Ceza muhakemesi hukukunda, görev suçu isnat edilen belli vasıflara sahip kişiler hakkındaki soruşturmaların genel kurallarından ayrılarak özel hükümlere tabi tutulmasına "kişi bakımından yetki kuralları" denilmektedir.[1]
Kişi bakımından yetki kurallarına bağlı olarak, kamu görevlileri hakkında yürütülecek soruşturmalarda izin, tahkik ve muhakeme olmak üzere üç sistemden bahsetmek mümkündür. İzin sisteminde soruşturmanın başlaması için belirli mercilerden izin alınması gerekirken; tahkik sisteminde, idari merciler duruşmaya takaddüm eden bütün işlemleri yapıp son soruşturmanın açılıp açılmayacağına karar vermekte; muhakeme sisteminde ise bütün muhakeme işlemleri idari merci tarafından gerçekleştirilmektedir.[2]
Memur yargılamasına ilişkin öngörülen güvence sistemleri arasında daha önce tahkik sistemi mevcut iken 4483 sayılı Kanun izin sistemini getirmiştir.[3]
Buna göre, Cumhuriyet Savcılıklarına yapılacak şikâyet başvuruları hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160’ıncı maddesinde düzenlenen genel kural “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar” hükmü doğrudan uygulanmayacak; soruşturma işlemlerinin ilk aşaması olarak “soruşturma izni” alınması gerekecektir.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un amaç kısmında da ifade edildiği üzere, soruşturma izni; memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için tüketilmesi gerekli bir işlemdir.
4483 sayılı kanunun genel gerekçesinde “Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevleri kamusal yetki ve usuller kullanmak suretiyle ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu görevleri sebebiyle işledikleri suçlar nedeniyle doğrudan doğruya ceza kovuşturmasına tâbi tutulmaları, kamu hizmetinin işleyişinde aksamalara ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmesine yol açabilir. Bu sakıncaları gidermek, memurlar ve diğer kamu görevlilerini asılsız isnat ve iftiralar karşısında korumak için bunların görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında adlî makamların kovuşturma yapmasından önce idarenin bir inceleme yapmasını ve bu incelemenin sonucuna göre olayın yetkili ve görevli adlî mercie intikal ettirilmesini öngören sistemler geliştirilmiştir” şeklinde ifade edildiği üzere kanunun düzenlenme amacı açıklanmaktadır.
Anayasamızın 129’uncu maddesinin son fıkrasında “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır” hükmüne yer verilmiş olup söz konusu düzenleme; kamu hizmetlerini yürüten görevliler hakkında izlenilmesi gereken soruşturma izni alınması usulünün hem kaynağını hem de güvencesini oluşturmaktadır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması usullerini düzenleyen genel kanun niteliğindeki 4483 sayılı kanunun 4’üncü maddesi uyarınca “Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikâyette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler” hükmü amirdir.
Yazımızın başlığını oluşturan, hekimlerin tıbbi uygulama hataları sonucunda haklarında yapılacak şikâyet başvuruları ve suç ihbarları hakkında yürütülecek özel soruşturma işlemleri bakımından da kural olarak 4483 sayılı kanun hükümleri uygulanacaktır.
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakla kamu görevlisi statüsünde bulunan hekimler hakkındaki cezai soruşturma hükümlerinin bu doğrultuda yapılacağı kuşkusuzdur.
Diğer yandan, özel sağlık sektöründe yer alan hekimlere yönelik ceza soruşturması sürecinin herhangi bir izne tabi olmaksızın gerçekleştirilebileceği yönünde bir algı varsa da, bu doğru değildir.
Zira, 12.05.2022 tarih ve 7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14’üncü maddesi ile 3359 sayılı Sağlık
Hizmetleri Temel Kanunu’na eklenen ek 18’inci madde ile getirilen düzenlemede, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında soruşturması yapılacak hekimlerin kapsamı genişletilmiştir.
Buna göre; Yükseköğretim Kanununun 53’üncü maddesinde yer alan soruşturma usulüne tabi olanlar hariç olmak üzere, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle yapılan soruşturmalar hakkında 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır.
Herhangi bir hastaneye bağlı olmaksızın özel muayenehanesi vasıtasıyla sağlık hizmeti veren hekimler yönünden yapılacak şikayetlerin soruşturulması noktasında, Cumhuriyet Savcılıklarınca alınacak soruşturma izni için; genel hükümleri düzenleyen 4483 sayılı kanun ve özel hükümleri düzenleyen 3359 sayılı kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri birlikte uygulanacaktır.
Bu doğrultuda Cumhuriyet Savcılıkları tarafından talep edilen soruşturma izinleri, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından verilir.
Mesleki Sorumluluk Kurulu, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ile devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının tıbbî işlem ve uygulamaları nedeniyle bir ön inceleme süreci yürütecektir.
Ön inceleme işlemi, Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından bizzat yürütülebileceği gibi, kamuda görevli sağlık meslek mensupları hakkında 4483 sayılı kanunun 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen görevlilere ya da özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversitelerinde görev yapan sağlık meslek mensupları hakkında müdürlüklerde görevli başkan veya yardımcılarına yaptırılabilecektir.
Özellikle, özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversitelerinde görev yapan sağlık meslek mensupları hakkında yürütülecek ön inceleme işlemi, ilgili hekimin görevli bulunduğu yer İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yürütülecek olup yürütülen bu işlemde; hekimin ve şikayetçinin ifadeleri alınmak ve gerekli belgeler temin edilmek suretiyle ön inceleme aşaması tamamlanır, rapor düzenlenir ve dosya yeniden Mesleki Sorumluluk Kurulu’na gönderilir.
