GİRİŞ
2022 yılından itibaren uygulanmak üzere Belediyeler tarafından takdir edilen asgari ölçüde metrekare birim değerinin tespitine dair takdir komisyonu kararının fahiş olduğunu düşünen emlak vergisi mükelleflerinin yapması gereken işlemlere ilişkin olarak kişisel değerlendirmelere işbu yazıda değineceğim.
1- KONUYA İLİŞKİN MEVZUAT HÜKÜMLERİ
2709 sayılı Anayasanın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu hükme bağlanmış, "Vergi ödevi" başlıklı 73. maddesinde, herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğu, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının maliye politikasının sosyal amacı olduğu, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Mali güce göre vergileme; belirli bir karşılık veya fayda göz önüne alınmaksızın, kamu hizmetleri için her ferdin kendisini ve ailesini geçindirecek miktarın üstünde sahip olduğu servet ve gelire göre vergi yüküne katılmasını ifade eder.
2709 sayılı Anayasanın 73. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının maliye politikasının sosyal amacı olduğu" yolundaki hükümde dikkate alındığında, vergilendirme yetkisinin kişisel ve ekonomik durumlar göz önünde bulundurulmak suretiyle kullanılması yasama organının yükümlülerin vergi yükünü ekonomik güçler oranında farklılaştırması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda gerek öğretide gerek Anayasa Mahkemesi kararlarında bu ilkenin “...malî gücü fazla olanın, malî gücü az olana oranla daha fazla vergi ödemesi gereğini” ifade ettiği vurgulanmaktadır.
Mali güce göre vergileme ilkesi, gelir ve kurumlar vergisinde olduğu gibi gelirin, emlak vergisinde olduğu gibi servetin, katma değer vergisi ile özel tüketim vergisinde olduğu gibi harcamaların vergilendirilmesi esaslarına dayanmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükme bağlanmış, "Değerleme esasları"nın düzenlendiği bölümde yer alan 258. maddesinde, değerlemenin vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olduğu hükmüne yer verildikten sonra, 261. maddesinde, değerleme ölçüleri arasında vergi değeri de sayılmış, 268. maddesinde de, vergi değeri bina ve arazinin Emlak Vergisi Kanununun 29. maddesine göre tespit edilen değer olarak tanımlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu mükerrer 49. maddesinin (b) bendinde, takdir komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin dört yılda bir yapacakları takdirler, tarh ve tahakkuk işleminin (Emlâk Vergisi Kanununun 33. maddesinin (8) numaralı fıkrasına göre yapılacak takdirler dahil) yapılacağı sürenin başlangıcından en az altı ay önce karara bağlanarak, arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarına ve belediyelere imza karşılığında verileceği, Büyükşehir belediyesi bulunan illerde takdir komisyonu kararlarının, vali veya vekalet vereceği memurun başkanlığında, defterdar veya vekalet vereceği memur, vali tarafından görevlendirilecek tapu sicil müdürü ile ticaret odası, serbest muhasebeci mali müşavirler odası ve esnaf ve sanatkârlar odaları birliğince görevlendirilecek birer üyeden oluşan merkez komisyonuna imza karşılığında verileceği, merkez komisyonunun kendilerine tebliğ edilen kararları onbeş gün içinde inceleteceği ve inceleme sonucu belirlenen değerleri ilgili takdir komisyonuna geri göndereceği, merkez komisyonunca farklı değer belirlenmesi halinde bu değerlerin ilgili takdir komisyonlarınca yeniden takdir yapılmak suretiyle dikkate alınacağı, kesinleşen asgari ölçüde arsa ve arazi birim değerlerinin, ilgili belediyelerde ve muhtarlıklarda uygun bir yere asılmak suretiyle tarh ve tahakkukun yapıldığı yılın başından Mayıs ayı sonuna kadar ilân edileceği hükmüne yer verilmiş, 74/b. maddesinde; 72. maddenin ikinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köyün cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeleri (Turistik bölgelerde değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parsel) itibariyle asgari ölçüde birim değer tespit etmekle görevli olduğu hükmüne yer verilmiş, anılan maddenin son fıkrasında ise (b) ve (c) fıkralarına göre yapılacak değer tespitinde, Emlak Vergisi Kanunu'nun 31. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan normlardan ve bu maddeye göre hazırlanmış bulunan tüzük hükümleri ile gerektiğinde bilirkişiden yararlanılacağı hükmü düzenlenmiştir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 7. maddesinde; bina vergisinin matrahının, binanın bu kanun hükümlerine göre tesbit olunan vergi değeri olduğu, 17. maddesinde; arazi vergisinin matrahının arazinin bu kanun hükümlerine göre tespit olunan vergi değeri olduğu, 29. maddesinde vergi değerinin; (a) arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre, (b), binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilân edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden yararlanılmak suretiyle hesaplanan bedel olduğu, vergi değerinin, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunacağı hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinde, Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapacaklarının hükme bağlanması suretiyle da re'sen araştırma ilkesi benimsenmiş, aynı Kanunun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266. maddesinde, hakimin özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili olduğu belirtilmiştir
2- EMLAK VERGİSİNE ESAS ALINAN ARSA METREKARE BİRİM DEĞERLERİNE KARŞI AÇILACAK DAVALARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER;
İlgili taşınmazların bulunduğu yerdeki belediyeler tarafından 2022-2025 yıllarında geçerli olmak üzere belirlenen arsa metrekare birim değerlerinin geçerli bir sebep olmadan olağanüstü ve fahiş bir şekilde artırıldığı hallerde vergi mükellefleri tarafından dava açılmaktadır.
Her ne kadar, vergi mahkemelerinde dava açma süresi 30 gün olarak belirlenmiş ise de, arsa metrekare birim değerlerinin tespitine dair takdir komisyonu kararları emlak vergisi mükelleflerine ayrıca tebliğ edilmediği için 30 günlük dava açma süreleri vergi mahkemelerince katı bir şekilde uygulanmamaktadır.
Vergi mükellefleri tarafından takdir komisyonu kararlarından haberdar olunduğu tarihten itibaren 30 gün içinde dava açılması hallerinde işin esasına girilerek bir karar verilmektedir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun "verginin tarh ve tahakkuku" başlıklı 11/1-a.maddesinde, bina vergisinin, ilgili belediye tarafından dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılının Ocak ve Şubat aylarında yıllık olarak tarh olunacağı düzenlemesine yer verilmiş, "ödeme süresi" başlıklı 30. maddesinde ise; emlak vergisinin birinci taksidinin Mart, Nisan ve Mayıs aylarında, ikinci taksidinin ise Kasım ayı içinde olmak üzere iki eşit taksitte ödeneceği düzenlenmiştir.
Dolayısıyla, 2021 yılında alınan asgari metrekare birim değerinin tespitine dair takdir komisyonu kararı uyarınca 2022 yılına ait emlak vergileri 2022 yılının başında belirlenmekte olup, emlak vergisi mükellefleri tarafından söz konusu tutarlardan en geç ilk taksit ödeme tarihinde haberdar olunduğunun kabulü gerekir. Öğrenildiği tarihten itibaren de 30 gün içinde dava yoluna başvurulmalıdır.
Takdir komisyonu kararlarında belirtilen sokak veya caddelerde taşınmazı bulunan kişiler tarafından taşınmazın olduğu yerdeki vergi mahkemeleri nezdinde dava açılmalıdır.
Bu davada hazırlanacak dava dilekçesinde, takdir komisyonu kararında belirlenen değerlerin hangi açıdan hukuka aykırı olduğu hususunda ayrıntılı bilgilere yer verilmelidir. Açılan davalarda vergi mahkemelerince bilirkişi incelemesi yaptırılmakta ve anılan raporlarda yer verilen tespitler doğrultusunda hüküm kurulmaktadır. Söz konusu davaların teknik ve özel bilgi gerektirmesi için vergi hukuku alanında bilgi sahibi bir avukat aracılığıyla davanın açılması gerekmektedir. Zira, gerek yargılama aşamasında gerekse bilirkişi raporuna yapılacak itirazlarda işin esasına yönelik beyanlarda bulunmak gerekecektir.