Geçtiğimiz günlerde Sayın Abdullah Gül Çankaya Köşkünde “Yüksek Yargı Organları” temsilcilerine bir yemek verdi.
Yemeğe, Yüksek Yargı Organları temsilcileri olarak; Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Sayıştay Başkanı, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı ve Askeri Yargıtay Başkanı katıldılar.
Yemeğin adı “Yüksek Yargı Organlarına” yemek idi ama bu yemeğe yargı ile hiç ilgisi olmayan ve hatta bir araya gelmesi teamülden olmayan “Yürütme” ve “Yasama” organlarının temsilcileri de katıldı. Yemekte, Yürütme Organı Başkanı olarak Recep Tayip Erdoğan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yasama Organı Başkanı olarak Cemil Çiçek’de yer aldılar.
Bir tasarruf tedbiri olarak, hazır yemek vermişken, diğer önemli zevatı da çağıralım da bu işi bir defada bitirelim diye düşünülmemiş ise, yargı başkanlarının çağrıldığı yemeğe, yasama ve yürütme organlarının neden çağrıldığı “aklımıza takıldı.”
Bu yemekli toplantıda konuşulanlar kamuoyuna pek yansımadı. Bir önceki toplantıda, Yüksek Yargı Başkanlarından biri, aldıkları maaşın azlığından yakınmıştı. Başkanlar; herhalde bu yemekte de diğer önemli sorunları dile getirilmiş olmalılar. Örneğin ;
Adli kolluk yönetmeliğinde yapılan yeni değişikliğin yasalara aykırı olduğu,
Yolsuzluk operasyonu devam ederken operasyonu yapan polis amirlerinin görevden alınmasının uygun olmadığı,
Savcılara bakış açısının yargıya müdahale teşkil edeceği,
Benzer operasyonlarda mağdur olan ve senelerden beri tutuklu olan kişilerin haklarının ihlal edilmiş olduğu,
Bu yeni operasyonda kişilerin kamuoyu önünde suçlu düşürüldüğü söylenmesine rağmen, senelerden beri en üst düzey subay, hukukçu, öğretim üyesine yapılan linç uygulamalarına neden sessiz kalındığı,
Yolsuzluk operasyonunda kişisel ve özel bilgilerin ifşa edildiği söylemlerine karşın, kozmik oda gibi operasyonlarda devletin en önemli ve gizli bilgilerinin ortalığa saçıldığı,
Güneydoğuda güvenlik ve idari kademelerde yaşanan zafiyetin devlet için bir tehlike teşkil ettiği ve benzer konuları dile getirmiş olmalılar.
Aklımıza takılan bir diğer husus da, Yargı Organları temsilcilerinin davet edildiği yemeğe, yargının en önemli unsurlarından biri olan “Türkiye Barolar Birliğinin” neden çağrılmamış olduğudur. Yoksa son günlerde çokca rastladığımız üzere, Savunma Organı olan Avukatlar, yargı dışı veya bir ayak bağı olarak mı kabul edilmektedir.
Aklımıza takılan çok şey var.
(Bu köşe yazısı, sayın Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)