Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1 No’lu Ek Protokolün 1. Maddesinde mülkiyet hakkı düzenlenerek koruma altına alınmıştır. Yine Anayasa'mızın 35. Maddesi mülkiyet hakkını güvence altına almaktadır. İlgili madde;
" XII. Mülkiyet Hakkı
Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." şeklindedir.
Hem uluslararası hem de ulusal düzeyde en güçlü mekanizma ile korunan, güvence altına alınan mülkiyet hakkı ancak "kamu yararı" varlığında sınırlandırılabilmektedir. İşbu durumda; ilgili taşınmazın kamulaştırma prosedürü çerçevesinde; bedeli tespit edilir, idare tarafından bu bedel taşınmaz sahibine ödenir ve tapu kütüğünde gerekli değişiklikler yapılarak taşınmaz kamulaştırılmış olur. İdare hukuku alanında asıl olan kamulaştırmada bu prosedür takip edilerek gerçekleştirilmektedir. Ancak kamu yararı başta olmak üzere, kamulaştırma prosedürünün icrası için geçen sürenin önem arz ettiği durumlarda Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda acele kamulaştırma uygulanabilir. 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu 27. Maddesinde acele kamulaştırma yapılabilecek haller ve usul düzenlenmiştir.
Acele Kamulaştırma
Madde 27 - (1) 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.
(2)(Ek fıkra: 19/4/2018-7139/29 md.) Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El koyma kararından sonra taşınmaz mal 20 nci madde uyarınca boşaltılır.
(3) Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir.
Olağanüstü sayılabilecek bazı durum ve koşullar altında, kamulaştırma yapılmak istenen taşınmazın bilirkişi tarafından kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak koşulu ile kamulaştırma kararı verilebilir. Acele kamulaştırma için gerekli şartlar Kanun ilgili maddesinde sayılmıştır.
Buna göre;
i. 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun uygulanması esnasında yurt savunmasının gerektirdiği haller; Seferberlik, savaş halleri, savaş gerektirebilecek olağanüstü durumlarda ya da böyle bir tehdit altında artık daha üstün bir kamu yararı ile özel mülkiyet sınırlandırılarak acele kamulaştırmaya gidilebilir.
ii. Özel kanunlarda öngörülen acele kamulaştırma yapılabilecek haller
iii. Bakanlar Kurulu’nun kamulaştırmanın acillik gerektirdiği yönündeki kararları
Kamu yararı ve kamu düzeninin korunması amacıyla taşınmazın acele kamulaştırmasına karar vermek, Bakanlar Kurulu’nun yetkisi dâhilindedir. Bakanlar Kurulu, kamulaştırmada acillik gördüğü hallerin tespiti hakkında sınırsız yetkili değildir. Bu kararlar hakkında Danıştay huzurunda, yürütmenin durdurulması talepli iptal davaları açılabilmektedir. Danıştay vermiş olduğu kararlar ile Bakanlar Kurulunun acilliğin tespiti noktasında aranacak koşulları belirlemektedir. Danıştay, Bakanlar Kurulu’nun acele kamulaştırma kararlarının hukuka uygunluğun denetlerken iki ölçüte göre karar vermektedir:
i. Acele kamulaştırma gerektirecek olağanüstü koşulların mevcudiyeti tespiti
ii. Kamulaştırmanın acelelikle yapılmasının kamunun üstün yararına hizmeti, aksi takdirde kamu nezdinde herhangi bir zararın zuhur edeceğidir. Sadece acelelik değil bu bağlamda acele kamulaştırmanın bir zorunluluk hali içermesi aranmaktadır.
Nitekim Danıştay kararlarında işbu durum açıkça izah edilmiştir.
Danıştay 6. Dairesi 2013/5072 E. 19.03.2014 tarihli kararında;
"...
Acele kamulaştırma, olağanüstü bir kamulaştırma usulü olup istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğundan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde acele kamulaştırması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında bu yöntemin uygulanma gerekçesinin, olağanüstü durumların, bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin somut olarak ortaya konulması ve başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Bakanlar Kurulunca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
...
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin ortaya konulmadığı, acelelik halinin, üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı görülmektedir. Her ne kadar, dosyada yer alan belgelerden, termik santrali kapsamında yapılacak çalışmalar için acele kamulaştırma kararı alındığı anlaşılmakta ise de, acele kamulaştırmaya ilişkin olarak yukarıda açıklanan özel ve istisnai koşullar bulunmadan ve idarece ortaya konulmadan, salt belirtilen nedenle acele kamulaştırma yapılması hukuken olanaklı değildir..." denilmiştir.
Acele kamulaştırma, olağan kamulaştırmadan farklı olarak, kıymet takdiri dışındaki işlemler daha sonradan tamamlanmak üzere, öngörülen usul ve şekilde taşınmaza el konulmasıdır. Kamulaştırmayı yapan idare tarafından, asliye hukuk mahkemesi nezdinde ikame edilir. Mahkeme 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ilgili maddelerine göre oluşturacağı bilirkişi heyeti tarafından taşınmazın değeri tespit edilir. İdare, tespit edilen bedeli, taşınmaz maliki adına açılacak bir hesaba depo eder. Paranın hesaba yatırılması ile mahkeme davanın kabulüne karar vererek taşınmazı acele kamulaştırma yolu ile el konulmuş olur. Davanın kabulü ve el koyma ile mülkiyet idareye geçmez. Bu aşamadan sonra kamulaştırma prosedüründeki eksik adımlar giderilir. İdare taşınmaz malikine göndereceği resmi taahhütlü bir yazı ile taşınmazın kamulaştırılmak istendiğini bildirir. Tebliğ ile başlayan 15 gün içinde malik pazarlıkla ya da anlaşarak taşınmazı satmak istediğini bildirerek idareye başvurursa pazarlık görüşmeleri başlayacaktır.
Tarafların anlaşması halinde uzlaşma tutanağı düzenlenir. Bu anlaşma kamulaştırmanın tüm hususlarında anlaşmayı içermektedir. Tarafların anlaşamaması halinde, idare tarafından asliye hukuk mahkemeleri nezdinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemli dava ikame edilir. Davada taşınmazın değeri bilirkişi heyetince belirlenir, bu bedel idare tarafından süresi içinde depo edilir. Paranın depo edilmesi ile beraber davanın kabulüne karar verilerek, taşınmazın idare adına tesciline, paranın taşınmaz bir önceki malikine ödenmesine karar verilir. Taşınmazın mülkiyetine ilişkin hüküm, kesin hüküm olup taraflar tespit edilen bedel yönünden kanun yoluna gidebilir.
Taşınmaza idarece el konulmakla, tarafların anlaşamaması halinde idare makul bir süre içinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemli davayı ikame etmezse malik tarafından kamulaştırmasız el atma sebebi ile tazminat davası açmak da mümkün olacaktır. Yargıtay kararlarında, makul sürenin herhangi bir kötüye kullanmanın önüne geçmek anacıyla belirleme, kesin bir sürenin çizilmesi mevcuttur.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 30.10.2008 tarihli ve 2008/8776 E, 2008/13436 K. numaralı ilamında;
“...Acele el koyma kararından sonra 6 aylık makul süre içinde bedel tespiti ve tescil davası açılmaz ise; taşınmaz malikinin kamulaştırmasız el atma davası açma hakkı vardır...” denilmiştir.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin emsal teşkil eden kararında işbu durum açık ve net olarak hükme bağlamış ve el koyma kararından sonra, bedel tespiti ve tescil istemli davanın açılması için makul süresi 6 ay olarak belirlemiştir.