T.C.
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. CEZA DAİRESİ
E. 2022/299
K. 2023/172
T. 24.1.2023
YAĞMA SUÇU ( Uyuşturucu Madde Bağımlısı Olan Sanığın Olay Günü Annesi Olan Mağdurdan 200 TL Para İstediği Mağdurun da Kendi İsteği ile Yalnız 100 TL Verip Geri Kalan 100 TL'yi Vermemesi Üzerine Sanık Tarafından Darp Edildiği - Yağmaya Konu Olan Miktarın 100 TL Olduğu Kabul Edilerek Suç Tarihi İtibariyle Paranın Satın Alma Gücü ve Günün Ekonomik Koşulları ile Birlikte Değerlendirildiğinde Sanığa Verilen Cezadan Değer Azlığı İndiriminin Yapılması Gerektiği )
AKIL SAĞLIĞI RAPORU ( Yağma Suçu - Sanığın 5237 Sayılı TCK'nın 32. Maddesi Gereğince Suçu İşlediği Sırada Akıl Hastalığı veya Zayıflığı Nedeniyle Eylemin Hukuksal Anlam ve Sonuçlarını Algılama ve Davranışlarını Yönlendirme Yeteneğini Tamamen Kaldıracak veya Önemli Ölçüde Azaltacak Şekilde Akıl Hastalığının ve Cezai Ehliyetinin Bulunup Bulunmadığı Hususunda Tam Teşekküllü Üniversite veya Konusunda Uzman Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ya da Adli Tıp Kurumu'ndan Heyet Raporu Alındıktan Sonra Sonucuna Göre Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi Gerektiği )
MAĞDUR BEYANLARI İLE ADLİ RAPOR İÇERİĞİNİN ÇELİŞMESİ ( Mağdurun Hazırlık Aşamasındaki Beyanında Kızı Olan Sanığın İstediği Parayı Vermemesi Üzerine Kendisini İteklediğinden Bahsetmesi Ancak Bunun Dışında Kendisine Yönelik Herhangi Bir Darp Olayını Anlatmaması Mahkeme Aşamasında da Kızının Kesinlikle Kendisine Vurmadığını İfade Etmesi Adli Raporda ise Mağdurun Kol Bölgesinde ve Bacak Bölgesinde Ekimozların Tarif Edilmesi Karşısında Mağdurun Beyanları ile Rapor İçeriği Arasındaki Çelişkinin Mağdurdan Sorularak Giderilmesi Gerektiği - Yağma Suçu )
5237/m.32,145,148,150
ÖZET : Dava, yağma suçuna ilişkindir.
Uyuşturucu madde bağımlısı olan sanığın olay günü annesi olan mağdurdan 200 TL para istediği, mağdurun da kendi isteği ile yalnız 100 TL verip geri kalan 100 TL'yi vermemesi üzerine sanık tarafından darp edildiği olayda yağmaya konu olan miktarın 100 TL olduğu kabul edilerek suç tarihi itibariyle paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığa verilen cezadan değer azlığı indiriminin yapılması gerektiği halde bu hususun gözetilmemesi,
Sanığın 5237 Sayılı TCK'nın 32. maddesi gereğince suçu işlediği sırada akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda tam teşekküllü üniversite veya konusunda uzman ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi ya da Adli Tıp Kurumu'ndan heyet raporu alındıktan sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Mağdurun hazırlık aşamasındaki beyanında kızı olan sanığın istediği parayı vermemesi üzerine kendisini iteklediğinden bahsetmesi ancak bunun dışında kendisine yönelik herhangi bir darp olayını anlatmaması, mahkeme aşamasında da kızının kesinlikle kendisine vurmadığını ifade etmesi buna karşın adli rapor içeriğinden mağdurun kol bölgesinde ve bacak bölgesinde kırmızı mor renkli ekimozların tarif edilmesi karşısında mağdurun beyanları ile rapor içeriği arasındaki çelişkinin mağdurdan sorularak giderilmesinde zorunluluk bulunması, kararın kaldırılmasını gerektirmiştir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmakla, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine ve istinaf dilekçesi içeriğine göre dosya görüşüldü:
İstinaf başvurusunun reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
KARAR : Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 06/07/2021 tarih 2021/4927 esas ve 2021/13098 karar sayılı ilamında" TCK'nın “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150/2. maddesinde; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar inidirilebilir.” denilmektedir. Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
TCK'nın 145. maddesiyle daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımından da suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle hüküm altına alınmış bir husustur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 Sayılı TCK'nın 145. (veya 150/2) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
TCK'nın 145. veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
Hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
TCK'nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, TC Anayasası'nın 141/3, 5271 Sayılı CMK'nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
Öte yandan hâkim, TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır. Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.'de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
Bunun gibi kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, cinsel istismar gibi ağır suçların yağma ile birlikte işlenmesi hallerinde değer azlığı indiriminin yapılmaması hukuka, vicdana ve adalete de uygun olacaktır." yönündeki içtihatı ışığı altında somut olaya baktığımızda;
1-)Somut olayda, uyuşturucu madde bağımlısı olan sanığın olay günü annesi olan mağdurdan 200 TL para istediği, mağdurun da kendi isteği ile yalnız 100 TL verip geri kalan 100 TL'yi vermemesi üzerine sanık tarafından darp edildiği olayda yağmaya konu olan miktarın 100 TL olduğu kabul edilerek suç tarihi olan 13/07/2021 itibariyle paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığa verilen cezadan değer azlığı indiriminin yapılması gerektiği halde bu hususun gözetilmemesi,
Kabule göre de;
2-)Mağdurun hazırlık aşamasındaki beyanında olay anında kızı olan sanığın evde çıplak bir vaziyette dolaşırken kendisine ve engelli olan diğer kızına yönelik olarak "siz benim kulumsunuz bende Allah'ım" şeklinde sözler söylediğini ifade etmesi sanığında yine hazırlık aşamasındaki savunmasında "olay günü üzerimde bir ağırlık hissettim ve bir din büyüğünün yanına gidip üzerimi okutmak istedim" şeklindeki beyanı ve dosya içerisinde bulunan sanığın tedavi amacıyla Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine yerleştirilmesine ilişkin Adana Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/680 Esas 2021/688 Karar sayılı kararı karşısında sanığın 5237 Sayılı TCK'nın 32. maddesi gereğince suçu işlediği sırada akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda tam teşekküllü üniversite veya konusunda uzman ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi ya da Adli Tıp Kurumu'ndan heyet raporu alındıktan sonra sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-)Mağdurun hazırlık aşamasındaki beyanında kızı olan sanığın istediği parayı vermemesi üzerine kendisini iteklediğinden bahsetmesi ancak bunun dışında kendisine yönelik herhangi bir darp olayını anlatmaması, mahkeme aşamasında da kızının kesinlikle kendisine vurmadığını ifade etmesi buna karşın dosya içerisinde bulunan Adana Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenmiş 14/07/2021 tarihli adli rapor içeriğinden mağdurun kol bölgesinde ve bacak bölgesinde 4x3 cm'lik kırmızı mor renkli ekimozların tarif edilmesi karşısında mağdurun beyanları ile rapor içeriği arasındaki çelişkinin mağdurdan sorularak giderilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Hukuka aykırı, sanık müdafinin istinaf nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 289/1-i ve 280/1-d maddeleri uyarınca BOZULMASINA,
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286/1 ve 284 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere 24.01.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır