ÖZET

Bir suç işlenildikten sonra işlenilen suçun niteliği ve verdiği zarar göz önüne alınmadan direkt mahkeme yoluna gidilmesi, maddi tasarruf ve zaman kaybı bakımından her zaman mantıklı olmayabilir. İşte tam da bu noktada Ceza Muhakemesi nezdindeki alternatif bir çözüm yöntemi olan Uzlaşma/Uzlaştırma Kurumu devreye girmiştir.

Suç işleyen kişi (fail) ile suça maruz kalan kişinin, (mağdur) suç işlendikten sonra uzlaşma kurumu sayesinde bir araya gelip iletişime geçerek meydana gelen zararın karşılıklı anlaşmaya yoluyla giderilmesi her iki taraf için de kazançlı olabilir. İstekleri dahilinde anlaşan bu iki taraf gerek mahkemelerin yükünü azaltma konusunda gerekse zamandan ve maddiyattan tasarruf konusunda çok büyük bir adım atmış olacaklardır.

Bu yazımda; onarıcı adalet sistemi ile klasik ceza adalet sistemi arasındaki fark, uzlaştırmanın amaçları ve şartları, hangi suçların uzlaştırma kapsamına girdiği, uzlaştırmaya ilişkin özel durumları, uzlaştırma müzarekeresinin nasıl işlediği, uzlaştırmanın ceza yargılamasının hangi aşamasında hangi şekilde olduğu ve sonuçları aktarılmaya çalışılmıştır.

I. GİRİŞ

Uzlaştırma kurumu, klasik ceza adalet sistemine alternatif olarak geliştirilmiş bir kurumdur. Hukuk muhakemesindeki arabuluculuk kurumu ceza ve ceza muhakemesi hukukunda uzlaştırma kurumu olarak yer almaktadır.

Devlet uzun yıllardan bu yana suçlara karşı yaptırımlar ve suç yönetimi kapsamında adaleti sağlamaya çalışmış, suçun işlenmemesi için yaptırımlar düzenlenmiştir. Klasik ceza adaleti sisteminde suçun mağduru devlet olarak görülmüş, mağdur hep ikinci planda olmuştur. Mahkemelerce verilen kararların tarafları tatmin etmemesi, son yıllarda mağdur haklarına da önem verilmesi ile onarıcı adalet anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu anlayış sonucu mağdurun zararının giderilmesi esas alınarak mağdura hak ettiği değer verilmeye çalışılmıştır.

Onarıcı adalet klasik ceza adalet sisteminin eksiklikleri ve yetersizlikleri sonucunda ortaya çıkmış ve benimsenmiştir. Onarıcı adalet anlayışının uygulamadaki görünümü uzlaştırma kurumudur. Onarıcı adalet ile birlikte mağdur fail ile bizzat görüşme imkanı verilmiş ve mağdurun kendisi birinci derecede suçun tarafı olarak görülmüştür. Mağdur bu sayede hissettiklerini faile bizzat iletebilecektir. Aynı zamanda mağdur tatmin olacağı biçimdeki bir anlaşmayı fail ile yapabilecektir. Sürecin uzlaşma ile tamamlanması failin de lehine olacaktır. Fail hem kendisini toplumdan soyutlayacak bir cezadan kurtulmuş olacak, topluma geri kazandırılacak hem de bu durum sağlanırken failin sabıkası temiz kalacaktır.

II. UZLAŞMA/UZLAŞTIRMA NEDİR

Uzlaştırma Türk Dil Kurumu tarafından "uzlaştırmak işi" olarak tanımlanmıştır. Uzlaşma ise "uzlaşmak durumu, uyuşma, uzlaşı, uzlaşım, mutabakat, konsensüs" olarak tanımlanmıştır.1

Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nde 2 uzlaşma ve uzlaştırma kurumlarının tanımı yapılmıştır. Yönetmelikte uzlaşmanın, "uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak anlaşmış olmalarını" ifade ettiği; uzlaştırmanın ise "uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeni ile şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcisinin Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları sureti ile uyuşmazlığın giderilmesi sürecini" ifade ettiği belirtilmiştir (md. 4/1-j-k)

III. UZLAŞTIRMANIN AMACI VE ŞARTLARI

A. UZLAŞTIRMA KURUMUNUN AMACI

Uzlaştırma kurumunun amacı; uyuşmazlığın çözülmesi sürecinde suçun faili ve mağduru arasında karşılıklı ve doğrudan iletişim kurularak, ortaya çıkan maddi ve manevi zararın telafi edilmesi; mağdur ve failin birbirlerine soru sorma fırsatının oluşması ve duygularını birbirlerine açıklayabilmesidir. Mağdur, kendinin uğradığı zararı ortaya koyarken fail, mağdurun uğradığı zararın farkına varır. Fail verdiği zararın giderilmesini sağlama imkanına sahip olur. Böylelikle mağdur ve fail aralarında oluşan husumeti kendi iradeleri ile çözerek toplumsal barışın sağlanmasına katkıda bulunur. Bu kurum ile birlikte faile verilecek olan ceza engellenmiş olup failin toplumdan soyutlanmasının da önüne geçilmiştir. Ayrıca uyuşmazlık soruşturma aşamasında çözümlenerek mahkemelerin iş yükü de azalır.3

