Ceza yargılamalarına konu olan bu iki suç türünün değerlendirilmesinde birbirinden farklı kıstaslar bulunmaktadır.
Uyuşturucu Madde ticareti suçunun seçenek suçları olarak Uyuşturucu Madde İmal Etme Suçu: Uyuşturucu Madde İthal Etme Suçu: Uyuşturucu Madde İhraç Etme Suçu: Uyuşturucu Madde Sevk veya Nakletme Suçu: Uyuşturucu Madde Kabul Etme ve Bulundurma Suçu: Uyuşturucu Madde Satma, Satışa Arzetme veya Satın Alma: Uyuşturucu Madde Temin Etme (Başkasına Verme, Sağlama) Suçu: olarak madde metninde yer almaktadır.
UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE İMAL VE TİCARETİ MADDE 188-
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (64)67 (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.(65)
(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması,68 b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
''Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma” suçu, madde metninden de açıkça anlaşıldığı gibi seçimlik hareketli suçlardandır. Suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleşmesi yeterlidir. Seçimlik hareketli suçlarda, hareketlerden birkaçının birden yapılması birden çok suç işlenmesi anlamına gelmez. Bu gibi hâllerde de ortada tek bir suç vardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, suçun konusunu oluşturan maddenin aynı olmasıdır. Hareketlerin seçimlik olma özelliği aynı uyuşturucu veya uyarıcı madde için geçerlidir. Failin, değişik zamanlarda aynı veya farklı kişilere maddede öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisini gerçekleştirmesi hâllerinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Failin işlemeyi kast ettiği uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun konusunu oluşturan maddenin, öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisinin gerçekleştirilmesi sonrasında tüketilmesinin ardından, yeniden uyuşturucu madde temin etmesi hâlinde zincirleme suçun değil, gerçek içtima kuralı gereğince ayrı ayrı suçların oluştuğunun kabulü gerekmektedir (CGK-K.2021/43)'' şeklinde yargıtay kararından anlaşılacağı üzere Türk Ceza Kanununda 188. Maddede yer alan uyuşturucu madde ticareti yapma suçunda sanık seçenek suçlardan bir veya birden fazlasını işlemiş olsa bile tek suç olarak değerlendirilmektedir. Bu suçlardan birini işlemiş olması ile ticaret yapma hükmünden yargılanacaktır.
Uyuşturucu Madde Ticareti ve Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu arasındaki farkların anlaşılması hususunda Yargıtayca belirlenmiş bazı kriterler somut olaylar hakkında uygulanarak ayırt edilmektedir.
Bu kriterleri sıralamak gerekirse;
1. Uyuşturucu maddenin miktarı ve çeşitliliği
2. Maddenin çeşitliliği
3. Satma ya da satışa arz , devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış olup olmaması
4. Sanık tarafından uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer
5. Maddenin bulunduruluş şekli
6. Yan deliller
Bütün bu kriterler iki suçu birbirinden ayırmaya yarayacak kriterlerdir. Bunun yanında özellikle kişisel kullanım sınırı konusunda öncelikle Yargıtay'ın sonra da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2013 tarihli hukuki müzakare toplantısında uyuşturucu madde kişisel kullanım miktarı/sınırı konusunda belirttiği görüş çerçevesinde bir çok madde için kullanım sınırları belirlenebilmektedir.
Tabi ki bu sınırlar etken maddenin ve kişinin kullanım alışkanlıklarına, fiziki özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Hukukta her alanda olduğu gibi uyuşturucu madde ticareti ve kullanma suçlarının birbirinden ayırt edilmesinde her somut olay kendi özelinde değerlendirilmektedir.
Av. Çiğdem ÇETİN