Son dönemlerde SGK, firma ve şirketler üzerinde yaptığı çalışmalarla sahte sigortalılık sebebiyle emekliliğin iptali ve sahte sigortalılık tespitlerinde sigorta prim günlerinin silinmesi ve bunlara karşı yapılan itirazlar ve bu konularda açılan davalar tartışılmaya başlanmıştır. Sosyal devletin gereği olan sigortalılık kimi zaman usulüne uygun olmayan yöntemlerle prim günlerinin tamamlanması ve emeklilik aylığı bedellerine hak kazanılması taleplerini karşılamaktadır. Ancak SGK’nın bu dentimlerinde bazen haksız olarak sigortalılığı iptal edilenler de bulunmaktadır.
Sahte Sigortalılık Ne Demektir?
Sahte sigortalılık, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işyerinin ve işin gerçek dışı olduğunun tespitiyle prim günlerinin silinmesi işlemidir. Kişiler, hem devletin sunduğu sağlık hizmetlerinden faydalanmak hem de uzun dönem sigorta prim gün sayısını doldurup emeklilik hakkı kazanabilmek için bu yollara başvurmaktadır. Sahte işyeri olduğunun tespiti Sosyal Güvenlik Kurumunca yerine getirilmektedir. Denetmenlerin yaptıkları teftiş ve tespitleri doğrultusunda iş yeri usule uygun olmayan sahte işyeri olarak sisteme kayıt edilmektedir.
İş yerinin sistemde sahte işyeri olarak tanımlanması, mevcut işyerindeki gerçek sigortalıları da etkilemekte ve hak kayıplarının doğmasına yol açmaktadır. Bir diğer mağduriyet sebebi ise sigortalı hizmetin sahteliğini tespitle görevli olan çalışanların, taktir yetkisinin çok geniş olması ve bu kanaat yetkisinin de çoğu zaman hak sahibi vatandaşların aleyhine kullanılmasıdır.
İlk bakışta kişinin sigortalı olarak devlete prim ve vergi ödediği, bu nedenle devletin bir zararının olmadığı düşünülebilir. İnsanlar sigortasız çalıştırılırken kişi sigortasını kendisi yatırmaktadır. Ancak hukuken durum göründüğünden farklıdır. Sahte sigortalının prim ve vergileri yatırılsa da bu kişi, belki daha fazla miktarda sağlık ve tedavi yardımından faydalanmaktadır. Daha da önemlisi, emekli olduğunda ölünceye kadar emekli maaşı alabilmektedir. Meydana gelen bu durum ise devletin menfaatine uygun değildir.
Sigortalı Görünen Günlerinizin Silindiğini Nasıl Tespit Edebilirsiniz?
Sigortalılar sigorta hizmet dökümlerine; e-devlet üzerinden veya bizzat bulundukları il/ilçenin Sosyal Güvenlik Merkezleri’nden erişebilmektedirler. Hizmet dökümlerinde eğer geçmişte çalıştığınız veya halihazırda sigortalı gösterildiğiniz bir işyeri varsa ve bu işyeri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sahte işyeri olarak tanımlandı ise bu işyerine karşılık görünen günlerin silindiği tespit edilebilir. Bu durumda mağdur olduğunu düşünen vatandaşların harekete geçmesi kaçınılmaz olmakta ve SGK'ya karşı davalar açılmaktadır.
Sahte sigortalılığın tespiti şikâyet üzerine yapılan özel incelemelerde ya da genel olarak yapılan denetimlerde ortaya çıkmaktadır. Benzer şekilde; denetim yapılan işyerinde işçinin bulunmaması ya da işçinin sahte sigortalı olduğunun şikâyet edilmesi halinde de tespitler yapılmaktadır.
Sahte Sigortalılık Tespiti ve Sonraki Süreç Nedir?
İptal sonrası sahte olduğu tespit edilen prim günleri emeklilikte dikkante alınmaz, yatırılan primler geri iade de alınamaz. Şayet emekli olunmuşsa ödenen emekli aylıkları faiziyle birlikte geri istenilir. Aynı zamanda görülen sağlık hizmeti bedellerinin de iadesi talep edilir. Bu durum aynı zamanda bir suç unsuru olduğu için ceza davasına muhatap olunma ihtimali bulunmaktadır. Süreç içerisinde 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu’nun 204 ve devamı maddeleri maddeleri kapsamında sahteciliğe konu kişiler hakkında
Savcılığa suç duyurusunda bulunulmaktadır. Bu durum da yukarıda bahsettiğimiz üzere bir ceza yargılamasına muhatap olunma ihtimalini doğurmaktadır.
Sahte sigortalılıktan şüphelenen denetmenler aşağıdaki hususları kontrol eder:
- İşyerinde yerel denetim yapılarak eylemli çalışanlar tespit edilir.
- İşyerinde bulunmayanların bulunmama nedenleri araştırılır. Mümkünse bu neden belgeye dayandırılır, dayandırılamıyorsa diğer işçilerin ifadeleri alınarak sigortalının neden orada olmadığı tespit edilir.
- Sahte sigortalılığından şüphelenen kişiden ifade alınırken bu kimseye; işyerindeki çalışma süreleri, aldığı ücretin tutarı, işyerindeki diğer çalışanlar, işyerinin genel tarifi, işveren isimler vb. sorular sorulur.