B. UZLAŞTIRMANIN ŞARTLARI

1. SUÇUN UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA BULUNMASI

1.1. UZLAŞMA KAPSAMINA GİREN SUÇLAR

a. Şikayete Bağlı Suçlar

Kural olarak, CMK’nın 253/1-a maddesine göre soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar uzlaşmaya tabidir. CMK’nın 253/1-b maddesinde ise re’sen takip edilen bazı suçların da uzlaşmaya tabi olduğu belirtilmiştir. CMK’nın 253/1. maddesinde soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlarda uzlaştırma hükümlerinin uygulanacağı düzenlemesi özel kanunları da kapsamaktadır. Zira CMK’nın 253/2. maddesinde “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.” hükmü ile özel kanunlarda yer alan şikâyete bağlı suçlarda da uzlaştırma hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

b. Şikayete Bağlı Olup Olmadığına Bakılmaksızın Uzlaşmaya Tabi Sayılan Suçlar

Her ne kadar bir suçun uzlaşmaya tabi olabilmesi için şikayete bağlı bir suç olma şartı aransa da bazı suçların bu şartı taşımasa bile CMK’nın 253/1-b maddesi gereği uzlaştırmaya tabi olacağı belirtilmiştir. TCK’da istisna olarak sayılan bu suçlar; Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88), Taksirle yaralama (madde 89), Tehdit (madde 106, birinci fıkra), Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116), Hırsızlık (madde 141), Dolandırıcılık (madde 157), Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234), Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçlarıdır. (dördüncü fıkra hariç, madde 239)

1.2. UZLAŞMA KAPSAMINA GİRMEYEN SUÇLAR

a. Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar

CMK 253/3. maddesine göre soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaştırma hükümleri uygulanmaz. Bu düzenleme özellikle küçük yaşlardaki mağdurların ailelerinin “aile şerefi” kavramından dolayı zorlamalarına maruz bırakılmamaları için getirilmiştir. TCK’da yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar; cinsel saldırı (madde 102), çocukların cinsel istismarı (madde 103), reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104), cinsel taciz (madde 105) suçlarıdır.4

b. Uzlamaya Tabi Olan Bir Suçun Uzlaşmaya Tabi Olmayan Bir Suçla İşlenme Hali

CMK’nın 253/3. Maddesinde; “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde” uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Ancak aynı olayda birden fazla failin olması durumunda aralarında iştirak iradesi olmaması koşuluyla her fail kendi eyleminden sorumlu olur. Zira TCK'nın ceza sorumluluğunun şahsiliği başlıklı 20/1. maddesinde ceza sorumluluğunun şahsî olduğu aktarılmaktadır.

Uzlaşmaya tabi olmayan suç hakkında KYOK kararı verilir veyahut bu suç için beraat yönünde hüküm kurulursa, fail artık uzlaşmaya tabii diğer suç bakımından uzlaşma kurumundan faydalanabilecektir.

2. MUHAKEME VE CEZALANDIRMA ŞARTLARININ(MUHAKEME ENGELLERİNİN GİDERİLMESİ) BULUNMASI

2.1. CEZA MUHAKEMESİ ŞARTLARININ GERÇEKLEŞMESİ

Bir suçun uzlaştırmaya tabi olabilmesi için öncelikle soruşturma ve kovuşturma aşamalarının gerçekleşebiliyor olması gerekir. Bu aşamaların gerçekleşebilmesi için ise muhakeme şartları olan şikayet, izin talep ve kararların ilgili mercilerden yapılması- alınması gerekir.

Şikayet, re’sen soruşturma ve kovuşturmanın aksine mağdura işlem yükümlülüğü yükler. Şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimsenin altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı belirtilmiştir.

İzin, Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusu üzerine fail hakkında ilgili kamu kurumunun, kamu davası açılmasında kamu yararı olduğu yönünde irade açıklamasıdır.5

Talep, devletin resmi kurumlarının, Cumhuriyet Başsavcılığından dava açılmasını istemesidir.6

TBMM Kararı, milletvekillerinin kovuşturulabilmeleri için gereklidir.

2.2 FAİLİN KUSUR YETENEĞİNİN BULUNMASI

a. Kusurluluk ve Uzlaştırma

i. Yaş Küçüklüğü

TCK’nın 31/1. maddesine göre on iki yaşını doldurmayan çocukların cezai sorumlulukları yoktur. Dolayısıyla fail 12 yaşında küçükse uzlaştırmaya tabi sayılmayacaktır. 12-15 yaş aralığında olan fail işlediği suçun hukuki anlam ve önemini kavrayabilir durumda ve davranışlarını yönlendirme yeteneği var işe uzlaşmaya tabi, kavrayabilir durumda değil ise uzlaşmaya tabi değidlir. Fail fiili işlediği anda 15-18 yaş aralığında ise uzlaşmaya tabiidir ancak reşit olmayanlara uzlaştırma teklifi CMK’nın 253/4. gereği kanuni temsilcisine yapılır.

ii. Akıl Hastalığı

Akıl hastaları, işlediği fiilin hukuki anlam ve önemini kavrayabilir durumda olmadıkları, davranışlarını yönlendirme yetenekleri bulunmadığı için uzlaşmaya tabi

tutulmazlar. Bu kişilerin cezai ehliyetleri bulunmaz. Ancak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış iken suç işlerse bu kişiler uzlaştırmaya tabiidir. Çünkü bu kişilerin cezai ehliyetleri vardır. (TCK’nın 31/2.)

iii. Sağır ve Dilsizlik

TCK’nın 33. maddesine göre “Bu Kanunun, fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, on beş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, on sekiz yaşını doldurmuş olup da yirmi bir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.” Yani 15 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler uzlaşmaya tabi değildir. 15-18 yaş aralığındaki sağır ve dilsizler ise işlediği fillin hukuki anlam ve önemini kavrayabilir düzeyde ve davranışlarını yönlendirebilir düzeyde ise uzlaşmaya tabii aksi halde uzlaşmaya tabii değildir. 18- 21 yaş aralığındaki sağır ve dilsizler ise uzlaştırmaya tabiidir.

iv. Geçici Nedenler

TCK’nın 34. maddesine göre “Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.” Alkol ve uyuşturucu gibi maddeler etkisinde işlediği fiil sonucu kural olarak uzlaştırmaya tabi tutulamaz. Ancak mahkeme aşamasında hakim bilerek ve isteyerek bu maddeleri aldığı kanaatine varırsa uzlaştırma hükümleri uygulanabilecektir.

v. Cebir veya Tehdit Dolayısıyla Kişinin İrade Yeteneğinin Etkilenmesi

TCK’nın 28. maddesine göre; “Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.” CMK’nın 223/3-b maddesine göre cebir ve tehdit ile suç işlenmesi halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceğinden soruşturma aşamasında uzlaştırma işlemleri uygulanmayacaktır. Ancak yargılama sırasında hakim tarafından suçun cebir ve tehdit olmaksızın işlendiği kanaatine varılması halinde uzlaştırma işlemleri tamamlanarak sonuca göre karar verilmelidir.7

vi. Zorunluluk Hali

TCK’nın 25/2. maddesine göre; “Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.” CMK’nın 223/3-b maddesinde zorunluluk halinde suç işlenmişse ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceğinden soruşturma aşamasında uzlaştırma işlemleri uygulanmayacaktır. Ancak yargılama sırasında hakim tarafından suçun zorunluluk hali olmaksızın işlendiği kanaatine varılması halinde uzlaştırma işlemleri tamamlanarak sonuca göre karar verilmelidir.8

vii. Hukuka Aykırı Fakat Bağlayıcı Emrin Yerine Getirilmesi

CMK’nın 223/3-b maddesinde hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi nedeniyle suç işlenmesi halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceğinden soruşturma aşamasında uzlaştırma işlemleri uygulanmayacaktır. Ancak yargılama sırasında hakim tarafından suçun zorunluluk hali olmaksızın işlendiği kanaatine varılması halinde uzlaştırma işlemleri tamamlanarak sonuca göre karar verilmelidir.9

viii. Haksız Tahrik

Fail haksız tahrikten etkilenerek suçu işlemesi halinde TCK’nın 29. maddesi gereğince cezada indirim yapılmaktadır. Kusurluluk durumu ortadan kalkmamaktadır. Haksız tahrikin varlığı halinde soruşturma ve kovuşturma evrelerinde uzlaştırma hükümleri uygulanabilir.10

ix. Hata

Kusurluluğu ortadan kaldıran ya da azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanacak ve kusurunun varlığından söz edilemeyecektir. 11 Haksızlığın kaçılınılmaz olması durumunda fail hatasından yararlanır ve cezalandırılmaz. Dolayısıyla uzlaşmaya da tabi kılınmayacaktır.

b. Şahsi Cezasızlık Halleri ile Cezayı Kaldıran Şahsi Sebepler

CMK’nın 223/4-b maddesi gereğince şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı halinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Bu nedenle uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına da gerek yoktur. 12 . Ancak cezada indirim yapılması gereken hallerde uzlaştırma hükümleri uygulanmalıdır.13

3. MAĞDURUN GERÇEK KİŞİ VEYA ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİSİ OLMASI

CMK’nın 253/1. ve CMUY’nin 7/1. maddelerinde şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulacağı belirtilmiştir. Bu nedenle kamu tüzel kişilerine karşı işlenen suçlarda uzlaştırma hükümleri uygulanamamaktadır.

4. MAĞDURUN ŞİKAYETTE BULUNMA HAKKI

Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi olan suçlarda şikâyetin yetkili mercilere altı ay içinde yapılması gerekir.

Kural olarak şikayet hakkı mağdura sıkı sıkıya bağlıdır ve mirasçılara geçmez. Ancak bu kuralın istisnası TCK’nın 131/2. maddesinde düzenlenen mağdurun şikâyet etmeden ölmesi veya suçun ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş olması halinde, ölenin ikinci dereceye kadar üst soy ve alt soyu, eş ve kardeşlerinin şikâyette bulunabilmeleridir. Ayrıca mağdur şikayet ettikten sonra ölürse eğer CMK’nın 243’ e göre şikayet hakkı mirasçılara geçecektir.

4.1. Küçükler Bakımından Şikâyet Yetkisi

TMK m.16/1: “Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.”

Tezimde, failin kusur yeteneğinin bulunması başlığı altındaki, yaş küçüklüğü alt başlığı kısmında bahsettiğim failin uzlaştırma kapsamına tabi olabilmesi için gerekli olan yaş aralığı ve özellkleri, mağdur küçüğün şikayet edebilmesi için gerekli olan yaş aralığı ve özelliklerinin aynısıdır. Sağır ve dilsizlerle ilgili olan kısım özellikleri de aynıdır.

Şikâyet hakkına sahip küçüğün bu hakkını kullanmaması halinde kanuni temsilcisinin, küçüğün menfaatlerini korumak için şikâyet hakkını kullanabilmesi mümkündür.14

TMK’nın 426/1. maddesine göre bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa temsil kayyımının atanacağı belirtilmekle küçüğün menfaatlerinin korunabilmesi için temsil kayyımı atanması gerekmektedir.15

5. UZLAŞMA VE ZARARIN GİDERİLMESİ

5.1.  Maddi Zarar

Maddi zarar kısaca maruz kalınan hukuka aykırı fiilden önceki maddi durum ile fiilden sonraki maddi durum arasındaki farktır. Maddi zarar kar yoksunluğu şeklinde de ortaya çıkabilir.

5.2. Manevi Zarar

Manevi zarar kısaca maruz kalınan hukuka aykırı fiilin kişinin kişilik haklarına karşı yapılması sonucu mağdurda elem, ıstırap ve ruhi bunalımın oluşmasıdır. Kişilik hakları kişinin şahıs olarak üzerinde taşıdığı ve hukuk tarafından korunan tüm hakları ifade eder. (Beden bütünlüğü, sağlık, isim, şeref, hürriyet vb.)

5.3. Zararın Giderilme Yöntemleri

Maddi zararın giderilmesi taraflarca kararlaştırılan maddi tazminatın ödenmesi, suç sonucu elde edilen malın iade edilmesi ya da suçun işlenmesi ile elde edilen değerlerin geri verilmesi ya da eski hale getirme şeklinde olabilir.16

Manevi zararın giderilmesi para ödenmesi şeklinde ya da parayla ölçülmeyen başka bir edim ile kararlaştırılabilir. CMUY’nin 33/1. Maddesinde edim türleri sayılmıştır;

MADDE 33 – (1) Taraflar uzlaştırma sonunda belli bir edimin yerine getirilmesi hususunda anlaşmaya vardıkları takdirde aşağıdaki edimlerden bir ya da birkaçını veya bunların dışında belirlenen hukuka ve ahlaka uygun başka bir edimi kararlaştırabilirler:

a) Fiilden kaynaklanan maddî veya manevî zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,

b) Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,

c) Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması,

ç) Mağdur, suçtan zarar gören, bunların gösterecekleri üçüncü şahıs veya bir kamu kurumu ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi,

d) Topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılımın sağlanması,

e) Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi.

Edim, emredici hükümlere, genel ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olmamalıdır.17

Edim konusunda anlaşılmıssa eğer anlaşmaya uygun olarak edimin yerine getirilmesi gerekmektedir. Edimin yerine getirildiğinin mağdur tarafından beyan edilmesi halinde soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığı ya da kovuşturma aşamasında düşme kararı verilecektir. Edimin yerine getirilip getirilmediğine dair fazladan bir araştırma gerekmemektedir. CMK’nın 253/19. maddesine göre edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde soruşturma aşamasında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilirken kovuşturma aşamasında HAGB kararı verilir.

Uzlaşmanın özgür iradeye dayanması gereklidir.

Uzlaşmanın cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından saptanması gereklidir. CMK’nın 257/17. maddesinde uzlaştırmanın geçerli olabilmesi için uzlaştırma raporunda Cumhuriyet savcısının onayının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Kovuşturma aşamasında uzlaştırma raporunun hakim tarafından onaylanması gerekir. Bu şekilde uzlaştırma raporlarına hukuki nitelik kazandırılmaktadır18 hukuku kurumudur.

IV. UZLAŞTIRMAYA İLİŞKİN ÖZEL DURUMLAR

A. UZLAŞMA HÜKÜMLERİNİN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI

1. Görülmekte Olan Davalarla İlgili Uygulama

Uzlaşma kurumu bir ceza usul hukuku kurumudur. Usul hükümlerinin zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulama ilkesi geçerlidir. Görülmekte olan davalar için uzlaşma kurumu devreye girecektir. Ancak lehe kanun ilkesi gereği bir suçun sonradan uzlaşma kapsamına alınması halinde uzlaşma hükümleri uygulanacaktır.

2. Kesinleşen Hükümlerde Uzlaşma Uygulaması

Uzlaşma kurumu karma nitelikli bir kurumdur. Kesinleşen kararlarda, infaz edilmiş kararlarda ve HAGB kararlarında da uygulama alanı bulur.

Uzlaşma kurumunun devreye girebilmesi için; her üç durumda da, mevcut suçun uzlaşmaya tabi suçlardan olduğunun sonradan fark edilmesi veyahut eski kanuni düzenlemede uzlaşmaya tabi olmayan bir suçun yeni kanuni düzenlemeyle uzlaşmaya tabi suçlardan sayılması gerekir. Aynı zamanda her üç durumda da daha önceden uzlaşma işlemleri yapılmamış olması gereklidir.

İnfaz edilmiş kararlarda da uyarlama yargılaması yapılmaktadır.19 Uzlaşmanın infaz edilmiş kararlarda yer edinmesinin nedeni; failin adli sicil kaydının temizlenmesine yarayacak olmasıdır.

B. SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARLA İLGİLİ UZLAŞMA

CMK md.253/1-c’ye göre “Suça sürüklenen 18 yaşından küçük çocuklar bakımından; suçun kamu tüzel kişisi aleyhine işlenmemesi kaydıyla, üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezası gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamındadır.”

Uzlaşma uygulamasında çocukların işlediği suçun genel kuralın aksine şikayete tabi suçlardan olup olmamasının bir önemi yoktur. Önemli olan suçun kamu tüzel kişisine karşı işlenmemiş olması ve üst sınırının uzlaşmaya elverişli olmasıdır.

Örnek verecek olursak; üst sınırı 3 yıl olan şantaj suçu reşit olanlar için uzlaşma kapsamında olmamasına karşın suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaşmaya tabi suçlardandır.

C. FAİL VE MAĞDURUN BİRDEN FAZLA OLMASI

TCK’nın 73/5. maddesine göre şikâyete tabi olup iştirak halinde işlenen suçlarda faillerden biri hakkında şikâyetten vazgeçilmesi diğer failler için de şikayetten vazgeçme sonucunu doğuracaktır. Ancak uzlaşma kurumu ile şikâyetin geri alınması aynı sonuçları doğurmaz. Suçun birden fazla faili varsa; aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın, sadece uzlaşan kişi uzlaşma hükümlerinden yararlanır.

Suçun birden fazla mağduru varsa; şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşmak zorundadır. Şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşmaz ise uzlaştırma hükümlerinden yararlanamaz.

D. UZLAŞMA İRADESİNDEN VAZGEÇİLMESİ, SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA EVRESİNDE, TARAFLARIN UZLAŞTIRDIKLARINI BİLDİREBİLECEKLERİ EN GEÇ ZAMAN

CMUY’nin 5/1. maddesine göre uzlaşma anlaşması yapılana kadar uzlaşma iradesinden vazgeçilebilir. 20 Uzlaşma sağlandıktan sonra ise mağdurun bundan vazgeçmesinin hukuki bir sonucu olmayacaktır. Ancak mağdur veya suçtan zarar görenin,

failin edimini yerine getirmek istemesine rağmen bu edimi kabul etmemesi ve böylelikle uzlaşmanın sonuç doğurmasının önüne geçilmesi mümkündür. Bu halde de genel hükümlere göre tevdi yeri belirlenerek failin edimini yerine getirmesi sağlanabilir.21

Uzlaştırma görüşmelerinin sonuçsuz kalmasına rağmen CMK’nın 253/16. maddesine göre soruşturma evresinde şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören, uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.22

Aynı şekilde CMUY’nin 26. maddesine göre kovuşturma evresinde uzlaştırmanın uygulanabileceği hâllerde, yapılan uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen hüküm verilinceye kadar sanık ile mağdur, katılan veya suçtan zarar görenin aralarında uzlaşmaları halinde; taraflarca niteliğine uygun düştüğü ölçüde uzlaşma belgesi düzenlenip mahkemeye sunulabilir.23

V. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA EVRESİNDE UZLAŞMA UYGULAMASI

A. SORUŞTURMA AŞAMASINDA UZLAŞTIRMA UYGULAMASI

Kural olarak uzlaştırma soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının kontrol ve denetiminde gerçekleşir. 24 Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 10/2. maddesinde soruşturmaya konu suçun uzlaştırmaya tâbi olması ve iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısının dosyayı uzlaştırma bürosuna göndereceği belirtilmiştir. Yeterli delil bulunamadığı taktide zaten KYOK kararı verilecek ve haliyle şüpheli uzlaşmaya tabi kılınmayacaktır.

