Baroların 6 Nisan 2017 tarihinde İstanbul’da başlattığı ve 85 hafta sürdürdüğü, daha sonra Bursa, İzmir, Ankara, Hatay, İstanbul, Van, Kocaeli, Artvin, Diyarbakır, Adana ve Antalya Baroları öncülüğünde tutulan adalet nöbeti bu kez Aydın Barosu’nun ev sahipliğinde gerçekleşti. Mersin Barosu Başkanımız Av. Bilgin Yeşilboğaz, Aydın, İstanbul, Antalya, Balıkesir Yalova, Şanlıurfa, İzmir, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Van Baro Başkanları, Adana Barosu Başkan Yardımcısı Av. Sabahattin Gümüş ile çok sayıda ilin baro yönetim kurulu üyeleri ve avukatlar katıldı.

Çevredeki vatandaşlar da, ‘havama, suyuma, toprağıma dokunma’, ‘ben daha çocuğum, geleceğime kıymayın’, ‘Kazdağları’nın üstü altından değerlidir’, ‘jeotermale hayır’, ‘kanser olmak istemiyoruz’, ‘yeşilime, havama, geleceğime dokunma’ yazılı dövizlerle adalet nöbetine katılarak destek verdi.

“SUÇA SÜRÜKLENEN YARGI BİTMİŞTİR”

Burada konuşma yapan Baro Başkanımız Av. Bilgin Yeşilboğaz, “Suça sürüklenen yargı bitmiştir. Halk da adaletini arıyor, avukatlar da adaletini arıyor. Bundan sonra kimse mevcut yargıdan olumlu bir davranış, olumlu bir karar beklemesin. Adalet nöbetimiz Anadolu’nun her yerine yayılıyor. Bu süreç içerisinde savunmaya baskılar da artarak devam ediyor. Meslektaşlarımız, hak ihlaline uğrayan, haksız yere öldürülen Soma’daki işçiler veya başka yerdeki vatandaşalar için adalet peşinde koşmaları nedeniyle, asılsız iddialarla tutuklandılar. Yargıya yapılan son müdahaleler çerçevesinde artık sözün bittiği yerde olduğumuzu vurgulayarak, bütün baroların, bütün avukatların hep birlikte hareket ederek, Ankara'da bir açıklama yapmasını talep ediyorum. Birlik ve dayanışma içerisinde, tüm meslektaşlarımızla mücadelenin başlaması gerekmektedir” ifadesini kullandı.

“DOĞAYLA SAVAŞ HALİNDEYİZ, KAZANIRSAK KAYBEDECEĞİZ”   

Adalet nöbetinde çevre için bir araya geldiklerini belirten Başkanımız Av. Bilgin Yeşilboğaz, “Çevre demek, yaşam demektir. Önce insan, önce adalet diyerek geleceğimize sahip çıkacağız. Kapitalizm hiçbir şeyi tanımıyor. Sizin yaşam hakkınız, ekolojik düzen onlar için önemli değil. 3-5 kuruş doların yeşiline tapan insanlar için, hiçbir yaşamsal hakkın önemi yoktur. Doğayla savaş halindeyiz, eğer kazanırsak kaybedeceğiz. Doğa bizlere diyor ki; “Size sunduklarımı iyi kullanın. Çünkü sizin geleceğiniz bana bağlı. Ben değişerek varlığımı sürdürürüm ama ben değişirsem siz varlığınızı sürdüremezsiniz.” İşte bugün burada, çevre katliamı ile ülkemizi adım adım yok edenlere, insanların ve diğer canlıların yaşam haklarını, yaşam alanlarını yok etmeye çalışanlara dur demek için, sıradaki çevre cinayetlerinin önüne geçmek için, insanoğlunun doğanın bir parçası olduğunu hatırlatmak için, geleceğimize yaşanabilir bir ülke bırakmak için buradayız” ifadesini kullandı.

“GELECEK NESİLLERE ENKAZ BIRAKMAYIN”

Ülkemizde hukuksuzca vadilere yapılan HES’ler, Akdeniz ve Ege sahillerinden, Karadeniz’in ve Torosların oksijen zengini ormanlarına yapılan saldırılar,  ormanlarda açılan maden ocakları, giderek artan betonlaşma, termik santraller, nükleer santraller, jeotermaller, balık çiftlikleri nedeniyle yaşanan doğa tahribatı, insanla birlikte bütün canlıların yaşam alanlarını daraltıyor, insanları yaşam hakkını tehdit ediyor.  Doğayı talana açan siyasi otoriteye ve yetkililere talebimizi yineliyoruz: Çevre katliamı yaparak, gelecek nesillere enkaz bırakmayınız. Kentlerimizi, yaşam alanlarımızı tahrip eden her projenin karşısında dimdik duran bir savunma ve dayanışmayla karşılaşacaksınız” diye konuştu.