Bilindiği gibi, vergi yargısında dava açılması durumunda davanın kaybedilmesi sonucunda vergi dairesi tarafından (2) nolu ihbarname düzenlenmektedir.[1]  (2) nolu ihbarname üzerinde açılan davanın yargı aşaması, dava konusu yapılan vergi ve cezanın türü, matrahı, katı veya oranı ve miktarı belirtilmektedir. Sonuçta da  mahkeme kararına göre hesaplanan vergi ve ceza ve ayrıca gecikme faizi ihbarname üstünde ayrı ayrı gösterilmektedir. Bu (2) nolu ihbarnameye göre kaybedilen dava üzerinde  ödenecek vergi, ceza ve gecikme faizlerinin  30 gün içerisinde ödenmesi zorunludur. [2]  Ancak  teminat gösterilmesi halinde herhangi bir icrai takibat yapılmamakla birlikte vergi dairesi en son yargı kararı gelmeden  borcu yoktur belgesi vermez. Dolayısıyla mükellef  her ay belli makamlara  borcu yoktur belgesi sunması gerekiyor ise bu durumda  amme borcunun Danıştay kararı gelmeden  banka teminat mektubuna bağlanması  veya ödenmesi gerekecektir. Son yargı kararına göre davanın  kazanılması halinde yatırılan paralar vergi dairesinden  geri alınacaktır. [3]

(2) nolu ihbarnamede yer alan  tutarların  30 gün içerisinde ödenmemiş durumunda daha  sonra ödeme emri düzenlenir.[4]  Düzenlenen ödeme emri ile amme alacağı  (2)  nolu ihbarnamedeki tutar kadar ayrıca  gecikme zammı ile beraber  7 gün içerisinde ödenmesi  mükellefe tebliğ edilir. Görüldüğü gibi, vergi  yargısında dava açılması ve bu  davanın   kaybedilmesi durumunda  sırası ile önce  (2) nolu ihbarname ve 30 gün vade verilir. Bu süre içerisinde ödeme yapılmadığı  takdirde ise,  arkadan ödeme emri düzenlenerek  davacı mükellefe tebliğ edilir. Buna rağmen de ödeme yapılmadığı  takdirde  söz konusu  kamu alacağı  icra memuru  marifeti ile zorla tahsili yoluna gidilir. [5] 

Mükellefin   vergi yargısında kaybettiği  davası ile ilgili  vergi mahkemesi kararını  duruma göre Danıştay’da temyiz etmesi halinde veya bölge idare mahkemesine itiraz yoluyla taşıması durumunda  gelen sonuca göre  yargılama süreci tamamlanır.  Ancak, yukarıda belirtildiği gibi vergi mahkemesi kararına göre davanın  mükellef  açısından kaybedilmesi halinde  düzenlenen  (2)  nolu ihbarname  ve akabinde  ödeme emrine göre  mükellefin  borç kayıtlarına  ilgili  vergi ve cezalar borç olarak  gözükür.  Bu durumda da  mahkeme kararının   sonucuna göre  hareket edilecek   olup,  ihalelere katılma ile ilgili   borcu yoktur kağıdı borç ödenmediği takdirde veya yapılandırılmadığı takdirde temiz kağıdı alınamaz.[6]  Hatta bu aşamada mükellefin banka hesaplarına e-haciz riski de söz konusu  olabilecektir.

Burada  önemli olan husus şudur:  mükellefin  vergi dairesine  yukarıdaki aşamalara göre herhangi bir borcu yoktur kağıdı alabilmesi için   mutlak surette  amme alacağının  tümünün  yatırılması  gerekecektir. aksi takdirde mükellefe “borcu yoktur belgesi” verilmez.  Mükellefin kamu  ihalelerine katılabilmesi için  borcu yoktur kağıdını  alması da  gerekeceğinden  dolayı  borcun   tümü ile ödenmesi veya  koşulları uygun ise 6183 sayılı yasanın  48. maddesine göre borcun yapılandırılması  ihaleye  katılmak için  yeterli  olur.

Sonuç olarak, vergi yargısında  davanın  kaybedilmesi halinde  ödenecek  mali külfetler dikkate alındığında  taahhüt sektöründe faaliyet gösteren  gerçek  ve tüzel kişilerin  vergi dairesinden  borçsuzluk  kağıdı için   yukarıda anlatılan  durumlara dikkate etmelerinde yarar  bulunmaktadır. 

-----------------------------------------

[1] 213 sayılı  VUK md. 112/3 ve 368/2

[2] 2577 sayılı yasa md.28/5 ve yine VUK 112/3.

[3] Özellikle, devlete iş  yapan müteahhitler yönünden  vergi dairesinden  sürekli her ay  borcu yoktur belgesi  alınması  zorunludur. Aksi takdirde vergi dairesi istihkak  ödemesi yapmaz.

[4] 2577 sayılı İYUK md. 27, 52

[5] 6183 sayılı yasa md.37

[6] Bkz. 2577 sayılı  İYUK md. 27, 52