A. Genel Olarak Boşanma Sebepleri ve Akıl Hastalığı Nedenine Dayalı Boşanma

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri 161. ve 166. Maddeler arasında düzenlenmiştir.

Medeni Kanun’un 161 ile 165. maddeleri aralığında düzenlenen; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı özel boşanma sebeplerini oluşturmakta olup, sınırlı sayıdadırlar. Bununla birlikte; evlilik birliğinin sarsılması (TMK madde 166/1-2), eşlerin anlaşması (TMK madde 166/3) ve fiili ayrılık (TMK madde 166/4) ise genel boşanma nedenlerini oluşturmaktadır.

Eğer eşlerden biri akıl hastası ise ve bu durum resmi sağlık raporu ile de tespit edilebilecekse, Kanundaki ifadesi ile “ortak hayat kendisi için çekilmez hale gelen” eş akıl hastalığı nedenine dayanarak boşanma davası açabilecektir.

Bu yazımızda, özel boşanma sebebi olan akıl hastalığı nedenine dayalı boşanma davasında dikkat edilmesi gerekenler ve uygulamada karşılaşılan durumlar incelenmiştir.

B. Kanunda Aranan Koşullar, Sağlık Raporu Alınması Gerekliliği ve Akıl Hastasının Yargılamada Temsili

Türk Medeni Kanunu’nun 165. Maddesine göre:

Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.”

1) Kanun koyucu, akıl hastalığı nedenine dayanarak boşanma davası açılabilmesi için ilk olarak akıl hastalığı durumunun eşlerden diğeri için ortak hayatı çekilemez hale gelmesi koşulunu aramıştır. Bir diğer koşul ise, akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesidir.

2) Akıl hastalığı nedenine dayalı olarak açılan boşanma davalarında, mahkemece yapılacak ilk iş akıl hastası olduğu iddia edilen davalı eşin akıl hastası olup olmadığının tespiti ile akıl hastası olması durumunda bu hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı yönünde resmi sağlık kurulundan rapor aldırmaktır.

3) Resmi sağlık kurulu tarafından yapılan tetkik sonucunda, davalı eşin akıl hastası olduğu ve bu hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının tespiti yönünde rapor düzenlenmesi üzerine, Aile Mahkemesi hakimi, davalı akıl hastası eşin yargılama süresince temsili için vesayet makamınca (sulh hukuk mahkemesi) vasi tayin ettirilerek boşanma davasında davalıyı temsilini sağlamalıdır.

4) Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07.06.2007 tarihli 2006/20487 Esas ve 20077/9650 Karar sayılı ilamında da buna işaret edilmiştir:

“Davacı kadının akıl hastalığı sebebine (TMK. mad. 165) dayanarak boşanma isteminde bulunmuştur. Davalının akıl hastası olup olmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi, akıl hastası olduğunun anlaşılması durumunda davalıya vasi atanması konusunda vesayet makamına bildirimde bulunulması vesayet makamı tarafından atanacak olan vasiye davanın yöneltilmesi, tarafların kanıtlarının toplanması ile sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile taraf teşkili oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.”

B. Boşanma Davasında Akıl Hastalığı Nedenine Dayanmak Zorunluluğu

1) Boşanma davası dilekçesinde, akıl hastalığı (TMK 165) nedeninden daha farklı olarak genel boşanma nedenlerine dayanılarak boşanma davası açılmış ise ve yargılamada davalı eşin akıl hastası olduğu anlaşılırsa bu durumda “akıl hastası olan eşin davranışlarının iradi olmaması nedeniyle kusurlu olduğundan söz edilemeyeceğinden” davanın reddine karar verilmektedir.

2) Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 14.01.2013 Tarihli ve 2012/13045 E. Ve 2013/285 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir:

“Davacı kadının davası, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır. Anılan madde gereğince boşanmaya karar verebilmek için; davalının az da olsa kusurunun varlığı ve en azından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi gereklidir. Yargılama sırasında davalı koca akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmış kendisine vasi atanmıştır. Vesayet dosyasında davalı koca hakkında düzenlenen sağlık kurulu raporunda hastalığının sürekli olduğu rapor edilmiştir. Akıl hastası olan davalı kocanın davranışları iradi olmadığına göre, kusurlu olduğundan söz edilemez. Akıl hastalığına (TMK.md.165) dayalı bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, kabulüne hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.”

3) Ancak yargılama sırasında davalının akıl hastası olduğunun anlaşılması durumunda, davacı boşanma nedenini değiştirerek “akıl hastalığı” boşanma nedenine dayanabilir. Genel ya da özel boşanma sebeplerinin bir veya birkaçına dayalı olarak açılan boşanma davalarında dava devam ederken ortaya çıkan özel ya da genel boşanma sebeplerinden birinin ortaya çıkması durumunda dayanılan sebeplerin değiştirilmesi mümkündür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 180. Maddesine göre davanın tamamen ıslahı ile boşanma davasındaki sebepler değiştirilebilir.

4) Akıl hastası eş, hareketlerinin iradi olmaması ve bu nedenle kendisine kusur yüklenmesinin de hukuken mümkün olmaması nedenleriyle boşanma nedeniyle ayrıca maddi ve manevi tazminat ödemeye de mahkum edilemez.

SONUÇ

1) Eşinin akıl hastası olduğu resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilen ve bu nedenle de ortak hayatı sürdürmek kendisi için çekilemez hale gelen kişi TMK madde 165’e dayanarak boşanma davası açabilir.

2) Ancak, akıl hastası olması nedeniyle hareketleri iradi olmayan davalı eşe kusur yüklenemeyeceğinden TMK madde 166’da belirtilen Evlilik Birliğinin Sarsılmasına nedenine dayanarak dava açılamayacak, açılması durumunda davanın reddine karar verilecektir. Bununla birlikte akıl hastası davalıdan istenecek maddi ve manevi tazminat taleplerinin de Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 madde koşullarının oluşmaması nedeniyle reddine karar verilecektir.

Av. Alirıza Mert ÖNTAŞ