Ne yazık ki ülkemizde her yıl trafik kazası sebebiyle binlerce insanımızı kaybetmekteyiz ve binlerce insanımız sakat kalmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2018 yılı itibarıyla 1.229.364 adet trafik kazası olmuştur. Bunlardan 1.042.832 adeti maddi hasarlı trafik kazası olurken 186.532 adeti ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasıdır. Bu trafik kazalarında 6.675 kişi hayatını kaybederken 307.071 kişi yaralanmıştır. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik İstatistik Bülteni verilerine göre 2020 yılı Mart ayı itibarıyla 90.693 adet trafik kazası olmuştur. Bunlardan 57.297 adeti maddi hasarlı trafik kazası olup, 33.034 adeti yaralanmalı ve 362 adeti ölümlü trafik kazasıdır. Büyük bir kısmı dikkatsiz ve özensiz davranışlardan kaynaklanan bu kazaların en aza indirgenebilmesi için ülkemizin tüm fertlerine önemli vazifeler düşmektedir. Nitekim meydana gelen kazaların çok ağır sonuçları olup, kişilerin ve ailelerinin maddi ve manevi yıkımlara uğramasına yol açmaktadır. Tüm bu istatistiki veriler göstermektedir ki trafik kazalarından kaynaklanan zararlar yaralanan veya ölen kişi yanında eşi, çocukları, anne ve babaları, nitekim milyonlarca insanı ilgilendiren bir konu olarak gündemimizde yer almaktadır. Bu durumlarda kayba uğrayanın kendisi veya ölüm halinde mirasçıların uğradığı maddi ve manevi zararları telafi edebilmeleri için tazminat davası açma lüzumu ortaya çıkmaktadır. Bende bu bağlamda trafik kazasından doğan zararlar ve tazminine ilişkin çalışmamı ilgili mevzuatlar ışığında ve daha iyi anlaşılması bakımından soru-cevap / örnekleme metodu ile siz değerli okurlara sunuyorum.

Tazminat Davası Nedir?

Borçlar kanunumuzun 49. maddesi " Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür." şeklindedir. İşbu madde hükmüne göre bir kişi kasten, ihmal ederek ya da tedbirsiz davranarak bir başkasını zarara uğratması halinde tazmin borcu doğar. Nitekim hukuk sistemimizde kişiler uğradıkları zararların giderilmesini tazminat davaları ile talep ederler.

Trafik Kazası Nedeniyle (Maddi-Manevi) Tazminat Davası Nedir?

Trafik kazası nedeniyle tazminat davası, uygulamada en çok karşılaşılan tazminat davası türüdür. Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada ölüm, yaralanma gibi bedensel zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araba, arazi gibi malvarlıklarında meydana gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat davası türüdür. Trafik kazası tazminatı, uygulamada hem bedensel hem de malvarlığı zararlarını ifade etmek üzere kullanılmakta olup trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı, trafik kazasının bir haksız fiil (BK md.49 “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”) sorumluluğu doğurmasıdır. Trafik kazası nedeniyle hem malvarlığı hem de vücut bütünlüğü zarar görmekte olup trafik kazası nedeniyle zarara uğrayanlar veya yakınları da maddi ve manevi tazminat davası açabilme imkânına sahiptirler. Ayrıca belirtmem gerekir ki trafik kazası nedeniyle mağdur yaralanmışsa; mağdurun bu nedenle uğradığı bedensel zarar (maluliyeti) tespit edilmelidir. Nitekim tazminatın hesaplanmasına esas alınacak maluliyet oranı ancak usulüne uygun bir bakım ve tedavi uygulanan kazazede hakkında düzenlenen doktor raporuyla belirli bir netliğe kavuşacaktır.

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kimler Açabilir?

Bu sorunun cevabını 3 durumda değerlendirmek doğru olacaktır.

 Trafik kazasında yaralanma meydana gelmişse, yaralanan şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi maluliyet nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat; trafik kazası nedeniyle uğradığı elem, keder ve üzüntü nedeniyle de manevi tazminat talep edebilir.

 Trafik kazasında ölüm meydana gelmişse, ölenden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ölen evliyse eşi ve çocuklarına, bekâr ise anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edilir. Dolayısıyla bu kişilerin ölenin desteğinden yararlandıklarını ispat etmelerine gerek yoktur. Ölenin nişanlısı, amcası, dayısı, halası, yeğeni gibi herhangi bir yakınının trafik kazası nedeniyle tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) talep edebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlayabilmesi gerekmektedir.

