yargılamasında savunma hakkının güvence altına alınması, demokratik toplumun temel ilkelerindendir (Erol Aydeğer, B. No: 2013/4784, 7/3/2014, § 32). İddiaya karşı savunma imkânı tanınmadığı sürece adil muhakeme yapılması mümkün değildir.

15. Suç isnadı altındaki kişiye savunma hakkının şeklen değil gerçek anlamda sağlanması gerekir. Bunun için suç isnadı altındaki kişi, savunma için yeterli imkâna yani gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmalıdır. Bu itibarla anılan güvence adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil ve bu hakkın doğal sonucudur. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) bendinde, bir suç ile itham edilen herkesin savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı düzenlenmiştir (Ufuk Rifat Çobanoğlu, B. No: 2014/6971, 1/2/2017, § 37).

16. Anayasa Mahkemesi de savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma kavramı yanında meşru vasıta ve yollardan yararlanma kavramının da kapsamında olduğunu belirtmiştir (AYM, E.1992/8, K.1992/39, 16/6/1992).

17. Savunma için gerekli kolaylık kavramı şüpheliye/sanığa savunma için yardımcı olacak veya olabilecek zorunlu olan imkânları ifade etmekte ve silahların eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Suç isnadı altındaki kişiye sağlanması zorunlu kolaylıklar, savunma için gerekli olanlardır. Kişinin beraat etmesini veya cezasının azaltılmasını sağlayabilecek delil niteliğindeki belgelere erişimine ve müdafiiyle görüşmesine izin verilmesi, gerekçeli kararın tebliğ edilmesi ve yargılama esnasında esaslı değişikliklerden haberdar edilmesi sağlanacak kolaylıklardır (Ufuk Rifat Çobanoğlu, § 45).

18. Somut olayda, istinaf incelemesi sırasında Daire delillerin değerlendirilmesi açısından başvurucunun yeniden savunmasının alınmasını gerekli gördüğünden yargılamanın duruşma açılarak yapılmasını kararlaştırmıştır. Bu doğrultuda, başvurucu ilk olarak başka suçtan tutuklu olduğunun değerlendirildiği İnfaz Kurumunda SEGBİS aracılığıyla duruşmada hazır edilmeye çalışılmış ancak başvurucunun denetimli serbestliğe ayrılması nedeniyle duruşmada hazır edilemeyeceği anlaşılmıştır. Daire, başvurucunun savunmasının alınmasına dair iradesi doğrultusunda bu kez istinabe talebinde bulunmuştur. İstinabe makamınca 15/9/2020 tarihinde yapılması planlanan duruşmaya dair çağrı kâğıdı başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu istinabe makamının yapmayı planladığı duruşmadan da haberdar edilmiştir. Ancak Daire 17/6/2020 tarihinde yaptığı duruşmaya kadar başvurucunun savunmasının alınmasının gerektiğine yönelik kararı doğrultusunda işlemler yaptığı hâlde bu kararının ve işlemlerinin aksine başvurucu lehine inceleme yapılmak üzere duruşma açtığını ve başvurucunun savunmasını almanın verilecek karara etkisinin bulunmadığını belirterek istinabe makamının belirlediği duruşma tarihini beklemeden ve başvurucunun savunmasını almadan yargılamayı bitirmiştir. Bu nedenle başvurucu, Dairece yapılacak delil değerlendirmesi açısından savunmasını planlayıp yapabilme imkânından yararlandırılmamıştır.

19. Dairenin başvurucunun savunmasını almamasına gerekçe olarak delilleri sanık lehine değerlendirmek üzere duruşma açtığını belirtmesi, delil değerlendirmesi açısından başvurucunun savunmasını almaya dönük kararı ve bu doğrultudaki duruşma hazırlığı işlemleri ile çelişmektedir. Başvurucunun Dairece hakkında uygulanan zincirleme suç hükmüne karşı savunmasını planlayıp Daire önünde ileri sürmesine yönelik gerekli zaman ve kolaylıkların sağlanmaması karşısında bu gerekçe doğrultusunda savunmasının alınmadan karar verilmesinin savunma hakkına aykırılık teşkil ettiği açıktır. Yargılama bir bütün olarak değerlendirildiğinde -somut olayın özel koşullarında- başvurucunun savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

21. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

22. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan GK, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) GK, B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

23. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

24. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten derece mahkemelerine aittir (Orhan Kılıç [GK], B. No: 2014/4704, 1/2/2018, 44). Bu bağlamda somut olayda başvurucunun uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunu işleyip işlemediği yönünde karar vermek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararı, sanığın beraat ettiği anlamına gelmediği gibi ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak yeniden yargılama neticesinde sanık hakkında mutlaka beraat kararı verilmesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. İhlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemler yerine getirildikten sonra yapılacak değerlendirmede mahkemenin benzer veya farklı bir sonuca varması mümkündür.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine (E.2019/993, K.2020/1463) iletilmek üzere Pınarhisar Asliye Ceza Mahkemesine (E.2016/256, K.2018/444) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/6/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.