- Meydana gelen iki taraflı trafik kazası sonucu, kazada kusursuz olan veya daha az kusurlu olan hasarlı aracın, bu araç ister ticari isterse şahsi araç olsun makul onarım süresi boyunca kullanılamaması kaynaklı tazminata araç mahrum kalma tazminat bedeli, Yargıtay kararlarındaki tanımı ile ‘’araç mahrumiyet bedeli’’ denilmektedir. Bahse konu kusursuz veya daha az kusurlu aracın gerçek veya tüzel kişiye ait bir ticari araç olması halide ise işletilememesi sebebiyle ortaya çıkan zarar ise, ticari araçlarda (taksi, otobüs, servis, minibüs, otobüs ve diğer ticari araçlar) kazanç kaybı tazminatının konusunu oluşturmaktadır.

- Araç mahrum kalma bedeli ile iş durması / kazanç kaybı tazminat farklı hususlardır ve farklı kanun hükümlerine (görev) tabi olmaktadırlar. Örneğin, şahıs araçlarında bu araçlar hususi kullanıma ait olduğu için ticari kazanç kaybına konu olmayacaktır. Ancak araç mahrum kalma tazminatına veya tamir süresi boyunca ikame araç kiralaması yapılarak faturası tanzim edilmişse araç mahrumiyet tazminat bedeline konu olabilecektir.

Araç mahrum kalma tazminatı için gerçek veya tüzel kişi malikin aşağıda bahsedileceği üzere, Resmi Gazetede yayımlanan kanun yararına bozma kararı gereği, artık araç kiloma faturası sunulmasa dahi, bu tazminata hak kazanılabilecektir. Yani araç kiralama faturası var ise bu bedel üzerinden, araç kiralama faturası yok ise önce alanıda uzman tarafsız & bağımsız bilirkişilerce makul onarım süresi tespit edilerek, yine mağdur aracın segment ve marka / modelinde veya ona yakın araçların günlük piyasa emsal kira bedeli üzerinden bu tazminatlar belirlenebilecektir. Ancak ticari araç kazanç kayıpları için farklı bir yol olan, şirket emsal gelirlelerinin / çalışma alanının araştırılması, aylık kesinlen faturalar var ise bunların araştırılması, şirket başka araçları ile ikame sağlanmış ise yine bu hususların araştırılması gerekmektedir. Daha çok ticari boyutta araştırma ve inceleme yapılmaktadır. Şahıs araçlarında ise, ticari boyuttan çok tamir süresi ve emsal segment araç kiralamala araştırmaları yapılmaktadır.

- Kavramlar ayrıldıktan sonra;

- Önceklikle kamuoyunda bilinenin aksine ve bazı meslektaşlarımız tarafından yanlış bilinen bir hususa açıklık getirmek gerekmektedir. Araç mahrum kalma ve kazanç kaybı tazminatları, kazaya bağlı doğrudan zararlar arasında gerek kanunda gerekse doktrin, öğreti ve Yargıtay kemikleşmiş içtihatları arasında sayılmadığından (hasar & değer kaybı tazminatları gibi) bu tazminat kalemleri doğrudan değil, dolaylı zararlardır. Dolayısı ile bu zararlar trafik sigortası genel şartları kapsamında değildir, hatta kapsam dışı olduğu da genel şartlarda açıkça sayılmaktadır. O halde ister kasko ister karşı taraf trafik sigorta şirketinin (zmms) bu zararlardan sorumlu tutulması mümkün değildir. Yani bu zararlar sigorta kapsamı dışındadır. O halde bu zaraların tazmini istenildiği halde, karşı taraf kusurlu araç sürücüsü, araç maliki ve işletenine başvurmak gerekmektedir. Uygulamada icra/dava/arabuluculuk resmi yollarına başvurulduğunda karşı taraf asil ve bazı meslektaşlarımız tarafından, bu tazminatların sigorta kapsamında olduğu, bu tazminatların sigortadan alındığı / alınması gerektiği, tahsil edilen bir konuda kötü niyetli olarak tekrar işlem yapıldığı belirtilerek itirazlar edilmektedir. Oysa ki bahsedildiği üzere bu tazminatlar sigorta kapsamı dışında olduğu için tek haksız fiilden, tahsilde tekerrür olması kesinlikle söz konusu değildir. Ayrıca esasen sigorta şirketi zaten yaptığı ödemeleri sigortalısı ile paylaşmaktadır, talep buradan da ikinci kez kontrol edilebilir. Mükerrer bir durum söz konusu olamayacaktır.

- 24.01.2023 tarihinde resmi gazete yayımlanarak bağlayıcı hale gelen kanun yarına bozma  Yargıtay 2021/26777 E. 2022/11236 K. 29.09.2022 kararında özetle ve kesin bi dille, yerel mahkemece ‘’fatura’’ sunulmadığından bahisle, davacının araç mahrum kalma tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu tazminatların öncelikle onarım süresi tespit edilerek, uzman bilirkişiler tarafından belirlenebileceği, TBK 49. Maddesinin (haksız fiil) bu tazminat taleplerine dayanak oluğu, her halükarda tazminat kapsamını belirleme yetkisinin devam eden yasa maddeleri uyarınca hakimde olduğu ifade edilmiştir ;

''Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50'nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının bu talebini objektif kriter ve delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.''

...hükmün, hukuki sonuçlarına etkili olmamak kaydı ile KANUN YARARINA BOZULMASINA, bozma kararının bir örneğinin Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine 29/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi...'' (4. Hukuk Dairesi         2021/26777 E.  ,  2022/11236 K.) - 24.01.2023 Resmi Gazete yayım tarihi

- Karar Adalet Bakanlığının bozma istemi üzerine ’oy birliği’ile alınmıştır. Bilindiği üzere kanun yarında bozma kararları, resmi gazetede yayımlandığı an itibariyle, kesinleşmiş hükümler ayrık kalmak üzere, yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, derdest davalar da dahil tüm mahkemeleri, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. (HMK 363)

Özetle, bir kaza nedeniyle uğramış olunan araç mahrum kalma tazminat bedeli yönünden, kazaya %100 kusurlu olarak  sebep olan  araç sürücüsü & maliki & araç işletini   TBK md. 49 ''Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. '' maddesi ve ayrıca KTK nun 85.maddesinde düzenlenen araç sahibinin kusursuz tehlike  sorumluluğu hükümleri  uyarınca, araç kiramaya dair fatura sunulsun sunulmasın her halükarda sorumludur. Tartışılması gereken husus aracın kiralama faturasının veya bir başka evrağın olup olmadığı değil, aracın makul tamir süresi ve segmentleri arası emsal günlük kira bedeli araştırlamalarıdır.

- Fiili onarım süresi belirlendikten sonra, kazaya konu araç ile aynı marka ve model araçların   kaza tarihindeki güncel kira bedelinin belirlenerek toplam araç mahrumiyet miktarının bilirkişi marifeti ile objektif oranlarda belirlenmesini gerekmektedir.

- İster şahsi (hususi) ister ticari araç sahibi olun, kusursuz olduğunuz bir kazada aracınızın tamir süresi boyunca kullanılamamasından kaynaklı zararın tazmini için bir avukat ile iletişime geçebilirsiniz.

Av. Adil BALTAŞ