Trafik kazası nedeniyle ağır bedensel bir yaralanma meydana gelmişse, yaralanan kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı)  sadece “manevi tazminat davası” açabilirler. (BK md.56 ; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”) Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay kararlarında “ağır bedensel yaralanma”, yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir.(Emsal Karar: Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E. 2015/17748 K. 2015/20849)

Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Kime/Kimlere Karşı Açılır?

Trafik kazası neticesinde ölüm, yaralama veya herhangi bir malvarlığı zararı meydana gelmesi halinde aşağıdaki kişilere maddi ve manevi tazminat davası açılabilir:

- Aracın Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu olan aracın sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir. (BK md.49).

- Aracın Sahibi: Aracın sahibi KTK md.3 hükmü “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” uyarınca; kural olarak aracın işleteni olarak kabul edildiğinden trafik kazası nedeniyle tazminat sorumluluğu vardır.

- Aracın İşleteni: Trafik kazasına karışan aracın işleteni de oluşan her türlü zarardan sorumlu olduğundan işletene de 2918 sayılı KTK md.85/1 “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” hükmünce maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Ayrıca belirtmem gerekir ki trafik tescil kayıtlarında aracın sahibi olarak gözüken kimse, aynı zamanda aracın işleteni olarak kabul edilir. Araç sahibi, aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığını, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse sorumluluktan kurtulabilmektir.

- Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası veyahut poliçe kapsamına göre İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (Kasko Sigortası) hangi sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralama veya diğer zararlardan sorumludur.

Kazada doğan zararların kazada kusuru olan taraftan talep etmek akla ilk gelen çözüm olacaksa da kusurun karşı tarafta olmaması, karşı tarafın zararı karşılayacak ekonomik durumu olmaması ya da vefat etmesi durumunda mirasçısının da bulunmaması gibi çoğu zaman karşılaşılan durumlarda başvurulacak yer sigorta şirketleridir. Sigorta şirketinin reddi durumunda trafik kazası tazminatı sigorta tahkimi veya mahkemeden istenebilir. Nitekim ölümlü veya bir uzvun yitirilmesi sonucunu doğuran yaralanmalı trafik kazalarında tazminat miktarı yüksek olabileceği için karşı tarafın bunu karşılaması çok zor olabilmektedir. Bu sebeple sigorta şirketine karşı açılacak dava en başarılı sonucu doğuracaktır. Sigorta şirketine açacağımız tazminat davasında bize yol gösteren hukuki dayanağımız Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” hükmü olacaktır. Ayrıca belirtmek isterim ki davanın açılacağı sigorta şirketi kazaya sebebiyet verenin trafik veya kasko poliçesini hazırlayan sigorta şirketi olabilir. Bu sigorta şirketleri birbirlerinden farklı şirketler ise her ikisine birlikte dava açılması da imkan dahilindedir.

Trafik Kazalarında Maddi ve Manevi Tazminat Davası Zamanaşımı Süresi Nedir?

Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılmadan önce, dava açma süresinin ne zaman başladığı ve sona erdiği dikkat edilmesi gereken en mühim husustur. Trafik kazasının meydana geldiği, yani haksız fiilin işlendiği gün, tazminat davası zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Trafik kazalarında da tüm haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı süresinden hangisi davacının lehine ise, o zamanaşımı süresi uygulanır. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davası zamanaşımı sürelerini esas zamanaşımı süresi ve ceza zamanaşımı süresi şeklinde iki ana başlık altında toplamak istiyorum.

Esas Zamanaşımı Süresi: KTK madde 109 uyarınca; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” trafik kazası nedeniyle zarar görenin, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak 2 yıllık zamanaşımı süresi olup zarara uğrayan, faili ve zararı daha geç öğrense bile her halde fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur.

Ceza Zamanaşımı Süresi: KTK madde 109/2 uyarınca; “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” trafik kazası nedeniyle bir suç işlenmişse ceza zamanaşımı süreleri de uygulanır. Trafik kazası neticesinde ölüm veya yaralama varsa, ceza kanununda o suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi ne ise, maddi ve manevi tazminat davası açma süresi de o olacaktır. Nitekim ceza kanunundaki temel dava zamanaşımı süresi geçse bile, ceza davası devam ediyorsa, bu demek oluyor ki ceza hukukundaki “uzamış dava zamanaşımı” devreye girmişse, ceza davası devam ettiği süre boyunca herhangi bir zamanaşımı süresine bağlı olmadan trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılabilmektedir.

