Vergi yargısının hakemliğine müracaat edilmesinin uygulamada çeşitli sonuçları ortaya çıkmaktadır. Örneğin; kendisine vergi ve ceza ihbarnamesi tebliğ edilen gerçek veya tüzel bir kişi, (30) gün içerisinde bu ihbarnameye karşı dava açması halinde ne gibi sonuçları olabilir? Veya kendisine ödeme emri tebliğ edilen bir gerçek veya tüzel kişi ödeme emrine karşı vergi yargısına dava açması halinde bunun ne gibi sonuçları olabilir?
Bütün bunlar bir arada değerlendirildiği vakit;
1) Vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı (30) gün içerisinde vergi yargısında dava açıldığında vergi ve cezalar açısından tahsilat otomatik olarak durur. Bu süreler mali tatile veya çalışma ara verme dönemlerine rastladığı takdirde süreler kediliğinden uzar. Örneğin; mali tatil 1 Temmuzda başlayıp 20 Temmuzda biter. Adli tatil ise 20 Temmuzda başlayıp, 30 Ağustosta son bulmaktadır. Dava açma süreleri bu tarihlere tekabül ederse süreler otomatik olarak uzamaktadır. Ödeme emrine karşı vergi mah-kemesinde dava açılması durumunda, tahsilat devam eder. Tek fark burada mutlak surette ödeme emrine karşı tahsilatın durdurulabilmesi için mutlaka “Yürütmenin Durdurulması” talep edilmelidir. Aksi takdirde, ödeme emrine karşı dava açmanın bir esprisi bulunmamaktadır.
2) “Yürütmenin Durdurulması Talepli” olarak vergi mahkemesinde ödeme emri-nin iptali için dava açılması halinde bazı durumlarda mahkemeler tarafından teminat karşılığında “Yürütmenin Durdurulması” ‘na karar verilebilir. Teminatın neler olabilece-ği konusunda ise, 6183 sayılı kanunun md. 10 hükmündeki teminatlar söz konusudur.
3) Vergi yargısında duruşma yapılabilmesi için uyuşmazlık miktarını 2020 yılı için 53.000,00 TL üzerinde olması zorunludur. İptal davalarında 2577 sayılı İYUK mad. 17/1 hükmüne göre taraflardan birinin talebi üzerine duruşma yapılabilir.
4) Yürürlüğe giren yeni 6545 sayılı yasaya göre; 7.000,00-TL (2020 yılından iti-baren bu limit 7.000 TL olmuştur) davalarda vergi mahkemesi kararı üzerine bölge idare mahkemesine, itiraz yoluyla gidilememektedir. Ayrıca, istinaf veya temyiz incelemesi de söz konusu değildir. 7.000,00-TL ila 170.000,00-TL arasında olan uyuşmazlıklarda vergi mahkemesi ve istinaf yolu ile müracaat mümkündür. Burada, temyiz incelemesi mümkün değildir. Öte yandan, 170.000,00-TL ve üzeri uyuşmazlıklarda vergi mahkemesi, istinaf incelemesi ve temyiz incelemesi mevcuttur. Görülmektedir ki, 1982 yılı öncesi eski itiraz komisyonları, temyiz komisyonları ve Danıştay şeklindeki üçlü yapı 170.000,00-TL ve üzeri için uyuşmazlıklar için yeniden ihdas edilmiş bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu uygulamanın yürürlük tarihi ise, istinaf mahkemelerinin göreve başlayacağı; Eylül 2014 tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunacaktır. Bazı özel durumlarda “ivedi yargılama yöntemi” ile doğ-rudan doğruya ilk derece mahkemesi tarafından tesis edilen karara karşı (15) gün içerisinde Danıştay ‘a gidilmesi olasıdır.
5) Kendisine vergi ve ceza ihbarnamesi tebliğ edilen bir mükellef ihbarname ekinde vergi inceleme raporu veya takdir komisyonu kararı tebliğ edilmemesi halinde vergi yargısına müracaat ettiği takdirde bu dayanakların eksikliği tarhiyatı kusurlandırmaktadır. İhbarname ekinde mutlak surette bu dayanakların mükellefe tebliği zorun-ludur. (Bkz. 213 sayılı VUK md. 35/12)
6) Kendisine vergi ve ceza ihbarnamesi tebliğ edilen mükellef ihbarname ekinde vergi inceleme raporu bulunması üzerine rapor ekinde bu mükellefin özel esaslara alın-ması ile ilgili “bir tablo” yer alması halinde; mükellefin özel esaslara alındığı tespit edil-diği için buna karşı iptal davası açması zorunludur. Biz buna, “özel esaslardan genel esaslara çıkış” iptal davası diye tanımlamaktayız.
7) Sonuç olarak, vergi yargısına gidilmeden önce durumun iyi değerlendirilmesi, tarhiyat ile ilgili bütün verilerin (rapor, takdir komisyonu kararı, vs.) incelenmesi güçlü ve zayıf tarafların analiz edilerek dava açma veya uzlaşma tercihlerinin masaya yatırıl-ması zorunludur. (3) kat kesilen vergi ziyaı cezalarının tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamı dışında kaldığı gerçeği dikkate alındığında; bunların mutlak surette vergi yargısına ta-şınması zorunludur. (213 sayılı VUK md. 359)