I. SUÇ VE KABAHAT
A. Suç
1. Suçun Tanımı
Suç, kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranıştır.
2. Suçun Unsurları
Suç, kanunlar tarafından yasaklanan ve karşılığında ceza veya güvenlik tedbiri şeklinde müeyyidesi olan hukuka aykırı davranıştır. Bir suçtan bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylemin yahut kanunda açıkça düzenlenen türde ve yükümlülük ihlali niteliğinde eylemsizliğin bulunması ve eylem ya da eylemsizlik halinin, haksızlık içermesi ile kanunda belirtilen tipe uygun davranış modeline girmesi zorunludur. Bu kapsamda suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca, suçun yasal düzenlemesinin bulunması ve somut olay ile yasal düzenlemenin örtüşmesi gerekmektedir. Aksi halde, söz konusu fiil veya kayıtsızlık durumu, haksızlık ya da hukuksuzluk içerse de, suç teşkil etmeyecektir. Suçun oluşumundaki bir diğer önemli unsur da, failin kusurlu olmasıdır. Faildeki kusurluluk durumu kural olarak kastı içermekte, ancak kanunun açıkça düzenlediği durumlarda taksir de suçun oluşumu bakımından yeterli olmaktadır.
3. Suç ve Cezanın Birbirinden Farklı Oluşu
Suç ve ceza kavramları birbirinden farklı kavramlar olup; bir fiilin herhangi bir olayda cezalandırılmaması yahut cezalandırılamaması, söz konusu eylemin suç olma vasfını ortadan kaldırmamaktadır. Zira şahsi cezasızlık sebepleri ve etkin pişmanlık halleri gibi faile ceza verilemeyen haller ile ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilebildiği sair hallerde, şikayetten vazgeçmenin varlığında, ön ödemenin uygulandığı ve uzlaşmanın sağlandığı durumlarda, fail hakkında cezaya hükmolunmamasına rağmen, fiil suç teşkil etmeye devam etmektedir.
B. Kabahat
1. Kabahatin Tanımı
Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılmaktadır.
2. Kabahatin Unsurları
Kabahatin unsurları; mevzuatta belirtilen tipe uygun ve karşılığında idarî yaptırım öngörülen haksız eylem ya da eylemsizliğin gerçekleştirilmesi ile kusurun varlığıdır.
II. SUÇ VE KABAHAT KARŞILIĞINDA YAPTIRIM
A. Yaptırım Kavramı
Yaptırım; hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak ve zorlamak için yasalara konulan hükümler; bir kuralın emir ve yasaklarına uyulmadığı zaman karşılaşılan tepkidir. Yaptırımın doğrudan karşılığı müeyyidedir. Bu bakımdan yaptırım, yasaklanan bir fiil ya da eylemin yapılması halinde karşımıza çıkan müeyyide olmaktadır. Bu müeyyide, bazı hallerde cezaî olabildiği gibi bazı hallerde de idarî yaptırım şeklindedir. Hatta bazı durumlarda herhangi bir sebepten ötürü cezasızlığın söz konusu olabildiği görülmektedir. Bu sebeple yaptırımların, suçlar ve kahabatler yönünden ayrı olarak incelenmesi gerekmektedir.
B. Suçun Karşılığı Olan Yaptırımlar
1. Ceza Kavramı
Ceza, suç işleyen kimselerin karşılaştıkları hukuksal tepkidir. Başka bir ifadeyle ceza, kanunun suç işleyen faile uygulanmasını öngördüğü müeyyidedir.
Suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ve ceza içeren özel kanunlarda düzenleme alanı bulmaktadır.
2. Suçun Karşılığında Verilen Ceza Türleri
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.
Hapis cezaları; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezası olmakla; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam etmekte, kanun ve cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilmektedir. Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam etmekte; süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olmayan hapis cezaları olarak uygulanmaktadır. Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olarak karşımıza çıkmaktadır.
3. Güvenlik Tedbiri Kavramı
Güvenlik tedbiri, suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı hükmolunan yaptırım türüdür.
4. Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanabildiği Kişiler
Güvenlik tedbirleri; çocuklar, akıl hastaları ve tüzel kişiler hakkında uygulanmakta olup; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda çocuklara özgü güvenlik tedbirleri, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri ve tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri düzenlenmektedir.
C. Kabahatin Karşılığı Olan Yaptırımlar
1. İdarî Yaptırım Kavramı
İdarî yaptırım; idarenin, yargısal bir karara gerek olmaksızın İdare Hukuku’ndan ve mevzuattan kaynaklı yetkilerini kullanarak idarî işlemle uyguladığı yaptırımdır. Ancak bu yaptırım, bir ceza olmayıp mahkeme kararına dayanmamakta ve idarenin tek taraflı işlemiyle uygulanmaktadır.