Ölümlü veya Yaralanmalı Trafik Kazası Sebebiyle Açılacak Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Görevli/Yetkili Mahkeme Hangisidir/Neresidir?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 2/1 uyarınca; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” görevli mahkeme kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Ayrıca trafik sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davalarında sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklandığı sebebiyle açılacak tazminat davasına bakmaya görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.

Ölümlü veya yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla yetkili mahkeme vardır. Trafik kazası aynı zamanda bir haksız fiil olarak kabul edildiğinden haksız fiil bakımından düzenlenen yetki kuralları geçerli olacaktır. Davalılardan herhangi birisinin ikametgâhı mahkemesinde tüm sorumlululara maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. (HMK md.6) Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesinde tazminat davası açılabilir.(HMK md.16/1).Trafik kazaları nedeniyle açılacak tazminat davaları, zarar görenin, yani davacının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir.(HMK md.16/1)Trafik sigortası şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.(HMK md.14/2)

Trafik Kazası Nedeniyle Açılacak Tazminat Davasında Hangi Zarar Kalemleri İstenebilir?

Bu sorunun cevabını ölümlü trafik kazası tazminat davası ve yaralanmalı trafik kazası tazminat davası olmak üzere iki ana başlık altında cevaplamak istiyorum.

Yaralanmalı Trafik Kazası Tazminat Davası

Yaralanan kişinin kendisi doğal bir sonuç olarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Yaralanan kişinin yakınlarıysa hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamazlar. Ancak, yaralanan kişi ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv kaybına maruz kalmışsa; yaralanan kişinin yakınları manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Maddi ve manevi tazminat istemleri dışında yaralanan kişi TBK madde 54 uyarınca; her türlü tedavi giderini, kazanç kaybını, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplarını ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplarını talep edebilir.

Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davası

Ölümlü trafik kazası tazminat davası, yaralanmalı trafik kazası tazminat davasında olduğu gibi maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında bize Türk Borçlar Kanunu madde 53 hükmü ışık tutacaktır. İşbu madde hükmünce tazminat sorumlularından aşağıdaki zarar kalemleri talep edilebilir:

- Manevi tazminat: Ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler, nişanlı) ölüm neticesinde duydukları elem, acı ve ızdırap duyguları sebebiyle manevi tazminat talep edebilirler.

- Ölenin her türlü cenaze gideri

- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri

- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Trafik kazasında ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı, kardeşler veya destek verdiği herhangi bir kişi) kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin hayat boyu desteğinden mahrum kalan kişilerin açtığı bir maddi tazminat davası türü olmakla birlikte destekten yoksun kalanlar, muhtemel destek süresi boyunca ölenden elde edecekleri maddi menfaati tazminat sorumlularından talep edebilir.

Sigorta Şirketine Karşı Açılacak Tazminat Davalarında Öncelikle Sigorta Şirketine Başvuru Yapılması Zorunlu Mudur?

Trafik kazalarından kaynaklanan tazminatlar için, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un (KTK) 97. maddesinde 26.04.2016 tarihinde yapılan değişiklikle, zarar görenlerin dava açmadan önce ilgili sigorta şirketine söz konusu zararla ilgili başvuru yapması gerekmektedir. Bu başvuru mahkemelerce dava şartı olarak değerlendirilerek, başvuru yapılmadan açılan tazminat davaları “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilebilecektir. İlgili sigorta şirketi, trafik sigortasına başvuru yapılmasından itibaren 15 gün içerisinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamazsa veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olursa, bu halde zarar görenin, mahkemelerde dava açma veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurma hakkı vardır. Nitekim değişiklikten sonra dikkat etmemiz gereken, zarar gören artık doğrudan dava açamamakta, öncelikle sigorta şirketine zararın hesaplanması ile hak sahipliğinin belirlenmesi için gereken belgeler ile başvurup, 15 gün içerisinde bir cevap beklemek zorunda kalmaktadır. Eğer, sigorta şirketi, zararın hesaplanması ile hak sahipliğinin belirlenmesi amacıyla, zarar görenden haklı olarak belge talep ederse, bu süre durmakta (süre kesilmemekte), belge sigorta şirketine ibraz edildikten sonra, kaldığı yerden devam etmektedir.

Sigorta Şirketine Başvuru Nasıl Yapılır?