1. İDDİANAMENİN İADESİ VE UZLAŞTIRMACI TARAFINDAN DOSYANIN İADESİ

Uzlaşma hükümleri uygulanmaksızın dava açılması halinde iddianamenin iadesi gerekir. Ancak Cumhuriyet savcısının yaptığı hukuki nitelemeye göre suçun uzlaşma kapsamında olmadığını takdir ederek kamu davası açması hâlinde, mahkemenin hukuki nitelemenin yanlış olduğu ve fiilin uzlaşma kapsamında olduğu gerekçesiyle iddianamenin iadesi kararı verme yetkisi yoktur.25 Uzlaştırma bürosu tarafından kendisine tevzi edilen dosyada uzlaştırmacı suçun işlenip işlenmemesine yönelik değerlendirme yapamaz. Ancak uzlaştırcamı, suçun uzlaşma kapsamında olmamasına rağmen dosya için görevlendirilirse dosyayı iade etmelidir.26

2. UZLAŞMA TEKLİFİ VE SÜRESİ

CMUY’nin 12/5. maddesine göre “Uzlaşma teklifi suçun işlendiği tarihten itibaren bir aylık süre geçmeden yapılamaz.” Bu madde mağdurun kızgınlığının geçmesi için düzenlenmiştir.

CMK’nın 253/4. maddesinde şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir.

B. KOVUŞTURMA AŞAMASINDA UZLAŞTIRMA UYGULAMASI

CMK’nın 254. maddesinde; “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” Bu madde ile kovuşturma aşamasında uzlaşmanın nasıl uygulanacağı belirtilmiştir.

1. HANGİ HALLERDE KOVUŞTURMA AŞAMASINDA UZLAŞMA KURUMU DEVREYE GİRER

1.1. Suçun Niteliğinin Değişmesi

CMK’nın 225/2. maddesine göre; “Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.” Yani suçun niteliği mahkeme tarafından değiştirilebilir. Bu halde uzlaştırma aşaması mahkeme tarafından yerine getirilir.

1.2.  Suçun Uzlaştırmaya Tabi Olduğunun Kovuşturma Aşamasında Anlaşılması

Cumhuriyet savcısı tarafından suçun uzlaşmaya tabi olmadığı düşüncesi ile dava açılması ve bu duruma mahkemece de dikkat edilmeyerek iddianamenin kabulü halinde kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümleri uygulanır.27

1.3.  İddianame Yerine Geçen Belgeyle Doğrudan Mahkeme Önüne Getirilen Fiiller

Bazı suçlar yönünden kendi kanunlarında özel düzenleme bulunması nedeniyle ya da bazı kişiler yönünden özel soruşturma usullerinin bulunması halinde Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma yapılmaksızın dava açılabilir. Bu hallerde soruşturma süreci bulunmadığından uzlaştırma hükümleri de uygulanamaz.28

1.4.  Kovuşturma Aşamasında Kanun Değişikliği Nedeniyle Fiilin Uzlaştırma Kapsamına Girmesi

Eski kanuni düzenlemede uzlaşmaya tabi olmayan bir suç yeni kanuni düzenlemeyle uzlaşmaya tabi suçlar arasında sayılabilir. Bu durumda bu suç ile ilgili uzlaşma aşamalarını mahkeme yerine getirecektir.

VI. UZLAŞMA SONUCU ORTAYA ÇIKAN SONUÇLAR

A. Zamanaşımı ve Dava Süresinin Durması

CMK’nın md. 253/21’ e göre “Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.” Yani bu süreler çerçevesinde dava zamanaşımı duracaktır.

B. Uzlaştırma Görüşmelerindeki Beyanların Suç İkrarı ve Delil Olmaması

CMUY’nin 32/3. maddesine göre; “Uzlaştırma sürecinde yapılan açıklamalar herhangi bir soruşturma, kovuşturma ya da davada delil olarak kullanılamaz. Müzakerelere katılanlar bu bilgilere ilişkin olarak tanık olarak dinlenemez.”

C. Adli Sicil ve Arşiv Kaydı Oluşmaması

ASK’nın 4. maddesine göre; “Türk mahkemeleri tarafından ister vatandaş isterse yabancı hakkında verilmiş olsun kesinleşmiş mahkûmiyet hükümleri, adli sicile kaydedilir.”

Uzlaşma halinde verilen düşme kararları adli sicile kaydedilmez. Yine kovuşturmaya yer olmadığı kararı da adli sicile kaydedilmeyecektir.