Konu hakkında 15.06.2022 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan “Sağlık Meslek Mensuplarının Tıbbî İşlem ve Uygulamaları Nedeniyle Soruşturulmasına ve İdarece Ödenen Tazminatın Rücu Edilmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile soruşturma usul işlemleri ve Mesleki Sorumluluk Kurulunun çalışma usul ve esasları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Özellikle belirtmek gerektiği üzere, soruşturma izni işlemleri sadece hekimler hakkındaki şikayetleri kapsamamakta; sağlık mesleğinin icrası kapsamında muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin işlem ve uygulamaları gerçekleştiren tüm sağlık meslek mensupları bu düzenlemelere göre izne tabi şekilde soruşturulabilmektedir. Ek olarak, Yükseköğretim Kanunu’nun 53’üncü maddesinde yer alan soruşturma usulüne tabi olanlar dışında kalan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının; sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbî işlem ve uygulamalar haricindeki fiillerinden doğan soruşturmalar ise yönetmelikte düzenlenen soruşturma izin usullerine tabi olmayacaktır.
Yer verilen bilgiler ışığında soruşturma izni; Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun, Cumhuriyet Başsavcılığının sağlık meslek mensupları hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre soruşturma yapabilmesine izin vermesi (Yönetmelik m. 9) olup bu izin; şikâyet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar. (4483 s. K. m. 8)
Soruşturma izni verilmesine ilişkin yapılacak ön inceleme ve karar sürecinde geçirilecek süre ise, genel kanun niteliğindeki 4483 sayılı Kanunun 7’nci maddesinde belirtilen sürelerin iki katı şeklinde uygulanır. (3359 s. K. Ek Madde 18)
Buna göre, Mesleki Sorumluluk Kurulu soruşturma izni konusundaki kararını, suçun kurul tarafından öğrenildiği tarihten itibaren ön inceleme dâhil en geç altmış gün içinde verecektir. Bu süre, zorunlu hallerde otuz günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir.
Yine, sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbî işlem ve uygulamalar nedeniyle yapılacak soruşturmalara ilişkin esasları düzenleyen yönetmeliğin 9’uncu maddesinde belirtildiği üzere; yukarıda belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda alınacak kurul kararı mutlaka gerekçeli olmalıdır.
Soruşturma izni verilmesine dair kurul kararına karşı; hakkında inceleme yapılan sağlık meslek mensubu tarafından itiraz edilebilir. Soruşturma izni verilmemesine dair karara karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikâyetçiye itiraz hakkı tanınmıştır.
İtirazlar, kurul kararının ilgilisine tebliğ tarihi itibariyle on gün içerisinde, izin vermeye yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi olan Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne yapılacaktır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53’üncü maddesinde düzenlenen kimseler bakımından yürütülecek savcılık soruşturmaları ise 3359 sayılı kanunun ek 18’inci maddesinde düzenlenen soruşturma izin usulü kapsamı dışında tutulmuştur.
Bu usul, 2547 sayılı kanunun 53’üncü maddesi içerisinde yer verildiği üzere; “Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında yetkili makamlarca inceleme başlatılabilir, inceleme sonucunda soruşturma açılmasına karar verilmesi ya da doğrudan soruşturma başlatılması hâlinde aşağıdaki hükümler uygulanır” şeklinde ifade edilerek izlenecek usul, ilgili özel kanun içerisinde düzenlenmektedir.
Buna göre, tıbbi uygulama hatalarının uygulayıcısı hekimlerin; bir yükseköğretim üst kuruluş başkanı ve üyesi yahut yükseköğretim kurum yöneticisi, kadrolu veya sözleşmeli öğretim elemanı ile bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memuru olması halinde; hekim hakkında cezai anlamda soruşturma iznini verecek makam ve usul farklılık gösterecektir.
Diğer bir anlatımla, vatandaşların devlet üniversiteleri bünyesinde bulunan eğitim ve araştırma hastanelerinden aldıkları sağlık hizmetleri bakımından; aynı zamanda öğretim üyesi olan hekimlerin hatalı tıbbi uygulamaları ile karşılaşmaları halinde, 2547 sayılı kanunda yer alan usule göre ön inceleme yapılarak soruşturma izni verilip verilmeyeceğine karar verilecektir.
“…... Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi sanık ... hakkındaki soruşturmanın 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesinde düzenlenen “ ceza soruşturması usulü” ne göre; özel ... kuruluşunda görev yapan diğer sanıklar hakkında ise Mesleki Sorumluluk Kurulundan; soruşturma izni istenmesi ve hukuki durumlarının buna göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla sanıklar hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı olup, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi”[4]
Son olarak vakıf üniversitelerinde görev yapan hekimler yönünden 2547 sayılı kanunun uygulanmayacağını; bir önceki maddede sayılan 3359 sayılı kanun uyarınca soruşturma izni işlemlerinin tamamlanacağını da belirtmek gerekir.
Av. Özge SAÇIKARA
---------------
[1] Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/855 E., 2015/356 K., 03.11.2015 T.
[2] (Selahattin Keyman, Memurin Muhakematı Kanunu, AÜHFM, C: 19, S: 1-4, 1962, s. 173-174; Çetin Özek, Türk
Hukukunda Memurların Muhakemesi, İÜHFM, C: 26, S: 1-4, 1960, s. 36)
[3] İlyas Şahin, 4483 Sayılı Kanun’da Öngörülen Ön İnceleme Görevlisinin Yetkileri ve Bu Çerçevede İzin Sisteminin Gerekliliği Hakkında Değerlendirme, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIX, Y. 2015, Sa. 3.
[4] Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/3969 E., 2022/5360 K., 06.09.2022 T.