1-ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI NEDİR?

Araç değer kaybı, bir aracın trafik kazası sonrasında meydana gelen hasar veya tamir işlemleri sonucundaki değer ile, hiç kaza yapmamış olsaydı piyasadaki rayiç değeri arasındaki farktır. Yargıtay’a göre değer kaybı zararı, aracın olay tarihindeki hasarsız değeriyle hasarı giderildikten sonra (tamir edilmiş hali ile) edeceği değer arasındaki farktan ibarettir (Y17HD-K.2016/5661).

Ülkemizdeki 2. El araç piyasasının kendine has bir takım özellikleri ve tüketici alışkanlıkları nedeniyle, kaza sonrasında araçlar orijinal parçalarıyla ve aslına uygun onarım görse bile, tramer kayıtlarında bu hasar ortaya çıktığında, alıcı taraf aracı kazasız haline göre daha ucuza almaktadır. Bu değer kaybını kazadaki kusurlu aracın sigortasından tazmin etmek mümkündür.

2-ARAÇ DEĞER KAYBI NEYE GÖRE BELİRLENMEKTEDİR?

Kazalı bir araçta değer kaybı oluşup oluşmadığı veya oluşan değer kaybının miktarı; aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, hasarın nitelik ve niceliği vs. gibi hususlara bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.

2021 yılına kadar 165.000 km üzerindeki araçlar için değer kaybı talebi mümkün değil iken, Trafik Sigortası Genel Şartları kapsamında 2021 yılında yapılan değişiklikle hangi kilometrede bulunursa bulunsun araç değer kaybı talep etmek mümkün hale gelmiştir.

3-ARAÇ DEĞER KAYBINI TALEP EDEBİLECEK KİŞİLER KİMLERDİR?

Trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunmayan kişi, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olan kişinin sigorta şirketinden bu talepte bulunabilecektir. Fakat tazminat talebinde bulunan kişinin %100 kusursuz olması gerekmemekte olup, %50’ye %50 şeklinde belirlenmiş bir kusur oranında kazaya uğrayan her kişi diğer aracın sigorta şirketinden zararının %50’sini talep edebilecektir. Yine %25 -%75 kusur oranında da her iki taraf kusuru oranında karşı tarafın sigorta şirketine başvurarak değer kaybını talep edebilir.

4-ARAÇ DEĞER KAYBI TALEP EDEBİLMEK İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR NELERDİR?

Araç değer kaybı tazminatı talebinde bulunabilmek için gerekli şartlar şu şekildedir;

a- Kaza tarihinden itibaren 2 yıl sürenin geçirilmemiş olması,

b- Talepte bulunacak olan tarafın tam kusurlu olmaması, (%100 kusurlu olunmamalı)

c- Aracın daha önce aynı yerden hasar görmemiş olması, (örneğin aracınız daha önce bir kazaya karışmış ve ön tamponu onarım görmüşse, 2. Bir kaza halinde ön tampon onarımı nedeniyle değer kaybı talebinde bulunulamayacaktır, fakat diğer parçaların zarar görmesi halinde değer kaybı talep etmenin önünde bir engel bulunmamaktadır)

d- Aracın ağır hasarlı(pert) durumda olmaması,

5- ARAÇ DEĞER KAYBI NASIL TALEP EDİLİR?

Günümüzde sigorta şirketleri ödeme talepli olarak yapılan başvuru sonrasında ya hiçbir ödeme yapmamakta ya da olması gereken miktardan çok daha düşük ödemeler yapmaktadır. Böyle bir durumda araç değer kaybı tazminatı dava yoluyla veya tahkim yoluna başvuru ile talep edilebilmektedir. Dava yolu ile talep edilebilmesi için öncelikle ilgili sigorta şirketine başvuru yapılması gerekir. Dava yolunu tercih etmenin tahkim yolunu tercih etmeye göre çeşitli avantaj ve dezavantajları bulunmakla birlikte sigorta tahkim komisyonunun değer kaybı dosyalarında uzmanlaşmış olması ve tahkim süresinin, dava süresine göre büyük ölçüde kısa olması nedeniyle uygulamada tahkim yolu ağırlıklı olarak tercih edilmektedir.

6-SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA BAŞVURU VE SÜREÇ

Ödeme için sigorta şirketine başvurulması akabinde şirketin yasal süresi içerisinde talebe yanıt vermemesi (15 gün) veyahut şirket tarafından yapılan ödeme miktarının talebi karşılamaması halinde sigorta tahkim komisyonuna başvuru yapılması gerekmektedir.

Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapabilmek için başvuru formu eksiksiz şekilde doldurulmalı ve başvuru evrakları komisyona iletilmelidir. Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16 ıncı maddesi uyarınca Komisyona başvuruların başvuru formu doldurularak yapılması zorunludur.

Komisyona başvuru yapıldıktan sonra, başvurunuz, Komisyon raportörlerince gerekli şartları taşıyıp taşımadığının tespiti bakımından ön incelemeye tabi tutulur. Bu ön inceleme sonunda Raportörler, başvurunuzun sigorta hakemleri tarafından esastan ele alınıp alınmayacağının kararını en geç 15 gün içinde verir.  Eğer başvurunuzun hakemlerce incelenmesine karar verilirse başvurunuz derhal bağımsız sigorta hakemlerine iletilir ve en geç 4 ay içerisinde (taraflar aralarında anlaşarak bu süreyi uzatabilir) nihai karar verilir. Uyuşmazlık miktarı 5.000 TL ye kadar olan hakem kararları kesindir. Tutarı 5.000 TL ve üzerinde olan uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı taraflar bir defaya mahsus olmak üzere komisyon nezdinde itirazda bulunabilirler, 40.000 TL üzerindeki uyuşmazlıklarda itiraz üzerine verilen karar taraflarca temyiz edilebilir.

Yukarıda belirtilen parasal sınırlar her yıl yeniden değerlendirilmekte olup Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu Maddesinin On İkinci ve On Beşinci Fıkralarında Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” 28 Şubat 2023 tarihli ve 32118 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmış olup yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. 28 Şubat 2023 tarihinde yürürlüğe giren yasal değişiklikle birlikte, yasanın yürürlüğe girdiği söz konusu tarihten itibaren sigorta hakemlerince 15.000 Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlara karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz hakkı tanınmıştır.

Hakem kararına karşı itirazda bulunulabilmesi için kararın 28 Şubat 2023 veya daha sonraki bir tarihte verilmiş olması ve karara konu uyuşmazlığın 15.000 TL veya daha yüksek bir miktarda olması gerekmektedir.

15.000 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları yasayla belirlenen süre içinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. 238.731 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için taraflar temyize gidebilirler. Temyiz süreci genel hükümlere tabidir. Tahkim süreci vatandaşın tek başına yürütmesi zor ve karmaşık bir süreç olduğu için bir avukatla birlikte yürütülmesinde fayda vardır.

Av. Mehmet DEMİRCİ