Adi ortaklıklar bir sözleşme ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 620 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiştir. Adi ortaklıklarda temel özellik 6102 sayılı TTK’ nın içeriğinde yer alan ortaklıklardan farklı olarak “Adi Ortaklıklar” tüzel kişiliğe haiz değildirler. Tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklıkların, üçüncü kişilerle olan hukuksal münasebetlerinde bağımsız bir varlıklarının bulunduğu söylenemez. Adi ortaklıklar kendi adına herhangi bir hak veya borç iddia edemez, mahkemeler nezdinde davalı veya davacı olamazlar. Başka bir ifade ile, ortaklık lehine açılacak davalar ve yapılacak hukuki işlemler tüm ortakların katılımı ile, ortaklık aleyhine açılacak davaların ise, tüm ortaklar aleyhine açılması gerekmektedir. Adi ortaklık sözleşmesinde aksi tespit edilmemiş ise, ortakların katılım payları ortaklık amacının gerektirdiği önem ve özellikte birbirine eşittir. Her ortak para, alacak veya başka bir mal veya emek olarak ortaklığa bir katılım payı koymakla mükelleftirler. Keza ortaklar aksini sözleşme ile kararlaştırmadıkları müddetçe her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşit olacaktır. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından birisi belirlenmiş ise bu belirleme, değerindeki payı da ifade edecektir. Belirleme durumunda adi ortaklıkta kazanç ortakların payları nispetinde paylaştırılacaktır. Bir ortağın zarara katılmaksızın sadece kazanca katılacağına ilişkin sözleşme ise, yalnızca katılma payı olarak sadece emeğini koymuş olan ortak için geçerli olacaktır.
Özetle, adi ortaklıklarda vergi kaçakçılığı suçlarından doğan sorumluluklar kısaca aşağıda olduğu gibidir;
1. Adi ortaklığın tüzel kişiliği ve ayrı bir yönetim organı bulunmadığından dolayı “Temsil konusunun” bu oluşumlar için önem arz ettiği ileri sürülebilir.
2. Türk Borçlar Kanunun 624. maddesine göre adi ortaklığın kararı, ortaklığın oy çoğunluğuyla alınması yönünde bir sözleşme yapmadıkları müddetçe, oy birliğiyle alınır. Ortaklar oy çoğunluğu ile karar alınması yönünde bir sözleşme yapmışlar ise çoğunluk ortakların katılım paylarının ortaklıktaki oranına göre değil, ortak sayısına göre tespit edilecektir.
3. Adi ortaklıklarda vergi mükellefiyeti her ortak için ayrı ayrı gelir vergisi kaydı açılarak, vergi hesap numarası ayrı ayrı belirlenir. KDV, muhtasar hesap numaraları ise tek ortaklık olarak belirlenir. Geçici vergi açısından ise yine yukarıda ifade edildiği üzere ortak bazında ayrı ayrı geçici vergi hesap numarası belirlenir. [1]
4. Adi ortaklığın ödenmeyen vergi borçlarından dolayı, ortakların adi ortaklıktan hisseleri oranında elde ettikleri kazançları üzerinden doğan gelir vergisi her ortağı ayrı ayrı bağlar. Başka bir ifade ile, gelir vergisi borcu her ortağın ayrı ayrı hesap numarasında takip edilir. Ancak, muhtasar borcu, KDV borcu ise adi ortaklık adına tesis edildiğinden dolayı ortaklığın bu vergi türleri itibari ile ödenmemiş borçlarından dolayı ortaklar müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulacaklardır. ( KDVK mad. 44)
5. Adi ortaklıklarda vergi suçlarından doğan sorumluluklarda işlenen fiilin genel olarak şahsiliği ilkesi esas alınmaktadır. Adi ortaklıklarda ortak, yönetici veya temsilcileri hakkında 213 sayılı VUK mad. 359 hükmüne göre sahte belge kullanılması veya düzenlenmesi halinde bu gibi eylemlerden dolayı bütün ortakların birlikte vergi suçunu işlemiş olmalı halinde; her ortağın ayrı ayrı cezai sorumluluğu söz konusu olacaktır. Ortaklar, onu veya işleri açısından kendi aralarında görev bölümü yaptıkları takdirde; vergi suçuna ilişkin fiiller kimin görev sahasına giriyorsa, o ortak veya ortaklar sorumlu olacaktır. Ortaklar kendi içlerinden veya dışarıdan işlerinin yönetimi için vekil tayin etmiş oldukları hallerde ise; vergi suçu işlenmiş ise, vekil tayin edilen kişinin söz konusu suça sebebiyet veren işlemleri açısından yetkili olduğunun “yetki belgesinden” açıkça tespit edilebiliyor ise, bu durumda sorumluluk vekaletnamede vekil olarak atanan kişidir. [2]
6. Adi ortaklıkların vergi kanunları karşısındaki cezai sorumluluğunun gerçek kişilerdeki gibi olduğu söylenebilir. Yani tüm ortakların ayrı ayrı cezai sorumlulukları bulunmaktadır. Ancak ortaklığı idare ve temsil yetkisi ortaklık sözleşmesiyle ya da sonradan ortaklardan birine/birkaçına veya ortakların dışında başka birisine bırakılabilmektedir. Bu durumlarda ortaklardan birisi vergi kaçakçılığına sebebiyet veren fiili bizzat işlerse, herkes kendi fiilinden sorumlu olur.[3]
7. Adi ortaklıklarda failin tam olarak belirlenemediği durumlarda ise; ortaklar arası görev dağılımına bakılması gerekmektedir. Bu doğrultuda verilmiş Yargıtay kararlarının da belirleyici nitelikte olduğu görülmektedir. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 02.11.1989 tarih ve 1989/22671, K1989/4391 sayılı kararında[6] “hüküm kurulması için öncelikle sanıkların oluşturduğu adi ortaklığın idari işlerinden kimin sorumlu olduğu tespit edilmelidir” hükümleri yer almakta, konuyu destekleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 09.12.2002 tarih E.10215, K9764 sayılı kararında[7] ise “adi ortaklığın idaresinin kime ait olduğu araştırılıp suçun ayrıntılarını bilen ve oluşumunda rolü olan ortak tespit edilmeden ve her iki sanığında müştereken sorumlu olduğu belirlenmeden, sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesinin kanuna aykırı bulunduğu” hükümlerine yer verilmiştir.[4]
------------------
[1] Adi Ortaklılarda Ortaklık Kazancı Tek Defter Üzerinden Örneğin, Yevmiye, Kebir, Envanter Defteri Adi Ortaklıklar Adına Tasdik Ettirilir. Adi ortaklık adına tek fatura üzerinden hasılatlar bu fatura ile tahsilatı yapılır. Her ortağın ayrı ayrı vergi levhası mevcuttur. KDV ve muhtasar beyannameler adi ortaklık adına tek adi ortaklık hesap numarasından verilir. Gelir vergisi beyannameleri ve geçici vergi beyannameleri her ortak için ayrı ayrı verilmektedir.
[2] Adi ortaklığa dışarıdan birisi temsilci olarak yetkilendirilmiş ise, bu yetki ve kapsamı noter onaylı vekaletnamede açıkça gösterilir. Vekaletname kapsamında yer almayan konulardan dolayı bu kişi sorumlu olamaz.
[3] Kızılgül Uğur, Adi Ortaklılarda Vergi Kaçakçılığı Suçlarından Doğan Sorumluluklar Üzerine Bir Değerlendirme, Muhasebetr, 30.04.2018
[4] Kızılgül Uğur, agm, 30.04.2018, Muhasebetr