T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
2023/2787 E., 2023/6213 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
...
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun, diğer fesih nedenlerinin yanı sıra, açık artırma ilanında KDV oranının yanlış gösterildiğini, artırma ilanında KDV oranını %1 olmasına rağmen ihale tutanağında KDV oranının %18 olarak belirtildiğini, bu durumun ihaleye katılım oranını ciddi şekilde etkilediğini ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince, taşınmaz muhammen bedel üzerinde satıldığından zarar unsurunun oluşmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, borçlunun temyize KDV oranını getirdiği görülmektedir.
Somut olayda, şikayete konu 562 ada 9 parsel 59 nolu taşınmaza ilişkin düzenlenen 31.03.2022 tarihli açık arttırma ilanında KDV oranının %1 olarak gösterildiği, 24.05.2022 tarihli ihale tutanağının başına "KDV oranının % 18 olduğu ilan edilerek satışa başlandığının" yazıldığı görülmüş olup, tutanağın arttırma ilanına uygun olmadığı ve KDV oranının daha yüksek gösterilmesini talep ve tâlibi etkileyecek nitelikte olduğundan ihalenin feshi sebebini oluşturduğu kuşkusuzdur. Bu hususun ayrıca ispatına gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, muhammen bedel üzeri satışlarda zararın varlığının tespiti yönünden ise, Dairemizce; satılan malın muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olması hâlinde, ihalenin feshini istemekte kural olarak hukuki yararın bulunmadığına, kıymete yönelik itirazların varlığı, fesat iddiası ya da kamu düzeninden sayılan takip hukukuna dair ilkeler gibi bazı istisnai hallerde ise, malın muhammen değerin üzerinde satılması durumunda dahi şikayetçinin fesih isteminde hukuki yararının bulunduğuna dair görüş istikrarlı şekilde uygulana gelmiş olup, paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği görüşü benimsenmiştir. Asıl olan malın gerçek değerinden ihale edilmesi olup, malın salt muhammen değerin üzerinde satılmış olması her zaman zarar unsurunun oluşmayacağı ve malın gerçek değerini bulduğu anlamında yorumlanamaz. Bu cümleden olmak üzere, kanun koyucu aksini murat etmiş olsaydı, muhammen değerin üzerindeki satışlarda ihalelerin feshedilemeyeceğini düzenlemiş olurdu.
Hal böyle olunca, her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, önceki içtihatlarımıza uygun olacak şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; Dairemizin yukarıda yazılı görüş değişikliği nedeniyle, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü ve aşamalarda tekrar ettiği fesih iddialarının esasının incelenmesi gerekmekte olup, yukarıda izah edildiği üzere temyize de getirilen KDV oranı hakkındaki usulsüzlüğün talep ve talibi etkileyecek nitelikte olduğu ve yapılan usulsüzlüğün satışa hazırlık esnasında değil, ihale anında yapıldığı, dolayısıyla ihalenin feshi talebinin süresinde olduğu görülmektedir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 26.12.2022 tarih ve 2022/3682 E. - 2022/3140 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 19.08.2022 tarih ve 2022/830 E. - 2022/1229 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 17.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.