- İşyerindeki diğer çalışanlara, sahte sigortalılığından şüphe edilen hakkında; işyerinde ne iş yaptığı, ne zamandır çalıştığı, onu tanıyıp tanımadıkları vb. sorular sorulur. İşyeri çevresinde, komşu işyerlerinde araştırmalar yapılır.
Sosyal Güvenlik Kurumu, bir kişinin sigortasının sahte olduğunu tespit ederse, aşağıdaki işlemleri yapmaktadır:
- Kişinin ödediği primler iptal edilir ve kişiye iade edilmez.
- Kişi emekli olmuşsa, emekliliği iptal edilir ve ödenen maaşlar geri istenir.
- Sahte sigortalılık boyunca hem sigortalının hem de yakınlarının yararlandığı tedavi ve ilaç giderlerinin bedelleri geri istenir.
- Türk Ceza Kanununun 204, 206 ve 207nci maddelerine göre Cumhuriyet Savcılığına suç duyurunda bulunulur.
Sahte Sigorta Yapan İşverene Uygulanacak Yaptırımlar Nelerdir?
Sahte sigortanın yapıldığı işyerine de bir takım yaptırımlar uygulanmaktadır. Bunlar ise şu şekildedir:
- Sahte sigortalılığın devam ettiği her ay için bir brüt asgari ücret tutarında ceza uygulanır.
- Türk Ceza Kanununun 204, 206 ve 207nci maddeleri kapsamında Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulur.
İş Yerinin ve Çalışma İlişkisinin Gerçek Olduğu Durumlar
Gerçek dışı işyeri tanımlaması yapılan işyerinde gerçekten sigortalı olarak çalıştıysanız ve iş ilişkisini ispatlayacak delilleriniz varsa hak arayışında bulunmanızda büyük fayda vardır. Zira süreç içerisinde sigortalı hizmet günleriniz, prim günlerinizin silinmesi, geçmişe dair yapılan sağlık harcamalarının faiziyle birlikte tahsili talebi, emeklilik söz konusu olduysa emekliliğin iptali söz konusu olacaktır. Aynı zamanda yukarıda bahsettiğimiz üzere bir ceza yargılamasına muhatap olmanız kaçınılmazdır. Hakların iadesi ve hakkınızda açılan ceza davasından haklı çıkmanız için Sigortalı Hizmetin Tespiti Davası ile delil değerlendirilmesi yapılarak hakların iadesi mümkündür.
Emekli Maaşı İptali ve İptale Karşı Açılan Davalar
Emekli maaşınız iptal edildikten sonra bu kararın ardından iptale konu olan durumlara karşı dava açılması durumu ile çok sık karşılaşmaktayız. Yukarıda bahsettiğimiz üzere Sosyal Güvenlik Kurumu incelemesi sebebiyle emeklilik hakkının iptali söz konusu olması halinde maaş hakkının yeniden bağlanması yargılama sürecinde talep edilecektir. Davanın kazanılması halinde ise haksız olarak kesilen emekli maaşları faiziyle birlikte geriye dönük olarak iade edilecektir.
Yukarıda bahsedilen tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde 5510 sayılı kanunun 96. maddesinin ilk fıkrasında yersiz ödemelerin kimlerden talep edilebileceği belirtilmiştir. Bunlar işverenler, sigortalılar, isteğe bağlı sigortalılar, gelir ve aylık almakta olanlar ve bunların hak sahipleri, genel sağlık sigortalıları ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerdir. Yersiz ödemenin kasıt ve kusurluluk durumuna göre geri alım şekli de farklıdır. Yersiz ödeme; ödeme yapılan kişilerin kasıt veya kusurundan meydana gelmişse, hatalı işlemin tespitinden geriye doğru en fazla 10 yıllık sürede yapılan ödemeler istenebilecektir. Başlangıç tarihi de yersiz ödemenin yapıldığı tarihten başlayacaktır. Diğer durum ise yersiz ödemenin kurumun hatasından kaynaklanması durumudur. Bu durumda geriye dönük olarak en fazla 5 yıllık yersiz ödemenin talep edilebileceği kanun koyucu tarafından belirlenmiştir. Ayrıca ödemede kolaylık olarak da borçluya borç tebliğ edildikten sonraki 24 ay içinde ödeme yapıldığı takdirde faiz tahsil edilmeyecektir. 24 ay sonrasında ödeme yapıldığı takdirde ilk 24 aya faiz işletilmeyecektir. Maddede belirtilen faiz miktarı kanuni faizdir.
Yersiz ödemeler tahsil edilirken öncelikle borçlunun kurumdan alacağı varsa borç bu alacaktan mahsup edilmelidir. Alacak yoksa o halde borç takibi genel hükümlere göre yapılmalıdır. Normal şartlarda alacaklı bir kamu kurumu olduğundan alacak takibi 6183 sayılı kanuna göre yapılması gerekirken genel hükümler işaret edilerek 2004 sayılı kanuna göre işlemlerin yapılması gerekmektedir. Alacakların yersiz ödemelere mahsubu yapılırken en eski borçtan başlanarak “borç aslına” yapılır. Kanuni faiz kalan borca uygulanır. Bu husus ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanacaktır. Borcun gelir ve aylıklardan kesilmesi durumunda kesinti yüzde 25 oranında yapılır. Kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanuni faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı olarak kesilmeye başlanır.
Ayrıca bilinmelidir ki yersiz ödemeler kaynaklı uyuşmazlıkların çözümünde görevli mahkeme İş Mahkemesidir.
Adalet Ve Sağlıkla Kalın…
Avukat Uğur UZUN