Bilindiği gibi 213 sayılı VUK 160/A Md. hükmüne istinaden, mükelleflerin belli koşullarda vergi kayıtları kapatılarak, ticari hayatlarına son verilmektedir. Uygulamada, vergi daireleri söz konusu, mükelleflerle ilgili olarak hatalı işlemler yaparak, mükelleflerin mağduriyet yaşamalarına neden olabilmektedirler. Aşağıda söz konusu madde hükmü ile ilgili, hatalı işlemler özetlenmektedir.
1) Vergi kaydı kapatılan mükelleflerle ilgili, vergi dairesi bünyesinde oluşturulan komisyonun vergi inceleme yetkisi bulunmaktadır. Söz konusu inceleme yetkisi kullanılmadan, mükelleflerin alış ve satış faturaları incelenmeden salt, alış veya satış faturalarını düzenleyen mükelleflerin, adresinde bulunmaması, haklarında VTR olması vb. sebeplerle vergi kayıtları VUK 160/A istinaden kapatılabilmektedir. Oysa ortada, somut bir vergi inceleme raporu olmaksızın, ilgili mükellefin sahte fatura düzenleme riski veya olasılığı olduğu iddiasıyla vergi kaydı kapatılabilecek midir?
2) Konuyla ilgili, 520 sıra nolu VUK Genel Tebliğinde’ de açıklandığı üzere söz konusu mükelleflerin adresinde bulunmaması, şirket müdürünün ikamet adresinde bulunmaması vb. sebeplerle vergi kaydı kapatılamaz. Vergi dairesinin görevi ilgili yoklama memurları marifetiyle üst üste iki kez mükellefin iş yerine veya ikamet adresine gidilmesi ve yoklama yapılması gerekmektedir. Mükellefin, yüksek alış ve satışlarının bulunması bu mükellefin sahte fatura kullandığı veya düzenlediği anlamına gelemez.
3) Vergi dairesi, bünyesinde oluşturulan ilgili komisyonların, bu gibi mükelleflerle ilgili olarak, vergi incelemesi yapması, vergi dairesi müdürünün mükellefin defter kayıt ve BELGELERİNİN incelemesi temel bir zorunluluktur. Öte yandan, söz konusu mükelleflerin, banka hesap ekstrelerinin de ayrıca ilgili komisyon tarafından ayrıntılı olarak incelenmesi zorunludur.AYRICA İLGİLİ KOMİSYON KARARININ MÜKELLEFE TEBLİĞ EDİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
4) Vergi kaydı kapatılan, mükelleflerin ticari hayatın icabı gereği malzeme aldığı yerlerden veya malzeme sattığı yerlere resen terkten sonra fatura kesmesi, fatura kabulü adeta olanaksız hale gelmektedir. Fiiliyatta, resen terk uygulamasına maruz kalan mükelleflerin iş yerleri açık kalacağından dolayı mükelleflerin, ticari işleyişleri vergi kaydına bağlıdır. Dolayısıyla, ayrıca ilgili komisyon tarafından mükelleflerden ………….. TL teminat istenmesi de uygulamada çok ciddi mağduriyetlere neden olmaktadır. Çünkü, istenen teminatın yatırılması halinde, vergi kaydı tekrar açılabilmektedir. Yatırılan teminatın akıbeti, daha sonra bu teminatın mükellefe tekrar nasıl ve ne şekilde iade edileceği hususu veya söz konusu teminatın mükellefe hiç ödenmeyeceği bilinmemektedir.
5) Özellikle, inşaat sektöründe veya demir çelik sektöründe faaliyet gösteren pek çok şirket söz konusu VUK Md. 160/A hükmünden dolayı, mağduriyetler yaşamaktadırlar. Örneğin, bayiisi olduğu çimento, demir, kereste vb. şirketlerden malzeme alarak piyasaya toptan veya perakende malzeme satan firmalar gerek müşterileriyle gerekse bayiisi olduğu firmalarla sorun yaşamaktadırlar.
6) İlgili maddeye göre, bir şirketin veya gerçek kişinin mükellefiyetinin kapatılabilmesi için ilk etapta üst üste iş yerinde yapılan yoklamalarda mükellefin durumunun dikkatli bir şekilde tespit edilmesi zorunludur. Hatta söz konusu yoklamalarda mükellefin hangi firmalardan malzeme aldığı, kimlere sattığı, sermaye miktarı, şirketin ortaklık yapısı, çalıştığı bankalar vb. durumların dikkatli bir şekilde ilgili yoklama fişine gerçekçi bir şekilde aktarılması zorunludur. [1]
Sonuç olarak, uygulamada resen terk sistemi ve ilgili 160/A Md. hükmü çok teknik bir şekilde analiz edilerek, 520 sıra nolu VUK tebliğinin 5.1 bölümünün dikkatli bir biçimde uygulanması zorunludur. Aksi takdirde, mükelleflerin ticari hayatları sekteye uğramakta ve vergi kayıtlarının açılması ağır teminatların ödenmesi koşuluna bağlanmıştır. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi ilgili komisyonların masa başında karar almaması, düzenledikleri tutanak veya kararların gerçeğe uygun olması, yeterli gerekçeler içermesi gerekecektir. Hatta ilgili komisyon başkanı olan “vergi dairesi müdürünün“ vergi incelemesi yetkisine sahip olduğu gerçeği dikkate alındığında komisyon kararlarının, son derece ayrıntılı ve doyurucu veriler içermesi gerekmektedir. Mükelleflerin, bazılarını istenen teminatı sunamamaları halinde vergi kayıtlarının tekrar nasıl ve ne şekilde geri açılacağı hususu bilinmemektedir. Konuyla ilgili, sorunlarını yargı aşamasında arayacak olan, mükelleflerin ise bu konuda dava ve yargılama süreçleri maksimum 3-4 ay sürebileceği dikkate alındığında durumlarının nasıl sonuçlanacağı ayrı bir tartışma konusudur. Vergi Yargısına giderek, haklarını belli bir zamandan sonra elde edebilen mükellefler açısından da geçmişte mükellefiyetlerinin kapalı olduğu dönemler için beyanname verip veremeyecekleri ayrı bir tartışma konusudur.
M. Faruk Aksu
SMMM
---------------------
[1] Bkz. Aksu M. Faruk, “ 213 Sayılı VUK Md. 160/A Mükellefiyetin Resen Terk Hükmü Uygulamada Mükellefleri Mağdur Etmektedir. “ MuhasebeTR , (20.09.2022)