D. Tekerrüre Esas Olmama

Tarafların uzlaşması halinde fail hakkında, davanın düşmesine ya da KYOK kararı verileceğinden tekerrüre esas alınabilecek mahkûmiyet hükmünün de bir önemi olmayacaktır. Ayrıca, uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için failin sabıkasız olması ya da tekerrür süresi içinde tekrar suç işlememesi kuralı bulunmadığından uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum yoktur.

E. Tazminat Hukuku Yönünden Sonuçları

CMK’nın 253/19. maddesine göre “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.” Uzlaşma ile sadece ceza ilişkisi değil özel hukuka ilişkin haklar da sona ermektedir.29 Zararın bir kısmının tazmin edilmesi halinde dahi yapılan anlaşma gereği tazminat davası açılamaz.30

Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde mağdur veya suçtan zarar gören özel tüzel kişi; faili, imzaladıkları uzlaşma belgesi ile icraya verebilir. Uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.

VII. SONUÇ

Onarıcı adalet, klasik ceza adalet sisteminin alternatifi olarak hukuk sistemimize girmiştir. Türk Hukukuna dahil olan, onarıcı adalet prensipleriyle hareket eden birçok yeni sistemden biri de uzlaşma/uzlaştırma kurumudur. Klasik ceza adalet sisteminde mağdurun yerini devlet alır ve mağduru adeta muhakeme işlemlerinin dışında tutardı. Suçtan zarar gören gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi uğradığı zarar karşısında etkisiz durumda kalır ve tabiri caizse izleyici konumunda olurdu. Fail ise karşısında anlaşma yapılması güç olan devleti bulurdu. Uzlaşma kurumu ile birlikte mağdur ve fail, yukarıdaki bahsettiğim şartları sağlayan suçlar hakkında uzlaşma yoluna gidebilme fırsatı elde etmiştir. Bu kurum ile birlikte fail, karşısında mağduru görebilecek, dolayısıyla hatasını kavrayabilecektir. Fail olası cezanın olumsuz şartlarından etkilenip toplumdan uzaklaşmayacak, hayata yabancılaşmayacak, topluma tekrar kazandırılabilecektir. Mağdur veya suçtan zarar gören özel hukuk tüzel kişisi de bizzat muhakeme aşamasının bir koluna dahil olmuş olacak, hissettiklerini ve isteklerini faile bizzat aktarabilecektir. Böylelikle daha tatminkar bir ceza hukuk sistemi kurulmuş olacaktır. Aynı zamanda günümüz mahkemelerinde derdest ceza dosyası bir hayli fazladır. Bu kurum ile birlikte, uzlaşma sağlandığı taktirde, davanın düşmesine karar verilecek ve dolayısıyla yoğun olan dersdest davalara bir yenisi daha eklenmeyip mahkemelerin iş yükü azaltılmış olacaktır. İş yükünün azalması hem mahkemeler hem taraflar için zaman tasarrufu sağlayacaktır.

Kanaatimce kurum tüm yönleri ile değerlendirildiğinde, Türk ceza sistemine son derece katkı sağlayan ve sistemin işleyişini rahatlatan bir yapıdadır. Hızlı sonuç alınması ve tarafların tatmin olması bakımından elverişli olan bu sistem, Türk ceza muhakemesini geliştirmektedir.

Av. Mehmet Akif ELTAN

-----------------

1 www.tdk.gov.tr (E.T. 05/05/2019).

2 RG. 05/08/2017, sy: 30145.

3 Çetintürk, Uzlaştırma,s.104-105; Özbek, Mustafa: “Ceza Muhakemesi Kanununda Uzlaştırma”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, s.:54, s.:3, s.292;

4 İnceoğlu, Asuman Aytekin/Karan, Ulaş, Türkiye’de Ceza Davalarında Uzlaşma Uygulamaları: Hukuki Çerçevenin Değerlendirilmesi s.51.

5 Karakehya, s.181; Şahin-Muhakeme, s.66.

6 Bıçak, s.368; Karakehya, s.181

8 Çetintürk-Uzlaştırma, s.423.

9 Çetintürk-Uzlaştırma, s.423.

10 Çetintürk-Uzlaştırma, s.425.

11 Özgenç-Gazi Şerhi, s.425.

12 Çetintürk-Uzlaştırma, s.427

13 Çetintürk-Uzlaştırma, s.428.

14 Kaymaz/Gökcan, s.114.

15 Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 17.04.2019 tarihli ve 2018/8889 Esas ve 2019/9173 Karar sayılı kararı.

17 Yerdelen v.d., s.237.

18 Soygüt Arslan, s.134.

19 “… Somut olayda da, TCK’nın 157. maddesi gereğince verilen mahkûmiyet hükmünün

kesinleşmesinden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254. madde

fıkraları gereğince, uzlaşma kapsamına alınan basit dolandırıcılık suçundan dolayı uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiğinden, itirazın bu nedenlerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde

isabet bulunmadığından, kanun yararına bozma atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde

görülmekle … BOZULMASINA.” (Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 14.05.2019 tarihli ve 2019/3804 Esas ve 2019/5562 Karar sayılı kararı).