2. Kabahatin Karşılığında Verilen İdari Yaptırım Türleri
Kabahatler karşılığında uygulanan idarî yaptırım türleri, idarî para cezası ve idarî tedbirler olup; idarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda idarî yaptırım türlerinin iki ana kola ayrıldığı ve idarî para ceza dışındaki yaptırımların idarî tedbirler ana başlığı altında mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve diğer tedbirler şeklinde uygulandığı görülmektedir.
İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilmekte ve kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilmektedir. İdarî para cezasının miktarı belirlenirken; işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulmaktadır.
Mülkiyetin kamuya geçirilmesi, kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyaya özgü olup; söz konusu idarî tedbire, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde karar verilebilmektedir.
III. SUÇ VE KABAHATİN FARKLARI İLE BENZER YANLARI
A. Suç ve Kabahat Arasındaki Farklar
1. Suç, kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranış olup, kamusal düzenin sağlanması ve toplumsal düzenin devamlılığı için korunması gereken hukuki değerlerin ihlali halinde ortaya çıkan haksızlıkken; kabahat, kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olduğu görülmektedir. Bu kapsamda suçla meydana gelen haksızlık, niteliği bakımından kabahate oranla daha ağır ve suçun hukuki sonuçları ile tehlikelilik durumu daha fazla mağduriyete yol açıcı ve daha yoğun olmaktadır.
2. Suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ve ceza içeren özel kanunlarda yer alırken; kabahatler, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda ve kabahat içeren özel kanunlarda yer almaktadır.
3. Suçun karşılığında uygulanan yaptırımlar, ceza ve güvenlik tedbirleri iken; kabahatin karşılığında uygulanan yaptırım, yalnızca idarî yaptırım olmaktadır. Cezalar, (ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezası olmak üzere) hapis cezaları ile adli para cezaları iken; idarî yaptırımlar, idarî para cezaları ile (mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve diğer tedbirler olmak üzere) idarî tedbirlerdir.
4. Tüzel kişiler hakkında ceza verilemezken, idarî yaptırım kararı verilebilmektedir.
5. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemeler hariç olmak üzere, işlenen suçların neticesinde verilen cezalar, adli sicile kaydedilirken; kabahatin karşılığında uygulanan idarî yaptırımlar, adli sicile geçmemektedir.
6. Suçun oluşumu kastın varlığına bağlı olup, taksirle işlenen fiiller, ancak kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılmaktayken; kabahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde hem kasten hem de taksirle işlenebilmektedir.
7. Suça teşebbüs mümkünken, kabahate teşebbüs mümkün değildir.
8. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi geçerli iken; hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabildiği gibi kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilmektedir.
9. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca zaman bakımından uygulanmada, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilememekte ve güvenlik tedbiri uygulanamamakta, işlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamamakta ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamamakta, böyle bir ceza veya güvenlik tedbirine hükmolunmuşsa, infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkmakta ve suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümlerinin farklı olması halinde, failin lehine olan kanun uygulanmakta ve infaz olunmakta iken; kabahatler hakkında, 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri uygulanmakta, ancak kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerli olmaktadır.
10. Suç teorisi bakımından suçun tamamlanma anı neticeye ve sırf hareket suçlarında harekete bağlıyken ve suçun oluşumunda esas olarak neticeye hukuki sonuç bağlanırken; kabahat, failin icraî veya ihmalî davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılmakta ve neticenin oluştuğu zaman, bu bakımdan dikkate alınmamaktadır.
11. Suçlar bakımından fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu bulunmamakta ve fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, cezada indirim yapılması suretiyle cezaî sorumlulukları bulunmaktayken; kabahatler yönünden fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî para cezası uygulanamamaktadır.
B. Suç ve Kabahatin Benzer Yanları
1. Suç ve kabahatin her ikisi de haksızlık içermektedir.
2. Suç ve kabahatin kapsamına, yasaklanan fiiller, yapılmaması gereken eylemler ve bu hususta yükümlülüğün bulunması halinde, eylemsizlik halleri girmektedir.
3. Suç ve kabahatin karşılığında, çeşitli yaptırımlar öngörülmektedir.
4. Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilememekte ve güvenlik tedbiri uygulanamamakta, kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamamakta, idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamamakta, kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamamakta, suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamamakta; kabahatlerin karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilmektedir. Bu kapsamda kanunilik ilkesi, gerek suçlar gerekse kabahatler yönünden, belirtilen hallere ilişkin olarak kesin şekilde uygulanmaktadır.
5. Tüzel kişiler hakkında, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırım türü ile kabahatler bakımından idarî yaptırım uygulanabilmektedir.