Trafik sigortası; sosyal ve hukuk devleti ilkesi gereği zarar görenlerin maddi ve manevi zararlarını tanzim etmesi için düzenlenmiş sosyal menfaati ön plana çıkaran uygulamalardan biridir. Trafik sigortası; trafik kazasıyla meydana gelen yaralanmalar için tedavi ve hastane masrafları, işgücünde meydana gelen kayıplar, vefat ve kaza olayıyla oluşan maddi zararları tazmin etmekle sorumludur. Ayrıca belirtmek gerekir ki Zorunlu Trafik Sigortası sadece maddi zararları karşılamakla yükümlüdür.

Trafik kazası sonrasında zarara uğrayan bireyler; kaza sonrası oluşan zararlarını, maddi kayıplarını ifade etmeli ve sonrasında trafik sigortasından (talepleri sigorta poliçesinin kapsamında olmak zorunda) talep ettikleri maddi tazminat miktarını içerir bir dilekçeyle birlikte kaza tespit tutanağı veya kaza bilirkişi raporu, tedavi masraflarının faturaları, kazanın durumuna göre istenilen diğer gerekli evraklar, hak sahibine ilişkin kişisel bilgiler ve banka bilgileriyle birlikte sigorta şirketinin merkezine, noter aracılığıyla veya iadeli posta mektubuyla başvurmalıdırlar.

Trafik Kazasına Sebebiyet Verenin (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) Trafik Sigortası Bulunmuyorsa Ne Yapabiliriz?

Zorunlu Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak üzere hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. İşletenlerin Karayolları Trafik Kanunu(KTK) 85. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortasını yapmaları zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaktır. Buna rağmen uygulamada birçok araç kaçak olarak trafik sigortası bulunmadan trafiğe çıkmakta ve kazalara karışmaktadır. Kanun koyucu yasak olmasına rağmen trafikte seyreden bu araçların verdiği zararlardan dolayı üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda mağdur olmalarını engellemek maksadıyla güvence hesabını kurmuştur. Sonuç olarak kazaya sebebiyet veren taraf, trafik sigortası bulunmasa dahi güvence hesabından söz konusu kayıplarının tazminini talep edebilecektir.

Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?

Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle hükmedilen manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu veya adalet inancı yaratmaktır. Manevi tazminat, davacı için zenginleşme aracı olmamalıdır. Mahkeme manevi tazminat ile ilgili hüküm kurarken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini amaçlamalıdır. Nitekim ki mahkeme manevi tazminatı belirlerken tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olayın meydan geliş şekli, tarafların kusur durumu, BK madde 4 gereği hak ve nesafet kuralları gibi hususları dikkate almaktadır. ( Konuya ilişkin Emsal Nitelikte Yargıtay Kararları “…O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların eşi/babası olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, özellikle davacılar murisinin araç içinde yolcu olması ve kazada hiçbir kusurunun bulunmaması, davacıların ölene yakınlıkları nedeniyle duyacağı elemin derinliği hususları göz önünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, manevi tazminat isteminde bulunan tüm davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir...” Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E:2014/16933 K:2017/722 K.T: 30.01.2017)

(… “Davaya konu yaralamalı trafik kazası sebebi ile maluliyetin bulunmayışı, kazaya bağlı olarak yaşı küçük çocukta oluşan yaraların iyileşme süresinin bir ay olması göz önüne alındığından anne için 10.000 TL baba için 10.000 TL olarak hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksektir…” Yargıtay 17. HD Karar: 2016/1139)

Trafik Kazalarında Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Kazazede ve yakınlarının ne kadar tazminat alabileceği yönündeki soruya net cevap vermek yanlış olur. Nitekim mağdur ve yakınlarına ödenecek tazminat bu konuda uzman kişiler tarafından hesaplanmaktadır fakat temel esaslar üzerinden kabaca bir hesaplama yapmak mümkün olacaktır. Tazminat hesaplaması, hayatını kaybeden kişinin yaşı, aile ekonomisine katkısı, geride kalan yakınlarının sayısı, doğrudan uğranılan zarar, kusur oranı, maluliyet oranı gibi kriterler göz önünde bulundurularak hesaplanmaktadır. Örneğin; bir kazada hayatını kaybeden 65 yaşındaki bir kişinin yakınına ödenecek tazminat ile 25 yaşında hayatını kaybeden kişinin yakınlarına ödenecek tazminat farklı olacaktır. Maddi tazminat nasıl hesaplanır daha somut verilerle cevaplanabilecek bir soru olduğu sebebiyle cevabını örneklendirme yoluyla yanıtlamak istiyorum.