20 CMUY MADDE 5 – (1) Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin özgür iradeleri ile kabul etmeleri ve karar vermeleri hâlinde gerçekleştirilir. Bu kişiler anlaşma yapılana kadar iradelerinden vazgeçebilirler.

21 Kaymaz/Gökcan, s.154.

22 CMK MADDE 253- (16): Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.

23 CMUY MADDE 26 – (1): Kovuşturma evresinde uzlaştırmanın uygulanabileceği hâllerde, yapılan

uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen hüküm verilinceye kadar sanık ile mağdur, katılan veya suçtan zarar görenin aralarında uzlaşmaları halinde; taraflarca niteliğine uygun düştüğü ölçüde Ek-3’te yer alan Uzlaştırma Raporu Örneği'ne uygun bir uzlaşma belgesi düzenlenir ve mahkemeye sunulursa, hâkim bu belgeyi 25 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen kıstaslara göre inceler ve değerlendirir.(CMUY md.26)

24 Yerdelen, Erdal, Kovuşturma Evresinde Uzlaştırma Usulü (Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaştırma Eğitim Kitabı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı, Ankara, 2018, Yayın No:1), s.133 (Yerdelen-Kovuşturma).

25 Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 09.04.2007 tarihli ve 2007/4240 Esas ve 2007/5035 Karar sayılı kararı

26 Erdem/Eser/Özşahinli, s.87.

27 Kaymaz/Gökcan, s.194.

28 Yerdelen v.d., s.274.

29 Donay-Yargılama Hukuku, s.246.

30 Kaymaz/Gökcan, s.207.

KAYNAKÇA

Arıç, Dilara, Ceza Muhakemesinde Uzlaştirma Ylt, Bursa, 2020.

Bıçak, Vahit, Suç Muhakemesi Hukuku, 3. Baskı, Ankara, 2013.

Çetintürk, Ekrem, Onarıcı Adalet Ve Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, 1. Baskı, Ankara, 2017

Donay, Süheyl, Ceza Yargılama Hukuku, 2. Baskı, İstanbul, 2012 (Donay-Yargılama).

Erdem, Mustafa Ruhan/Eser, Ferda/Özşahinli, Pakize Pelin, Uzlaştırmacı Sınavlarına Hazırlananlar İçin 100 Soruda Uzlaştırma Uzlaştırmacının El Kitabı, 3. Baskı, Ankara, 2017.

İnceoğlu, Asuman Aytekin/Karan, Ulaş, Türkiye’de Ceza Davalarında Uzlaşma Uygulamaları: Hukuki Çerçevenin Değerlendirilmesi S.51

Karakehya, Hakan, Ceza Muhakemesi Hukuku, 2. Baskı, Ankara, 2016.

Kaymaz, Seydi/Gökcan, Hasan Tahsin, Uzlaşma Ve Önödeme, 2. Baskı, Ankara, 2007.

Menzilcioğlu, Zeynep Büşra, Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaştirma Kurumu YLT Antalya, 2020.

Özbek, Mustafa: “Ceza Muhakemesi Kanununda Uzlaştırma”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S.:54, S.:3, S.292

Özdemir, Mustafa, Türk Hukukunda Uzlaştirma Kurumu YLT, Kırıkkale, 2019.

Özgenç, İzzet, Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi (Genel Hükümler), 3. Baskı, Ankara, 2006 (Özgenç-Gazi Şerhi).

Soygüt Arslan, Mualla Buket, Türk Ceza Ve Ceza Usul Hukukunda Uzlaşma Kurumu, 1. Baskı, İstanbul, 2008.

Şahin, Cumhur, Ceza Muhakemesi Hukuku I, 8. Baskı, Ankara, 2017 (Şahin-Muhakeme).

Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 09.04.2007 Tarihli Ve 2007/4240 Esas Ve 2007/5035 Karar Sayılı Kararı

Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 17.04.2019 Tarihli Ve 2018/8889 Esas Ve 2019/9173 Karar Sayılı Kararı.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 14.05.2019 Tarihli Ve 2019/3804 Esas Ve 2019/5562 Karar Sayılı Kararı).

Yerdelen, Erdal/Altuntaş, Şeyda/Erdem, Özge/Özbek, Mustafa Serdar/Boz, Burak/Yılmaz, Berna Ayşen, Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaştırma, 1. Baskı, Ankara, 2018 (Yerdelen V.D.).

Yerdelen, Erdal, Kovuşturma Evresinde Uzlaştırma Usulü (Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaştırma Eğitim Kitabı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı, Ankara, 2018, Yayın No:1), S.133 (Yerdelen-Kovuşturma).