Tüketici Korunması Hakkında Kanunun 8. Maddesinde ayıplı mal; “ taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması” Şeklinde tanımlanmıştır. Kanunun devamı maddelerinde de ayıplı mala ilişkin tüketiciye “Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini” hakları tanımıştır. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi bazı şartların tüketici tarafından yerine getirilmesine bağlıdır.
Öncelikle tüketicinin hak düşürücü süre içerisinde malın ayıplı olduğunu bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yargıtay kararları incelendiğinde süresi içinde ihbar edilmeyen ayıplar için açılmış davaların reddedildiği görülmektedir. Bu itibarla da tüketicinin kanunun sağladığı haklardan faydalanabilmesi için öncelikle süresinde malın ayıplı olduğunu bildirme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekmektedir.
Tüketicinin ayıplı mala ilişkin haklardan faydalanabilmesi için “işin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz” malı kontrol etmesi, basit bir kontrol ile ortaya çıkacak ayıpları(açık ayıp) derhal satıcıya bildirmesi gerekmektedir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/13927 E. , 2017/4724 K. kararı incelendiğinde, basit muayene ile ortaya çıkabilecek hususlarda ayıp olması(açık ayıp) ve malın ayıp ihbarı olmaksızın teslim alınması halinde tüketicinin malı bu şekilde aldığının kabulü gerekmektedir. Teslimden sonra altı ay içerisinde meydana gelen ayıplarda ise, kanun bu ayıpların teslim sırasında var olduğunu kabul etmektedir. Bu itibarla tüketicinin altı ay içerisinde meydana gelen ayıplara ilişkin ihbar süresine uyması da hakkın kullanımı için önem arz etmektedir.
Yine kanun ve Yönetmelik ile Tüketicinin malı tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan hususlara aykırı olarak kullanmasından kaynaklanan arızalar hakkında kanundan doğan seçimlik hakların kullanılmasının mümkün olmadığı düzenlenmiştir. Yargıtay kararları incelendiğinde ayıplı olduğu iddia edilen malda meydana gelen hasarın kullanıcı hatasından değil, üretimden kaynaklandığı tüketici tarafından ispat edilmelidir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3702 E., 2021/2490 K.)
Gizli ayıp, teslim edilen malda teslim anında fark edilmesi mümkün olmayan ayıpları kapsamaktadır. Bu bakımdan tüketici tarafından birden fazla ayıp olduğu iddia ediliyor ise, tüm iddiaların kendi içerisinde ayrı ayrı değerlendirilip, ayıp türleri de buna göre iddia ve tespit edilmelidir. Açık ayıp olmasına rağmen derhal ihbar yükümlülüğüne uyulmamış olan taleplerin gizli ayıp iddiası ile dava edilmesini hukuk korumayacaktır.
Kanunun ayıplı mala ilişkin açıklamaları ve tüketiciye sağladığı haklar değerlendirildiğinde, tüketicinin bu haklardan faydalanabilmesi için öncelikle malı teslim anında kontrol etmesi ve ayıp olması halinde derhal ayıp bildiriminde bulunması, ayrıca ayıbın kullanıcı hatasından meydana gelmediğini ispat etmesi gerekmektedir.