Örneğimizde tazminat hesaplama yönteminin anlaşılması için temel esaslar üzerinden gitmek doğru olacaktır. Trafik kazası, neticesinde yaralanan (maluliyete uğrayan) kişinin maluliyet oranının %60 olduğunu kabul edelim. Maluliyete uğrayanın olaydaki kusur oranının %30, yaşının 35, maaşınınsa 3000 TL olduğunu varsayalım. Genel hatları ile bir hesaplama yapmak gerekirse, tazminat miktarı şu esaslara göre belirlenecektir:

- Maluliyete uğrayan kişinin 72 yaşına kadar işgücü olduğu kabul edilir. Malul kişinin 65 yaşına kadar aktif çalışma süresi, 65 yaş ile 72 yaş arasında da pasif çalışma süresi hesaplanır. Somut örneğimizde maluliyete uğrayan kişi 30 yıl aktif, 7 yıl pasif çalışma yapacaktır.

- Maluliyete uğrayan kişinin işgücü kaybı her ay için ayrı ayrı hesaplanmalıdır. Bu durumda 3000 TL maaş alan mağdurun maaşından kusur oranı olan %30 düşülmeli, bulunan miktar %60 maluliyet oranı ile çarpılmalıdır. Somut örneğimizde; 3000 TL maaş – % 30 mağdurun kusur oranına tekabül eden miktar = 2100 TL x 60/100 = 1260 TL aylık işgücü ve gelir kaybı olarak hesaplanır. Yıllık işgücü/gelir kaybı 15.120 TL olacaktır.(1260.12=15120)

- Bulunan yıllık işgücü/gelir kaybı aktif ve pasif çalışma süresi olan 37 yıl ile çarpılır. Somut örneğimizde; yıllık işgücü kaybı 15120 x 37 (yıl) = 559.440 TL genel hatları ile maddi tazminat olarak ortaya çıkacaktır.

- Ayrıca son olarak iskontolama yöntemi nedeniyle tazminattan kabaca %25 oranında indirim yapılması gerekmektedir.(Somut olayda indirimle beraber 419.580 TL gibi bir tazminat miktarı çıkmaktadır.)

Maalesef ülkemizde her gün yüzlerce can trafik terörü nedeniyle yanmakta, yüzlerce eve ateş düşmektedir. Ayrıca yaşanan trafik kazaları sebebiyle yüzlerce insanımız sakat kalmaktadır veyahut maddi ve manevi çeşitli zararlarla karşı karşıya kalmaktadır. Meydana gelen zararların büyük bir kısmı istatistiklerde de görüleceği üzere dikkatsiz ve özensiz davranışlardan, trafik kurallarına uymamaktan ve aşırı hızdan kaynaklanmaktadır. Bu konuda herkesin son derece dikkatli olmasını ve düşünceli davranmasını temenni ediyorum. Nitekim bu yazımda toplumumuzun kanayan yaralarından biri olan trafik kazalarının hukuka yansıması olan trafik kazalarından doğan zararlar ve bu zararların tazmini konusunda; mevzuatlar, yargı kararları ve çeşitli kaynaklar ışığında değerlendirmede bulundum. Sağlıklı ve huzurlu günlerde buluşmak dileğiyle…

Stj. Av. Abdullah ARLI

Kaynaklar:

[1] TÜİK Trafik Kaza İstatistikleri / http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=30640

[2] Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı Trafik İstatistik Bülteni / http://trafik.gov.tr/istatistikler37 / http://trafik.gov.tr/kurumlar/trafik.gov.tr/04-Istatistik/Aylik/mart20.pdf

[3] 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu / https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6098.pdf

[4] 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu /  https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2918.pdf

[5] 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu / https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6100.pdf

[6] H.Hüseyin TUZTAŞ Trafik Kazalarından Doğan Cismani Zararlar ve Tazmini / Konya Barosu Yayınları / 2018

[7] https://www.zekiyekusgoz.av.tr/2020/01/14/trafik-kazasi-tazminat-davasi/  Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası

[8] Trafik Kazalarında Sorumluluk ve Zamanaşımı / Çelik Ahmet Çelik

[9] Tazminat Davalarında Güncel Sorunlar Kitabı / Çelik Ahmet Çelik / Mayıs 2019 / 1.Baskı

[10] Yargıtay Bilgi Bankası / https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ /Emsal.co https://www.emsal.co